Ayşe Aral - Kelebek

Ne yazısı aşağısı yeterli

9 Ocak 2015
Bazen tıkanıyor insan. Yeni yıla da hoyratça girdik.

Tam “Hadi yenisi geldi, belki” diyecekken, Paris...
Bir yandan o, öbür yandan bu...
Katletmek, bir cana zarar vermek hiç anlayamadığım olmuştur. Hiç değiştiremediğimiz hallerdeyiz.
Önleyemiyoruz. İntikam, arkadan vurma, sevgisizlik, sarılmış boynumuza.
Babam Tekin Aral çizmiş bunları ben daha emeklerken.
Hiçbir şey değişmiyor kolayca...

Yazının Devamını Oku

Bedaş, Beşiktaş Belediyesi, nar...

7 Ocak 2015
Gecikmeli bir yazı, yılbaşından kalma ama yazmasam olmaz.

Bu yılbaşı akşamı iki yere davetliydim, aman dedim, üşendim. Annemle pijama, terlik yapalım dedik, hindimiz de vardı şükür. Bu sene de öyle yayılırız dedik işte. Tam yayılacağız, öğleden sonra 16:00 sularında elektrikler gidiverdi. Normal dedik, fırtına falan, gelir birazdan.
Baktık oldu bir saat, aradık 186’yı ama meşgul.
Sonra sitenin güvenliğini aradık, meğer bir tek bizim sitede, bir de yanda gitmiş elektrikler. 300 kişi arar dururmuş 186’yı ama nafile...
Giriştik belediyeye...
444’lü bir numara “Bağlıyorum sizi yetkiliye” diyor, haha şaka!
Bağlanabildiğin tek yer ambulans.Ha sonradan keşfettim, bir bölümde başkana mesaj var.
“Sesli mesajınızı bırakın başkana” diyor.

Yazının Devamını Oku

Yine depresyon, yine annem ve elbette yine ben

3 Ocak 2015
Sabahları uyandığımda kendimi 60 kiloluk bir külçe gibi hissederek ve yataktan sürünerek kalkıyorum.

Tabir aynen bu çünkü hep yorgunum, rüya görmekten bir türlü beynimi dinlendiremiyorum.Babadan miras bu durum hayatıma da yansıyor. Arkadaş kaybetmişliğim var bu yüzden.
Aramışım arkadaşımı rüyamda, halbuki gerçek hayatta kadını aramamışım bir ay boyunca.
Bir gün birine diyorum ki “Sen bu adama böyle davranırsan kaybedeceksin onu”...
“Ne yaptım?” diyor.
“Yemekte sen bilmem nesin dedin ya herkesin ortasında.”
“Manyak, öyle bir şey demedim.”
“Ha” diyorum, “rüyaymış”...

Yazının Devamını Oku

Gece saatler 12’yi vurduğunda

1 Ocak 2015
Ve sevgili okurlar, acısıyla tatlısıyla geçiriverdik koca bir 365 gün 6 saati daha...

Gün oldu uçtuk mutluluktan, gün oldu başımıza ya da sevdiğimizin başına gelmeyen kalmadı.
Kimimiz bebek haberi aldık, doğum yaptık, kimimiz kayıp yaşadık ya da bir sevdiğimizi uğurladık.
İşsiz kaldık, terfi ettik, boşandık, birilerimiz evlendi...
Biz çok mutluyken ülkemizde yaşananlarla hevesimiz kursağımızda kalıverdi, tıkandık, çaresizliği, acıyı yaşadık.
Para vardı, o gitti.
Para yoktu, o geldi.
Aşk vardı, kayboluverdi.

Yazının Devamını Oku

Baş ağrısı

24 Aralık 2014
Önce sinüzit oldum.

Burnum akıyor, bir yandan öksürük, başım ondan ağrıyor herhalde dedim, çok önemsemedim.
Alışkınım sinüzit ağrısına ne de olsa...
Ama 1 ayı geçti, ağrılarım azalacağına arttı. Sadece başım da değil, boynum, her tarafım ağrıyor.
Bu defaki baş ağrısı hiçbir ağrıya benzemiyor, delirtiyor beni.
Bir yandan da korkmaya başladım haliyle. Daha önceki ağrılara benzemeyen bu ağrı korkutucu. Beyin söz konusu olunca önemsememek olmaz.
Şimdi doktor doktor geziyorum. Kulak burun boğaz, nörolog, dahiliye...
Aklınıza ne gelirse işte.

Yazının Devamını Oku

Çeteyiz biz

20 Aralık 2014
Evet çete. Çete demek sanırım kötü bir tanımlama olacak, yasaklı bir kelime.

O zaman çete olmayalım biz, ne olalım; grup, sevgici, haklıcı ya da hepsi?
Evet, adımızı böyle koyalım; Sevgiden, Haklıdan Yanacı.
S.H.Y.
Böyle takılalım dedik beş kişi.
Bana dediler ki “Şansın zayıf”...
“Kaç senelik arkadaşımsınız” dedim, “Neden zayıf olsun, becerikliyimdir, bir kılıkla babamı bile aldattım”...
Peki, S.H.Y. olduk da ne yapacağız?

Yazının Devamını Oku

Sevgili Burçin Orhon, sağlık dediğin ve komik annem benim

19 Aralık 2014
Hâlâ ev bakınıyorum kendime, hâlâ ama yıllar sonra anamla yaşamak iyi geldi galiba bana.

Bana emlakçıların buldukları en benlik evleri bile “ha tamam” deyip geçiştiriyorum. Ha bugün gelip bakarım, ha yarın diyorum.
Anayla yaşamanın başka bir enerjisi var ve ben onunla yaşamayı unutmuşum, yaş 20’yken evden kopmuşum.
Okuldu, İngiltere’ydi, evlilikti derken anamdan ister istemez kopmuşum. Aynı duvarları solumak anlamında diyorum.
Şimdilerde bazen evin duvarlarında, mutfakta, salonda ev dekorasyonuna dair parçalar uçuşsa da, bazen bir yorganın altında seslerimiz yükselse de iyi bir şey anayla olmak ya.
Bazen bana öyle şeyler diyor ki, bir küsüyorum ona, ben de altta kalamıyorum, o da bir küsüyor bana...
Sonra buluşuyoruz evin orta bir taraflarında. Eller belde “hım”, “evet, hım...”
“Ne yiyelim akşama?”

Yazının Devamını Oku

Gurur, onur, herkese ve babama bin teşekkür

17 Aralık 2014
Cumartesi öğle saati telefonum çalıyor, ekranda “Hürriyet” yazıyor.

Bu şu anlama geliyor, biri benimle görüşmek istiyor, dışarıdan arayan biri.
(Santraldeki dostlarımız şahsi numaralarımızı kimselerle paylaşmıyor, arayanla bizim aramızda telefon bağlantısı kuruyorlar.)
“Ayşe Hanım, sizi Eryetiş & Balkanlar eğitim kurumlarından arıyorlar, müsaitseniz buyurun, görüşün.”
“Elbette” diyorum, aklıma eğitim kurumları denilince hep Yetiş Ayşe ve burs isteyen evlatlarımız geliyor.
“Merhaba.”
“Merhaba Ayşe Hanım, ben Esin.”
“Buyurun Esin Hanım, konu nedir?”

Yazının Devamını Oku