Her iki maçta da, oyun öncesinde kurulan plan, iflas etmiştir!
Net olarak, strateji hatasıdır!
Fatih Terim’in hatasıdır!
İnanın maçın sonunda yazmıyorum…
Merak ediyorsanız her iki maçta da kadrolar açıklandıktan sonraki tweetlerimi okuyun!
***
Ukrayna maçında;
Çift forvet ve Hakan’ı kanata alarak başlayıp, orta sahayı rakibe verdi…
Soralım; Takımımız milli mi?
---- Hayır… 12 oyuncumuz, ülke dışında alt yapı eğitimi görmüş gençlerimizden oluşuyor… Evet, pasaportlarında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yazıyor ama farklı kültürlerden geliyorlar… Ortak dilimiz bile yok…
İkinci soruyu soralım; Takım mıyız?
----- Hayır…
Son 11 maç incelendiğinde;
Biz, 30 oyuncuyu ile oynamışız, Ukrayna, 20 oyuncu oynatmış…
Biz, altı kez 4-3-2-1, üç kez 4-3-3, bir kez 4-5-1, son kez de, 4-4-2 oynamışız…
Ukrayna, hep 4-3-2-1 oynamış…
Sezonun ilk ve en değerli kupası, Fenerbahçe’nin oldu…
İki Euroleague takımının finalini heyecan ile bekliyordum…
Fenerbahçe geçen yıl kaldığı yerden devam ediyor…
Zaten kadroda da fazla bir fark yok… Yeni gelen Ahmet Düverioğlu hiç süre almadı… Nunnaly ise henüz düzene alışamadı…
Geride kalanları zaten biliyorsunuz; onlar kaldığı yerden devam ediyor… Ali Muhammed atıyor, Sloukas ise takımı oynatıyor… Üçüncü oyun kurucu Berk ise en kritik dönemde süre alıp iki asist yapıyor…
Epke Udoh ve Vesely, pota altını karartıyor…
Datome, bir basketbol profesörü;
Soyunma odasında; “Acil durumlarda camı kırın, topu Datome ile buluşturun”
Maçlar başlamadan fikrimizi yazalım…
Milli takım başarılı olabilir mi?
----Olabilir…
Çok sevinirim ama derdim o değil!
Beni ilgilendiren, en iyi takımımız ile mi çıkıyoruz sahaya?
---- Bence; Hayır!
***
“Bitti” dendiğinde, küllerin doğar…
Stadyuma 3 kişi gelmez ama 30 milyon yürek, onun için çarpar…
Küsmüş gibi yaparlar ama küsemezler!
Elleri ile gözlerini kaparlar ama ellerinin arasından Fener'in maçına bakarlar…
“Hanımla birlikte bir uğrarız” dedik…
Cumartesi sabah uğradık(!) Pazar akşamüstü son ödül verildiğinde ayrılabildik…
Gördüklerime inanamadım… Sizlerle paylaşmaya karar verdim…
***
Yaklaşık 2 saat süren bir sunum yaptı…
Özet olarak; Futbol ve bilimi anlattı…
Bende; “Acaba bizim kulüplerimiz bu anlatılanların ne kadarını gerçekleştirebiliyorlar?” Diye düşündüm…
İşte sunumdan dikkatimi çekenler;
Şaşırdığımız bu değişimi Comoli şöyle açıkladı;
Genç yaşta gelen sporcuların teknik becerisi ve fizik kalitesi geliştirile biliniyor… Ancak duygusal zekâsı değişmiyor…
-----Zekâ testi mi yapıyorsunuz, nasıl ölçüyorsunuz? Şeklindeki soruya;
“Hayır… İzlediğimiz kasetlerden istatistiksel veriler ile onu da tespit edebiliyoruz” dedi.
Büyük takımlar böylesi zamanlarda ortaya çıkarlar, bugün de böyle oldu…
Maçın kırılma anlarında hep Fenerbahçe’nin karşısında olan şans, bugün yanındaydı…
Fenerbahçe 5 gol atmış iken yazalım… Kimseleri küstürmeyelim…
…
Volkan Şen’in acil kulağı çekilmeli… Gol atma hırsı, takımın önüne geçti…
Özellikle oyunun son bölümümde;
Arkadaşlarına bakmadı bile, her topa vurdu… Atamadığı zaman, gollere bile sevinemedi… Sol kanattaki savunma görevini tamamen bıraktı… Mahalle maçında ile olmayacak sorumsuzluk gösterdi… Kasımpaşa sürekli o kanattan geldi… Emenike bile o açığı kapatmak için Volkan’ın yerine geldi… İki yıl önce Emenike ve Sow’ da aynı psikolojideydi, zararları büyük oldu… Camia, bir önce atanı değil attıranı alkışlayarak doğru yolu göstermeli…