Bilimsel Futbol

Arsenal, Tottenham Hotspur, Saint-Etienne ve Liverpool'da futbol direktörlüğü ve scouting pozisyonlarında görev alan; Damien Comolli, 1907 Derneğinin konuğu oldu.

Haberin Devamı

Yaklaşık 2 saat süren bir sunum yaptı…

Özet olarak; Futbol ve bilimi anlattı…

Bende; “Acaba bizim kulüplerimiz bu anlatılanların ne kadarını gerçekleştirebiliyorlar?” Diye düşündüm…

İşte sunumdan dikkatimi çekenler;

  • Dünya’nın önde gelen kulüplerinin hepsinin 50 civarında genç yetenekleri izleyen elemanı var. Her birinin bölgesi ayrı, yetenekleri tespit edip raporluyorlar… Raporlar, yoruma göre değil bilimsel verilere göre yapılıyor ve tek tip… Bir oyuncu takibe alındıysa, en az dört farklı göz tarafından izleniyor.  Raporlar tek bir merkezde toplanıyor…
  • Futbolcu seçiminde eskiden teknik beceri ve fizik kalite ana faktörler iken son dönemde oyun zekâsı, taktik becerisi gibi faktörler öne plana çıkmış…

Şaşırdığımız bu değişimi Comoli şöyle açıkladı;

Genç yaşta gelen sporcuların teknik becerisi ve fizik kalitesi geliştirile biliniyor… Ancak duygusal zekâsı değişmiyor…

-----Zekâ testi mi yapıyorsunuz, nasıl ölçüyorsunuz? Şeklindeki soruya;

“Hayır… İzlediğimiz kasetlerden istatistiksel veriler ile onu da tespit edebiliyoruz” dedi.

  • Dikkatimi çeken bir başka kavram; “Kaybetmekten nefret eden sporcu” oldu… “Kazanmak isteyen oyuncu” kavramı yeterli gelmemiş, yetenek arama faaliyetleri, “kaybetmekten nefret eden sporcuya” dönüşmüş… Elbette, nefretini kontrol altına alabilenler aranıyor…
  • “Bizim takımlarımızın durumu nedir?” Şeklindeki soruya;

Altınordu ve Başakşehir takımlarının, iyi yolda olduğunu söyledi…

Özetle; ilginç bir sunumdu.

Hiçbir şeyin tesadüf ile olmadığını bir kez daha anladık…

Futbolun bilim ile yönetildiğini kavradık…

****

Bizim kulüplerimiz geldi aklıma;

Haberin Devamı

Aykut Kocaman’ın, “koşu mesafesi” dediğinde, aldığı tepkiler geldi aklıma…

------ “Atlet mi bunlar” diyenler geldi…

Ersun Yanal’ın bilgisayarı ile dalga geçenler geldi aklıma…

Menajer tavsiyesiyle yaptığımız transferler geldi aklıma…

Bir sonuca vardım;

Sürdürüle bilinir olmak için bilimi, kulüplerimize mutlak sokmalıyız!

Bir sonuca daha vardım;

Ülkemiz futbolunu yönetenler; Bilime karşı duran büyük bir duvar örmüşler…

Ürküyorlar, korkuyorlar, ellerinden oyuncakları gidecek diye kapıları kapatıyorlar!

***

Karamsarlık içinde evimin yolunu tutum…

Ertesi gün;

Televizyonda, Fenerbahçe-Lokomotif Kuban basketbol maçını izlemeye başladım

Oyunun son bölümünde, tanımadığım bir Bulgar oyuncu girdi oyuna;

Adı, Yordan Minchev’ miş… 17 yaşındaymış...

Alt yaş guruplarına meraklıyımdır. Hatırladım. Sayı kralıydı…

Bir tanede Bosnalı çocuk vardı; Dragan Musa;

16 yaşında Bosna’yı Avrupa Şampiyonu yapmıştı… Müthiş bir yetenek ancak asi bir çocuk, “Bunu alsak” diye düşünmüştüm…

Geçen yıl;

“Gelecek sezon, 'Fenerbahçe'de oynayacağım' dedi ve kadro dışı kaldı…

Henüz gelmedi…

Egehan Arna’yı izledim; “Obro reis, ‘döve döve’, getiriyor” diye düşündüm…

Belli ki izliyoruz, ilgileniyoruz, takipteyiz…

Yarışın içindeyiz…

“Ohhh!”  dedim…

Futbolda ıskaladık ama basketbolda doğru yoldayız…

Haberin Devamı

Şükürler olsun!

Yazarın Tüm Yazıları