Paylaş
Her iki maçta da, oyun öncesinde kurulan plan, iflas etmiştir!
Net olarak, strateji hatasıdır!
Fatih Terim’in hatasıdır!
İnanın maçın sonunda yazmıyorum…
Merak ediyorsanız her iki maçta da kadrolar açıklandıktan sonraki tweetlerimi okuyun!
***
Ukrayna maçında;
Çift forvet ve Hakan’ı kanata alarak başlayıp, orta sahayı rakibe verdi…
Hatasını 25. Dakikada anladı. Dönerek “Pardon hata yapmışım” demek istemedi ve ikinciyi yedi…
Oyun sonuna doğru yapboz yaparak doğru kadroyu buldu…
İzlanda maçında;
Hep birlikte solda Volkan, sağda Emre, ortada Cenk, arkalarında Hakan ile bir kadro beklerken bu kez sıfır santrafor ile çıktık…
En önde oynayan Emre’nin en önemli özeliği, dripling -top sürmesi- Nasıl bir mantık ile santrafor başlattı? Bilemiyorum, O fizik ile top ile buluşması mümkün değil… Nitekim buluşamadı…
Kabahat onun değil orada oynatanda!
Maçın sonunda, “topu yere indirerek oynamalarını istiyordum” dedi… Kaleci Volkan, sürekli topu havaya dikerek oyuna başladı… Hiç uyarı almadı ki, devam etti(!)
Kimin topu kontrol etmesini bekliyorduk?
Emre’nin mi? Volkan Şen in mi? Yasin’in mi? Hakan’ın mı?
Boyları, 1.70 cm, kiloları 65 kg...
****
Bakın sanırım, 30 ayda, 15-20 maç oynadık…
Kamp yaptık antrenman yaptık…
Aynı hoca var başımızda(!)
Belli bir 11’imiz olmadı(!)
Bugün İzlanda ile oynadık; Ömer ile Mehmet; daha önce 45 dakika bir arada oynamış… Sanırım birlikte kahve bile içmemiş… Önlerinde Kaan oynuyor… Üçü bir arada hiç oynamamış… Emre, Yasin, Hakan, Volkan ileri dörtlüsü otobüste karşılaşsalar bir birini tanımayabilirler(!)
Son 12 maçın taktik dizilişine baktım;
Biz, altı kez 4-3-2-1, üç kez 4-3-3, bir kez 4-5-1, bir kez de, 4-4-2, son kez sanırım; 4-6-0 oynamışız…
İddia ediyorum bu 11, bu şekli ile bir kez bile idman yapmamıştır!
O zaman kazanmamız bilime aykırı bir şey!
Bilime inanmıyoruz ki(!)
İnanmıyoruz ki, istikrara ve takım olmaya…
Ben mucize değil istikrar istiyorum…
Yense de yenilse de, bir “Milli Takım” istiyorum!
***
Ben, “ayar yemek” istemiyorum…
Bir arada oynamaya alışkın, sistemi, taktiği belli olan bir takım istiyorum…
İzlanda’yı yenmeyi, mucize sanan bir ülke olmak istemiyorum…
Basketbolda, voleybolda adını bile anmadığımız, Avrupa Şampiyonasında küçümseyerek fark yediğimiz, bu maç öncesi gücünü abartarak yine kaybettiğimiz, 10.000 kişiye oynayan, sempati ile baktığım bir ada ülkesine, ezilerek kaybetmek istemiyorum!
Her kaybedilen puandan sonra üçüncü şahıslara bağlanan nedenler duymak istemiyorum!
***
Net olarak söylüyorum;
Sözde İmparatorumuz, iki maçta da, büyük hatalar yapmıştır!
İki maçında başlangıç kadrosu ve sistemi hatalıdır!
Bunu benim değil futbola emek vermiş, eğitimini almış kişilerin söylemesi lazım!
Söylemiyorlar, gidene kadar susuyorlar!
Kadroya almadığı oyuncuları, neden almadığını konuşmak bile istemiyorum…
Ancak dedikodu yapmadan konuşmalı!
İki nedeni olabilir; Teknik veya prensip…
Teknik, derse;
En kötü zamanında dokunulmaz olan Arda, Dünya’nın en iyi takımında aslanlar gibi oynarken neden kadroda olmaz?
------ Anlaşılamaz!
Demek ki teknik değil!
Prensip, diyorsa;
Kadroya alınmayan Caner; Hasan Ali sakatlanınca nasıl takıma girer?
Nasıl, 180 dakika oynar?
Ömer Toprak, oynamaz, oynamaz, nasıl iki maçta oynar?
Geçeceğiz arkadaşlar…
Bu iş ne teknik, ne de prensip!
İlahlara kurban vermek…
Avrupa Şampiyonası sırasında, kamuoyuna prim kavgası sızdırıldı… Kötü oyun ve sonucun faturasının, adresi verildi…
***
Bu basit oyunlarla oyalanmak istemiyorum…
Ukrayna maçının ilk yarısındaki kötü oyunu; Basına,
İzlanda maçındaki kötü oyunu; Hava koşullarına bağlayan,
Bizi aptal yerine koyan bir hoca ile çalışmak istemiyorum!
İki maçın stratejisini yapamayan birinin; Futbolun Teknik Direktörü olarak ülke futbolunu organize etmesini istemiyorum!
Topu hocaya atıp, seyirci kalan bir federasyon da istemiyorum!
***
Arda’yı, Burak’ı, Selçuk İnan’ı harcıyoruz;
Emreler, Hakanlar, Tolga Ciğerciler geliyor…
Hata yapıyoruz, birileri geliyor hatamızı örtüyor…
Biz hata yapmaya devam ediyoruz…
Yeter artık istemiyorum…
Kralımızın “çıplak” beyler!
Kralımız da, İmparatorumuzda, bizde çıplağız!
Paylaş