Kadife elbise ve elmas küpeler
Üyesi olduğum Londra Yabancı Gazeteciler Cemiyeti’nin her yıl düzenlediği, yılın en iyi haberlerinin ödüllendirildiği törene bu yıl Consort Queen - Eşlikçi Kraliçe unvanına sahip Camilla, kurumun 135’inci yılını kutlamak amacıyla katıldı. Türkiye’den Esra Oflaz Güvenkaya, Saffet Emre Tonguç ve Serda Büyükkoyuncu gibi ünlü isimlerin de katıldığı gecede Kraliçe’yle tanışma imkânım oldu.
Kısa sohbetimizde kendisini Türkiye’de görmekten mutluluk duyacağımızı belirttiğim Camilla, “Türk halkına selamlarımı iletin” dedi. Sade yeşil kadife bir elbise ve kısa topuklu, klasik siyah bir ayakkabıyla geceye katılan Kraliçe’nin elmas küpeleri göz kamaştırıcıydı.
Kokteyl alanında bekleyen ödül adayı gazetecilerle tek tek tanıştı. Kraliçe Camilla gecede yaptığı açılış konuşmasında ise basın özgürlüğü ve sürdürülebilir dünya konularının altını çizdi.
Camilla’nın diyeti
Geceye katılan 76 yaşındaki Kraliçe’yi oldukça dinç ve olduğundan daha genç buldum. Birçok kraliyet üyesi gibi sağlığına oldukça dikkat eden Camilla meğerse kendine özgü bir diyet programı takip ediyormuş. Yağ asitleri ve E vitamini yüksek bir beslenme programı belirleyip süt ve süt ürünlerini günlük beslenmesinden çıkarmış. Dünyaca ünlü doktorların “super food” kategorisinde değerlendirdikleri avokadoya ek olarak balık ve tereyağının eksik olmadığı bir diyet uyguluyormuş. Keza geleneksel İngiliz fasulyesini de fiber kaynağı olarak tercih ediyormuş. Ayrıca tohumlar ve farklı yeşillikler tüketmeye özen gösteriyormuş. Kraliçenin avokado tutkusunu sağlıklı olmasından dolayı çok iyi anlıyorum. Lakin tek bir avokadonun yetişebilmesi için 60 litre su gerektiğini düşünürsek, sürdürülebilir bir dünya için su gereksinimi yüksek besinleri ne kadar tükettiğimizi sanırım hepimizin sorgulaması gerek...
Milyarderler Kulübü
Dubai’ye bu son ziyaretimde iyice anladım ki şehir gastronomide Londra ve New York ile yarışacak bir seviyeye gelmiş. Sırf 2024 yılında dünyaca tanınan 20 yeni markanın Dubai’de restoran açması bekleniyormuş. Şehirdeki restoranların hizmet kalitesi, mutfak çeşitliliği ve özellikle garsonların İngilizce bilgisi Dubai’nin global bir gastronomi şehri olduğunu bana bir kez daha kanıtladı diyebilirim.
Bu defa en etkilendiğim mekân ise Billionaire Dubai oldu. Las Vegas’taki şovlara taş çıkartacak bir gösteri serisi ile tüm gece boyunca canlı şovlar sergilenen mekânda özellikle patenli dansçıların şovundan etkilendim.
Kırmızı kadife perdelerle kaplı uzun bir koridordan eriştiğim mekân iki farklı sahnesi, yüksek tavanları ve şık giyimli garsonları ile göz alıcıydı. Aynen ismi olan Billionaire gibi gerçek anlamda dünyanın farklı köşelerindeki milyarderleri ağırlayan mekân, İtalyan ve Asya mutfağı esintili menüsüyle de iddialıydı. Şef Batuhan Piatti Zeynioğlu’nun menü seçkisini beğendim.
Türkiye kadar tanıtım yapan yok
Londra’da geçen hafta gerçekleşen World Travel Market turizm fuarında Türkiye standını ziyaret ettim. Amerika’dan Afrika’ya dünyanın 5 kıtasından ülkenin katıldığı fuarda Türkiye standı yine göz kamaştırıcıydı.
Fuar alanında Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile bir araya gelerek sohbet ettik.
Fuardaki birçok ülke standına ziyarette bulunan Ersoy aynen Türkiye gibi ilgi odağıydı. İngiliz basınıyla da bir araya gelen Ersoy özellikle İngiltere pazarına dair ümit verici haberler paylaştı.
Bakan Ersoy şu ifadeleri kullandı:
“İngilizler için artık sadece Antalya ve Ege sahilleri değil İstanbul da favori bir destinasyon. Ürün, deneyim ve destinasyon çeşitliliği stratejimizin karşılığını aldık. İngiltere dışında İrlanda’daki hava trafiğini artırmamız da ciddi fayda verdi. Türkiye turizmi için genel olarak tüm dünyada pazar çeşitliliği yapmak stratejimiz arasında. Ülkemiz dünyada en yoğun tanıtım yapan ülke. 200 farklı pazarda tanıtım yapıyoruz. Özellikle İngiltere’de başta BBC International olmak üzere birçok medya mecrasında ciddi bir Türkiye iletişimi yaptık. Ülkenin en büyük turizm birliği ABTA (Association of British Travel Agencies – İngiliz Seyahat Acentaları Derneği) yıllık toplantısını tarihinde ilk kez ülkemizde Bodrum’da gerçekleştirdik. Tüm bu emeğin karşılığını Türkiye’nin ana turizm pazarlarından olan İngiltere’de fazlasıyla toplamaya başladık. Hem turist sayımız, hem turist başına düşen harcama miktarı hem de geceleme sayısında ciddi artış var. Hedefimiz 2024’te bu sayıyı 4 milyona çıkarmak.”
Kış turizminde de bu yıl artış olacağını belirten Ersoy “Normalde yurtdışı tur operatörleri kış uçuşlarını Türkiye için durdururken bu kış devam ettirme kararı aldı. Kış aylarında genelde daha çok golf turizmi için misafir alırken bu kış kayak turizmi misafirlerinde de artış olacak” diye konuştu.
Paris’te zeytin ağacı
Sonbaharın doğasının hakkını verecek bağ turu için Londra’dan Eurostar treni ile önce Paris’e geçtim. Tur öncesi konaklayacağım Philippe Starck’ın tasarladığı Raffles Le Royal Monceau Hotel’e vardım.
Türkiye’de Borusan Otomotiv’in distribütörlüğünü üstlendiği Range Rover araçlarla yapacağımız Paris ile Champagne arasındaki bağ turu öncesinde markanın otelin kral dairesinde kurduğu Range Rover House’u gezdim.
Hem yeni nesil, sürdürülebilirlik felsefesiyle tasarlanmış araçlar hakkında bilgi aldım hem de otomobilleri farklı gustolarla birleştirmiş markanın Fransız gastronomi kültürüne dair yaptığı sunumlara katıldım.
Bu deneyim sonrasında ise akşam yemeği için farklı ülkelerden 10 gazeteci ile adeta bir düğün konvoyunu anımsatır şekilde kendi kullandığımız Range Rover Evoque model araçlarla Paris caddelerinde dolaşmaya başladık ve Le 39V isimli restorana vardık.
Michelin Guide’da yer alan restoran, 8 katlı bir binanın en üst katında yer alıyor. Binanın giriş katından çatıya doğru baktığınızda ise dev beton bir saksıya konulmuş ve metrelerce yükseklikten aşağı sarkıtılmış bir zeytin ağacı görüyorsunuz.
KRAL’DAN ANLAMLI MESAJ
İngiltere’deki Türk toplumu arasında Cumhuriyet coşkusunu başlatan ilk anlamlı olay Kral Charles’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gönderdiği tebrik mesajının haberi oldu.
Charles mesajında Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını kutlarken iki ülke arasındaki derin bağa ve pozitif ilişkiye işaret ederek tüm bu dostluğun devamını diledi.
Kralın mesajında en çok hoşuma giden detay ise 2015 yılında Türkiye’yi ziyaret eden Charles’ın bu ziyaretten duyduğu memnuniyet ve Türk misafirperverliğine karşı hayranlığını dile getirmesi oldu.
70’den fazla ülke dolaşmış bir gazeteci olarak söyleyebilirim ki, Türk misafirperverliği kadar içten ve samimi bir ilgi, hiçbir ülkede yok. Gösterdiğimiz misafirperverlik kesinlikle hafızlarda yer ediyor, iz bırakıyor ve bir ömür hatırlanıyor.
Hayatında her türlü ayrıcalığı yaşamış krallarda bile...
750 MİLYON DOLARLIK KATKI
Türkiye’deki yapım firmaları ekonomimize sağladıkları yıllık 750 milyon dolarlık dizi ve film satışıyla dünyada ABD’deki yapım şirketlerinden sonra liste başında.
Türk dizilerinin dünyadaki ilk dağıtım şirketlerinden Global Agency’nin kurucusu, Türk dizileri ve kendi ürettiği yarışma formatlarını dünyaya pazarlayan İzzet Pinto ile Mipcom fuarında Cannes’ta buluştuk.
Pinto bana Hollywood’lu ünlü stüdyoların ve yapım şirketlerinin ana fuar binası dışında dev çadırlar kurduğu fuar alanını hem içeriden hem de helikopterle gökyüzünden gezdirdi.
Cannes Film Festivali’nden sonra şehrin en büyük etkinliği olarak geçen fuar tek kelimeyle yapım firmalarının birer gövde gösterisiydi.
Dünya devlerinin bir araya geldiği fuara ilk kez 2006 yılında zemin kattaki 10 m2’lik bir mütevazı bir stand ile katılan Pinto, bu yıl Cannes manzaralı bir terası olan dev standında hem sektör liderlerini hem de dizi oyuncusu yıldız isimleri ağırladı.
JOSH DUHAMEL İLE KARŞILAŞMA
Alain Ducasse geride kaldı
1937’de Antalya’da kurulan ve üç kuşaktır yerel Türk lezzetlerini sunan 7 Mehmet restoranının yeni nesil temsilcisi şef Mehmet Akdağ ile yeme-içme uzmanı, gastro gezgin Sinan Hamamsarılar’ın çıkardığı yemek kitabının İngilizce versiyonunun ilk yurtdışı lansmanına Londra’da katıldım.
Restoranla aynı ismi taşıyan kitap kısa zamanda öylesine bir başarı sağlamış ki, 2023 Gourmand World Cookbook Awards’te dünyadaki 28 bin kitap arasından en iyi restoran kitabı seçilmiş.
Hatta Sinan Hamamsarılar’ın yorumuyla sırf dünyaca ünlü şef Alain Ducasse’ın kitabına ayıp olmasın diye Fransız şef için ayrı bir kategori oluşturularak sıralama dışı bir onur ödülü sunulmuş.
Kısacası Antalya’mızın yerel mutfağını anlatan bu kitap birçok yabancı şefi ve mutfağı tam anlamıyla geride bırakmış.
KEÇİ SÜTÜNDEN TEREYAĞI
İskender kebabın 3. kuşak temsilcisi Yavuz İskenderoğlu ve markanın son nesil bayrak taşıyıcıları oğulları Oğuzhan ve Kayhan İskenderoğlu ile kurucu dede İskender Bey’in adının verildiği meşhur İskender kebabının doğduğu topraklarda Bursa’da buluştuk.
Tüm ailede haklı bir gurur, baba Yavuz İskenderoğlu’nda bitmeyen bir enerji, markanın globalleşme planlarını hazırlayan oğullarda ise bu mirasın sorumluluğu ve motivasyonunu gözlemledim.
Sohbetimize başlamadan önce 17 yy.’dan kalma tarihi İskenderoğlu konağındaki mutfağa indik.
Mutfakta öğrendim ki kebap etleri Karacabey’deki aile çiftliğinde yetiştirilen kuzulardan geliyormuş.
Yoğurtlar Bursa’da özel bir imalathanedeki tavalarda üretiliyor, sosuna lezzet veren domatesler Kütahya Simav’dan, patlıcanlar ise Urfa Birecik’ten sağlanıyormuş.
Kebabın tereyağı ise Ezine bölgesinden toplanan keçi sütü kremasından, yine Bursa’da üretiliyormuş. Kısacası her bir kebapta muazzam bir emek ve buram buram Türkiye var.