Eksi 110 derecede tedavi
Geçen hafta Avusturya’nın Maria Wörth kasabasında yer alan Vivamayr kliniğini ziyaret ederek detoks programına katıldım.
Gördüğüm o ki Vivamayr dünya jet-seti ve Türk sosyetesi tarafından ilgi görmeye devam ediyor. Beklediğim gibi bu ziyaretimde de İngiltere ve ABD’den birkaç ünlüyle karşılaştım. Göl kıyısında yer alan klinik iskelesindeki güneşlenme alanı ve tatlı su gölünde yüzme imkânıyla hem keyif hem de şifa dolu.
Mayr tıbbı denilen bağırsak sağlığı üzerine tedavi alternatifleri sunan klinikte holistik yöntemlerle besin duyarlılığı testleri, özel serum takviyeleri ve tıbbi masajlar yapılıyor. En etkilendiğim tedavi ise eksi 110 derece soğukluktaki kabinlerde 3 dakika bekleyerek uyguladığınız hücre yeniliği ve bağışıklık güçlendiren yöntemdi.
Kliniğin 12 yıllık müdürü olan Serhan Güven’in anlattığına göre doktor ekipler alerjiler, yüksek tansiyon, kilo sorunları ve daha birçok rahatsızlığa Mayr tıbbının beslenme programı ve tedavi yöntemiyle alternatif çözümler sunuyormuş. Hatta eylül ayında meşhur Halas teknesi bir haftalığına Vivamary kliniğine varacak ve benzer tedaviler lüks kabinlerde Bodrum ve Göcek koylarında sunulacakmış.
Açıkçası klinikteki yemekler korkulduğu gibi hiç de aç bırakacak türden değildi.
Konser öncesi parti
Neo Events’in kurucusu, organizatör Özgür İpekçi’nin 2014 yılından beri süregelen uğraşları sonrasında Türkiye’ye gelmeye ikna ettiği rock müzik grubu Hollywood Vampires, Sarıyer’deki Life Park’ta iddialı bir konsere hazırlanıyor. 10 Haziran’da gerçekleşecek konser için Türkiye’ye gelecek grup solisti ünlü yıldız Johnny Depp’in ise bir gün önce doğum günü.
İpekçi ile olan sohbetimizde sanatçının özellikle İstanbul konserini doğum günü dönemine denk getirdiğini ve bilinçli olarak bu tarihi seçtiğini öğrendim.
Depp doğum gününü arkadaşları ile konaklayacağı Nişantaşı’ndaki Vakko Otel’in özel bir odasında kutlayacakmış. Yıldız ismin hiçbir özel talebi olmadığının altını çizen Özgür İpekçi, “Hollywood Vampires gibi önemli müzisyenlerden oluşan bir ekibi konser için ikna etmek hiç de kolay olmadı. Özellikle Johnny Depp mütevazı ve kolay istekleri olan bir isim. Ne doğum günü kutlaması ne de konser kulisi için sıra dışı bir isteği veya bir kaprisi oldu. Böylesine bir ekibi ülkemizin tanıtımı adına Türkiye’de ağırlayacak olmaktan gurur duyuyoruz” dedi.
İstanbul’a dair ne varsa
Doğuş Yeme-İçme, Turizm ve Perakende Grubu ile Kaya Demirer ortaklığında hayata geçirilen BİZ İstanbul’u ziyaret ettiğimde kendimi New York’ta gökdelenin tepesi bir mekanda veya Londra’da bir müzenin yüksek tavanlı restoranında hissettim. Tüm bu hissiyata ek olarak hem tarihi yarımadayı hem de eşsiz bir Boğaziçi manzarası ve Kız Kulesi’ni karşımda görünce “Nihayet İstanbul hak ettiği gastronomik temsile kavuşuyor” dedim.
BİZ İstanbul adı üzerinde İstanbul’un yerel lezzetlerinin bir araya geldiği, meşhur Doğu-Batı sentezinin lokmalar haline dönüştüğü, Türkiye’yi ve Türk mutfağını yurtdışında temsil etmeye layık bir mekân olmuş.
Bir tarafta bakır tepsilerin olduğu bir lounge alanı, diğer tarafta geleneksel tabakların sunulduğu modern bir brasserie, hemen yanında sokak lezzetleri barı, ötesinde ise kolalı beyaz örtülü masaların Ayasofya’ya baktığı Has Oda isimli bir fine-dining alanı. Çevresinde ise Ecem Dilan Köse’nin dijital sanat tabloları. Garsonların yelek tasarımlarını ve dev terastaki bar alanını ise ayrı bir beğendim.
Arda Sayıner - Murat Tabanlıoğlu - Kaya Demirer - Tolga Atalay
DÖNÜŞÜMÜN BAŞLANGICI
4 bin asker
Geçen cumartesi günü Londra’daki Westminster Katedrali’nde düzenlenen taç giyme töreniyle Kral Charles, 74 yaşında İngiltere krallığının tam anlamıyla başına geçti.
350 yıllık tarihi tacı takarak kilise yetkilerini de resmi olarak almış oldu.
4 bin askerin, 250 atlı süvarinin ve 19 farklı bando takımının kortej halinde katıldığı görkemli törenle Camilla ise Queen Consort yani ‘eş olma kaynaklı kraliçelik’ unvanı alarak taç giydi.
Kanımca zaten günün asıl kazananı Charles değil Camilla oldu.
Charles’ın günün birinde kral olacağı zaten belliydi. Ama aynı şeyi Camilla için söyleyemeyiz.
Bunca yıllık sabır ve olaydan sonra istikrarını kaybetmeyip tahta çıkmış olsa da gözler yine Prenses Diana’yı aradı. Yüzbinlerce kişi Londra sokaklarında kralın geçişini selamlarken, törene aralarında
BİN 200 ADALI ÜLKE
2022’de 1.6 milyon turist ağırlayan Maldivler, David Beckham’dan Tom Cruise’a birçok ünlünün ve Forbes top 100 listesindeki zenginlerin favori destinasyonları arasında. İstanbul’dan Türk Hava Yolları’nın direkt uçuşu ile 7 buçuk saat uzaklıkta.Başkent Male’ye vardıktan sonra Indiana Jones filmlerini anımsatan su uçakları veya özel tekneler size karşılıyor. Bin 200 farklı ada arasından otelinizin olduğu adaya bu ulaşım araçlarıyla transferiniz yapılıyor.
AKTİVİTE CENNETİ
Benim konakladığım ada ise ünlü Fransız zincir Club Med Oteli’nin olduğu Kani Adası oldu. Tropikal bir cennet olarak nitelendirebileceğim adada, deniz üstü Exclusive Collection isimli villalarda konakladım. Tüm bu lüks ambiyansın yanında adada birçok butik aktivite de mevcuttu.
Club Med’in profesyonel dalgıç ekibiyle koruma altındaki deniz kaplumbağaları ve bebek köpekbalıklarını görmek için dalış yaptık. Şnorkelle hem bu bu deniz canlılarını hem de renkli mercanları canlı canlı seyretmek adeta bir belgeselin içinde olmak gibiydi.
Bir diğer özel deneyim ise şeflerle yemek atölyesi oldu. Otelin executive şefiyle yerel balıklardan suşi ve adalarda yetişen tropikal meyvelerden tatlı yapmayı öğrendik. Yağmur yağarken orman içinde masaj yaptırdık.
Modern şehrin tüm stressinden uzaklaştığın ve birçok başka destinasyonda bulamayacağın bu aktiviteleri böylesine muhteşem bir doğa ortasında deneyimleyince dünya jet-setinin niçin Maldivler’i tercih ettiğini daha iyi anladım.
DÜNYANIN EN İYİLERİ BİR ARADA
18-23 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen, 2 bin 300 yüz farklı tasarım markasının buluştuğu Milano Tasarım Haftası sadece mobilya ve aksesuvar tasarımcılarının için değil moda dünyasının dev markalarının da gövde gösterisi yaptığı bir hafta oldu. Ünlü İtalyan mimar Gaetano Pesce’nin Bottega Veneta için tasarladığı 400 renkli sandalye ve podyum renkleri ve sloganlarıyla “toplumsal çeşitliliği” simgeleyerek tasarım haftasının en çok konuşulan enstalasyonlarından oldu.
Keza ünlü tasarımcı Philippe Starck’ın Fransa kralı 13. Louis’in saraydaki sandalyelerinden esinlendiği ve moda devi Dior için çizdiği sandalyeler da bir o kadar ses getirdi.
Etro ise İtalyan’nın tasarım dahisi olarak adlandırılan Marco De Vincenzo’u ilk kez ev tasarım ürünleri çizmeye ikna ederek ürettiği sıra dışı battaniyeler ve mobilyalarını sergiledi.
Bunun yanında ise tasarım haftası şerefine Armani, ilk tasarım atölyesi olan ve halen kullanılan Palazzo Orsini sarayını tarihinde ilk kez halka açtı. Yeni koleksiyon mobilyalar ve markanın tarihindeki ilk bahçe mobilyalarının tehşirlerinin yanında binanın gizli bahçesi ve tarihi koridorları da tasarım tutkunlarına kısa süreli de olsa açılmış oldu.
ÜNLÜ MİMARLAR TÜRKİYE’DE
Ünlülerin oteli
Yıldız isimlerin konakladığı en meşhur otel hiç şüphesiz Hotel Martinez. Otelin lobisi adeta bir yıldızlar geçidi. Kırmızı halı törenlerinin düzenlendiği ana etkinlik binasına oldukça yakın olan bu tarihi otelin önünden geçerken ünlü bir sinema yıldızı görmemeniz tek kelimeyle imkânsız.
Size önerim ise otelde çoktan tüm odalar satıldığı için SPA veya lobi restoranında rezervasyon yaptırmanız. Otelin vale alanına bile güvenlik sebebiyle yaklaşamazken bu sosyal alanlarda rezervasyon yaptırarak lobide vakit geçirebilir ve birçok ünlü ismi görebilirsiniz.
Sinema oyuncuları ve ünlü yönetmenlerin tercih ettiği bir diğer otel ise yine iddialı bir Cannes nostaljisi sunan 1926’da açılan Le Majestic. Otelin önündeki lüks araçlardan her an bir sinema yıldızının indiğine şahit olabilirsiniz.
Gastronomi rotası
Gelelim Cannes Film Festivali boyunca ünlü isimleri görebileceğiniz restoranlara... Bahsettiğim oteller özellikle sabah ve öğleden önceki kahve buluşmaları için sinema sektörünün tercih noktaları. Gündüzleri ise ünlü yapımcı, yönetmen ve oyuncuların tam bir networking halinde olduğunu görebilirsiniz.
2 bin misafir
Tüm dünyanın dört gözle beklediği 6 Mayıs’taki taç giyme törenine sadece haftalar kaldı. Westminster Katedrali’ndeki taç giyeceği törenle Kral Charles, sadece krallığın değil İngiltere Kilisesi’nin de başına geçecek. 57 milyon sterlin değerindeki 350 yıllık tarihi tacı takarak kilise yetkilerini de resmi olarak almış olacak.
Tören sonrası Charles ve ailesi, Buckingham Sarayı’nın meşhur balkonundan halkı selamlayacak. İngilizlerin monarşinin harcamalarından şikâyet etmesinden dolayı tören, Kral Charles’ın talebi üzerine İngiliz tarihindeki en sade taç giyme töreni olacak.
Kraliçe Elizabeth’in taç giyme törenine 8 bin misafir katılmıştı.
Kral Charles’ın törenine ise 2 bin misafir davet edilmiş. Fakat görünen o ki buna rağmen İngiliz devleti milyonlarca sterlin harcamaya başlamış bile. Kral Charles’ın göreve gelişiyle ve taç giyme töreni sonrası yapılacak yağlı boya tablolarının maliyeti dahi şimdiden 8 milyon sterlini bulmuş.
Taç giyme töreninin toplam maliyetinin ise 100 milyon sterlini aşması bekleniyor.