17 yıllık tören

4 bin asker

Geçen cumartesi günü Londra’daki Westminster Katedrali’nde düzenlenen taç giyme töreniyle Kral Charles, 74 yaşında İngiltere krallığının tam anlamıyla başına geçti.

350 yıllık tarihi tacı takarak kilise yetkilerini de resmi olarak almış oldu.

4 bin askerin, 250 atlı süvarinin ve 19 farklı bando takımının kortej halinde katıldığı görkemli törenle Camilla ise Queen Consort yani ‘eş olma kaynaklı kraliçelik’ unvanı alarak taç giydi.

Kanımca zaten günün asıl kazananı Charles değil Camilla oldu.

Charles’ın günün birinde kral olacağı zaten belliydi. Ama aynı şeyi Camilla için söyleyemeyiz.

Bunca yıllık sabır ve olaydan sonra istikrarını kaybetmeyip tahta çıkmış olsa da gözler yine Prenses Diana’yı aradı. Yüzbinlerce kişi Londra sokaklarında kralın geçişini selamlarken, törene aralarında Katy Perry ve Judi Dench gibi ünlülerin de olduğu İngiltere’den ve yurtdışından 2 bin üst düzey misafir katıldı.

Taç giyme töreni, tarihinde bir ilki yaşatarak tüm dinlerden temsilcilerin katıldığı bir medeniyetler ve dinler buluşması halinde gerçekleşti. Farklı din ve dillerden ilahiler seslendirildi. Törende Charles’a adalet, dünya ve demokrasi kavramlarını temsil eden altın bir küre, asalar ve kılıçlar sunuldu.

Altın bir kaftan giyen Charles 57 milyon pound değerindeki tarihi tacı takarak tahta oturma sürecini tamamladı. Esas etkileyici detay ise aslında tüm bu detayların kraliçe Elizabeth’in kararı üzerine tam 17 yıldır planlanıyor olması.

Sahte Meghan

Londra’daki birçok ana caddenin kapatıldığı törendeki yoğun önlemlere bir de yağmur eklenince şehrin caddelerinde trafik durma noktasına geldi. Yağmur sebebiyle birçok sokak partisi iptal edildi.

Buna rağmen kraliyet atlı arabasının geçiş güzergahında günler öncesinde çadır kuranlara şehir dışından gelen yerli ve turistler de eklenince kortej alanı renkli görüntülere sahne oldu.

Prens Harry ise beklendiği ve kendisine talimat verildiği üzere eşi Meghan olmadan törene katıldı. Tören boyunca kardeşi William’dan üç sıra geride oturarak merasimi izledi. Yani kısacası Harry eskisi gibi protokolde yer almıyordu.

Zamanın şımarık prensini arka sıralarda kalabalık arasında görmeyi yadırgadım açıkçası. Bunun yanında ise komik olan Harry ve Megan çiftini taklit ederek onlar gibi giyinen ve oldukça da benzeyen çiftin Londra sokaklarında dolaşması oldu. Yanlarına sahte birer koruma, asistan ve paparazziler de olan oyuncular turistlerin fotoğraf konusu oldu.

Törende bir Türk markası

Bu tarihi etkinliği Londra Yabancı Gazeteciler Cemiyeti medya merkezinde takip ettim. 190 gazetecinin tüm gün canlı yayınlar yaptığı ana salondaki yemek ve çay-kahve ikramlarının Karaca marka tabaklar ve fincanlarda ikram edildiğini görünce şaşırdım.

Meğer Londra’da mağaza açan Karaca, töreninin hemen yanı başındaki medya merkezindeki ikramların sponsoru olmuş. Fincanda Türk kahvesi ve geleneksel cam bardaklarında Türk çayı ikramıyla lokum servisinin böylesine bir günde yabancı gazetecilere deneyimletmek çok anlamlıydı.

Hep söylediğim gibi yurtdışında markalaşmak için önemli olan Türk kültüründen vazgeçmemek ve bunu yaparken yerele de entegre olabilmek.

Fatih Karaca’ya çizdiği vizyon ve Türk gastronomisini böylesine paha biçilmez ortamlarda temsil ettiği için gönülden tebrikler.