Araştırmaya gerek yok her şey ortada ama araştırmışlar, kağıda dökmüşler işte, helal olsun!
Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM), tam da 23 Nisan öncesi, çok acıklı sonuçları olan bir rapor yayınladı.
Türkiye’de yaşayan 0-15 yaş arası çocukların %40’ı protein ihtiyaçlarını karşılayamıyor!
BETAM’ın EUROSTAT Avrupa Birliği İstatistik Ofisi ve TÜIK’den aldığı verilerle hazırladığı raporda; bu halimizle Avrupa’da sonuncuyuz. Her yerde fakirlik var elbet ama gelişmiş Avrupa ülkelerinde bu rakam kaçmış biliyor musunuz? Anca %4-5!
*
Piyasalar da bu seçim haberiyle rahatlamışmış!
Şu ‘piyasalar’ denilen arkadaşı tanırsınız, yani mutlaka duymuşsunuzdur. Ben kendisini hiç şahsen görmedim ama sürekli şahsıyla ilgili haberleri takip ediyorum. Çok işkilli, çok huylu, çok gıcık biri olduğunu kanaatindeyim.
*
*
Sorunun aslı şöyle: Aşağıdakilerden hangisi, kadının daha çok evde yaptığı işlerle uyumlu ya da evdeki sorumluluklarını aksatmayacak işler arasında yer almaz?
a) Hemşirelik
b) Hasta bakıcılık
c) Ev temizliği
d) Mühendislik
*
Bu hafta bir etkinlikte RTÜK üyesi Taha Yücel demiş ki, ‘Nasıl trafiğe bir insan çıkarken ehliyet zorunluluğu aranıyor, internete bağlanırken de bir internet ehliyeti aranmalı’.
Kısaca yorumum: Müthiş fikir! Dünyadan uzak, Kuzey Kore benzeri kısıtlamalarla, uygulaması zor cin fikirlerle interneti dizginlemeye çalışan, kendine mevzu ve iş çıkartan, yüksek hedefleri olan devlet memurları her bürokrasiye lazım. Bir tarafta kocaman global internet dünyası ve ekonomisi, diğer tarafta elinde iple interneti durdurmaya çalışan kovboylar. Kolay gelsin size(!)
*
*
2004’ten beri her iki yılda bir yapıyorlar bunu ve Türkiye’deki yaşam tarzını çeşitli açılardan ortaya koymaya çalışıyorlar.
Burun kıvırmadan, ‘yalan – yanlış sonuçlar bunlar!’ demeden okuyun bakın.
*
Oysa düşüncesi böyle değil, biliyorum. Ama iletişim stratejisi problemleri var. Maalesef...
*
Bazı sanatçıları ‘egemen güce teslim olmakla, mazlumdan değil, zalimden yana olmakla, barışı değil, savaşı savunmakla’ suçluyor. ‘Rezil adamlar’ şeklinde sesleniyor, ‘yüreğiniz yetiyorsa bir Afrin şehidinin evinin önünde eğlenin’ şeklinde atarlanıyor.
Politikada oldukça tecrübeli Kılıçdaroğlu’ndan daha akıllı, daha zekice bir yaklaşım beklerdim.
Sanırım sizin de tanıdığınız herkes en küçük fırsatta durumundan dert yanıyor, işlerin bozuk olduğunu anlatıyor, ‘yetememe – yetişememe’ duyguları altında eziliyor.
Çok arada derede, bazı sempatik gruplara denk geliyorum bir yerlerde otururken. Kulak misafiri oluyorum. Öyle tatlı tatlı, öyle hararetli muhabbetteler ki, sanki İsviçre’deyiz! Kendilerini hiç ilgilendirmeyen bir konuyu almışlar, detay detay geveliyorlar. Heyecanlanıyorlar, gülüyorlar, kızıyorlar, anlaşamıyorlar, sonra anlaşamadıklarında anlaşıyorlar.
Son derece elit, hali vakti yerinde, sabah kruvasanlarını dişlerken filtre kahvelerini yudumlayan, ununu elemiş tipler de değiller. Bizler gibiler, simit – çay eşliğinde muhabbetteler ama kafaları bambaşka!
Demek daha mutlu olmak için önce kafayı, sonra muhabbeti değiştirmek lazım. Fazla düşünmemek lazım. O yüzden mutluluğun anahtarı geyik sohbetleri derledim sizler için. Terapi niyetine, buyurun!
ACUN ve ŞEYMA
Oturup uzun uzun bu konuyu konuşacaksınız. Önce Acun ne oldu da bu kadar büyüdü diye bir açılış yapacak biriniz. Çok güncel olmayan bir arkadaş hala ‘adam dünyayı dolaşıyordu, bir anda patron oldu’ şeklinde Acun Firarda kafasında konuya girdiyse, onu fazla takmayacaksınız. Daha çok Şeyma Subaşı evliliği, kim kime aşık olmuş, kim kimin peşinden koşmuş konularına yoğunlaşacaksınız.
Biriniz Şeyma’nın Instagram hesabından görsellerle sohbeti zenginleştirecek.
‘Survivor’u izlemiyorum’ diyenlere ‘O Ses Türkiye’ ile yaklaşacaksınız.
*
Ya memleketçe çok iyi durumdayız ya da canım medya durup düşünüp ‘ne yapar da yaparız, bizi daha çok severler’ diye gri hücrelerini zorluyor. Güllük gülistanlık ama bir o kadar da yaratıcı haberler üretiyor. İnsan, beyninin yüzde onunu kullanıyorsa, bizim medya yüzde yüz onunu aşıyor!
*
Tabi hastayı nereye kadar ‘iyisin, iyisin, sana bir şey olmaz, aslan gibisin!’ diyerek tedavi edebilir bir doktor, onu bilemem.