Paylaş
Sanırım sizin de tanıdığınız herkes en küçük fırsatta durumundan dert yanıyor, işlerin bozuk olduğunu anlatıyor, ‘yetememe – yetişememe’ duyguları altında eziliyor.
Çok arada derede, bazı sempatik gruplara denk geliyorum bir yerlerde otururken. Kulak misafiri oluyorum. Öyle tatlı tatlı, öyle hararetli muhabbetteler ki, sanki İsviçre’deyiz! Kendilerini hiç ilgilendirmeyen bir konuyu almışlar, detay detay geveliyorlar. Heyecanlanıyorlar, gülüyorlar, kızıyorlar, anlaşamıyorlar, sonra anlaşamadıklarında anlaşıyorlar.
Son derece elit, hali vakti yerinde, sabah kruvasanlarını dişlerken filtre kahvelerini yudumlayan, ununu elemiş tipler de değiller. Bizler gibiler, simit – çay eşliğinde muhabbetteler ama kafaları bambaşka!
Demek daha mutlu olmak için önce kafayı, sonra muhabbeti değiştirmek lazım. Fazla düşünmemek lazım. O yüzden mutluluğun anahtarı geyik sohbetleri derledim sizler için. Terapi niyetine, buyurun!
ACUN ve ŞEYMA
Oturup uzun uzun bu konuyu konuşacaksınız. Önce Acun ne oldu da bu kadar büyüdü diye bir açılış yapacak biriniz. Çok güncel olmayan bir arkadaş hala ‘adam dünyayı dolaşıyordu, bir anda patron oldu’ şeklinde Acun Firarda kafasında konuya girdiyse, onu fazla takmayacaksınız. Daha çok Şeyma Subaşı evliliği, kim kime aşık olmuş, kim kimin peşinden koşmuş konularına yoğunlaşacaksınız.
Biriniz Şeyma’nın Instagram hesabından görsellerle sohbeti zenginleştirecek.
‘Survivor’u izlemiyorum’ diyenlere ‘O Ses Türkiye’ ile yaklaşacaksınız. ‘Gökhan çok tatlı ya!’ şeklinde savunmaya geçeceksiniz.
Adam dünyaya açıldı, bin tane ülkede Survivor yapıyor. Yunanistan, Romanya, Meksika derken şimdi Amerika’ya da giriyormuş diye hasetleneceksiniz.
Siyah tişörtten, şorttan, terlikten girip; Maseratilerden, Bentleylerden, jetlerden çıkacaksınız.
Bir bakacaksınız ki, cepte para yok ama kendinizi tuhaf bir şekilde daha iyi hissediyorsunuz(!)
METİN ve ADRIANA
Kiminiz kıskançlıktan kudurmuş halde konuya agresif bir şekilde yaklaşacak, kiminiz sanki kendisi de denese Adriana’yla çıkabilirmiş gibi.
Süper modellerle takılmak için milyar dolar gerektiğini düşünenlerle, ‘iki gönül bir olursa samanlık seyran olur’cular arasında bir münazara bekliyor sizi.
Yan tartışmalarda; Metin Hara’nın ilişkiyi bir reklam malzemesi olarak kullandığını söyleyenlere karşı, ‘kız adamın annesinin elini öpmeye geldi, çok samimi bir ilişki bu!’ şeklinde karşıt görüşler ortaya atabilirsiniz.
Paraya ihtiyacı olmayan güzel kadınla, bizden biri gibi görünen Metin’in aşkı sizi ciddi bir şekilde oyalayacak.
Bir fark edeceksiniz ki, başkasının ilişkisi üzerinden özgüveniniz artmış, yalnızlığınızı unutmuşsunuz bile(!)
FEDON
Aşağı yukarı meditasyona eş değer bir konu Fedon. Durağan değil, tekdüze değil ama her zaman bronz ve stabil.
Beyaz sakallı bir bronz adamın, göz önünde, bir o kadar da gizemli hayatını tartışmaya açın bakın! Şehir efsanelerine dalanlarla, bir sandalda balık tutmanın hayalini kuranlar arasında kalacaksınız. Yazın gelişini müjdeleyen mayolu Fedon resimleriyle şenleneceksiniz.
Fedon’un gönlü geniş evlilik müessesesini masaya yatıracak, İstanbul’un kaosuyla sahil kasabalarının huzurunu kıyaslayacaksınız.
Bu konuya girdiğinizde kendinizi Bodrum’da güneşleniyormuş gibi hissedeceksiniz.
ALEYNA TİLKİ
18’ine girdi diye mevzu bitmedi tabi! Reşit oluşunu ihtişamlı bir şekilde kutlayan Aleyna’yı muhabbetlerinize meze yaparak kendiniz gencecik hissedip, dertlerinizden sıyrılabilirsiniz!
Artık 18 yaşında olan bir pop yıldızını hunharca didiklediğinizde, 3000 kişiye verdiği bir konserle doğum günü kutlamasını kıskananlar çıkacak. Küresel düşünenleriniz global pop yıldızlarının ihtişamlı ve abartılı yaşamlarından örnekler verecek. Dünya pop kültürü ile bizim domestik ve içine kapalı müzik dünyamızı çarpıştıracaksınız.
‘Nerede eski şarkılar, eski sözler’ diyenlerle, yeni nesil müziği beğenenler ağız dalaşına girecek. Türk popunun eski ve orta yaşlı sanatçılarını tutanlarla, dünyada olduğu gibi bizde de on sekiz - yirmi yaşlarında daha çok ünlü sanatçı olması gerektiğini savunanlar kapışacak.
Ne olduğunu anlamadan, Türk pop dünyasının yörüngesinde; ekonomi, para, dolar, avro konuşmadan huzurlu bir kaç saat geçirdiğinizi göreceksiniz.
ŞAHAN ve RECEP İVEDİK
İşte bitmeyen bir konu daha size! Kimin gerçekten komik olduğuyla ilgili bir tartışma yürümez. Masanın galibi açık ara Cem Yılmaz çıkacaktır. Benim size önerim, Şahan’ın Recep İvedik’ini ameliyata almanızdır.
Recep İvedik filmlerini ticari olarak başarılı bulanlarla, Recep İvedik karakterinin bizim sinemamızı bozduğunu söyleyenler kılıçlarını kuşanacaklar.
Normal hayatında bile Recep İvedikvari ‘Böhühühü!’ diye gülenlerle, onları çok sevimsiz bulanların tatlı kapışmasına tanık olacaksınız. Sanat filmlerini bir kenara bırakın, en sağlam dizinin oyuncularının sinemada bir milyon izleyici yakaladığında haklı olarak havaya girdiği bir memlekette, tek filmde yedi buçuk milyonluk Recep İvedik hayranlarının kimler olduğunu sosyal bir proje gibi değerlendireceksiniz.
Bir ara durup bakacaksınız ki; sinema, sinema izleyicisi, sanat – sepet konuşurken saatler geçmiş, ücretsiz terapi görmüşsünüz!
Bunları sinirleri gergin, devreleri yanmaya yakın, ara veremeyen ama ihtiyacı olanlar için yazdım. Daha geyik sohbet konusu çok, yeter ki açmayı bilin. Genel sıkıntılardan uzak bir saatin faydasını göreceksiniz!
Ancak, erkek erkeğe futbol konuşmak bunlara dahil değil! Futbol da, bizim politika anlayışımız gibi ayrıştırıcı, kavgacı, tek taraflı.
Aynı faul pozisyonuna bakıp kırmızı kart isteyenlerle, ‘hiç bir şey yok, devam!’ diye bağıranlar arasında bir siyah – beyaz sohbet.
Ölümüne sevmek, renklerine aşık olmak, doğarken seçmek, asla değiştirmemek, uğruna ölmek duygularını barındıran futbol ve bizde futbola çok benzeyen politika taraftarlarından uzak durun.
Biraz daha az haber izleyip, biraz daha fazla geyik yapın.
Bizim gündemimize sahip bir ülkede yaşarken, en büyük tehlike para kaybetmek değil, aklını ve ümidini kaybetmek.
Akıl sağlığı olmadan hiçbir şey olmuyor, arada kafayı sıfırlamak lazım. Herkes kısa bir tatil yapıp beynini resetleyemediğine göre, bari biraz geyikle ‘yeniden başlat’ düğmesine basalım!
Haydi iyi sohbetler!
Bu Cumartesi günü, yani 07 Nisan saat 21:00’de Zorlu Center – Bar Aperativo’da tek kişilik oyunum var. Gelmek, gülmek, tanışmak isteyen herkesi beklerim!
Bana Twitter, Facebook ve Instagram’dan ulaşabilirsiniz: @anlatanadam
Paylaş