Bir de buradan bakın Brüksel’e

BERLİN’de Brandenburg Kapısı, Paris’te Eyfel Kulesi, Londra’da Trafalgar Meydanı Belçika bayrağının renkleriyle ışıklandırıldı.

Haberin Devamı

İngilizlerin başbakanlık konutunda Belçika bayrağı yarıya çekildi.


Avrupa başkentleri sarı, kırmızı ve siyaha boyandı.


Türkiye çok kana bulandı ama 40 yıldır görmedi böyle dayanışma.


Aynı duyarlılığı bizden esirgediler.


Davamızda haklıyız, acımasız bir terör dalgası karşısında nasıl yalnız bırakıldığımızın sağlamasıdır.


Fakat başka her şeyimiz tamammış gibi sabah akşam buna söylenip duracak mıyız?

 


* * *

 

Oysa biz yapınca kınadıkları şeyleri, terör başlarına geldiğinde kendileri yapmaktan da çekinmiyorlar.


Brüksel'de alçak bombalar patladığında, sokağa çıkma yasağını antidemokratik bulmuyorlar. Herkesi evlerinde kalmaya çağırmakta tereddüt etmiyorlar.


Yasak koymanın bir adım gerisinde durmuş olabilirler. Ama Sur'daki, Cizre'deki gibi terör şehirlerine inerse nasıl mücadele edeceklerine dair de net bir fikir verdiler.

Haberin Devamı


Yayın yasağı da getirmediler hemen. Ama başsavcıları, soruşturmanın seyrini tehlikeye düşürecek haberlerden kaçınmaları için gazetecileri uyardı, geri de durmadı. 'Basın özgürdür, istediğini yapar, ne karışırım' demedi.

 


* * *

 

Gerçi aranan saldırganlara ait bilgi ve görüntüleri bulur bulmaz yayınladı medyaları, kaçırtma riskine aldırmadılar, savcılığı pek takmadılar.


Yaşanan dehşeti saklamadılar, sıcak olay yeri görüntülerini de verdiler.


Terörün propagandasına alet olmamak gibi kaygıları vardıysa bile... Bizdeki ortalama kaygı ve sorumluluk düzeyinden daha yukarıda değildi.


Buna rağmen terörü desteklemekle suçlanıp yargılanan Belçikalı gazeteci duyulmadı henüz.


Fakat sonucu değiştirmiyor; bize gelince engel gösterdikleri demokrasi, insan hakları ve özgürlük standartları onlara engel olmuyor teröre cevap verirken.


Bakın buradaki çarpıklıkla onları yüzleştirmeye de eyvallah...

 


* * *

 

Haberin Devamı

AB’nin dış politika ve güvenlik yüksek temsilcisi Mogherini’deki empati uyanışını izledik.


Ürdün’de gözyaşlarını tutamayarak “Sizin burada her gün yaşadığınız acı, şimdi AB’nin kalbinde yaşanıyor” derken... Hayatın ihmal edilmiş bazı gerçekleri hakkında içsel bir aydınlanma yaşıyor gibiydi.


AB’nin kalbi, nihayet öteki kırık kalplerle empati kuracak kadar çok kırıldı, paramparça...


Ortadoğulunun acılarına yabancılaştıkları için suçluluk duyacak bir hümanist farkındalık geliştirirler mi buradan?


Zorlayalım...


Irak’ta, Suriye’de, Türkiye’de bombaların patlamasını sıradan bir coğrafi gerçeklikmiş, bir kadermiş gibi kanıksayan kalpsizliği, yüzlerine çarpa çarpa buna zorlayalım.

 


* * *

 

Haberin Devamı

Brüksel, AB’nin “Birlikten kuvvet doğar” sloganıyla atan kalbi. Ancak aslında her zaman parçalara bölünmüş olduğunu da hatırlatıyor Avrupa medyası.


Sırrı ise kuruluş tarihinde.


Ortadoğu’yu harita üstünde nasıl çizdilerse Belçika’yı da öyle çizmiş büyük güçler.


Suriye kadar, Irak kadar İngiliz icadı ve yapay bir ülke. Hollanda’yla Fransa arasında bir tampon olarak tasarlanmış.


Felemenkçe konuşan Flamanlarla Fransızca konuşan Valonlar arasında siyasi, etnik, dilsel ve kültürel olarak bölünmüş bir devlet.


Tek millet değil...


Düne kadar Avrupalıların savaş meydanı.


Yine de bugün birliğini temsil ediyor.


40 milletten insanı barındırıyor, AB’nin iç çatışma ve bölünmüşlüğünü yansıtıyor.

Haberin Devamı


Yine de bayrağı, acıda birleşmenin ve teröre karşı duruşun simgesi.


Avrupalıları sıkıştıracak fiili sıkıyönetim karşılaştırmaları yaparken işte bunu da görelim.

 


* * *

 

Ortak tavır ve küresel dayanışma olmadan terörün yenilemeyeceğini her fırsatta kafalarına vuralım, tamam.


AB ve NATO’nun başkenti Brüksel saldırıya uğradı. O gün dahi ‘dost ve müttefik’ Türkiye’yi anlamayacaklarsa ne gün anlayacaklar?


Ne gün iyi, kötü diye ayırmanın teröristi cesaretlendirdiğini, daha çok öldürmeye teşvik ettiğini öğrenecekler?


Hâlâ Brüksel’de PKK’ya çadır açtırmaları, büyük bir hayal kırıklığı, en sert tepkiyi verelim.


Fakat dünyayı teröre karşı birleştirmeye çalışırken şunu da soralım aynaya:

Haberin Devamı


Biz niye kendi acılarımızın etrafında toplanamıyoruz? Teröristleri caydırmak için biz neden siyasi kamplaşmalarımızı, toplumsal bölünmüşlüklerimizi erteleyip bir olamıyor, kendi içimizde kenetlenemiyoruz?

Yazarın Tüm Yazıları