Velilerin büyük çoğunluğu, aylar öncesinden kayıt da yaptırmıştı, kredi kartlarıyla veya nakit olarak okullara ödemelerini de yapmışlardı. Ödenen eğitim ve öğretim hizmetinin karşılığı velilere verilecek faturalar ise genelde eylül ayından itibaren aylık olarak düzenleniyor. 1 Eylül’den itibaren eğitim hizmeti için KDV oranının (% 8’den % 1’e) indirilmesiyle bu kez veliler okullardan alacaklı hale geldi. Çünkü eğitim bedelinin üzerine yüzde 8 KDV eklenerek hesaplama yapılmıştı ve bu hesaba göre veliler ödeme yapmıştı. Halbuki; şimdi fatura kesilmeye başlandığında, eğitim bedelinin üzerine yüzde 1 KDV eklenerek hesaplama yapılacak ve yüzde 1’li KDV, faturalarda yer alacak. (Ödeme yüzde 8’den, fatura yüzde 1’den) Dolayısıyla aradaki 7 puanlık farkın erken ödeme yapmış (kendisine henüz fatura düzenlenmemiş) velilere iade edilmesi gerekiyor.
NE KADAR İADE EDİLECEK
KDV oran indirimi sezon boyunca da devam edecek. 30 Ağustos 2020 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanan 2913 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 1 Eylül 2020 - 30 Haziran 2021 tarihleri arasında eğitim faturalarında yüzde 1 oranında KDV hesaplanacak. Pek tabi yeni eğitim öğretim sezonu için ödeme yapan veliler değişiklik sonrası ne kadar iade alabileceklerini de merak ediyor. Örnekleyelim: Toplam 50 bin lira KDV dahil olarak okula ödenen eğitim hizmetinin içinde normalde 3.703,71 lirası KDV olarak ödenmişti. Şimdi KDV oranı düşürülünce toplam bedelin içindeki KDV tutarı 462,96 lira olarak hesaplanır. Dolayısıyla okula 50 bin liralık ödeme yapan veliye ödenecek KDV iadesi tutarı 3.240,25 lira olacaktır.
HANGİ VELİLER İÇİN AVANTAJ VAR
Aynı yıl içinde birden fazla oto satışı yapan vatandaşlar, esnaf ya da işletme olmasa da vergi incelemesine girebiliyor... Maliye, birden fazla satış adeti için ‘ticari satıştır, vergisi ödenmelidir’ diyebiliyor... Şimdi, Ticaret Bakanlığı yönetmelikle 3’den fazla oto satışı varsa ancak bu satışlar ‘ticaridir’ diyor.
Maliye’nin amacı; ikinci el otomobil satışından elde edilen kazanç üzerinden vergi almak... Ticaret Bakanlığı’nın amacı; ikinci el oto satışının yetki belgesi almış işletmelerce yapılmasını sağlamak... Her ikisi de; sade vatandaşın mevcut otomobilini yenilemek veya ihtiyaç amaçlı olarak yaptığı otomobil satışına müdahale etmeksizin, ticari kazanç amacıyla yapılan satışları kayıt altına almayı amaçlıyor...
Ancak gelir vergisi yasasında da, tebliğ vb. düzenlemelerde de bu konuda net bir açıklama yok. Maliye’nin uygulamalarında ise aynı yıl içinde veya birbirini izleyen yıllarda ‘birden fazla otomobil satışının’ ticari sayıldığını ve kazanç üzerinden vergi istenebildiğini görüyoruz...
Ticaret Bakanlığı yeni yönetmelik değişikliği yaptı... (15 Ağustos 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan, İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına
Dair Yönetmelik) Yönetmeliğe göre aynı yıl içinde 3’den fazla otomobil satışlarının ancak ‘ticari’ olabileceğini ve bu işletmelerin de ‘yetki belgesi’ almaları gerektiğini belirtiyor.
Maliye de tabi ki; Ticaret Bakanlığı’nın bu yeni yönetmelik hükümlerine uyumlu yeni bir açıklama yapabilir. “Ticaret Bakanlığı’na göre ‘ticari sayılan’ üçten fazla ikinci el otomobil satışı, vergilendirme için de geçerli bir kriterdir” diyebilir.
Mevcut otomobilini yenilemek için veya ihtiyaçtan satış yapan ve hiç bir ticari düşüncesi olmayan sade vatandaşın tereddüt yaşamaması gerekiyor. Dolayısıyla; Maliye’nin de artık Ticaret Bakanlığı’nın yayımladığı kriterlere de uyumlu olacak şekilde ‘ticari satış sayılan işlemleri’ somutlaştırması gerekiyor.
SIFIR OTOMOBİLLERDE ÖTV ARTIŞI
Koronavirüs salgının da etkisiyle bu yıl yazlıklar doldu taştı. Bulaş riskini azaltmak amacıyla birçok aile tatilini yazlıklarda geçirmeyi tercih etti. Sezonluk olarak kiralamalar da oldu, haftalık, 15 günlük, aylık kiralamalar da. Kiracılar açısından kalacağı yazlık için ‘ne kadar kira ödeyeceği’ tek önemli kriterken, mülk sahipler için kira bedeli kadar, ‘kiralama süresi’ de’ kritik öneme sahip. Özellikle de elde edilen kira bedelinin vergilendirilmesi açısından bu durum hassas nokta olarak dikkat çekiyor. Kira süresinin sezonluk veya daha kısa süreli olması, elde edilen gelir için ne kadar vergi ödeneceğini de etkiliyor ve daha önemlisi gelirin nasıl beyan edileceğini de kökten değiştiriyor.
DÜZENLİ BEYANNAME GEREKİYOR
Yazlığını sezonluk olarak kiralayan mülk sahipleri için konu net: Gelecek yıl mart ayında (kira geliri yıllık 6 bin 600 lirayı da aşıyorsa) tek bir beyanname vererek vergi ödevlerini yerine getirebilecekler. Eğer sezonluk değil de; haftalık, 15 günlük, aylık olarak farklı kişilere yazlık kiralanmışsa işte o zaman tek bir beyanname ile vergi ödevi yerine getirilemiyor. Bir nevi pansiyon işletmecisi gibi vergilendiriliyor. Ödenecek verginin ne kadar olacağı bir yana, Maliye’de mükellefiyet açtırılıp yıl içinde düzenli olarak beyanname verilmesi de gerekiyor. Mülk sahibinin, defter tutması, fatura-fiş kesmesi, aylık-3 aylık-yıllık beyanname vermesi yoluyla vergi ödevini yerine getirmesi gerekiyor.
‘TİCARİ KAZANÇ’ VERGİSİ
Maliye’nin konuyla ilgili açıklamalarında konu şöyle özetleniyor: “Uzun süreli kiralamaya göre daha fazla gelir elde edildiği, süreklilik arz edecek şekilde her kiracı ayrıldığında tekrar kullanıma hazır tutulduğu” yaklaşımıyla elde edilen gelir ticari kazanç olarak görülmekte. Ayrıca, kısa süreli ve farklı kişilere yapılan kiralamalar için organizasyon gerektiğini dolayısıyla kira geliri olarak değil ‘ticari kazanç’ olarak vergilendirilmesi gerektiği belirtiliyor (Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı, 13/09/2012 tarih ve 928 sayılı Özelge). Aslında konutlardan elde edilen kira gelirlerinin normalde, yıllık 6 bin 600 lirayı aşması durumunda ertesi yıl mart ayında beyan edilmesi yeterli oluyor. Bu kira gelirleri beyannameye ‘Gayrimenkul Sermaye İradı-GMSİ-’ olarak dahil ediliyor. Ancak kısa süreli kiralamalar, Maliye tarafından ‘ticari kazanç’ olarak görüldüğü için yeni vergi mükellefiyeti açılarak defter tutma, aylık-üç aylık beyanname verme gibi vergisel yükümlülüklerin de yerine getirilmesi gerektiği belirtiliyor.
EMLAK VERGİSİNDE YAZLIK FARKI
Emlak vergisinde; ‘emeklilere, ev hanımlarına, işsizlere’ brüt 200 metrekareyi aşmayan tek konutları için muafiyet tanınıyor, vergi istenmiyor. Yazlıklar içinse normalde bu muafiyet uygulanmıyor. Ancak eğer yazlıkta daimi (12 ay) oturuluyorsa, yaz-kış ikamet ediliyorsa bu durumda emlak vergisi ödeme yükümlüğü de kalkıyor. Mart ayında başlayan koronavirüs salgın riskinden kaçınan çok sayıda vatandaşın 12 ay yazlığında oturmak üzere hazırlık yaptığını da duyuyoruz. Dolayısıyla yazlıklarında daimi ikamet etmeye başlayan mülk sahipleri, yasanın aradığı diğer şartları da taşıyorlarsa artık tek konutları için emlak vergisi ödemelerine de gerek kalmayacak. Emlak vergisi muafiyetinden yararlanmak isteyen mülk sahiplerinin ilgili belediyeye başvurarak sıfır oranlı vergi avantajından yararlanmak istediklerini bildirmeleri gerekiyor.
BEDELSİZ KULLANIMDA 'EMSAL KİRA BEDELİ'
Öteden beri futbolcu ücretlerinden yüzde 15 oranında vergi kesiliyordu, Gustavo’nun ücretinden de yüzde 15 vergi hesaplanmaya devam edilecek. Öte yandan Galatasaray’a yeni transfer olan Arda Turan’ın ücretindense yüzde 20 vergi kesilecek. Gustavo’nun başkaca bir vergi beyanında bulunması gerekmezken, Arda ise gelecek yıl mart ayında (2020 gelirleri için) ayrıca yıllık gelir vergisi beyannamesi de verecek, ilaveten vergi ödemesi de gerekecek. Üstelik Arda’nın vereceği beyannamede vergi oranı yüzde 40’a kadar da çıkacak. Gustavo için vergi oranı yüzde 15’de kalacakken, Arda Turan ise yüzde 40’a varan oranda vergilendirilmiş olacak.
DEĞİŞİKLİ YAPILDI
Vergilendirmenin Gustavo ve Arda Turan için farklı olmasının nedeni tabi ki birisinin Fenerli, diğerinin Galatasaraylı olması değil. Nitekim Fenerbahçe’nin yeni transferleri; Gökhan Gönül’de, Caner Erkin’de, diğer yeni transferler de, yüzde 40’a varan oranda ve bizzat beyanname vererek vergilendirilecekler... Geçen yıl aralık ayında yayımlanan 7194 sayılı yasa ile sporcuların vergilendirilmesinde önemli değişiklikler yapıldı... Süper lig futbolcularına ödeme yapan kulüpler bu ödemeyi yaparken futbolcuların brüt hak edişleri üzerinden tek bir oran (yüzde 15) üzerinden vergi kesiyordu... (Gelir Vergisi Kanunu-GVK- Geçici 72. Md.) Futbolcular ilaveten bir vergi beyanında da bulunmuyordu, ilaveten bir vergi de ödemiyorlardı... Yasa değişikliği sonrası artık süper lig futbolcuları; ertesi yıl mart ayında (Gelirleri yıllık 600 bin lirayı aştığında) bizzat beyanname de verecekler, yüzde 40’a varan oranda vergi de ödeyecekler. Kulüpler ise yıl içinde artık yüzde 15 oranında değil, yüzde 20 oranında (yaptıkları ödemeler üzerinden) stopaj hesaplayacaklar.
2019 KASIM ÖNCESİ
Ancak yasa değişikliğiyle gelen yeni kurallar, 2019 Kasım’dan önce imzalanmış sözleşmeler için uygulanmayacak. Kasım ayından sonra imzalanan sözleşmeler için bu yeni kurallar geçerli olacak. (GVK- GEÇİCİ MADDE 91) Kasım ayından önce imzalanmış sözleşmelere ilişkin ödenecek ücretlerde, değişiklik öncesi kurallar geçerli olacak. Luiz Gustavo ile Arda Turan’ın vergilendirilmesinin farklı olmasının nedeni de bundan kaynaklı. Gustavo’nun Fenerbahçeyle olan sözleşmesi 2019 Kasım öncesine dayandığından daha az vergi hesaplanacak, Arda Turan’ın sözleşmesi ise çok daha yeni olduğundan, yeni vergilendirme esaslarına yüksek oranlardan vergi hesaplanacak. Arda Turan veya 2019 Kasım’dan sonra sözleşme imzalayan diğer futbolcular için kritik bir konuyu da ayrıca belirtelim. Kulüplerinin yıl içinde Maliye’ye ödedikleri (yüzde 20 oranındaki) stopajları, kendi beyannamelerinde yüzde 40’a varan oranda hesaplanan vergiden mahsup edip-düşüp, daha az vergi ödeyebilecekler...
Bin tane noter varken, bir tane trafik müdürlüğüne gidilir, bin bir zorlukla otomobillerin yeni sahipleri adına trafik tescil işlemleri yapılırdı. Noterlere trafik tescil işlemlerinde yetki verilmesiyle, şimdi ikinci el otomobil satış işlemleri noterlerde yapılıyor. Otomobilin yeni sahibi adına düzenlenmiş ruhsat, satış anında noterde elden teslim ediliyor. Hatta geçen yıl başlatılan uygulama ile cumartesi günleri de (nöbetçi noterlerde) işlem yapılabiliyor artık.
ŞİRKETLER İÇİN ZOR
Otomobillerin satış-sicil işlemlerinde böyle kolaylıklar devreye alınmışken, diğer yandan şirketlerin ticaret sicil işlemleri ise zorlaştırılıyor. Üstelik yatırım ortamını iyileştirme yönünde sürekli yeni adımlar atılıyorken... Önceden şirket yetkililerinin noter huzurunda attıkları imzalar kabul edilirken, artık kabul edilmiyor. Patronların- şirket yetkililerinin yalnızca ticaret sicil personeli huzurunda attıkları imzalar kabul ediliyor. Aslında bu düzenleme yeni yapılmadı... 2018 Şubat’ta yürürlüğe girmesine rağmen uygulamaya tam olarak geçmemişti. (7099 sayılı kanunla, TTK’nın 40.ncı maddesinde yapılan değişiklik) Şimdi artık noterden hazırlanmış imza beyanları kesinlikle kabul edilmiyor. Yeni şirket kuruluşlarında özellikle ortak olmayan yetkililerin veya mevcut şirketlere yeni yetkili atanmış kişilerin ticaret sicil müdürlüğüne gidip imza atmaları isteniyor.
YASAYLA ÖRTÜŞMÜYOR
Söz konusu değişikliği düzenleyen 7099 sayılı yasanın adı da ‘Yatırım ortamının iyileştirilmesi amacıyla’ olarak belirlenmişken, şirket kuruluşlarında SGK’ya ‘işyeri bildirgesi’ bildirim zorunluluğunun kaldırılması gibi girişimcinin işlemlerini kolaylaştırıcı düzenlemeler yapılmışken, yerli sermayeyi de, yabancı sermayeyi de sürekli yeni yatırıma teşvik etmek için bir yandan yasal-idari kolaylıklar sağlanırken, diğer yandan yatırımcıların en yakınlarındaki notere giderek sonuçlandırabilecekleri sıradan bir işlem için sicil müdürlüklerine gitmeye zorlanması, yasanın geliş amacıyla örtüşmüyor. Yeni kurulan şirketlerde ortak olmayan yetkililerin veya mevcut şirketlere yeni yetkili atanmış kişilerin hemen her konuda noterde yapılmış işlemleri, tüm resmi makamlar tarafından kabul edilirken, imza beyanları için noterlerde yapılan işlemlerin kabul edilmeyip ticaret sicile giderek imza beyanı istenmesinin bürokrasiyi azaltma amacına hizmet etmediği çok açık.
DEFTER TASDİKLERİNDE DE SİCİL ZORUNLU
Şirketlerin kuruluşundan sonraki yıllarda, resmi defterleri noterler tasdik edebiliyor. Ancak anonim ve limited şirketlerin kuruluşunda defter tasdikinin yine ticaret sicilde yapılması zorunlu. (TTK Md.64/3 ve Vergi Usul Kanunu Md.223/3) Yine 2018’den sonra getirilmiş bir zorunluluk bu, önceki yıllarda yoktu. Tabi ki isteyen şirket kuruluş sırasında ticaret sicil müdürlüğünde defter tasdiki yaptırabilmeli. Ancak isteyen de daha kolayına geliyorsa noterde defterlerini tasdik ettirebilmeli. Zaten kuruluştan sonraki yıllar için noterlerde tasdik yaptırılabiliyor.
YATIRIM İŞTAHINI KAÇIRIYOR
Mülk sahipleri genelde net kira üzerinden kiracı işyerleriyle anlaşırlar. Kiracılar bir yandan mülk sahibine her ay net kira bedeli öderken, ayrıca Maliye’ye de (% 20) stopaj öderler. Beş bin lira aylık net kirası ödemesi olan bir işyeri (örneği) için her ay Maliye’ye bin 250 lira da kira stopajı ödenir. Şimdi; stopaj oranı (% 10’a) düşürülünce, kiracıların ödeyeceği stopaj tutarı da yarı yarıya azaldı, 555,56 lira oldu. Yılsonuna kadar bu yüzde 10’a düşürülen stopaj oranından vergi hesaplanacak.
HESAPLAMALARI DEĞİŞECEK
Neti 5 bin lira olan kiranın; brütü (stopaj dahil) 6 bin 250 liraya denk gelirken, artık brüt kira (stopaj dahil) 5 bin 556 lira olarak hesaplanacak.
Kiracı işyerlerinin brüt kira masrafı da azalmış oldu dolayısıyla. Peki, stopaj değişikliği mülk sahiplerini nasıl etkiliyor?
Mülk sahiplerinin net kira gelirinde bir değişiklik olmadı tabi ki, aynı net kira bedelini tahsil etmeye devam edecekler. Ancak 2021 Mart ayında verilecek gelir vergisi beyannamesinde hesaplamaları değişecek. Değişiklik öncesine göre hesaplama yapıldığında birçok mülk sahibi vergi iadesi alabilecekken stopaj oranının düşürülmesi sonrasında artık vergi
iadesi alamayacak.
Çünkü mal sahipleri kiracıların ödediği stopajı beyannamelerinde hesaplanan vergilerinden düşüyorlardı. Şimdi kiracılar daha az stopaj ödeyeceğinden, mülk sahipleri de daha az mahsup-düşüm yapabilecekler.
2.675 TL KAYBI OLACAK
Aybaşından itibaren mülk sahipleri ve kiracıların hayatına giren dokuz yeni yasa maddesinin mülk sahipleri ve işyeri kiracılarının hayatında neleri değiştirdiğini hukukçu dostum Av. Yusuf Gökhan Penezoğlu Hürriyet okurları için bugün de cevaplamaya devam ediyor... Önce dünün bir özetini de verelim. İşyeri kira sözleşmelerinde; depozito bedelinin üç aylık kira bedelini aşamayacağı, yenilenen sözleşmelerde tüfe oranlarının uygulanma zorunluluğu, 5 yıldan uzun sözleşmelerde kira bedelinin nasıl belirleneceği, dövizli sözleşmelerde kira bedelinin her yıl yenilenemeyeceği hususları açıklanmıştı. Bugün; TBK’nın merak edilen diğer kritik konularını Av. Penezoğlu açıklamaya devam ediyor.
1. Süresinden önce kiracı çıktığında, kaç aylık kira istenebilecek?
Kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği takdirde, kira sözleşmesinden doğan borçları, kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder. (TBK 325. Madde) Yani kiracı, bu makul sürede mülkü fiilen boşaltmış olsa da kira ödemeye devam eder. Ancak, kiracının bu sürenin geçmesinden önce kiraya verenden kabul etmesi beklenebilecek, ödeme gücüne sahip ve kira ilişkisini devralmaya hazır yeni bir kiracı bulması hâlinde, kiracının kira sözleşmesinden doğan borçları sona erecektir. Kiraya verenin, yapmaktan kurtulduğu giderler ile kiralananı başka biçimde kullanmakla elde ettiği veya elde etmekten kasten kaçındığı yararları kira bedelinden indirmekle yükümlü olduğunu da ayrıca belirmekte yarar var. Buna göre, kanun hükmünde sayısal olarak belirli bir aylık süre yer almamakla birlikte, kiraya verenin yeni bir kiracı bulmasına kadar geçirmek durumunda kalacağı makul süreye karşılık gelecek miktardaki kira ödemesinin kiracıdan alınabileceği düzenlenmiştir. Ek olarak, kiracının da hükümde yer alan şartları karşılamak koşuluyla kendi yerine yeni bir kiracı bulması imkânı getirilmiştir.
2. Sözleşmenin başka kiracıya devri kolaylaştı mı?
İşyeri kiralarında kiraya veren artık, haklı bir nedeni olmadıkça, kira ilişkisinin kiracının talebiyle başka bir kiracıya devrine rıza vermekten kaçınamayacak. (TBK Md. 323) Kiraya verenin devre ilişkin rıza göstermemekte imtina etmesinin haklı bir nedene dayanmadığı hallerde, kiracı bu hükme dayanarak dava yoluna başvurabilecek. Şunu da belirtmek gerekir ki, yeni düzenleme ile birlikte, kira sözleşmesinin devri için kiraya verenin yazılı rızası da gerekiyor. Ayrıca, iki yılı geçmemek şartıyla kira sözleşmesinin süresi bitinceye kadar, kira sözleşmesini devreden eski kiracının, sözleşmenin devredildiği yeni kiracı ile birlikte onun borçlarından müteselsilen sorumlu olacağı da düzenleme altına alınmıştır.
3. Bir kira ödenmeyince kalan kira bedelleri istenemeyecek mi?
Emlak vergisi hakkında da, gelir vergisi hakkında da özellikle ödeme dönemlerinde bu vergilere ilişkin merak edilen konuları ayrıntılı olarak ele alıyoruz... Değerli konut vergisi ve imar barışı gibi yeni yasal düzenlemelere ilişkin kritik noktaları da bu köşede açıkladık...
Okuyucularımız şimdi ‘işyeri kira sözleşmelerine yönelik 1 Temmuz 2020’ den itibaren yürürlüğe giren’ yasal düzenlemelerin, kendileri için neleri değiştirdiğini merak ediyor. Çok sayıda soru ilettiler. “Depozito bedellerine de üst sınır mı geldi?” “Artık kira bedeli her yıl otomatik olarak tüketici fiyat endeksine göre mi belirlenecek?” “Süresinden önce kiracı çıktığında, kaç aylık kira istenebilecek?” şeklinde...
Aslında yeni uygulamaya girecek yasa maddeleri vergisel düzenlemeler içermiyor. Yeni Türk Borçlar Kanunu (TBK) 2012’de yürürlüğe girmiş ancak bu yasanın içinde yer alan dokuz maddenin uygulaması ise 2020/Temmuz ayına bırakılmıştı. Bu ay uygulamaya giren yeni yasa maddelerinin, mülk sahiplerinin ve işyeri kiracılarının hayatında neleri değiştirdiğini, hukukçu dostum Av. Yusuf Gökhan Penezoğlu’ ndan cevaplamasını rica ettim...
Av. Penezoğlu, merak edilen kritik noktaları Hürriyet okurları için ayrıntılı olarak açıkladı…
1. Yalnız işyeri kira sözleşmelerini mi ilgilendiriyor yeni hükümler?
Evet, işyeri kira sözleşmelerini ilgilendiriyor. Konut kira sözleşmeleriyle ilgili yeni bir düzenleme içermiyor bu dokuz madde...Ancak adi ortaklığın veya bir esnafın kiracı olarak yer aldığı işyerleri yeni yürürlüğe giren hükümlerin kapsamına girmiyor. Söz konusu dokuz maddenin kapsamında yer almak için gereken ana şartlardan birisi, kiracının ya Türk Ticaret Kanunu (TTK) anlamında ‘tacir’ olması yahut tacir sıfatını taşımasa bile ‘özel veya kamu hukuku tüzel kişisi’ olması...Bu çerçevede; anonim ve limited şirketlerin tümünün tacir sayıldığını da belirtelim. (TTK Md.16) Diğer ticaret şirketleri de; (kollektif, komandit ve kooperatif şirketler) aynı şekilde tacir sayılıyor. Dolayısıyla kira sözleşmeleriyle ilgili yeni hükümlerin bu şirketler için geçerliliğinde bir tereddüt yok.
2. Depozito bedellerine sınır mı geliyor?
TBK’nın getirdiği yeniliklerden birisi de “Kiracının Güvence Vermesi” başlıklı 342. Maddesi… Söz konusu madde ile depozito verilip verilmemesi tarafların iradesine bırakılmıştır, ancak depozito verilmesi kararlaştırılmış ise bunun sınırları Kanun kapsamında açıkça belirlenmiştir. İlk sınırlama, depozito bedelinin en fazla üç aylık kira bedeli kadar olabileceğidir.