Adnan Kaya

Girişimcilik onun genlerinde var

21 Ocak 2017
Trabzon’un şirin ilçesi Of’ta 1980’de dünyaya gelen İhsan Çoruhlu, çok genç yaşta atıldığı iş hayatında henüz 37’sinde olmasına rağmen büyük başarılara imza attı.

 Libya’da müteahhitlik yapan babasının Türkiye’ye dönmesinin ardından ailesiyle birlikte Ankara’ya yerleşen Çoruhlu, ilk ve orta öğrenimini burada tamamladı. 14 yıl Başkent’te yaşadıktan sonra babasının inşaat işlerine İzmir’de devam etme kararı almasıyla 1994’te Ege’nin incisine yerleşen İhsan Çoruhlu, üniversitede inşaat teknikerliği üzerine eğitim alırken ani bir kararla okulunu yarıda bırakarak henüz 20 yaşındayken Efes Peyzaj İnşaat’ı kurdu. İzmir’in farklı yerlerinde başta endüstriyel tesisler olmak üzere birçok projeyi hayata geçirdi. Kalabalık bir aileye sahip olan Çoruhlu, hem onlara yeni iş alanları açmak, hem de kendisinden iş talep eden hemşehrilerine faydalı olabilmek için 2015’te kardeşi yüksek gıda mühendisi Pınar Çoruhlu ve arkadaşı Murat Aka ile gıda sektörüne girdi. Veroni Gıda’yı kuran ve ‘Masha Lounge’ markasını yaratan İhsan Çoruhlu, bugün inşaatın yanı sıra gıdada da emin adımlarla yoluna devam ediyor.

Biri Bornova’da, diğeri de İnciraltı’nda olmak üzere iki şubesi bulunan Masha Lounge’ı daha da büyütüp ülke genelinde zincir yapmak için adeta gecesini gündüzüne katıyor. Çalışkan, yeniliğe açık, yaratıcı ve girişimci. Bu konuda hiçbir engel tanımıyor. Zoru, disiplini, mücadeleyi seviyor. Mağlubiyetten hiç hoşlanmıyor. Kitabında pes etmek yok! Samimiyetle ve inanarak yapılan her işin başarıya ulaşacağını düşünüyor. Doğru, dürüst, sözünün eri, insancıl ve dost canlısı. Aynı zamanda samimi, güler yüzlü, içten, iyi niyetli, hoşgörülü, son derece yardımsever, paylaşımcı bir karaktere sahip. Ve, nasıl başarıyorsa, her zaman enerjik ve neşeli. Bir o kadar da duyarlı. Tabii esprili ve kıvrak zekalı. “Hayatın uzun olduğunu düşünsek de aslında çok kısa. İşim dolayısıyla sosyal yaşamın içinde oldukça aktifim. Gün içinde hastalığa da, sağlığa da, varlığa da, yokluğa da, doğuma da, ölüme de yakından tanık oluyorum. Bunlar hayatta en önemli şeyin sağlık, mutluluk ve huzur olduğunu öğretti bana. Bunların dışında kalan her şey bugün var, yarın yok” diyerek bir anlamda hayat felsefesini de özetliyor. Karadenizli olduğu için doğal olarak en çok hamsili pilav ve mıhlamadan hoşlanıyor. Sıkı bir Trabzonspor taraftarı. Hatırı sayılır tespih koleksiyonu var. Keyifle okumanız dileğiyle, iyi hafta sonları.

HAYAT FELSEFESİ
Huzurlu, sağlıklı ve mutlu yaşamak.

OTOMOBİL
Öncelikli beklentim güvenlik

* İlk arabam 2004 model siyah bir BMW X5’ti. Şimdi 2012 model gri BMW X6 kullanıyorum. Bir otomobilden öncelikli beklentim güvenlik. Zira, sizin iyi bir şoför olmanız yeterli değil. Karşıdan gelen acemi olabilir. O nedenle kendimi güvende hissedeceğim arca binmek isterim. Tabii bir de beni yolda bırakmasın. Trafikte kurallara uyan, dikkatli bir sürücüyüm.

Yazının Devamını Oku

Hangisine inanalım?

20 Ocak 2017
KAFAM KARIŞTI

ÇEŞME’de sahilleri katran karasına boyayan tanker kazası sonrası kafalardaki sorulardan biri de şu:

“Yazın gönül rahatlığı ile denize girebilecek miyiz?”
Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç, “Kirlilik nedeniyle tatil rezervasyonlarının iptal edildiği iddiaları doğru değil. Geçen yıl sıkıntı yaşamadık. Bu sene daha da iyi olacağını düşünüyorum” diyor.
Çeşme Turistik Otelciler Birliği Başkan Yardımcısı Yakup Demir ise, “Kötü bir algı oluşturuldu. Birçok rezervasyon iptal noktasına geldi” diye konuşuyor.
Tatilciler gibi benim de kafam karıştı.
Biri belediye başkanı, “3 ay daha sabır. Rezervasyon iptali yok” iddiasında.
Diğeri turizmci, “Birçok rezervasyon iptal noktasında” görüşünde.

Yazının Devamını Oku

Bilim, bilgi, beceri, bilinç ve bilgelik

14 Ocak 2017
MEHMET Kocair, ODTÜ gibi teknik ağırlıklı bir üniversitede ‘saf bilim’ diye nitelenen ‘fizik’ dalında eğitim görmüş. Kalıp astrofizik alanında kariyer yapmayı çok istemiş ama ülke gerçekleri onu “Daha geçerli iş alanlarında çalışma fırsatları yakalamalıyım” düşüncesiyle elektronik ağırlıklı dersleri de almaya yöneltmiş.

Okul sonrası İstanbul’da bilgisayar sektöründe çalışmaya başlamış. Tübitak’ın Gebze’deki araştırma merkezinde bulunan büyük boy bilgisayarların kurulum, bakım ve onarımından tutun da İş Bankası’nın akıllı network projesine kadar birçok çalışmada görev almış. Sonra memleketi Bodrum’a dönüp üç dönem belediye başkan yardımcılığı, meclis ve encümen üyeliği yapmış. 2011’de İzmir’e gelip Kentkart Genel Müdür Yardımcılığı’nda bulunmuş. 3 yıl sonra yine soluğu Bodrum’a almış ve Statü Gelişim Eğitim ve Yönetim Danışmanlığı’nı kurmuş. Halen kurumsal verimliliği yükseltme amaçlı eğitimler veriyor. Türkiye’nin birkaç akıllı network uzmanından biri olmasına rağmen halen yaptığı işi gerçekten de çok seviyor ve önemsiyor. “Eğitim veriyorum” demek yerine, “Bilgiyi paylaşıyoruz” demeyi tercih ediyor.

Zira, bilginin paylaştıkça büyüyen bir değer olduğuna inanıyor. “Kim demiş, ‘Bilgi ölümsüzdür’ diye? Eğer onu insanların mutluluğu için kullanmazsan hiç şüphe yok ki, toprak olur bir gün, fani bedenin ölümü ile” diyor. Hayat felsefesini, “5B ile (bilimle, bilgiyle, beceriyle, bilinçle ve bilgelikle) yaşamak” diye özetliyor. 5B ile yaşamayı becerebilen her kişi ve kurum için başarının kaçınılmaz olduğuna inanıyor. Şimdi tüm bu değerlerle hayatı içine alan ve sonunda mutluluğu yakalayan bilimsel gerçekleri anlatan “Kurumsal Yapılarda Başarı İçin 5B Formülü” adlı bir kitap kaleme alıyor. Akıl, mantık ve bilim önem veriyor. Denizi, yüzmeyi, yelkeni, kayak yapmayı, tenis oynamayı, bisiklete binmeyi çok seviyor. ‘Max’ adında köpeği, ‘Moly’ ve ‘Mona’ isminde de kedileri var.

 

HAYAT FELSEFESİ
Nazım’ın dediği gibi, bilimle, bilgiyle, beceriyle, bilinçle ve bilgelikle yaşamak.

 

OTOMOBİL

Yazının Devamını Oku

Bu kadro çoookkk iş yapar

13 Ocak 2017
HAYIRLI OLSUN

MERHUM sanayici Vehbi Koç’un önderliğinde, eğitime gönül vermiş 205 hayırsever tarafından 4 Mayıs 1967’de kurulan Türk Eğitim Vakfı (TEV), günümüzde 11 şubesi ve 130 çalışanı ile Türkiye’nin geleceğine ışık tutmaya çalışıyor.

Tam 50 yıldır, geleceğe umutla bakan parlak nesillerin yetiştirilmesine öncülük ederken...
Bağışçıları sayesinde durumu olmayan ama zeki ve çalışkan birçok gencimizi ülkenin geleceğine hazırlıyor.
“Eğitim bir toplumun temel yapı taşıdır. Eğitimsiz toplum yok olmuş bir toplumdur” ilkesiyle hareket ederek, eğitimde fırsat eşitsizliğini en aza indirmenin mücadelesini veriyor.
Bunun bir bayrak yarışı, nöbet değişimi olduğu bilinciyle de her üç yılda bir yönetim kurulunu yeniliyor.
İzmir şubesinde de önceki gün yapılan toplantıyla değişime gidildi.

Yazının Devamını Oku

Çeşme bir tane ve çok kıymetli

8 Ocak 2017
UNUTMA

GEÇEN hafta, turizmin gözdesi Çeşme’nin karşı karşıya olduğu çevre felaketini yazdım.

Panama bandıralı Lady Tuna’dan denize akan tam 50 ton yakıtın...
O masmavi denizin üstünü, altını...
Paşalimanı ve Şifne başta olmak üzere tüm kıyıları...
Altın sarısı kumsalları nasıl kapkara yaptığını anlatmaya çalıştım.



Yazının Devamını Oku

Kaliteli yaşamın sırrı onda

8 Ocak 2017
AHMET Konya çocukluğunda mimar olup insanların içinde huzurla oturacağı evler yapmayı hayal ederken psikolog olup insanların içsel dünyalarını huzura kavuşturmayı tercih etmiş.

Dış dünyada maruz kaldığımız her türlü negatif uyaranın insan ruhuna etkilerini azaltmak ve onların mutlu olmalarını sağlamak için sürekli kendini geliştiren Konya, tam bir doğal yaşam tutkunu. Zaten hayat felsefesini de ‘kaliteli yaşam’ olarak belirleyen Ahmet Konya için bu kavram ‘lüks yaşam’ anlamına gelmiyor. Onun için kaliteli yaşam doğal beslenmeyi, sporla ve doğayla iç içe olmayı, mümkün olduğu kadar da stresten uzak durmayı ifade ediyor. Her daim güleç, mutlu, hayatla barışık, uyumlu, sakin, duygusal bir insan. Nazillili olduğu için biraz midesine düşkün. Lokanta işletmeciliği yapan bir aileden geldiği için kebap ve pide yapımında iddialı. Okul yıllarında basketbol ve su topu oynamış. Şimdilerde bol bol yürüyüp yüzüyor. Bowling ve balıkçılığa düşkün. Org çalıyor, arkadaş toplantılarında şarkı da söylüyor.

 

HAYAT FELSEFESİ
Kaliteli yaşam.

 

OTOMOBİL

Yazının Devamını Oku

Tek rakibi kendisi

30 Aralık 2016
ONUNKİ, sendika muhabirliğinden -kendi deyimiyle- şirket doktorluğuna uzanan bir yaşam öyküsü. 1977 yılında sendika muhabirliği ile başlayan iş yaşamında önce muhasebecilik, ardından satış müdürlüğü yapan Hami Aygen, sonraları ağırlıklı olarak finansmandan sorumlu üst düzey yöneticilikler üstlendi.

Profesyonel çalışma hayatını noktalamasının ardından, edindiği tecrübelerden tüm şirketlerin faydalanması gerektiğini düşünen Aygen, yönetim danışmanlığı yapmaya başladı. Kendi tabiriyle ‘şirket doktorluğu’ yapan Hami Aygen, Us Yönetim Danışmanlık’ı kurarak, şirketlerin aksayan yönlerini tespit edip onlar için yol haritaları çıkarıyor. “Nasıl ki insanlar hastalandıklarında doktora gidiyorlarsa, şirketler de aksaklık gördükleri alanlarda profesyonel danışmanlık hizmetine ihtiyaç duyarlar. Ben yaptığım işi şirket doktorluğu olarak görüyorum. Firmanın aksayan yönünü tespit edip onlara bir reçete hazırlıyorum. Bu reçeteye uyup uymamak yine onların inisiyatifinde” diyor.

Aygen, yoğun iş yaşamının yanı sıra koleksiyon tutkusuyla dikkat çekiyor. Kendi döneminin izlerini taşıyan makineleri, özellikle de eski radyoları biriktirmekten keyif alan Hami Aygen, bunca yıldır rakamlarla uğraşmasının bir yansıması olarak eski hesap makineleri toplamayı da seviyor. Aygen’in bu hayatta tek rakibi kendisi. Hep kendini aşmaya çalışıyor. İstemediği çevrelerde bulunmamaya gayret gösteriyor. Çünkü yaşadığı süreçte pişman olmayacak şekilde yaşamayı ilke edinmiş. “Yaparak pişman olduğumuz bir şeyi başkasına zarar vermedikten sonra mutlaka tamir edebiliyoruz. Ama yapmadığımız bir şey için pişman oluyorsak geri dönüşümüz olmuyor” diye konuşuyor. İnanılmaz paylaşımcı bir insan. Bu yönünü de şöyle anlatıyor: “Hep vermeyi tercih ederim. Çünkü ben şuna inanırım. İş hayatında olsun, özel hayatta olsun bir şeyi paylaşıyorsanız (örneğin bir bilgiyi paylaşıyorsanız ve o bilgiden karşı taraf yararlanıp bir iş yapabiliyorsa) mutlu oluyorsunuz.

 

Hemen arkasından da o işte paylaştığınız bilgi sayesinde yapılan işlerle ilgili yeni bilgiler öğrenip farklı işlere yönelebiliyorsunuz. Dolayısıyla öğrenmenin sürekliliğine inanıyorum. Hangi yaşta olursak olalım öğrenmenin ya da tecrübe kazanmanın sınırı yok. O yüzden her yaştan, kültürden insanlarla fırsatını buldukça sohbet etmeyi seviyorum. Konuşmaktansa dinlemekten hoşlanıyorum. Hayatta herkes çocukları için yaşadığını söyler ama ben katılmıyorum. Önce kendimiz için yaşıyoruz. Çünkü kendimiz için iyi bir yaşantı, gelecek, isim, anı bırakırsak çocuklarımız için de süregelirliğini sürdürebilecekleri bir hayatın kaynağı oluruz.”

 

HAYAT FELSEFESİ

Yazının Devamını Oku

Sahi o çevreciler nerede?

30 Aralık 2016
TURİZMİN gözdesi Çeşme, tam bir çevre felaketiyle karşı karşıya.

Panama bandıralı Lady Tuna gemisinin karaya oturması sonrası tam 50 ton yakıt denize aktı.

Şimdi; o masmavi denizin üstü, altı...
Paşalimanı ve Şifne başta olmak üzere kıyılar...
Altın sarısı kumsallar kapkara!
EBSO Meclis Üyesi Nedim Anbar’ın deyimiyle...
Canım Çeşme’yi rezil eden bir olayla karşı karşıyayız.
Yakıtın üçte ikilik kısmı deniz altında.

Yazının Devamını Oku