Farklı bir tat için adım adım Avrupa

Farklı kültürlerle tanışma arzusu nasıl oluştu?
Annem kabin amiri olarak Türk Hava Yolları’ndan emekli. Ailecek seyahat etmeyi çok seviyoruz. Bu durum genlerimde var. Yedi yaşımda ilk yurtdışı seyahatimi yaptım. Sonrasında seyahat etmek kanıma işledi. Dünyada keşfedecek o kadar çok yer varken aynı yerde sabit durmak benim için imkânsız. Augustine’in de dediği gibi: “Dünya bir kitaptır, seyahat etmeyen sadece bir sayfasını okur.”

Kaç ülke gezdiniz? Seyahatlerinizin ana teması neler?
Avrupa’da toplam 30 ülke gezdim. Seyahatlerimi planlarken öyle macera falan düşünmüyorum. Kültürlerin kendilerine özgü yöresel yiyeceklerini tatmak, geleneklerini gözlemlemek çok keyifli. Mimari yapılar, tarih, doğal güzellikler bende çok merak uyandırıyor. Seyahatlerimi seçerken Hürriyet Seyahat, Lonely Planet, Viator ve Trip Advisor ciddi şekilde yol gösterici oluyor.

İlk nereye gittiniz, neler yaptınız?
Güney Fransa’ya gittim. Nice, Cannes, Provence ve Saint-Tropez beklediğimden daha güzeldi. Hem denizin tadını çıkardım hem de mimari yapıların. Eze Village manzarasıyla beni çok etkiledi. St. Paul’deki sanat galerileri görülmeye değer. Cannes ve Saint-Tropez, adeta lüks kelimesinin eşanlamlıları. Provence’un lavanta kokuları hâlâ burnumda. Bu bölgede bir sürü güzel restoran bulunuyor. La Pizza Cresci çok başarılı bir İtalyan restoranı ve pizzaları harika. Bir de Massena Meydanı’ndaki Caz Festivali’ne denk gelmiştim, her yer ışıl ışıldı.

Hangi ülke sizde güzel anılar bıraktı?
Avusturya... İki kere Viyana’ya gittim. Ama artık Avusturya dendiğinde aklıma Viyana yerine Hallstatt ve Salzburg geliyor. Hallstatt’a gittiğimde hava karlıydı ve köy yollarından, dağların arasından gideceğimiz için biraz stres yaptım. Hiç şahit olmadığım manzaraların tadını çıkardım. Hallstatt Gölü’nü gördüğümde arabayı kenara çekip fırladım. Gördüğüm manzara karşısında hipnotize olmuştum. Mükemmel bir yer.

Avusturya’da şinitzel çok meşhur, tatma fırsatı buldunuz mu?
Evet... Salzburg’da iki güzel restoranda şinitzel yedim. Favorim Sternbrau’daydı. Kendi üretimleri olan Stern Birası da harikaydı. Diğer güzel şinitzeli de Barenwirt restoranında yedim.

Hallstatt’ın merkezinde bulunan evler çok sevimli. Evangelical Kilisesi’nin hemen yakınında çok güzel bir otel bulunuyor. Bir güzel şinitzeli de bu otelin restoranında tattım. Otelin ismi, See Hotel Grüner Baum ve muhteşem bir Hallstatter Gölü manzarasına sahip. Şarap mönüsü de oldukça geniş.

En son neredeydiniz?
Slovenya’da Ljubljana ve Bled’e gittim. Ljubljana dekor gibi, çok iyi korunmuş bir şehir. Şehrin ana mimarı Joze Plecnik. Her yerde onun dokunuşu var. Slovenya şarapları ve ballarıyla meşhur. Old Town bölümünde bir sürü hediyelik eşya dükkânı var ama en ünlüsü Zakladi Slovenije. Buradan şarap, çikolata, bal ve hediyelik eşya alabilirsiniz. Şehrin en iyi restoranlarından biri Julija Restaurant. Bled’i Instagram sayesinde keşfettim. “Acaba fotoğraflardaki kadar güzel mi” diye düşünmeye başladım. Daha da büyülü bir yermiş. Bled Adası’na kişi başı 45 TL’ye geçebiliyorsunuz.

Seyahat etmek size neler katıyor?
Araştırmacı yönümü ortaya çıkarıyor. Seyahat organize etmek, yaptığım planları gerçekleştirebilmek beni ciddi bir şekilde disiplinli yapıyor. Bir gezgin devamlı bir merak içerisinde olup, keşfetme dürtüsüyle her an harekete geçmeye hazır olmalı. Seyahat edebildiği için kendini şanslı hissetmeli. Gördüğü eşsiz manzaraların verdiği mutluluk ile sarhoş olabilmeli bir gezgin. Farklılıklara, yeniliklere kucak açabilmeli.

Yeni rotanızda neresi var?
Yılbaşında Colmar ve Strasbourg’da olacağım. Gideceğim yerleri en güzel dönemlere denk getirmeye çalışıyorum. Konserler, festivaller araştırıp uçak biletimi ona göre alıyorum. Sonrasında Norveç, İskoçya, Portekiz 2016 hedeflerim arasında yer alıyor. Aynı zamanda Uzakdoğu da en büyük hayalim. Şimdiden hazırlıklarımı yapmaya başladım.

Gözden KaçmasınGünde 30 lira harcayarak Asya’yı gezdiHaberi görüntüle

Gözden KaçmasınAdrenalin dolu bir maceraHaberi görüntüle