36 saatte Hamburg
Temmuzda Başbakan Angela Merkel, G20 konferansı için liderleri doğduğu şehre davet ettiğinde tüm dünyanın gözü yeni konser salonu Elbphilharmonie ile parlayan Almanya’nın ikinci büyük metropolüne çevrilmişti. Cumhurbaşkanları, başbakanlarla dolan şehrin huzuru kaçmıştı. Ülkenin en büyük liman kenti, global ticaretin önemli durağı Hamburg bir yandan uluslararası konumunu sürdürürken diğer yandan hoş özelliklerini, zengin kültürel yaşamını koruyor.
Cuma
14.00
Sağım solum su
İki büyük su kütlesiyle iç içe Hamburg: Ortasındaki Alster Gölü ve Kuzey Denizi’ne açılan kargo gemisi yolu Elbe Nehri. Gölün güney kıyısındaki Jungfernstieg semti, şehri keşfe başlamak için ideal nokta. Rıhtımdan yükselen teraçaların üstündeki bulvara asırlık, seçkin mağazalar sıralanmış. 19. yy’dan kalma neo Rönesans üslubundaki belediye binası Rathaus saat kulesiyle uzaktan dikkat çekiyor. Kentin ana meydanlarından Rathausmarkt, kulenin yanı başında. Çoğunlukla resim, fotoğraf sergileri düzenlenen binaya giriş serbest, günde birkaç kez rehberli tur düzenleniyor (19 TL)
16.00
Yerel moda
Gözde semtlerden Karoviertel şehrin iddialı butik ve giyim mağazalarının, hoş kafe ve barların mekanı. Alman modasındaki gelişmeleri Garment’da görebilirsiniz. Klasik çizgilere meraklıysanız gerçek bir spor giyim müzesi olarak değerlendirilebilecek Hot Dogs’a uğrayın.
19.00
Bohemya usulü yiyelim, içelim
Bohemya coşkusu komşu yerleşim Schanzenviertel’de de yaşatılıyor. İşçi-memur semti hızlı değişime karşın güçlü karakteristik özelliklerini korumuş. Çok sayıda kafe, restoran, bar hizmet veriyor. Portekiz’den Pakistan mutfağına her tür restoran mevcut. Hava iyiyse Schulterblatt’taki meydanda, dışarıdaki masalardan birine oturun. Karşınızdaki Rote Flora Tiyatrosu, 1989’dan bu yana evsizlerin işgalinde. Il Cammino’da Napoliten’liği tartışmalı olsa da hakiki İtalyan pizzası çok ucuz: 32 TL.Yemekten sonra bir şeyler içmek isterseniz meydandaki barlarda Astra, Ratsherrn, Hugo gibi yerel biraları tadabilirsiniz. Çok uzun yıllardır dekorunu değiştirmeyen, beyaz karolarıyla farklı bir atmosfer sunan Saal II’de akşam bu saatlerde sigara dumanıyla beraber sohbetin dozu da artıyor.
Cumartesi
09.00
Göl kıyısında
Turistler Alster Gölü’nü Jungfernstieg’dan kalkan şık teknelerle keşfe çıkarken Hamburg’lular sahilindeki geniş parklarda, şık evlerin önünden geçen yollarda yürüyor, koşuyor, bisiklete biniyor, piknik yapıyor. Göl iki bölümden oluşmakta: Küçüğü Binnenalster, büyük olanı Aussenalster (iç ve dış Alster anlamında). Jungfernstieg’daki parktan bir bisiklet kapın (23 TL, ilk 30 dk ücretsiz) kartpostal manzaraları içinde tura çıkın. Hamburglular’ın iddiasına göre şehirdeki köprü sayısı Amsterdam ile Venedik’in toplamından fazla, tam 2500 tane… Şehrin panoramik manzarasını seyretmek için gölün kuzey tarafındaki Alsterperle kafede durup bir kahve için.
11.00
Dışavurumcu tuğlalar
Güneye doğru yürüyüp yakın zamanda UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne eklenen iki yeri görün. Ofis semti Kontorhausviertel’in 20’nci yüzyıl başında yapılmış binaları dışavurumcu tuğla mimarisi adı verilen akımın seçkin örnekleri. Cepheleri kırmızı tuğla kaplı ve süslemeli. İçlerinde en ünlüsü üçgen geometrisiyle sivrilen Chilehaus. Yakınlardaki Speicherstadt eskiden depo bölgesiydi. Dev neo gotik kırmızı tuğla yapılar kanal boyunca uzanıyor. Bir zamanlar gemiler buraya yanaşırmış.
13.00
Gözalıcı konser salonu
Avrupa şehirlerindeki en büyük yeniden canlandırma projelerinden biri geçmişte Hamburg Limanı’nın bulunduğu bölgede sürdürülüyor. Hafencity’nin batı ucunda gözalıcı konser salonu Elbphilharmonie inşa edildi. İsviçreli Herzog & de Meuron’ın tasarladığı bina 789 milyon Euro’ya maloldu. Ocak ayında açılan binaya halk Elphi adını taktı. Tarihi tuğla depodan girilen yapının çatısındaki gözlem platformuna çıkmak için internetten daha önce bilet almanızda yarar var (9 TL). Sıradışı konser salonunu rehber eşliğinde gezebilirsiniz (70 TL). İçindeki Störtebeker kafenin öğlen mönüsünde tütsülenmiş somonlu sandviçten (57 TL) et ezmesine (70 TL) pek çok seçenek var.
16.00
Çelik vapur
Elbe kıyısında Zaha Hadid’in tasarladığı yoldan yürüyün, rıhtıma bağlı Rickmer Rickmers’i (22,5 TL) gezin. Bir zamanlar Hong Kong ve Şili’ye sefer yapan 121 yıllık çelik teknede kuşaklar boyunca denizdeki yaşama tanık olacaksınız.
17.00
Sahil barları ve kargo gemileri
Landungsbrücken’deki yüzer iskeleden 62 numaralı vapura atlayın (gidiş-dönüş 14 TL). Eski balıkçı köyü Övelgönne’e varmanız 15 dakika sürecek. Kumsalın diğer ucundaki bar Strandperle’de oturup nehir trafiğini, karşı yakadaki dev vinçlerin manzarasını seyredin. Boşaldıkça devleşen yük gemilerinin, vinçlerin oluşturduğu ağır çekim koreografiye ve global ticaretin azametine tanık olun.
20.00
Göz doyuran Porto porsiyonu
Landungsbrücken’in yanıbaşındaki Portugiesenviertel, isminden anlaşılacağı gibi kafeleri, restoranlarıyla Portekiz atmosferini yaşatıyor. En eskisi, muhtemelen en iyisi Ditmar-Koel-Strasse ile Reimarusstrasse’nin kesiştiği yerdeki Restaurante Porto. Izgarada ustalıkla pişirilmiş taze balıkların yanında patates ikram ediliyor, forsiyonlar en iştahlı müşterileri sevindirecek kadar büyük (80 TL).
22.00
Beatles burada çalmıştı
Canlı, hareketli St Pauli bölgesi ve aynı isimli futbol kulübü Hamburg’da alternatif kültürün simgesi. Randevuevlerinin sıralandığı cadde Reeperbahn aynı zamanda ülkenin en yoğun gece kulübü, gazino mekanı. Turunuza şehrin benzersiz barlarından Meksika temalı, Chug Club’da birkaç kadeh yuvarlayarak başlayın (içkiler 45 TL’den başlıyor). Sonra klasik, sigara dumanlı tavernalardan Zum Silbersack’ta bir bardak Astra birası eşliğinde etrafı seyredin. Beatles-Platz, şehrin en hedonistik caddesi Grosse Freiheit ile Reeperbahn’ın kesiştiği noktada. Burada Beatles üyelerinin gerçek boyuttaki çelik heykelleri dikkatinizi çekecek. Grup 1960’larda bu caddedeki kulüplerde verdiği konserler sonrasında şöhret basamaklarını tırmanmaya başlamıştı.
Pazar
7.30
Şafakta alışveriş
Her pazar Elbe kıyısındaki cam çatılı dev hal binası Altona Fischauktionshalle’nin yanıbaşında pazar kuruluyor. Tezgahlarda turna balığından, narenciyeye haftalık alışveriş malzemeleri sergilerinirken sokakta dünyanın dört bir yanından maharetli müzikçiler, akrobatlar gösteri yapıyor. Eski hal binasının içindeki restoranlar kahvaltı, yemek sunuyor.
10.00
Minyatür Harikalar Diyarı
Eski hangar binası Speicherstadt’ın zeminindeki tepelere tırmanan, uzun köprüleri aşan, durmaksızın çalışan trenler dünyanın en büyük minyatür demiryolu ağının aktörleri. Miniatur Wunderland, yaratıcı zekanın sergilendiği, yetişkinlerin ruhundaki çocuğu bile kışkırtacak kadar etkileyici bir oyun parkı (55 TL yetişkin, 30 TL çocuk). Ülkenin en popüler turistik şovunda her köşeye bir espri yerleştirilmiş. Area 51’de çılgınca koşuşturan küçük yeşil uzaylılar, dalgıç inekler, kaya tırmanışı yapan keşişler… Hamburg kadar canlı, cazip, sürpriz dolu ve eğlenceli.
Nasıl gidilir
Kasımın ikinci haftasında İstanbul’dan Hamburg’a direkt uçuşlarda gidiş-dönüş biletler AtlasGlobal’de 968 TL, THY’de 999 TL’den başlıyor.
Fotoğraflar: knightstemplarinternational, Hamburg.de, Yemek.com, Wikipedia, Turbopassi, BBC, Hamburg Travel