Cevat Turan, ‘Kibele’nin Laneti’ adlı son romanında bir seri katilin ruhsal haritasının izini sürerek bir insanın neden öldürdüğünün cevabını arıyor. Romanı yazmadan önce gerçek bir seri katille de görüştüğünü belirten Turan, “Romanın tamamında esas aranan kör nokta ‘İnsan neden öldürür?’ sorusuna yanıttır. Amerikan seri katillerinin işleniş gerekçelerindeki takıntı, çıkış noktası ile işlenme biçimleriyle buradakiler arasında büyük farklar olması normal. Biz daha feodal alt bilince ve değerle sahibiz. Öfkemiz de, kavgamız da hâlâ feodal. Ancak katil karakterinin egosu, öfkesi, kişilik yapısı, empati yeteneğinin olmaması ve narsist kişilikleri benzerlik gösteriyor. Romandaki Mirza Hud karakteri işlediği bazı cinayetlerin başında ağlıyor mesela” diyor.
#Cevat TuranD&R’ın kapalı oturum gerçekleştirdiği online söyleşilerinin son konuğu Türk edebiyatının en popüler ‘polisiye’ yazarlarından Ahmet Ümit oldu. Ümit, yazarlık serüveninden Nâzım Hikmet sevgisine, hazırlıkları devam eden 'Komser Nevzat' dizisinden annesinden yadigâr masallara kadar merak edilen pek çok konuyu sevenleriyle paylaştı.
#Ahmet ÜmitAnlattığı hikâyelerde çoğu zaman dar bir alanda konumlanıp memleketin halini özetleyen sinemacı ve yazar Ümit Ünal, yeni romanı ‘Bana Göre Kıyamet’te hayali bir kasabada, iki günde yaşananları belgesel tadında ve tek solukta anlatıyor. Yabancı düşmanlığı, toplumsal linç, insanlığın ve doğanın yok oluşu üzerine ürkütücü ve çok tanıdık bir resim çiziyor Ünal...
#Ümit ÜnalYerli edebiyatın güçlü sesleri, ödül komitelerinin gözbebekleri dünyaca ünlü isimler, çarpıcı biyografiler, yepyeni soluklar... Kitap dünyasının yeni sezonunda her okuru heyecanlandıracak bolca havadis var. Yıl bitmeden buluşacağımız roman, öykü, inceleme, biyografi, söyleşi türlerinin en öne çıkan kitaplarını sizler için derledik.
#Kitap SanatPolisiyenin dünyaca ünlü kraliçesi Agatha Christie’nin Pera Palas’ta artık bir Türk komşusu var. Beyoğlu’nun sokaklarını, insanlarını, binalarını romanlarında sıklıkla anlatan yazar Ahmet Ümit’in adı Christie’nin 411 numaralı odasının karşısındaki 410 numaraya verilecek.
Afet-i devran bir kadın, şehvet, seks, para, şizofren bir katil ve vajinanın bedenden ayrılmasıyla son bulan vahşetler. ABD’den İstanbul’a uzanan seri cinayetler... FBI kriterlerine uygun bir seri katil romanı yazmak üzere yola çıktığını söyleyen gazeteci Cüneyt Ülsever, yazdığı vahşetin zaman zaman kendisini de ürperttiğini itiraf ediyor. Ancak vahşetin, cinsellik ve şehvet gibi insani bir zaaf olduğunu söylüyor
Şehre dehşet saçan psikopat bir seri katil ve kurbanları arasındaki ölümcül kedi fare oyununu konu alan Dehşet Gecesi, gerek senaryosu gerekse de yönetmenin yetersizliği nedeniyle sıradan bir gerilim olmaktan öteye gidemiyor. Dehşet Gecesi’ni bizler için izlenir kılan tek şey, başroldeki Mehmet Günsür’un mükemmel İngilzcesi ve rahatlığıya filmi sırtında taşıyan isim olması.