Güncelleme Tarihi:
Almanya'da yaşayan ve Almanca yazan Türk asıllı yazar Akif Pirinçci'nin yarattığı dedektif kedi Francis, soluk soluğa maceralarıyla ikinci kez Türk okuyucusunun karşısında. Akif Pirinçci'nin Francis'in maceralarını anlattığı ilk romanı ‘‘Felidae’’ yalnızca Almanya'da 2 milyonun üstünde satmış ve Hollywood film haklarını satın almıştı.
Alman okurlar, dedektif kedi Francis'le 1989 yılında tanıştılar. Türk asıllı yazar Akif Pirinçci, ‘‘Felidae’’ adlı romanıyla yepyeni ve çok özgün bir dünyanın kapılarını aralamıştı. 37 ülkede yayınlanan ve yayınlandığı her ülkede büyük beğeniyle karşılanan ‘‘Felidae’’ sadece Almanya'da 2 milyonun üzerinde satmış ve Avrupa'nın en pahalı çizgi film prodüksiyonuna konu olmuştu. Almanya'da yayınlandığı yıl ‘‘Polisiye Roman Ödülü’’ konmasına neden olup aynı ödülün ilk sahibi olan Felidae'ye Türk okurları da büyük ilgi göstermişti.
Akif Pirinçci şimdi de ‘‘Felidae’’nin devamı olan ‘‘Francis’’ ile Türk okurlarının karşısında. Francis'in film haklarını satın alan Hollywood'da sinemaya uyarlama çalışmaları sürüyor. Francis, hem hayvanların, hem de insanların acımasızlık ve çılgınlıklarını ustaca gözler önüne seren usta işi bir roman.
Pirinçci'nin ikinci romanı olan ‘‘Francis’’, okurların artık çok yakından tanıdığı ünlü dedektif kedi Francis'in başka bir serüvenini anlatıyor. Sahibi Gustav'ın bir kadına aşık olmasıyla gündelik yaşamı altüst olan Francis, özgür olmak ve biraz da serüven yaşamak için evden kaçar. Evindeki yeni rakibi ve sahibinin sevgilisi Francesca'dan kaçan Francis, kentin kanalizasyon çukuruna düşer ve kendini, gerilim dolu bir öykünün içinde bulur. Gözleri görmeyen kediler, acımasız avcılar, güzel dişi kediler ve art arda işlenen seri cinayetler...
SERİ CİNAYETLER
‘‘Francis’’te seri cinayetler işleyen katil, sürekli çiftlik kedilerini kendine kurban seçmektedir. Kentin kanalizasyon sisteminde yaşayan, tuhaf ve gözleri görmeyen bir grup kedi, Francis'i katili bulmakla görevlendirir. Fakat katil kimdir? Kanalizasyondaki kediler, Deli Hugo'dan ve onun köpek ortağından kuşkulanırlar. Ormanda ise ‘‘Kara Şövalye’’ denen bir efsane dehşet saçmaktadır. Francis, ‘‘Canavar Pençe’’ olarak tanımladığı bir yaratıktan da şüphelenir. Hatta ormandaki büyük aşkı, yabani kedi Alraune'u ve onun ormandaki türdeşlerini de zekasının spot ışıkları altına yatırır. Francis'in kıvrak zekásı ve alaycılığı ile bezenmiş olan roman, kendini son sayfasına dek büyük bir ilgiyle okutuyor.