“Mikrofonda Tiyatro”dan “Festivalde Tiyatro”ya bir “çivi” hikâyesi

“...BİRİNCİ adam falanca, ikinci adam filanca, efekt Ertuğrul İmer (veya Korkmaz Çakar), oynayanlar Devlet Tiyatrosu sanatçıları...”

Haberin Devamı

 

Biz “Mikrofonda Tiyatro” nesliyiz!
Yani, benim gibileri tiyatro koltuğundan önce radyonun başına çivileyen biraz da bu anonslardır.
İKSEV’in geçen haftayı, “...İzmir’in en eski yerleşik sanat kurumu İzmir Devlet Tiyatrosu, 30’uncu Uluslararası İzmir Festivali’ne, ‘Ermişler ya da Günahkârlar’ ile katıldı” diye takdim ederek aradan çekilivermesi ise, “seyirciyi koltuğuna soru işaretleri ile çivileyip kaçmak”tan farksız oldu bana göre... Festivalin, (Konak Sahnesi’nin sadece 208 koltuğu bulunduğu için) tiyatro gündemi açısından başardığı da İzmirli tiyatro severlere, “Sezonu iple çekmelisiniz” demekten ibaretmiş gibi görünüyor; daha ne olsun?
Anthony Horowitz’in yazdığı tek oyun!
Tarif ederken, kimsenin ağzını korkak alıştırmadığı Horowitz:
“Yüzyılımızın en önemli polisiye ve gizem yazarı, gizem ve gerilim konusunda uzmanlaşmış, korku senaryoları yazarı... 125 yıllık tarihinde ilk kez yeni bir Sherlock Holmes romanının yayımına onay veren Arthur Conan Doyle Vakfı’nın 2011’de romanı kaleme almak üzere seçtiği (davet ettiği) Horowitz...”
Ve (İzmir Devlet Tiyatrosu) prömiyerin yönetmeni Barış Erdenk’in, “...Yaşadığımız bu kaotik dünyada kavramlar birbirine karışmaya, gerçekler yer değiştirmeye başlamışken, ermişler ve günahkârların da sıklıkla yer değiştirmesi olağandır” dediği oyun.
Aslında, “Ermişler ya da Günahkârlar” ne Türkiye’de, ne İzmir’de, ne de bir festivalde ilk kez sahneleniyor. Üstelik, (benim gibi) “gizem ve gerilim konusunda uzmanlaşmış bir seyirci”ye ihtiyaç olduğunu düşünenler de var.
Oyun metni üzerinde konuşulacaksa, önceki yıllar temsillerinden derlenmiş “notlar” yabana atılmamalı:
“..Akşam seyircilerden pek çoğu kaldıramadı oyunu, ikinci perdede fıydılar... / Oyun çok güzeldi. Gidecek olan varsa keyfini bozmamak için sonunu söylemiyorum.. / Bütün seri katil ve psikopat hayranlarına tavsiye ederim... / Bir an, ‘Ya öyle değilse’ dedim izlerken, ama öyleydi... / ‘Bakış açısı’ denen şeyin ne kadar değişebildiğini gözler önüne seren oyun... / Siyah görünenin aslında beyaz olduğunu ve bütün bunların göreliliğini anlatan oyun... / ‘Tiyatroda gerilim nasıl olur?’ sorusunun cevabı olan oyun... / Türk seyircisine tiyatro yoluyla iletilebilecek düşünsel ve estetik çok daha önemli tatlar da var... / Yalnız paranoyaklar ayakta kalır... / Halı, zarf duvar kağıdı, jöle...”
“Festivalde tiyatro ve İzmir performansı için bir şey söylemeyecek misin?” derseniz, “Çivilerimden yeni kurtuluyorum; birinci adam falanca, ikinci adam filanca, efekt, Ertuğrul İmer (veya Korkmaz Çakar), ışık ‘Eskişehir’in Zeynel Abi’si... Oynayanlar Devlet Tiyatrosu sanatçıları...”
Başka söze gerek var mı?

Yazarın Tüm Yazıları