Cinsel tiksinti bozukluğu, sürekli veya tekrarlayıcı bir şekilde kendi cinselliği veya başka bir kişiyle cinsel ilişki kurma konusunda aşırı tiksinti duyma, cinsellikten tamamen ya da kısmen kaçınma durumudur. Peki, bu durum neden kaynaklanır, kimlerde görülür? Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı & Cinsel Terapist Op. Dr. Dilek Öcal, cinsel tiksinti bozukluğu ile ilgili önemli bilgiler aktardı.
#Erkeklerden Tiksinme HastalığıSanılandan daha fazla insanı etkiliyen 'Tıkınırcasına yeme bozukluğu' hastalığının çoğu insan varlığından bile habersiz. Halbuki toplumun yüzde 2’si bu sorunla mücadele ediyor. Ancak sürekli yemeğe saldıran, bir türlü doymak bilmeyen herkes bu kategoriye girmiyor. Peki bu hastalığın belirtileri ve etkileri neler? İşte 7 soruda 'tıkınırcasına yeme bozukluğu' hakkında bilmemiz gerekenler...
#Yeme BozukluğuEn yaygın ama en çok gözden kaçan yeme bozukluğu olan ‘tıkınırcasına yeme bozukluğu’ sanılandan daha fazla insanı etkiliyor ama çoğu kişi tanı almadığı için problemin farkında değil. Ülkemizde ise klinik araştırmalar dışında bilinmiyor bile... Halbuki toplumun yüzde 2’si bu sorunla mücadele ediyor. Ancak sürekli yemeğe saldıran, bir türlü doymak bilmeyen herkes bu kategoriye girmiyor. Peki bu hastalığın belirtileri ve etkileri neler? İşte 7 soruda 'tıkınırcasına yeme bozukluğu' dosyası...
#Yeme BozukluğuHamilelik sürecinin ilk 3 ayında yaşanan sorunlar ilgili önemli bilgiler veren Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzm. Opr. Dr. Özge Piri Mantar, gebelikte ilk 3 ayın çok önemli olduğunu belirterek, "Bu dönemde düşük riski çok yüksek olabilir. Düzenli olarak anne adayının takip edilmesi gerekiyor" dedi.
#GebelikTRT TÜRK televizyonunun 4 Ocak 2016 tarihinde saat 22.30-23.00 arasında yayınlanan, sunuculuğunu Alper Üstündağ’ın yaptığı, konuk olarak Yavuz Bahadıroğlu’nun katıldığı ‘Nasıl Oldu, Ne Oldu’ isimli programda DP’nin övülmesi, CHP ve Cumhuriyet rejiminin ağır şekilde eleştirilmesi vatandaşların büyük tepkisine neden oldu.
#Yalçın BayerKimera aslan başlı, keçi gövdeli, kuyruğu yılanınkini andıran bir canavardır efsanede. Gerçek yaşam laboratuvarlarında ise ‘kimeramsı’ yaratıklar çoktandır üretiliyor. Hastalıkların daha iyi kavranması amacıyla, fare ve benzeri hayvanlara insanlardan alınan bağışıklık sistemi, böbrek, deri ve kas hücreleri aktarılıyor.
Nobel mevsimi yine geldi çattı. Fizikçiler, kimyacılar pırıl pırıl buluşlarıyla geçen hafta Nobel'lerini aldılar. Ama bir de Nobel'le ödüllendirilmeyen, hiçbir pırıltı taşımayan, gayet pis bilimsel işler var. Bağırsak gazı koklayanlardan tutun da, malaryayla mücadele uğruna kendini binlerce kez Amazon sivrilerine sokturan araştırmacılara kadar nice cefakar bilim adamı şan şeref kazanmadan yaşayıp gidiyor.