Büyük Rus edebiyatı yumuşadı kuştüyü edebiyatı oldu

Güncelleme Tarihi:

Büyük Rus edebiyatı yumuşadı kuştüyü edebiyatı oldu
Oluşturulma Tarihi: Şubat 25, 2007 00:00

Dünya edebiyatının temel direklerinden birini oluşturan, insanlığın ruhunu 150 yıl boyunca besleyen Dostoyevski, Tolstoy, Puşkin, Lermontov, Çehov, Gogol gibi dáhi yazarlar günümüz Rusya’sında artık yok.

Günümüz Rusya’sında Sovyet döneminin klasikleşen yazarları Mayakovski ile Maksim Gorki de artık yok.

Şimdiki Rusya’da modası birkaç ay süren, listelere oynayan yazarlarla 80 sayfalık yumuşak romanları var. Günümüzde zaten Ruslar da kuştüyü gibi hafif romanları tercih ediyor.

Moskova’daki önemli kitabevlerinden Globus’un satış listesine göre birinciliği 5 yıldan beri Gürcü asıllı polisiye roman yazarı Boris Akunin elinde bulunduruyor. Yarattığı Fandorin adlı kahramanın son macerası "Nefrit Tespih" 500 bin satarak yine rekor kırdı.

Sürgünden Rusya’ya dönerek son 10 yıldır inziva hayatı yaşayan bir zamanların ünlü yazarı Aleksander Soljenitsin ise ilk ona bile giremiyor. "Gulag Takımadaları" eseriyle dünyayı çalkaladığı günlerde Nobel Edebiyat Ödülü’nü (1979) alan Soljenitsin kalemini bırakmamış olsa bile, yeni Rusya’da güncelliğini yitirmiş, boğulmuş bir adam izlenimi veriyor.

EN SEVİLEN YAZAR DARYA DONTSOVA

Geçtiğimiz günlerde Rusya’da 2006 yılı kitap satış rakamlarıyla yazarları ününe göre sıralayan bir kamuoyu araştırması yayınlandı.

Rusya Kamuoyu Araştırmaları Merkezi tarafından yapılan anket ilginç sonuçlar verdi. Rusya’da 2006 yılında en çok okunan yazarın, ev kadınlarına hitap eden Darya Dontsova olduğu ortaya çıktı. Üstelik Dontsova en sevilen yazarlar sıralamasında, yüzde 31 oyla Boris Akunin’i bile ikiye katladı. Akunin yüzde 16 ile ikinci sıraya yerleştı, üçüncü sıraya ise yüzde 13 ile yine bir polisiye yazarı olan Aleksandra Marinina kuruldu. Soljenitsin ise yüzde 4 oy aldı ve ilk üçe bile giremedi.

Rus edebiyatının içinde bulunduğu durumu en iyi biçimde tanımlayan anketi düzenleyen araştırma kurumunun başkanı Vladimir Petuhov oldu. Petuhov şöyle diyor: "Geçen yıl edebiyatta ünlülerimiz kimdi araştırmasının sonuçları, vatandaşın iliklerine kadar pop kültürü tüketicisi haline geldiğini kanıtladı. Listede ilk sıraları işgal eden yazarlar yalnız halka yakın yazdıkları için değil, her gün televizyon ekranlarına çıktığı için de ünlü olabildi. Beğensek de beğenmesek de Rus edebiyatında günümüzün gerçeği budur."

MEMESİ ALINDIKTAN SONRA İLHAM GELDİ

Ev kadınlarına hitap eden, romantik polisiye romanı yazarı Darya Dontsova (54) verdiği röportajlarda şöhrete ulaşma hikayesini şöyle anlatıyor:

"Hastanede kanser tedavisi gördüğüm günlerde geldi ilham bana. 45 yaşıma kadar gazeteci olarak çalıştım. Günün birinde göğsümde bir tuhaflık hissederek hastaneye gittim. Kanser teşhisi konduğunda dünyam bir anda yıkıldı. İlk haftayı yakında öleceğim düşüncesiyle geçirdim. Sonra yüzde 5 başarı şansı verilen ameliyata girdim ve mememin biri tamamen alındı. Bana ne olduysa bu ameliyattan sonra oldu. Genel narkozun etkisiyle mi bilemiyorum, bende ikinci bir kişilik uyandı. Kendime acımayı bıraktım. Aldığım ilaçların etkisiyle de olsa gerek, gözlerimin önünde rengarenk hikayeler canlanmaya başladı. İlk kitabım Uyanık Mirasçılar’ı daha hastanedeyken üç haftada el yazısıyla yazdım. Bu polisiye roman basılıp piyasaya çıktığında yok sattığını görünce hayata yeniden, daha büyük bir güçle sarıldım. Hastaneden çıkarak üçüncü romanımı yazdığımda hastalığı en az kayıpla yendiğimi anlamıştım. Kabus günlerini, ancak protez memeye gözüm ilişince hatırlıyorum. Örneğin beş yıl önce duraktan kalkmak üzere olan otobüse yetişebilmek için koşuyordum. Otobüsün kapısında iri cüsseli bir bey kolumdan tutarak bana yardımcı olmak istediği sırada dekolte elbisemden protez meme yere düşüverdi. Beni tutan erkek eli kaynar suyla haşlamış gibi geri çekiliverdi."

ARGO ÖZGÜRLÜĞÜ HOŞUMA GİDİYOR

Birkaç hafta önce, "Darya Dontsova kitaplarında ilginç ne buluyorsunuz?" sorusunu Moskova metrosunda kitaplarından birini okuyan yaşlıca kadın yolcuya sordum. Adı Elena olan okurdan aldığım cevap enteresandı:

"Benim gençliğim Sovyet zamanında halkta tiksinti uyandıran ideolojiyle yoğrulmuş mecburi edebiyat döneminde geçti. Dantsova’yı okuyunca kendimi onun yarattığı kahramanın yerine koyarak, kaybettiğim yılları aklımda canlandırarak telafi edebiliyorum. Lüks ortamlar, yasak aşk maceraları, rahatlıkla küfredebilen kişiler, argo konuşma serbestliği hoşuma gidiyor."

Hayranı olan okur, Darya Dontsova’nın tarzını çok iyi özetliyor. Diğer popüler yazarlar incelendiğinde tümünün stilinin aynı olduğunu hayretle fark ettim.

RUSYA’NIN EN POPÜLER YAZARLARI

Darya Dontsova Asıl adıyla Agrepina Dontsova (55) Moskova Üniversitesi gazetecilik mezunu. Gazete ve dergilerde çalıştıktan sonra Almanca öğretmenliği yaptı. Sovyet yıllarında "Çeliği Eritenler" adıyla bir roman yazarak Yunost (Gençlik) Dergisi’ne başvurdu ama resmen kapıdan kovuldu. Üçüncü kocası Aleksander Dontsov ile yaşayan Dontsova’nın önceki evliliklerinden iki çocuğu var. Son 5 yılda 70’in üzerinde popüler roman yazdı. En sevgili okuyucuları olan ev kadınlarına hitap eden yemek tarifi kitabı da kaleme aldı.

Boris Akunin Gürcü yazarın (51) asıl adı Grigoriy Çihartişvili. Akunin’in ilk mesleği edebiyat çevirmenliği. Moskova Üniversitesi felsefe mezunu Akunin bir yabancı edebiyat dergisinde editör yardımcısı olarak çalıştı. 20 ciltlik Japon Edebiyatı Antolojisi ansiklopedisinin de editörü. Üne kavuşmasını sağlayan ilk kitabı "İntiharcı Yazar". Akunin’in "Türk Hamlesi" kitabı ise 4 yıl önce uzun metrajlı filme dönüştürülmüştü.

Mariya Simyonova Bilim alanında çalışan bir ailenin kızı olan Simyonova (49) elektronik mühendisi. 1980’de ilk roman denemesi "Topal Çekirge"yi yayınladı. 1990’ların sonunda tarihi roman türünü benimseyen yazar geçen yıl "Volkodav" (Kurtboğan) kitabıyla kariyerinin zirvesine ulaştı. "Volkodav"dan esinlenilerek çekilen film şu anda Rusya’da gösterimde.

Aleksandra Marinina Asıl adı Marina Anatoliyevna olan yazar (50) İngiliz koleji, müzik okulu ve Moskova Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Rus İçişleri Bakanlığı Akademisi’nde çalışan Marinina emniyet teşkilatında yarbay rütbesi aldı. İşi zanlıların psikolojik durumunu incelemekti. Bu konuda otuza yakın bilimsel çalışması var. 1998’de polis teşkilatından ayrılan Marinina, aktif biçimde yazmaya başladı. Kitaplarının büyük bölümünde eski mesleğinden esinlenerek yarattığı Komiser Kamenskaya adlı bir kadın polisin nefes kesici maceralarını anlatıyor.

Viktor Pelevin Time Dergisi tarafından "siber çağın Nabokov"u olarak tanımlanan yazar (45) bilimkurgu ve fantastik türde yazıyor; ancak çok katmanlı romanları felsefi önermeler içeriyor. Moskovalı yazar elektromekanik mühendisi ancak yaratıcı yazarlık seminerlerine katılmış ve bir süre Bilim ve Din dergisinde doğu mistisizmi adlı bir dizinin editörlüğünü yapmış. 1992’de hikayelerinin topladığı kitabı Mavi Fener ödül aldı. Ertesi yıl ilk romanı Oman-Ra çıktı. Bu Sovyetler Birliği üstüne sürreel bir taşlamaydı. Homo Zapiens adlı romanı ise başarısız bir şair olan Babylen Tatarski’nın öyküsü aracılığıyla Sovyet sonrası zihniyeti ortaya koyuyor. Romanda sufi Çeçen gansterler ve Che’nin hayaleti de var. Pelevin çok az röportaj veren, gizemli bir yazar. 2000’den önce yazdığı bütün yazı ve romanların internette bedavaya yayınlanmasına izin verdiği için takdir topladı. Türkçe’ye Mavi Fener, Dehşet Miğferi, Oman Ra, Homo Zapiens, Buda’nın Serçe Parmağı, Böceklerin Yaşamı adlı romanları çevrildi.

Ludmilla Ulitskaya Azerbaycan doğumlu olan yazar (64) Moskova’da yaşıyor. Aslen biyolog ve genetikçi. Üniversitede görevliyken, daktilosunu bir samizdat kitabı (Sovyet döneminde daktiloyla yazılıp el altından dağıtılan yasak eserler) yazılsın diye ödünç verdiği için görevinden atıldı. 1996’da Fransa’da yabancı yazarlara verilen Medicis ödülünü kazanınca Batı’da tanındı. Türkçe’ye Doğan Kitap tarafından üç eseri (Soneçka, Medea ve Çocukları, Yoksul Akrabalar) çevrildi. En ünlü romanı Soneçka’da, 1930’larda içine kapanık, kendini okumaya vermiş bir kadının hikayesini anlattı.

Oleg ve Vladimir Presnekov kardeşlerin kitabı

ANTALYA’DA TÜRK HAKEMİ ÖLDÜRMEK

Yeni Rus yazarlarının kitaplarında Türkiye ve Türkler de yer alıyor. Oleg ve Vladimir Presnekov kardeşlerin, tiyatroya da uyarlanan "Hakemi Öldürmek" adlı kitabı bunun bir örneği:

Dört genç arkadaş Rusya’da kapalı şehir olarak bilinen, bilimsel araştırmaların yapıldığı bir kentte izole bir hayat sürdürüyor. Dünyayı televizyondan izleyen gençler günün birinde Rus milli takımının futbol maçını seyrederken hakemin yaptığı haksızlığı görüyor. Üçü erkek biri kız dört genç, hakemin vatanı Türkiye’ye giderek onu öldürmeye karar veriyor. Kendilerini Antalya kıyılarında lüks bir otelde bulan gençler burada akıp giden hayata tamamen yabancı olduklarını fark ediyor. Ama hakemi öldürme düşüncesinden de vazgeçmiyorlar. Türk hakemin izi sürülürken nasıl öldürüleceği de planlanıyor. Birisi bu işi okla yapalım, diyor. Günler geçtikçe çevrelerindeki değişik dünyaya alışmaya başlayan gençler yapmak istedikleri işin hata olabileceğini idrak etse de birbirini gaza getirmeye devam ediyor. Hakemin öldürülüp öldürülmediği belli olmadan oyun sona eriyor.


Boris Akunin’in sinemaya uyarlanan romanı

OSMANLI-RUS SAVAŞINDA TÜRK HAMLESİ

Boris Akunin’in yarattığı kahraman Erast Petroviç Pandorin, 19. yüzyılda yaşayan bir Rus casusu. Genç, içine kapanık, hiç konuşmayan, kılık değiştirebilen, içten pazarlıklı bu zeki polis, ilk kez "Kış Kraliçesi" adlı romanla ortaya çıktı. Ancak "Türk Hamlesi" adlı roman daha da büyük bir başarı kazandı ve dört yıl önce Rusya’da hasılat rekoru kıran bir filme ilham verdi. Olay 1877-78 Rus-Osmanlı savaşı sırasında geçiyor. Gazi Osman Paşa’nın Plevne müdafaasını yaptığı ve sonunda Rus ordusunun Ayastefanos’a (Yeşilköy’e) kadar geldiği bu savaşta Pandorin, Enver adında çok zeki, ülkesini seven, karizmatik bir Osmanlı casusuyla kapışıyor. Akunin’in ilk iki romanı Türkçe’ye de çevrildi (Altın Kitaplar).

RUSYA’DA EN ÇOK SEVİLEN 10 YAZAR

Darya Dontsova

Cengiz Aytmatov

Boris Akunin

Aleksandra Marinina

Mariya Semyonova

Aleksander Soljenitsin

Ludmila Ulitskaya

Viktor Pelevin

Vadim Panov

Maksim Fray
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!