Moda dünyasına ve trendlerine göre şekillenen makyajın geçmişine doğru bir yolculuk yapmaya ne dersiniz? Antik çağlarda bile kullanılan makyajın tarihi aslında oldukça eski. Ancak ben bugün sizleri 1700’lerin başından 1960’lı yıllara doğru bir yolculuğa çıkaracağım. Gelecek hafta da 1970 ile 2020’li yılları ele alacağım.
#Süheyla BuyrukçuMakyaj yapmanın nedeni, anlamı her dönemde farklıdır. Çünkü makyaj, koşullara, dönemin sahip olduğu düşünce akımlarına ve modaya ayak uydurarak her dönem değişmiştir. 1910 ve 1930 yılları arasında savaş nedeniyle makyaj pek yapılmasa da 1920’de 1. Dünya Savaşı’ndan çıkan insanların farklı eğlence mecralarına (tiyatro, kabare) yönelmesiyle makyaj insanların hayatında daha büyük bir önem kazanır.
#MakyajYapılan araştırmalara göre Türklerin dünyada en çok gittikleri şehirler Londra, Paris, Roma, Barselona ve Amsterdam. Bayramı fırsat bilip yurtdışına gideceklerin önemli bir kısmı da bu şehirleri ziyaret eder diye düşündüm ve Avrupa’nın bu beş güzelinin sırlarını yazdım.
#AmsterdamOyuncu Berrak Tüzünataç, Nur Fettahoğlu ile birlikte dönem dizilerinde yer almasını değerlendirirken bunu yüzlerinde hiçbir cerrahi estetik müdahale yaptırmaması ile ilgili olduğunu belirterek, "Bence bu işte yüzümüzün; plastiğinin de bir önemi var. Nur’un da benim de bıçak dokunulmamış yüzümüz var. Bıçak dokunmamış oyuncu sayısı az olduğu; gerçek ‘organik duran yüzler’ gerekiyor dönem işlerinde" dedi.
Bu yılın Çanakkale Savaşı’nı konu alan ilk filmi Sinan Çetin’den geldi. Savaşa, zafere, şehit olmaya güzelleme yapmak yerine barışı öven, bunu da oldukça sıra dışı bir şekilde yapan bir film Çanakkale Çocukları. Hikâyesini savaşa giden iki oğlunu geri almaya kararlı, gözü yaşlı ama güçlü bir annenin üzerinden anlatıyor. Sinan Çetin “Her anne cepheye gidip çocuğunu alsa, eve getirse savaşlar olmazdı” diyor.
Aslında çeyrek tesettür, örtülü çıplaklar gibi eleştiriler İslami kesimde bir süredir devam ediyor. 2005’te Ahmed Kalkan’ın Vuslat Dergisi’nde yayımladığı "Çeyrek tesettür gerçek tesettüre karşı" başlıklı yazı dizisi çok dikkat çekti. Yazıdan yapılan alıntılar bugün bile internet sitelerinde dolaşıyor. Geçtiğimiz haftalarda Milli Gazete’nin kadın yazarlarından Mine Alpay Gün de modern giyimli tesettürlü kadınları eleştirdi. Başında örtüsü, yüzünde makyajı, dar pantolonu, pantolonun üzerine günümüz modası tuniği, stiletto pabuçları veya son model etek ve elbiseleriyle sokaklarda salınarak yürüyen genç kızlar, kimseye kendilerini beğendiremiyor.
Kızı Tuğçe'yi evlat edindikten sonra müziğe ara veren Sibel Alaş, yedi yıl sonra yepyeni bir albümle geri dönüyor. 1.5 yıldır üzerinde çalıştığı, ama geçirdiği beyin rahatsızlığından dolayı ertelemek zorunda kaldığı "Carpe Diem-Günü Yakala" adlı albümü 18 Nisan'da piyasada olacak."Sanki aradan 20 yıl geçmiş gibi. Piyasaya alışmam zaman alacak" diyen sanatçı, Türkiye'nin en iyi söz yazarlarından biri olacağını belirtiyor.
Dünyanın İlk Canlı Siyaset Açıkoturumu... Liderlik konseptinde, kişisel cazibe unsurunu ön plana alan bu çalışmamla, dünya literatürüne yeni bir kavram kazandırmanın mutluluğu yanında, iş dünyasından siyasete, spordan sanata kadar geniş bir yelpazedeki kişisel ve kurumsal liderlere de yeni bir bakış açısı sunuyorum.