Paylaş
Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak ilan edildiği toplantıyı izlemek üzere Haliç Kongre Merkezi’ndeydim.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasını izledim. AK Parti yerel seçimler için hizmet eksenli bir seçim kampanyası yapmayı planlıyor. Ama ben Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından sadece hizmet ve eser siyaseti ile yetinmeyeceği izlenimi edindim.
LAİKLİK, ATATÜRKÇÜLÜK
Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kandil’in Kılıçdaroğlu’na desteğini meydanlarda anlatan Erdoğan, bu seçimde ise laiklik, Atatürkçülük gibi rejim üzerinden operasyon çekilmesini seçim meydanlarında anlatacak. Sadece hizmet için değil, Kelime-i Tevhid’e dava açanlara karşı bir kampanya yürütecek. Muhalefeti kendi silahıyla vuracak.
FETRET DEVRİ
Ayrıca AK Parti bu seçimlere 5 yıllık bir kaybı telafi etme duygusu ile giriyor. 2019 seçimlerindeki kaybı telafi etme duygusu bir motivasyon kaynağı olmuş. Erdoğan’ın, “El ele, omuz omuza vererek İstanbul’u son 5 yıllık fetret devrinden mutlaka çıkartacağız. Geride bıraktığımız 5 senede şunu gördük; yarı zamanlı belediye başkanlığı yapılmaz. İstanbul asla ihmale gelmeyen, sürekli ilgilenilmesi, sorunlarına çözüm üretilmesi gereken bir şehirdir. İstanbul’a hizmet için önce bu şehre âşık olacaksınız” sözleri en çok alkış alan bölümlerden biriydi.
KİM KAZANIR
AK Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayını ilan etmesiyle birlikte seçim havasına girildi. Belli ki AK Parti hizmet ve eser siyaseti yapacak. Bu yerel seçimlerde doğru bir tercih. Ama bazı durumlarda yeterli olmuyor. Bir ideloojik sos eklemek gerekiyor. Hele burası, bir de burası İstanbul gibi bir dünya kentiyse. Bu ipucunu hem Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasında hem Murat Kurum’un açıklamasında gördüm.
PARTİ İÇİ REKABET UYARISI
İstanbul Belediye Başkan adaylığı için AK Parti içinde önemli bir yarış yaşandı. Ama sonunda Murat Kurum’da karar verildi. 7 Ocak tarihi itibarıyla parti içi rekabetin Ekrem İmamoğlu ile mücadeleye dönüşmesi gerekiyor.
İstanbul seçimlerinin kaybedildiği 2019 seçimlerinde yaşananlar hatırlanınca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Hepimizin bildiği gibi siyaseti dinamik hale getiren ana unsur rekabettir. Rekabet olmadan, yarış olmadan siyasetin tadı tuzu olmaz. Ayrıca kadrolarda bir yenilenme, tazelenme de yaşanmaz. Biz siyaseti hayırda ve hizmette bir yarış olarak gördük. Hangi konumda bulunursak bulunalım. Bir AK Parti neferi olarak hepimizin gayesi ülkemize, milletimize ve şehrimize aşkla hizmet etmektir. Geleneğimizde rekabet isimler netleşince biter, yerini kolektif dayanışmaya bırakır” uyarısı önemliydi.
KURUM’UN ZİYARETİ
Murat Kurum’un aday ilan edildikten sonra İstanbul İl Başkanlığı’na gidip orada açıklama yapması yerinde bir karardı. Çünkü seçimleri teşkilat kazanır. İstanbul İl Başkanı Osman Kabaktepe’nin, Murat Kurum’u kucaklaması seçim sürecinde yaşanacak işbirliği ve uyum açısından değerliydi.
TEVFİK GÖKSU
Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, Ekrem İmamoğlu’na karşı en başarılı muhalefeti yaptı. İmamoğlu’nun yüzüdeki makyajın dökülüp gerçek yüzünün ortaya çıkmasını sağladı. Tevfik Göksu da iddialı adaylardan biriydi. Ama tercih Murat Kurum’dan yana oldu. İnsanların kalitesi bir yere aday gösterilirken değil, gösterilmediği zaman anlaşılır. Tevfik Göksu dün salondaydı. Murat Kurum’un adaylığı ilan edildikten sonra sahneye çıkıp el ele veren isimlerden biri oldu. Dava adamlığı budur. Siyasi kalite budur.
ERDOĞAN’IN MESAJLARI
CHP’nin yerel yönetimlerdeki karnesi parlak değil. Ekrem İmamoğlu eserleriyle, icraatlarıyla öne çıkamayınca yine laikliğe, Atatürkçülüğe, hilafet geliyor yalanına sarıldılar. Amaç İmamoğlu’nun 5 yıllık performansını tartıştırtmamak. Onun yerine insanları laik, anti laik diye kutuplaştırıp oylarını almak. CHP’nin stratejisi bu. Ama unuttukları bir şey var. Karşılarında Erdoğan gibi bir siyasi deha var.
28 ŞUBAT ZİHNİYETİ
Erdoğan da, “Her şey değişiyor ama CHP ve şürekasının başrolünü kimseye bırakmadığı, toplum ve siyaset mühendisliği senaryoları aynı kalıyor. Puslu dönemlerin kadrolu provokatörlerine yeniden işbaşı yaptırılırken 30 yıl öncesinin senaryolarını güncellemeye ihtiyaç dahi duyulmuyor. Yine hayat tarzı, köken, mezhep, inançlar ve semboller üzerinden pis bir oyun oynanmaktadır. Cumhuriyetimiz ve onun kurucu Gazi Mustafa Kemal her zamanki gibi yine istismara en elverişli malzeme olarak öne sürülüyor. Oysa bu milletin ne Cumhuriyet’le ne de Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal’le bir sorunu, sıkıntısı, derdi, problemi vardır” diyerek bu noktaya vurgu yapma ihtiyacı duydu.
MUHALEFETİN TAKTİĞİ
Haliç Kongre Merkezi’nde izlediğim Erdoğan, muhalefeti kendi silahıyla vuracak. Sadece eser ve hizmet siyaseti üzerinden bir kampanya yürütmeyecek. Bunlar Kelime-i Tevhid’e düşman deyip çıkacak. Sen tutup Kelime-i Tevhid’e dava açanların peşine takılırsan Erdoğan da bunu miting meydanlarında dile getirir.
Zaten fırsatı kaçırmadı. “Bu millet yüzyıllarca İ’la-yi Kelimetullah’ın sancaktarlığını yapmış, Allah Allah nidalarıyla cihanı titretmiş, askerine Resulü Ekrem efendimize hürmeten Mehmetçik ismini vermiş, hamuru Müslümanlıkla yoğrulmuş, mayası İslam’la atılmış necip bir millettir. Bu millet, İstiklal Marşı’na dahi Kelime-i Tevhid’i ilmek ilmek işlemiş aziz bir millettir” dedi.
SUUDİ ARABİSTAN’DAN OPERASYON ÇEKMEK
Suudi Arabistan’da oynanacak olan Süper Kupa maçında Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un, Atatürk tişöretleriyle maça çıkma ısrarı üzerine maç ertelenmişti. Bunun üzerine Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı suçlamışlardı. Erdoğan yerel seçim öncesinde provokasyon uyarısı yaptı. Hep diyorum ya seçim sürecine girildi, operasyonlar başladı. Erdoğan, “Her karışı terle ve kanla sulanmış vatan toprakları üzerinde ameliyat yapmaya kalkanlara meydanın boş olmadığını, milletimizin istiklaline ve istikbaline sıkı sıkıya sarıldığını göstermek boynumuzun borcudur. Riyad’dan size ekmek çıkmaz. Tişörtleri farklı bir şekilde boyamak, size bir şey kazandırmaz” diye uyardı.
Ali Koç bu uyarı senin için.
EMANETÇİ ÖZGÜR
Cumhurbaşkanı Erdoğan uzun süredir Özgür Özel’i muhatap almıyor. Ama Özgür Özel, Erdoğan’ı dilinden düşürmüyor. Erdoğan, ”Özgür Efendi siyasi ehliyetini almak istiyorsa, bizimle uğraşmak yerine gitsin önce vasilerinden, efendilerinden, ağababalarından kurtulsun” diye seslendi. Bir siyasetçiyi Allah emanetçi konumuna düşürmesin. Erdoğan, Özgür Özel’e, “Sen git önce Ekrem İmamoğlu’nun emanetçiliğinden kurtul” dedi.
Paylaş