1950’lerin başlarında The New Yorker için mizah yazıları yazmaya başlayan Woody Allen, 60’larda Greenwich Village’da stand-up komedyeni olarak sahneye çıktı. Üç komedi albümü çıkardı ve kendi adını taşıyan albümüyle “En İyi Komedi Albümü” dalında Grammy Ödülü’ne aday gösterildi. Neredeyse her yıl film yapmaya devam eden Allen, birden fazla Oscar, Altın Küre, BAFTA ve bir Grammy Ödülü kazandı. Kariyerini altmış yıldan fazla devam ettiren 87 yaşındaki başarılı Amerikalı yönetmen Woody Allen, senaristliğini ve yönetmenliğini üstlendiği drama ve gerilim filmi “Coup de Chance” ile tekrar beyazperdede seyirciyle buluşmayı hedefliyor. “Avrupalılar gibi filmler yapmak istiyordum. Bu küçüklük hayalimi gerçekleştirmeye çalıştım” cümlesiyle “Coup de Chance” filmine verdiği değeri anlatan Woody Allen, Hürriyet Kelebek okurları için soruları yanıtladı.
#Woody Allen‘İlgi Manyağı’, narsist eğilimlere sahip ‘arızalı’ bir genç kadın olan Signe’nin öyküsünden kesitler aktarırken bu çağın insan tipolojisini de kara komedi çizgileri içinde tasvir ediyor. Norveçli yönetmen Kristoffer Borgli’nin imzasını taşıyan yapımda Signe’nin hastalığı ruhsaldan fiziksele dönüşüyor. Odak noktası olmak için her türlü çabasını ve giderek azıtan kötülüğünün portresini izliyoruz.
#Uğur VardanFilm dünyasında oyuncular kadar yönetmenlerde oldukça önemlidir. Ancak filmlerin ön planında genellikle oyuncuların yer aldığı görülmektedir. Bu durum yönetmenleri geri planda bıraksada aslında çekilen filmin yönetmeni son derece büyük bir öneme sahiptir. Sizler için en iyi Akira Kurosawa filmleri en çok izlenen filmler listesi ve önerilerini derledik.
‘Kursk’, Ağustos 2000’de Rus ordusuna bağlı bir denizaltıda meydana gelen ve 118 kişinin ölümüyle sonuçlanan felaket öyküsünü anlatıyor. Thomas Vinterberg imzalı yapım, belki sinemasal özellikleriyle öne çıkmıyor ama ele aldığı trajediyi tarihsel gerçeklerle alabildiğince örtüştürerek perdeye taşıyor.
#Bana Bir Aşk Şarkısı SöyleJapon Sineması Dergisi’nin kuruluş hikayesi, kurucusu Gökhan Kuloğlu’nun yüksek lisans yaptığı dönemde bir derste yazdığı makaleye dayanıyor. Japon kültürünü esas alan makalenin ardından Japonya ve Japon Sinemasının büyülü dünyasına dalmış oluyor Kuloğlu. Gerisi de geliyor.
#Japon SinemasıEn sevdiğiniz yemeği düşünün… Şöyle güzel bir tabakta önünüze geliyor… Önce kokusunu hissediyorsunuz, daha sonra o ilk lokmayı tadıyorsunuz… İşte o anda hissettikleriniz, bence çok kıymetli. Zaten bu sebepten dolayı yemek insanları bir araya getiriyor, en keyifli zamanlarımızı büyük sofralarda geçiriyoruz. İtiraf edelim, çoğumuz yemek için yaşıyoruz!
#İdil TatariEfsane yönetmenlerin film zevklerini öğrenmek geçmişten günümüze merak konusu olmuştur. Gazeteci ve eleştirmenlerin de yönetmenlerle her konuşma fırsatı bulduklarında öğrenmek istedikleri en önemli konulardan biri, beğenilerini kazanan filmler... Biz de sinemaya adını altın harflerle yazdıran büyük ustaların günümüze kadar ulaşan favori listelerinden 10 ortak filmi derledik.
#SinemaDün yarım kalmıştı, bugün kaldığımız yerden Şahan Gökbakar röportajına devam... İşte okuyacaklarınızın önden flaş flaş özeti: Şahan’ın yeni “Recep İvedik” filmiyle ilgili söyledikleri, Altın Portakal’ın nasıl olması gerektiğine dair “paralı” görüşleri ve Berrak Tüzünataç’la yaşadığı unutulmaz teras olayına dair “Dikkatsizdim” açıklaması... Hepsi burada!
2001’de çok popüler olan “The Ring - Halka” ve devamı, bir Japon filmi olan “Ringu”nun yeniden çevrimiydi. Aynı şekilde 2004’ün en çok izlenen filmlerinden “Grudge – Garez” de bir Japon korkusu olan “Ju-On”un yeniden çevrimiydi. 8 Eylül’de Amerika ile aynı anda vizyona girecek olan “Pulse – Nabız” Kiyoshi Kurosawa tarafından yazılan ve yönetilen Japon yapımı “Kairo” filminin yeniden çekimi. Yapımcılar Mike Leahy ve Joel Soisson, “Pulse – Nabız”ın da bu filmlerin elde ettiği başarıyı elde edeceğine inanıyorlar.Peş peşe gelen intiharları araştıran bir grup gencin, internet bağlantısıyla ölümle irtibata geçildiğine şahit olmalarını konu alıyor.
Gerçek bir olaydan yola çıkarak mücadelenin, inancın, bağlılığın, sevginin önemini vurgulayan, köpek insan dostluğunu anlatan heyecan yüklü aile filmi Kutup Macerası vizyonda. Çekimleri eksi 25 derecede yapılan filmde başrollerinde, Hızlı ve Öfkeli serisinden hatırladığımız Paul Walker ve birbirinden yetenekli 8 Sibirya kurdu var. Disney aile filmi yapma konusundaki ustalığını Kutup Macerası'nda konuşturmuş. Antarktika'nın soğuğunun ve acımasız doğasının bizde yarattığı hüzün, tüylü dostlarımızın sıcaklığı ve sevgisi sayesinde mutluluğa dönüşüyor.
25. Uluslararası İstanbul Film Festivali başlıyor. 16 Nisan'a kadar devam edecek festival, bu yıl çeyrek asırı devirmiş olmanın şerefine sinemaseverlere çok özel bir seçki sunuyor. Son 24 yılın en iyileri, klasikler, ustalar, yabancı festivallerin öne çıkanları, hepsi bir arada, İstanbul sinemalarında olacak. İki hafta boyunca 200'den fazla film içinden herkes kendi zevkine uygun filmlere gitmeye çalışacakken, biz de kararsızlara yardımcı olacak bir rehber hazırlayalım dedik. Filmleri kategorize etmişken önemli bilgiyi de hatırlatmadan geçmeyelim. İstanbul Film Festivali 25. yılını özel bir indirimle kutluyor; sinemaseverler, hafta içi gündüz seanslarını yalnızca 2,5 YTL'ye izleyebilecekler.
Oscar'da bu yıl aslında herşey beklendiği gibi gelişti. En iyi kadın ve erkek oyuncu ödülleri neredeyse daha açıklanmadan belli gibiydi. Yılın sürprizine Crash damgasını vurdu. Herkes Brokeback Mountain'ın bu ödülü kazanacağını düşünürken Crash en iyi film ödülünün sahibi oldu.<br><a href="http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/GalleryMain.aspx?s=1&g=UlqrbvjdW8TGrZEiEOaW1jWg6HSLz2WUxUbDQCCSurKKcu1uJhdie7%2fVCXtWDudBlWiBIb8k0%2bnMlrrF2oEg6oqvzaRD1w7%2f" class="haberlink"><img src=/images/foto_galeri.gif border=0> İşte tören gecesi</a>