Güncelleme Tarihi:
KARIŞIK ORTAYA Al Pacino, Venedik Taciri'nde perfomansıyla göz dolduruyor. Jeremy Irons'ın da hiç ondan geri kalır yanı yok.
Geçmiş 24 yılda gösterilen filmler arasından hafızalara kazınan, seyirciler için özel anlamları olan filmler ve başlangıçtan bu yana Ulusal Yarışma'da ödül kazanmış 24 film, bu yıl festival programında yer alıyor.
Bu özel seçki, klasikleri, en iyileri toplu halde görmek, tekrar hatırlamak isteyenler için bulunmaz bir fırsat. Festivalin Fransız Baharı bölümünde 12 Fransız filmi izleyeceğiz.
Bunların arasında Philippe Garrel'in Sıradan Aşıklar'ı, Bertrand Tavernier'nin Kutsal Lola'sı ve François Ozon'un Veda Vakti öne çıkıyor. Akbank Galaları'nda gösterilecek Atom Egoyan imzalı Gerçeğin Ötesinde, Berlin Film Festivali'nin açılış filmi Kar Pastası, Michael Radford'ın Venedik Taciri ve Wim Wenders'in Kapımı Çalma Sakın'ı kaçırılmayacak filmler arasında.
Dünya Festivalleri bölümünden önereceğimiz filmler Sokurov'un Güneş'i, Nick Cave'in senaryosunu yazdığı Teklif; Gabriele Salvatores'in Nereye Gidiyorsun Yavrum'u ve John Turturro'nun Aşk ve Sigara'sı.
AŞIRI SANATSAL
9 Günlük Dua: Kiliseler Birliği Ödülü'nü almış 9 Günlük Dua, inancı ve inancın insan hayatındaki yerini sorguluyor. Bernard Emond'un bu üçüncü uzun metrajlı filmi Patrick Drolet'e Locarno'da En İyi Erkek Oyuncu Ödülü getirmiş bir yapım.
Keane: Festivalin en çarpıcı filmlerinden. Bir adamın dağılan ailesini bir araya getirme çabalarını konu alan film bir yere ait olma gereksinimi üzerinde duruyor. Yönetmen Lodge H. Kerrigan, 14 Nisan Cuma günü Atlas sinemasında izleyiciyle buluşacak.
Manoel de Oliviera'nın Sihirli Ayna'sı. |
AĞLAMAK İSTİYORUM
Ateşkes: Festivalin açılış filmi olan Ateşkes, Noel gecesinde savaşa son veren ve birlikte eğlenmeye karar veren düşman birliklerinin eğlenceli ve dokunaklı öyküsünü anlatıyor. Bu iç burkan dramda Truvalı Helen olarak akıllarda kalan Diane Kruger da rol alıyor.
Babam ve Oğlum: Çağan Irmak imzalı Babam ve Oğlum, bir süredir Türk halkını ağlatıyordu. Film, festivali takip eden yabancı konuklarda da bakalım aynı etkiyi yaratacak mı?
Veda Vakti: François Ozon'un ölüm üçlemesinin ikinci bölümü olan bu 'erkek melodramı', insanın kanserle ve kendi ölümüyle başa çıkması üzerine.
Kar Pastası: Berlin Film Festivali'nin açılış filmi olan Kar Pastası dostluğu, ölümü, karı, dünyanın en soğuk yerinde sevgiyle sımsıcak sarılmayı anlatıyor.
EROTİK MMMM?...
Benimle Ol: Çığır açan aynı adlı erotik romandan sinemaya uyarlanan Benimle Ol'da, sınır tanımayan cinsel isteklerin gerçek aşka dönüşmesini izliyoruz. Şehvetten sevgiye giden yolu merak edenlere.
Cennnette Savaş, tek kelimeyle şok edici bir film. |
NOSTALJİ RÜZGARI
Stromboli: Roberto Rossellini, Stromboli'de, bir dünya yıldızını, bir skandalı, ıssız adada patlamak üzere olan bir volkanı ve savaş sonrası hüznü anlatıyor. Başrolde Ingrid Bergman var.
Anayurt Oteli: Ömer Kavur'un bu bol ödüllü unutulmaz filmi, sinemaseverlere nostalji yaşatacak Türk filmlerinin başında geliyor. Yalnızlıktan kurtulamayan otel müdürü Zebercet'in öyküsünden yola çıkan Kavur, rüyalar ve simgelerle zamanın geçişini anlatıyor.
İtalya'da Yolculuk: Modern sinemanın önemli isimlerinden biri olan Roberto Rossellini imzasını taşıyan filmde, sürekli kavga eden bir İngiliz çiftin İtalya boyunca yaptığı yolculukta aşkı bulmasını izliyoruz. Yalın bir anlatıma sahip olan 1953 yapımı İtalya'da Yolculuk'ta Ingrid Bergman ve George Sanders var. Godard'ın "en güzel filmlerden biri" olarak nitelendirdiği İtalya'da Yolculuk, İtalya'da "rezil, ahlaksız" olarak yerden yere vurulmuştu.
GENÇLİK VE MÜZİK YERİNDE DANSETC.R.A.Z.Y etkileyici bir azınlık öyküsü.
C.R.A.Z.Y.: Etkileyici bir ergenlik öyküsü. Kanada'da dört çocuklu, tutucu bir ailenin ferdi olan Zach'in, çocukluğundan itibaren babası ve çok farklı karakterdeki üç erkek kardeşiyle ilişkisi ve kendi cinsel kimliğini keşfetme süreci, başta David Bowie olmak üzere filmin geçtiği 70'lerin tüm ünlü grup ve şarkıcılarının müzikleri eşliğinde anlatılıyor.
Punk Tavrı: 1976 yılında ortaya çıkan ve popüler müzik, sinema ve moda üzerindeki etkileriyle tam bir kültürel devrime dönüşen punk'ın öyküsü bu filmde. Henry Rollins'den Jim Jarmusch'a ilgili herkes olayları kendi gözünden anlatıyor. Filmde The Stooges, The Clash ve Sex Pistols gibi grupların görüntülerine de yer verilmiş.
Mozart'ın İzinde: Mozart'ın 250. doğum yıldönümüne denk gelen bir yıla onun hayatı hakkında çekilen ilk uzun metrajlı belgesel gerçekten çok yakışıyor. Klasik müzik ve tabii Mozart'ı sevenlerin kaçırmaması gereken bir film.
DAMARDAN
Ana ve Oğlu: Tarkovski'nin mirasçısı olarak görülen Aleksandr Sokurov'un en tanınmış filmlerinden, planladığı üçlemenin ilk filmi. Genç bir adamın ölümcül hasta annesiyle birlikte normal bir yaşam sürme çabalarını konu alan Ana ve Oğlu, zamanın geçişine yazılmış görsel ve işitsel bir ağıt.
Kahve ve Sigara: Bu nükteli film, uzun metraj kılığına girmiş bir dizi kısa filmden oluşuyor. Jim Jarmusch'un yönettiği Kahve Sigarada'da, dostlarından, meslektaşlarından oluşan karma bir oyuncu kadrosu var. Filmin gündüz seanslarına bilet kalmadığını üzülerek belirtelim.
Gel Git Ülkesi: Yönetmeni Terry Gilliam tarafından 'Alice Harikalar Diyarında ile Sapık'ın Buluşması' olarak nitelendirilen bu film geçen yıl San Sebastian'da FIPRESCI Ödülü almıştı.
Jim Jarmusch'un Kahve ve Sigara'sının unutulmaz sahnelerinden biri Iggy Pop (solda) ve Tom Waits. |
KADINLARA HÜRRİYET
Su: Hürriyet sponsorluğunda gerçekleşen bu bölümün öne çıkan filmlerinden. Uzun süredir beklenen Su, Deepa Mehta'nın, Ateş ile başlayıp, Toprak ile devam eden elementler üçlemesinin tartışmalar yaratan son filmi. 1938 yılında, sömürge halindeki Hindistan'da Gandi'nin yükselişi sırasında, sekiz yaşında dul kalan Chuyia'nın Hindu kadınların ömürlerini geçirdikleri bir bakım yurduna gönderilmesiyle başlayan olayları konu alıyor.
Cafe Transit: Cesur ve kararlı bir kadın olan Reyhan'ın erkek egemen toplumda var olma savaşını konu alan, İran-Fransa ortak yapımı bu filmi çocuk filmlerinin emektar yönetmeni Kambozia Partovi yönetiyor.
Ofsayt: İran'lı yönetmen Jafar Panahi, bir kez daha İranlı kadınların toplum içindeki rollerini mercek altına alıyor. filmin kahramanları, Tahran'da İran futbol takımının dünya kupası eleme maçını erkek kılığınna girerek izlemeye çalışan kız çocukları.
FESTİVALDE YILDIZLAR GEÇİDİ
Uluslararası İstanbul Film Festivali, 25. yılında sinema dünyasının yıldızlarını ağırlıyor. Bu yıl İstanbu'a Fransız baharı yaşatmaya hazırlanan festivalin konukları da ağırıklı olarak Fransa'dan. Onur konuğu olarak Alain Delon'u ağırlayan festivalin kapanış töreninde Gerard Depardieu'yla birlikte olacağız. Isabelle Huppert'ın gelip gelmeyeceği henüz netlik kazanmadı. Sanat sinemasının üç tanınmış yönetmeni; Bertrand Blier, James Longley ve Christoffer Boe da festival sırasında İstanbul'da olacak. Bu arada, konuklarla bağlantılı olarak, 'Bir Fransız Divası: Isabelle Huppert', 'Bir Fransız Usta: Bertrand Blier' ve 'Alain Delon Özel' bölümleri altında toplam 25 film gösterileceğini de hatırlatalım.
BU FİLMLERİN BİLETLERİ YOK SATIYOR
25. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde en büyük ilgi 2,5 YTL'den satılan hafta içi gündüz seanslarına; öyle ki, 'Aşk ve Sigara', 'Bab'aziz', 'Her İşte Bir Hayır Var', 'Kabusların Gücü', 'Üç Defa' gibi filmlerin gündüz seanslarına bilet kalmamış. 25 yılın altın filmlerinden en çok, 'Yeni Başlayanlar İçin İtalyanca', 'Leolo' ve 'Kibritçi Kız'a rağbet var.