Kızak köpeklerinin yaşam mücadelesi

Güncelleme Tarihi:

Kızak köpeklerinin yaşam mücadelesi
Oluşturulma Tarihi: Nisan 23, 2006 17:40

Gerçek bir olaydan yola çıkarak mücadelenin, inancın, bağlılığın, sevginin önemini vurgulayan, köpek insan dostluğunu anlatan heyecan yüklü aile filmi Kutup Macerası vizyonda. Çekimleri eksi 25 derecede yapılan filmde başrollerinde, Hızlı ve Öfkeli serisinden hatırladığımız Paul Walker ve birbirinden yetenekli 8 Sibirya kurdu var. Disney aile filmi yapma konusundaki ustalığını Kutup Macerası'nda konuşturmuş. Antarktika'nın soğuğunun ve acımasız doğasının bizde yarattığı hüzün, tüylü dostlarımızın sıcaklığı ve sevgisi sayesinde mutluluğa dönüşüyor.

Haberin Devamı

EIGHT BELOW
KUTUP MACERASI
Yön: Frank Marshall
Oyn: Paul Walker, Jason Biggs, Bruce Greenwood
Tür: Macera-Dram
Süre: 120 dk.

Kızak köpeklerinin yaşam mücadelesi
Sibirya kurtlarını sever misiniz bilmem. Benim çok asil bulduğum, dik kulaklarına, mavi gözlerine ayrı bir hayranlık beslediğim, ama özellikle yaz aylarında ülkemiz sokaklarında gördüğümde, "bu soğuk iklim hayvanın burada ne işi var, nasıl da bunalıyordur kim bilir" diyerek, üzüldüğüm köpeklerdir onlar.

Kutup Macerası'nın başrol oyuncuları işte bu güzel hayvanlar.

Film, orijinal adından, Eight Below'dan anlaşıldığı üzere, dünyanın dibi olarak bilenen bir kıtanın, Antarktika'nın buzlu ve fırtınalı dünyasında yaşam mücadelesi veren 8 kızak köpeğinin ve onların kurtuluşu için dünyanın diğer ucunda farklı bir mücadele veren bir insanın hikayesini anlatıyor.

Söz konusu hikaye, 1957 yılında gerçekten yaşanmış, 1983 yılında ise 'Nanykoku Monogatari' (Antarctica) adlı Japon filmine konu olmuş. İradenin yenilmez gücünü anlatan epik öyküsüyle o dönemin en yüksek hasılat getiren Japon filmi unvanını elde eden Nanykoku Monogatari, beş yıldan uzun süre gişe hasılat rekorunu elinde tutmaya başarmış bir film.

Haberin Devamı

DISNEY, MUTLU SON SEVER

Şimdi ise Disney olaya kendi yorumunu getiriyor. Hikayenin Japon versiyonuyla kıyaslarsak, Disney'in yorumunun çok daha az rahatsız edici olduğunu söyleyebiliriz. geniş kitlelere hitap edebilmek için, daha az ölüm ve nispeten daha mutlu bir sonla ailelere yönelik bir filme imza atılmış görünüyor.

Perdede izlediğimiz öykünün gerçek olduğunu, köpeklerin gerçekten de o korkunç hava şartlarında geride bırakıldıklarını bilmek insanın, özellikle de hayvan dostlarının kanını dondurmaya yetiyor, diyerek, geçelim filmimize.
Antarktika, kaşiflerin, bilim adamlarının uğrak yeri. Zorlu hava şartlarının hakim olduğu bu yer keşfedilmeyi bekleyen pek çok şey barındırıyor bünyesinde. Tehlikelerle dolu bu coğrafyada kaşifleri istediklerine ulaştıranlar, rehberler ve onların kızak köpekleri.

Açılışı Antarktika'da, kızak köpeklerinin önderlik ettiği bir keşif gezisiyle yapıyoruz. Uzaydan meteor parçalarının düştüğüne inanılan bir bölgeyi araştırmak isteyen jeolog David MacClaren (Bruce Greenwood), kurtarma rehberi Jerry Shepard (Paul Walker) ve 8 kızak köpeği ile birlikte yola çıkıyor. Hedefe az kala merkezden bir uyarı geliyor. Şiddetli bir fırtına yaklaşmakta.

Kızak köpeklerinin yaşam mücadelesi


Hemen geri dönmeleri gerekirken, hedefe yaklaştığını hisseden David, Jerry'den biraz zaman istiyor. Bu kadar yolu gelmişken eli boş dönmek olmaz, diyor.

Jerry'nin David'e 'evet' demesi, tüm ekibin fırtınada bir gün daha fazla kalması demek. Geri dönüş yolunda David bir kaza geçiriyor ve ayağı kırılıyor.

Neyse ki köpekler ekibi zamanında merkeze yetiştiriyorlar. Donma tehlikesi geçiren ekibin tedavi görmek üzere bölgeden ayrılması gerek. Uçakta yer olmadığı için köpekleri zincirlere bağlayıp, geri gelip, onları da almak üzere oradan ayrılıyorlar.

Ancak evdeki hesap çarşıya uymuyor. Yüzyılın bu en acımasız kışında fırtına geri dönüşü imkansız kılınca, köpekler de kaderlerine terk edilmiş oluyor.

Haberin Devamı

ONLAR DA İNSANLAR GİBİ

Soğuğun, rüzgarın işlemediği, sıcacık binalarına, tehlikesiz ortamlarına geri, dönen ekipten köpekleri düşünen tek kişi Jerry. Dostları soğuğa, açlığa ve çeşitli tehlikelere karşı mücadele verirken, o da acımasız ve vefasız insanların olduğu dünyada, geri dönüp onları kurtarabilmenin yollarını arıyor.

İnsan ve hayvanın mücadelesini birbirine paralel olarak izliyoruz. Kamera bir köpeklere, bir Jerry'ye çevriliyor.
Köpeklerle birlikte olduğumuz her saniyede, bu sekiz hayvanın fiziksel olduğu kadar kişisel özellikleriyle de birbirlerinden farklı olduğunu anlıyoruz. Köpeklerin hepsi de birbirinden farklı; kimi daha az akıllı, kimi çok zeki, kimi anaç, kimi atak, kimi silik, kimi ise fazlasıyla cesur.

Haberin Devamı

Köpek sahibi olanlar bilir. Her köpeğin kendine özgü, başkasında bulunmayan özellikleri vardır. Nasıl ki insanın kişiliği zaman içinde gelişir, oturur, aynı şey köpekler için de geçerlidir.

Max adlı köpek buna iyi bir örnek teşkil ediyor.

Köpeklerin son derece zorlu koşullar altında mücadele vermeye başlamasından bir süre sonra yepyeni ve sürpriz bir lider doğuyor. Beklenmedik anda lider konumuna gelen bu köpek, keşif yolculuğu başlamadan önce oldukça çekingen ve itaatkar olan Max. Gerçek gücünü Antarktika'nın zorlu ve acımasız doğa koşulları altında buluyor ve kendini gruba kabul ettiriyor. Sorumluluk almayı öğrendikçe gerçek bir lidere dönüşüyor.

Haberin Devamı

KÖPEKLERDEN OSCAR'LIK PERFORMANSLAR

Kızak köpeklerinin yaşam mücadelesi

Frank Marshall ve ekibi Antarktika'nın acımasız doğasını ve iklimini perdeye taşırken başarılı bir iş çıkartmış. Uçsuz bucaksız bu beyaz yerde havanın soğuğu perdeden salona bile yansıyor. Orada bulunmanın ne kadar zor olduğunu anlasak da görkemli manzaralara hayran kalmamak, "ben de gitmek istiyorum" dememek pek de elde değil tabii.
Filmin en etkileyici dakikaları kameraların köpeklere odaklandığı anlar. İnsanların dünyasına geçildiğinde gerek tempo gerekse de duygu yoğunluğunun düştüğünü görüyoruz. Köpeklerleyken vaktin nasıl geçtiği pek anlaşılmıyor ama insanların dünyasına gelindiğinde gözümüz ister istemez saatimize kayıyor.

Zorlama olduğu her halinden belli olan aşk hikayesinin filme bir katkısı olduğu söylenemez. Onun yerine Jerry karakterinin biraz daha altı çizilse, derinine inilse fena olmazmış herhalde.

İçimizin acıdığı, öfkelendiğimiz sahneler yapılan haksızlığın paralel kurguyla perdeye yansıdığı anlar. Bir yanda ölüm kalım mücadelesi veren köpekler, diğer yanda ise kendisini kurtaran bu köpekleri ölüme terk ettikten sonra gününü gün eden, sıcak evinde rahat uyuyabilen Davis. İnsan sanırım işte böyle durumlarda hayvanları insanlardan daha çok sevdiğini hissediyor.

Neyse ki film insan sevgimizi tamamen yitirmemize izin vermiyor. İnsanlar da değişim geçiriyor çünkü. Jerry Shepard mücadele sürecinde olgunlaşıyor. Davis de kendinden beklenmedik bir anda hayattaki önceliklerini yeniden düzenliyor.

Köpeklerin acımasızca öldürüldüğü, işkence gördüğü ülkemizde insanların bu filmi izlemesi ve tüylü dostları için ölümü bile göze alan insanları örnek almasını dilemekten başka çare yok. Bu köpeklerin hayat mücadelelerini, sadakatlerini, yardımlaşmaları, masum bakışlarını gördükten sonra hayvanlara karşı bakışı, tavrı değişmeyecek biri olmayacaktır herhalde.

Başroldeki köpeklerin, eğer hayvanlara da veriliyor olsa, rahatlıkla Oscar alabilecek bir performans sergilediği, kaçmayacak bir film var karşımızda.

Kutup Macerası, Disney'ye yakışır bir aile filmi. Çoluk çocuk gidilecek, birlikte heyecanlanıp, birlikte ağlamanızı, birlikte sevinmenizi sağlayacak müthiş bir seyirlik.

Köpekler ve insanlar arasındaki binlerce yıllık dostluğun, sarsılmaz sadakatin güzel bir örneği.

Haberin Devamı

Üzülmeyin, onlar çok eğlendi

Filmin en heyecanlı sahnelerinden biri hiç kuşkusuz köpeklerin leopar cinsi fok balığıyla mücadele ettikleri sahne. Bu noktada bazı çekim hilelerinden söz ederek izleyenleri rahatlatmakta fayda var. Köpeklerle kavga edecek olan fok balığının "animatronik" adı verilen robotları hazırlanmış. Köpeklerin saldırması için üzerine ince bir tabaka yerfıstığı yağı sürülmüş ve ardından kavga sahnesi dijital ortamda hayata geçirilerek filmin diğer sahnelerine eklenmiş. Endişeye gerek yok yani. Köpekler o sahnelerden çok zevk almışlar.

Old Jack aslında hiç de yaşlı değil

Hepsi birbirinden farklı dış görünüme ve davranış biçimine sahip olan bu köpek yıldızların yaşlarını ve gerçek isimlerini merak edenler vardır. Kızak köpeklerinin lideri Maya rolünde yedi yaşındaki Koda Bear; sonradan liderliği ele alan Max rolünde altı yaşındaki D.J.; gri renkli Shadow rolünde üç yaşındaki Noble; kızıl renkli Buck rolünde iki yaşındaki Conan; Dewey ve Truman adlı ikiz köpekler rolünde dört yaşındaki Floyd ve üç yaşındaki Sitka; ele avuca sığmaz asi ruhlu Shorty rolünde üç yaşındaki Jasper; köpek timinin en yaşlısı Old Jack rolünde ise dört yaşındaki Apachi'yi izliyoruz.

Çekimler eksi 25 derecede

Antarktika dünyanın en az ziyaret edilen, hakkında çok az detay bilinen ve çeşitli efsaneler üretilen bölgelerinden birisi. Neredeyse tamamen ıssız olan, saatte 200 mil hızla esen soğuk rüzgarları ve sıfırın altında seyreden dondurucu soğukları ünlü olan bu kıtada geçen Kutup Macerası, oraya en yakın koşulların sağlandığı Kanada'nın British Columbia eyaletinde çekildi. Bu eyaletin başkenti Vancouver'ın 1.200 kilometre kuzeyindeki kayak sporlarıyla ünlü kasabası Smithers, Antarktika'nın vahşi ortamını yansıtabilecek özelliklere sahipti. Smithers kasabasına oyuncular ve film ekibi sıfırın altında 25 derecede parkalarının üzerine giydikleri 5 kat kalınlıktaki termal giysilerle ve dağcı gözlükleriyle çalışma yaptılar.

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!