Demir Özlü edebiyatına aşina olan herkes kentlerin, kahvelerin, kanalların, kadınların bu anlatılarda tuttuğu yeri bilir. Özlü, su götürmez bir kent yazarıdır. Modernizmin belkemiğini oluşturan kent onda ‘yitik zaman’ın ve melankolinin de ana unsurudur. Son yapıtı ‘Önünde Boş Bir Uzam’ bir ağıttır ve insanın elini yakan bir kitaptır. Bu kitabı ‘Bir Beyoğlu Düşü’yle birlikte okumak, insanı yüreğiyle kavrayan bir duyarlılığın sularına yavaş yavaş gömülmektir.
#Demir ÖzlüParlamentodaki odasına girer girmez gözüm duvardaki savaş tablosuna takılıyor. Yorgos Papandreu hemen fark ediyor, ‘Her yerde Türklerle Yunanlıları savaşırken gösteren tablolar var’ diye yakınıyor. Dışişleri koltuğuna oturduğu zaman da odasında benzer bir tabloyla karşılaştığını anlatıyor.
Yol insanı kendisiyle karşılaştırır... İnsan yolda belli olur... Arkadaşlık yolda sınanır... Yol üzerine sözler de boldur, meseller de. İnsan kendini de arkadaşını da yolda tanır belki, fakat yolu kitapta tanıdığı da olur. Kitap çünkü yola anlam katacak armağanlar verir okura.
#Yolculuğa ÖvgüŞimdiye kadar açtığı 35 sergiyle Türkiye ve dünyada 300 binden fazla insanın ilgiyle izlediği, dört dile çevrilen kitabı ‘Ebru: Kültürel Çeşitlilik Üzerine Yansımalar’ıyla dikkat çeken fotoğraf sanatçısı Atilla Durak’la Galeri Artist’te açtığı ‘Sokakların Tınısı’ sergisini konuştuk.