René Char’ın 1937-47 arasında yazdığı şiirlerinden oluşan ‘Gazap ve Muamma’ Fransa’nın içinde bulunduğu siyasal, kültürel ve dilsel koşullardan yankılar taşır. Char şairi, varlıklar karşısında bir koruyucu gibi konumlarken düzen içinde şekillenen her tür ‘insanlıkdışılığa’ karşı da uyanıktır.
#Gazap Ve MuammaHapishaneyle entelektüellerinin bu denli içli dışlı olduğu yerde, hapishaneyi kurum ve kavram olarak irdeleyen tek çalışma, Işık Ergüden’in ‘Hapishane Çağı’. Ergüden, kitabında, “Tehlikeli sınıflar olarak görülen yoksulların, ezilenlerin, dışlanmışların, bütün dünyada artan sayıda doldurduğu mekânlardır hapishaneler” diyor.
#KitapsanatSeksenli yıllarda izlediğimiz “Beyaz Gölge” dizisi, araba geçmeyen mahalle arasındaki yollarımızın ağaçlarına, potalar astırmıştı… Koç Reeves ve arkadaşları bizi el ile oynanan bir oyun ile tanıştırmıştı… Kimimiz Salami olduk, kimimiz Kuulic… Topu elimize alıp, çemberden geçirmeye çalıştık…Basketbol ile tanıştık ve çok sevdik…
#Fenerbahçe