FETÖ elebaşı Fethullah Gülen öldü mü, ne zaman öldü sorusu, bir süredir sosyal medyada gündeme gelen asılsız haberler dolayısıyla detaylıca araştırılan konu olmaya başladı. Bugün duyurulan bir haberin ardından ise FETÖ elebaşı Fethullah Gülen'in ölümü resmiyete kavuştu. 27 Nisan 1941 doğumlu Fethullah Gülen, 83 yaşında öldü. Fethullah Gülen'in öldüğü, FETÖ kaynaklı haber platformları tarafından da doğrulandı. İşte, Fethullah Gülen'in ölümü ve biyografisi hakkında detaylar
#FetöİZMİR Yamanlar Koleji öğrencilerinden olan Fethullah Gülen, üniversiteye girişte LYS sınavında TM 1 ve TM 2 dallarında Türkiye 3'üncüsü oldu. Halen Amerika'da Pensilvanya'da yaşayan Fethullah Gülen'in, babasının amcası olduğunu söyleyen öğrenci Fethullah Gülen, Onun için de çalıştım. Çünkü son zamanlarda onu kötü göstermeye çalışıyorlardı. Ben de onlara kendimce bir cevap vermek istedim dedi. Fethullan Gülen, bu başarısını twitter hesabından da paylaştı.
#LysBAŞBAKAN Rcep Tayyip Erdoğan, Trabzon mitinginde Fethullah Gülen, CHP ve MHP’ye ağır eleştiriler yöneltti. Erdoğan, "Başbakanı, Cumhurbaşkanını, Meclis Başkanını, Bakanları dinleyemezsin. Hiçbir hakim bununla ilgili karar veremez. Ama bunlar maalesef casusluk örgütü olduğu için bizi dinlemeye varıncaya kadar bu yollara başvurdular. Düşünebiliyor musunuz, ülkeyi yönetenlerin haremine giriyorlar. Bunu tehdit unsuru olarak kullanıyorlar. Ne yaparsanız yapın, elinizden ne gelirse gelsin, ininize gireceğiz, ininize. Gereği neyse onun hesabını soracağız" dedi.
Bursa'da Olay Tv canlı yayına katılan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Arınç “Ben hayatıma siyasette geçirdiğim yılları bu hizmetleri desteklemekle geçirdim. Benim söylediğimin siyasi anlamda karşılığı şudur. Bu cemaat ya da başka cemaatler. Türkiye'de sadece Fethullah Gülen Hoca Efendi'nin cemaati yok. Onlarca cemaat var. 11 sene önce de bu cemaatler, camialar vardı ama 11 sene öncesine gelinceye kadar bunların hepsi baskı görüyordu. Bunların hepsine hakaret ediliyordu, hepsine zulmediliyordu. Ve bu insanlar hizmetlerini korkuyla yapıyorlardı. 'Acaba nerede kapatacaklar? Acaba nerede bizi suçlayacaklar? Acaba nerede dava açacaklar?' diye. Ama Ak Parti geldikten sonra bütün ayrımcılıkları kaldırdı. Din ve vicdan özgürlüğünü sonuna kadar sağladı. Herkesin fikrini inancını konuşabilmesinin imkanlarını hazırladı. 11 seneden beri bütün bu camialar hepsi rahat ettiler” dedi.
Şu manzaraya bakar mısınız? Başbakan'a sorulmadan veya Başbakan işe el atmadan bu ülkede hiçbir şey yapılamaz noktaya gelindi. İster resmi, ister özel olsun kimseler kendi inisiyatifleriyle hareket edemiyor. Yine en tepeye bakılıyor, yine oradan gelecek işaret bekleniyor. Herkese yazıklar olsun...