Doğal olarak da
AKP iktidarının, tarikat ve cemaatlerle arasındaki ilişki, meclise, oradan da tüm Başkente yansıdı. Son günlerde yoğun bir kadrolaşma suçlamasıyla karşı karşıya kalan
AKP’nin, devlet bürokrasisini cemaat ilişkilerine dayanarak oluşturduğu ısrarla vurgulanıyor.
Gelelim bu iddiaların Ankara üzerindeki yansımasına. Yapılan araştırmalar, Ankara’nın tarikatlar bakımından oldukça zengin bir portföye sahip olduğunu gösteriyor. Öyle ki, artık bir çok semtin adı, bünyesinde barındırdığı tarikatların ismiyle özdeşleşiyor. İşte, bu özdeşleşmeden yola çıkarak, semt semt hangi tarikatın, nerede etkin olduğuna, daha doğrusu
"Tarikat Gettoları"na değineceğim. Başvuru kaynağım ise meslektaşım
Okan Konuralp’in
Tempo Dergisi için hazırladığı araştırma dosyası oldu.
KUZEY KAPISI PURSAKLAR’DAKİ YAPILANMA
Pursaklar beldesi, Ankara tarikat ve cemaat haritasının en önemli parçasını oluşturuyor. Havaalanı yolu üzerindeki Pursaklar bir çok tarikatı bünyesinde barındırırken,
Menzilciler ve
Muradiye Vakfı faaliyetleri bakımından öne çıkıyor.
Nakşibendi Tarikatı’nın bir kolu olan
Menzilciler, resmi adı
Kasrı Şirin olan, ancak kamuoyunda
Menzil Dergahı olarak bilinen camisiyle Pursaklar’a damgasını vuruyor. Cemaatin yalnızca Ankara’da 4 bin dolaylarında müridi olduğu tahmin ediliyor. Cemaatin
Şeyh’i
Raşit Erol’un Ankara’ya her gelişinde dergahta kalması, hayatını da burada kaybetmesi,
Menzilciler için Pursakları önemli bir merkez haline getiriyor. Cemaat, ekonomik gücünü özellikle kendilerine derviş adını veren müritlerin kurduğu şirketlerin belediyelerden aldığı ihalelerle arttırıyor.
Muradiye Vakfı,
Melih Gökçek’in
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanmasının ardından kamuoyunda daha çok duyulmaya başladı. Özellikle, Büyükşehir belediyesinden aldığı ihalelerle adını duyuran
Nakşibendi kökenli cemaat, Ankara’da siyasi gücü elinde bulunduran grupların başında geliyor.
YENİMAHALLE’YE KONUŞLANAN TİLLOCULAR
Kadiri Tarikatı’nın
Tillo kolu, Yenimahalle’de bulunan
Yoksullara Yardım Derneği adı altında sürdürüyor. Yaklaşık 3 bin müride sahip cemaat,
Kadiri tarikatına uygun olarak bazı akşamlar zikir töreni gerçekleştiriyor.
HACIBAYRAM’IN HAKİKATÇILARI
Refahyol dönemine damgasını vuran 28 Şubat süreci, İslami cemaatlerin çalışma tarzlarında temel stratejik değişiklikler yapmalarına neden oldu. Bu stratejik değişiklik, cemaatlerin kitapevlerine verdikleri önemin artmasına, mensup ve sempatizanlarıyla iletişim konusunda kitapevlerinden yararlanma yolunu seçmelerine neden oldu. Kitapevlerinin altın çağını yaşadığı yerlerin başında Ankara
Hacıbayram Cami geliyor.
Hemen hemen tüm cemaatlere karşı yürüttüğü mücadele ile tanınan
Hakikatçılar da,
Hacıbayram Cami Çarşısı’nda açtıkları
Hakikat Neşriyat yoluyla çalışmalarını sürdürüyor. Mamak ve Keçiören Bölgesi’nde önemli sayıda mürite sahip olduğu bilinen
Hakikatçılar, şeyhleri
Ömer Öngüt’e
"mutlak itaat" ilkesiyle bağlı bir yaşam sürüyor.
SEMTE SIĞMAYIP, TÜM KENTE YAYILAN SÜLEYMANCILARSüleymancılar, faaliyetlerini çoğunu
"Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Dernekleri" adı altında yürüten bir cemaat. Bu topluluğun temellerini atan
Süleyman Hilmi Tunahan’ın mehdiliğine inanıyorlar. Türkiye çapında yaklaşık bin 500 civarında Kuran kursu ve öğrenci yurdu olduğu tahmin edilen cemaat, Ankara’nın da hemen hemen her yerinde en az bir yurt binasıyla boy gösteriyor.
Süleymancıların, Demetveler, Ayrancı ve Etimesgut bölgelerinde açtıkları yurtlar Ankara’nın en büyük özel statülü öğrenci yurtları olmasıyla dikkat çekiyor.
GÜLENCİLER HER YERDE
Fethullan Gülen cemaati de Ankara’nın pek çok yerinde açtıkları okul, öğrenci yurtları ve
"Işık Evleri" aracılığıyla faaliyet yütürüyor. İstihbarat raporlarına göre
Gülen cemaati Ankara’daki en etkin cemaat olarak gösteriliyor.
ETLİK HİCRETÇİLERDEN SORULUYOR
Hicret Cami İlim ve Hizmet Vakfı Genel Merkezi’nin aynı adı taşıyan cami, Ankara’daki en önemli
Nakşibendi Tarikatı kollarında biri.
İsmailağa geleneğinden gelen
Hicret Cemaati, Şeyh Münir Hoca öncülüğünde faaliyetlerini sürdürüyor. Fıkıh ağırlıklı bir üslup benimseyen cemaat; inşaat, taşımacılık, marketçilik gibi alanlarda faaliyet yürüten ticari organizasyonlara sahip. Organizasyonların çoğunluğunda
’Hicret’ ön adı kullanılıyor. Sünnete uygun olarak giyindiklerine inanan cemaatin erkekleri şalvar ve sarık; kadınları ise çarşafı kıyafet olarak benimsemiş durumda.
TANK SESİNE RAĞMEN SİNCAN ONLARLA ANILIYOR
Kamuoyu, İslami kesimin önemli merkezlerinden biri olan Sincan’ı askerin tank sesiyle bütünleştirdiği
"Balans Ayarı" operasyonuyla tanıdı. Radikal İslamcı
Hizbul Tahrir örgütü, Ankara ve çevresindeki tüm çalışmalarını Sincan merkezli olarak halen yürütüyor. İstihbarat raporlarına göre, Sincan’da önemli sayıda üye ve sempatizan potansiyeline sahip. Örgüt yayınlarında amaçlarını,
"Hiláfet Devleti olan İslám Devleti’nin gölgesinde bir İslami yaşantıyı yaşamaya Müslümanları tekrar döndürmektir." olarak açıklıyor.
DİKMEN’DEKİ SEMBOLİK NAKŞİ MERKEZİMelih Gökçek,
Dikmen Vadisi Projesi bünyesinde yapılan caminin adını
Nakşibendi Şeyhi Mehmez Zait Kotku koymasıyla
Nakşibendilerin sembolik merkezi de ortaya çıkmış oldu.
Recep Tayyip Erdoğan 3 Kasım Seçimleri sonrasındaki ilk cumasını bu camide kıldı. Daha sonra da sık sık bu camiye gelen
Erdoğan’ı diğer
AKP’li milletvekileri de yalnız bırakmıyor. Cami, Ankara’da yaşayan
Nakşibendiler için, sembolik de olsa önemli bir buluşma noktası olmaya doğru hızla ilerliyor. Camiye adını veren
Mehmet Zait Kotku, ölümüne kadar
Nakşibendi tarikatının kollarından
İskender Paşa Cemaati’nin şeyhliğini yaptı.
ÇUBUK’UN TİCANİLERİ TÜKENİYORTicaniler,
Atatürk’ü Koruma Kanunu’nun
çıkmasına neden olan cemaat olarak bilinir. Ankara’nın tarikat ve cemaat haritasında artık yer alamayan
Ticaniler ilk olarak, Çubuk ilçesinde ortaya çıktı. Tarikatın lideri
Ahmet Ticani’dir.
Ticaniler,
Atatürk heykellerine saldırarak ve Ankara’nın çeşitli camilerinde ve mecliste Arapça ezan okuma eylemleriyle adlarını duyurdu. Çubuk ve Çorum Şabanözü’nde az sayıda Ticani, tarikatın varlığını sürdürüyor.
HÜSEYİNGAZİ VE SİTELER’İ KAPSIYOR
Ankara’ya özgü en önemli tarikat örgütlenmesi ise
Galibi tarikatı. Cemaatin liderliğini
Hasan Galip Kuşçuoğlu yapıyor. Ankara Hüseyingazi’deki cemaate ait camide perşembe günü düzenli olarak zikir töreni yapan cemaatin tüm Türkiye çapında yaklaşık 5 bin müridi bulunuyor. Cemaatin ağırlıklı olarak Siteler esnafı içinde örgütlendiği biliniyor.
Arkadaşımın dinini 20 yıl sonra tesadüfen öğrendimArjantin Ankara Büyükelçisi Sebastian Brugo Marco,
Buket Güler’e
Hello Dergisi’nde verdiği özel röportajda çarpıcı yorumlarda bulunmuş. Türkiye’nin, özellikle de Ankara’nın ulaştığı nokta açısından büyükelçinin söyledikleri dikkatimi çekti. Ülkemize ilk kez 1975 yılında geldiğini ve Türk kadınlarını 30 yıldan beri tanıdığını belirtirken,
"Türkiye’de kadınlar artık çok daha özgür" demiş ve başörtüsü hakkında ilginç bir tespitte bulunmuş.
Büyükelçi
Sebastian Brugo Marco,
"Bundan 30 sene önce Ankara sokaklarında yürüyen başı kapalı bir kadın asla görmezdim. Anadolu’nun tüm köylerinde vardı, ama şimdi her yerdeler. Bu iyi mi kötü mü, bilmiyorum" demiş. Bunun çok kişisel bir tercih olduğunu da sözlerine ekleyen büyükelçi, artışın sebebini ise bilmediğini söylemiş.
Müslüman kadınları suçlamadığını ve onlara saygı duyduğunu dile getiren Büyükelçi
Marco,
"Bazı kadınlar başlarını sıkı sıkı kapatıyorlar, ama bunun yanı sıra çok ağır makyajlar da yapıyorlar" şeklinde konuşurken, bunu bir din özgürlüğü olarak kabul ettiğini vurgulamış ve şöyle devam etmiş:
"Eğer kendi dininizi seçmekte özgürlüğünüz varsa, tamam. Ama Türkiye’de maalesef bu özgürlükten bahsetmek de mümkün değil. Sizin kimliğinizde din kısmı var ve orada İslam yazılıyor. Benim ülkemde böyle değil. Ben arkadaşlarımın dinini 20 yıl beraber çalıştıktan sonra tesadüfen öğreniyorum. "
30 yıl öncesinde Türkiye’de insan ilişkilerinin daha iyi olduğunu da belirten büyükelçi, bu tespitlerinin yanı sıra
Hello Dergisi’ne özel yaşamı ile ilgili özel açıklamalarda da bulunmuş.
5 yıldızlı saltanatın unutulanlarıGeçen hafta Başkentli yatırımcıların turizme sektörüne damgasını vurduğu yazıp, Ege, Akdeniz ve KKTC sahillerinde boy gösteren birinci sınıf turistik tesislerin listesini vermiştim. Bu tesislerin hem inşasını, hem de işletmesini yapan devler arasında Ankara’nın müteahhitlerin başı çektiğini vurgulayıp, tüm ülkedeki 5 yıldızlı otellerin yüzde 40’ının Ankaralı yatırımcılara ait olduğunu yazmıştım.
Bu yazım büyük ilgi çekti ve e-mail adresime bir çok e-posta geldi. İçlerinden bir kaçı ise haklı eleştirilerini aktardı. En önemli eleştiri ise yaptığım listede Üç önemli grupla, bir Ankaralı yatırımcıyı koymamam üzerineydi. Bu hafta eksiğimi gidermek üzere, yeniden bir yazı yazmam kaçınılmaz oldu. Ancak, enformasyon eksikliğimde bu turistik tesisler de kendinde hata aramalı. Otellerini daha aktif bir şekilde tanıtıp, akılda kalıcı olabilirler. Nasıl mı? Bir fıkra ile sözlerime açıklık getireyim.
CENNETİN KAPISI YUMRUKLANIR VE ...Cennet’in kapıları şiddetli bir şekilde yumruklanmış.
"Güm güm güm" sesleri arasında içeriden seslenmişler...
-Kim o?
Dışarıdan gök gürültüsü gibi tok bir ses:
"Biz İstanbul’u fetheden Fatih’in yiğitleriyiz!" diye cevap vermiş. Bu cevap üzerine de içeriden
"hoş geldiniz" diyerek kapılar ardına kadar açılmış ve yiğitleri içeriye buyur etmişler.
Her şey çok güzel gidiyormuş. Ta ki, 40 yıl geçinceye kadar. Bir gün kapılar yine şiddetle çalınmış:
"Güm Güm Güm!" İçeriden sormuşlar:
-
Kim o?Dışarıdan gök gürültüsü gibi tok bir ses:
"Biz İstanbul’u fetheden Fatih’in yiğitleriyiz!"
İçeriden hemen cevaplamışlar:
"Hadi len! Onlar 40 yıl önce geldi!"Dışarıdan yine ses gelmiş:
"Ama biz mehter takımıyız, ancak geldik!"
UNUTULAN TURİZM YİĞİTLERİ
Unutulan yatırımcılardan biri, iş adamı
Erdal Tontu idi.
Beldibi’ndeki 5 yıldızlı oteli
Katamaran ile
listeye girmemişti
. Üstelik unuttuğum bu kişi Türkiye’de, turizmi iyi bilen yatırımcıların başında geliyordu. Üç kardeşiyle birlikte kurdukları
Dörtel Tekstil’in bir yatırımı olan
Belek’teki
Adora Otel’in yapımında ve bugünlere gelmesinde büyük katkısı olmuştu. Daha sonra kardeşleriyle anlaşmazlığa düşüp ortaklığı bitirerek, tek başına gemi şeklindeki temasıyla büyük ilgi toplayan
Katamaran’ı kurmuştu.
Listeye girmeyen zincir otellere gelecek olursak... Bunlardan en önemlisi
Öztaş Şirketler Grubu’na ait 7 otelli
Pegasos zinciriydi. Ege ve Akdeniz’e yayılan, toplam 12 bin yatak kapasiteli
Pegasos zincirinin hiç kuşku yok ki amiral gemisi, Muğla Sarıgerme’de 300 dönüm üzerine kurulu
Pegasos Tropical Place oteliydi. Bir diğer grup ise Ankaralı iş adamı (Şimdi Antalya’ya yerleşti)
Akın Yılmaz’a ait
Joy Grup’tu. Antalya, Marmaris Tekirova ve Bodrum başta olmak üzere bir çok sahil beldemizde 12 adet beş yıldızlı tesise sahipti. Bu zincirin lokomotifi ise Kemer’deki
Kiriş World Otel’di.
Aynı zamanda
Büyük kolej’in Yönetim Kurulu Başkanı olan
Rumi Doğay ve ailesinin Kuşadası’daki 5 yıldızlı tesisleri
Aqua Fantasy Otel ise unuttuğum üçüncü grubu oluşturuyor.
Fantasy Otel, 3 bin 500 rakamını bulan yatak kapasitesi ve Türkiye’nin en büyük Aquapark alanıyla devasa bir yatırım.