Alzheimer 21’inci yüzyılın kâbusu. Her 3,2 saniyede bir kişi bu hastalığa yakalanıyor. Hem hastanın hem de ona bakanların yaşam kalitesi her gün biraz daha düşüyor, çaresizlik evlere ateş düşürüyor. Bu derlemeyi bir gazeteci olarak değil, sekiz yıldır bu illetle mücadele eden bir babanın kızı olarak yazıyorum. İçinde bol miktarda bilgi ve gerçekle birlikte test edilmiş deneyim ve moral bulacaksınız. Okuyan ferahlık bulsun, Alzheimer Günümüz (21 Eylül) kutlu olsun…
#AlzheimerHava sıcak. Daha da sıcak olacak. Biz de bunalıyoruz ama istediğimiz zaman duşa/denize/havuza girebiliyoruz. Dolaptan buzlu bir içecek alabiliyoruz. Kedimiz, köpeğimizse bizim belirlediğimiz alan ve şartlarda sıcakla mücadele etmek durumunda. Veteriner hekim Yeter Öcal ile patili dostlarımızı yazın yakıcı sıcağından koruyacak tavsiyeler hazırladık…
#Itır IlgazModern yaşam tarzı günde üç öğün yemek yemeye göre tasarlanmıştır. Kahvaltı günün en önemli öğünü olarak biliniyor, işyerlerinde öğle yemeği molaları veriliyor, sosyal ve aile yaşantısı ise akşam yemekleri etrafında dönüyor. Peki en sağlıklı yeme tarzı bu mu? Bilim insanları "Ne zaman yemek yemeli" sorusunun cevabını arıyor.
#YemekValdisere, 1850 metre ile Fransa’nın en yüksek rakımlı dağ kasabası. Efsanevi Criterium kayak yarışları 60 yıldır burada yapılıyor. Sezon 1 Mayıs’a kadar 5 ay kesintisiz devam ediyor. Emin olun ki harcadığınız para burada geçireceğiniz her güne değecek. Böyle eğlenceyi başka yerde görmedim.
#Val D’IsèreGenelde en çok akşam yemeğine özeniriz, akşam sofralarını daha bir severiz ama beslenme açısından en değerli öğünümüz kahvaltıdır. Çünkü 7-8 saatlik bir açlıktan sonra, güne yeni başlayan vücudumuzun enerjiye gereksinimi vardır ve bu enerji ancak güzel ve güçlü bir kahvaltı ile alınır.
Evliliğinizde yolunda gitmeyen bir şeyler mi var? Yoksa çabalarınızın artık sonuç vermediğini ve eşinizin sizi anlamadığını mı düşünüyorsunuz? Hemen pes etmeyin! Mutlu günleriniz eskide kalmadı. Sizi mutlu eden ve hayattan zevk almanızı sağlayan evliliğinizde yaşadığınız ilişkinin olduğunu asla unutmayın.
Biliyorsunuz sinema ve tiyatro oyuncusu Serra Yılmaz’ın bir ayağı İtalya’da. Film ve tiyatro çalışmaları ve aldığı ödüller nedeniyle orada Türkiye’de olduğundan daha çok tanınıyor neredeyse. İşi gereği ve dostlarını görmek üzere İstanbul-Roma arası mekik dokuyan Yılmaz’ın İtalya ile tanışması, çok yıllar önce, o daha 11 yaşındayken, İstanbul Cihangir’de anneleri Fransız, babaları İtalyan olan yedi çocuklu komşu aileye ‘sızmasıyla’ oluyor.