Almanya’da tıp dünyasının önemli ödüllerinden kabul edilen "Paul Ehrlich ve Ludwig Darmstaedter 2022 ödülü" yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısını geliştiren Dr. Özlem Türeci, Prof. Dr.Uğur Şahin ve Prof. Dr. Katalin Kariko'ya verildi.
#Uğur ŞahinKoronavirüse karşı geliştirdikleri aşıyla tüm dünyaya umut olan BioNTech’in kurucuları Dr. Özlem Türeci ile Prof. Dr. Uğur Şahin, mRNA teknolojisinin gelecek dönemde birçok hastalığa çözüm olacağına inandıklarını söyledi. Dr. Türeci, aciliyetin kanserle mücadele olduğunu belirtirken, Prof. Dr. Şahin ise biyolojik yaşlanmaya karşı da mRNA teknolojisinden faydalanılabileceğini ifade etti.
#BiontechBioNTech’in kurucuları Prof. Dr. Uğur Şahin ve Prof. Dr. Özlem Türeci’nin geliştirdiği mRNA tabanlı dünyanın ilk akciğer kanseri aşısının ilk faz denemeleri, kısa süre önce Türkiye de dahil olmak üzere 7 ülkede başlatıldı. Bu sevindirici haberin ardından kanserle mücadelede umut verici iki müjde daha geldi. Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar, beyin kanserine çare olabilecek bir tedavi yöntemini duyururken, Oxford Üniversitesi’nden bilim insanları da yumurtalık kanserine karşı aşı geliştirdiklerini açıkladı.
#BiontechKoronavirüs salgınının başlamasının üzerinden 5 yıl geçti. Salgının başında görülen toplu ölümleri ise bilim insanlarının geliştirdiği koronavirüs aşıları önledi. Ancak birçok kişi hâlâ aşıların güvenli olmadığı ve özellikle de kalp hastalıklarına yol açtığı gerekçesiyle aşıdan kaçınıyor. Peki bu iddia kadar doğru? Bilim insanları yıllar sonra bu araştırmaya son noktayı koydu. İşte uzmanların bu konudaki araştırmasının sonuçları...
#KoronovirusBerlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen, Rheinland-Pfalz eyaletine düzenlediği ziyaret kapsamından Başbakan Malu Dreyer ile bir araya geldi. Başar Şen, Dreyer ziyaretinin ardından Mainz’da bulunan ve koronavirüse karşı geliştirdikleri aşıyla dünya çapında üne kavuşan biyokimya şirketi BioNTech’i de ziyaret etti.
#ALMANYAYeni bir araştırmaya göre long COVID yani uzamış COVID geçirenlerin sayısı hiç de az değil. Yorgunluk, beyin sisi, baş dönmesi ve kalp çarpıntısı gibi geçmek bilmeyen bazı semptomlardan şikâyetçiysek uzamış COVID olma ihtimalini göz ardı etmemeliyiz.
#COVIDKanser ilacının direkt tümöre enjekte edilmesi, kanda dolaşan tümör DNA’sının tespiti, bağışıklık sistemindeki T hücresinin genetiğinin değiştirilerek kanserli hücreye savaş açması, akıllı ilaçlar, yeni moleküller, radyoterapide nokta atışı yöntemi ve hatta kanser aşısı… Yakın gelecekte kanser de kronik bir hastalık gibi mi kabul görecek? Dün yani 4 Şubat, Dünya Kanser Günü’ydü. Bu vesileyle de tanı ve tedavilerdeki en yeni teknikleri doktorlara sorup özetledik.
#KanserAlmanya Başbakanı Olaf Scholz, BioNTech’in kurucu ortakları Prof. Dr. Uğur Şahin ile Prof. Dr. Özlem Türeci’yi Marburg’daki yeni üretim tesisinde ziyaret etti. BioNTech, Marburgdaki fabrikasında 40 milyon Euro’luk uzun dönem yatırımla şirketin ilk tescilli plazmid DNA üretim tesisinin inşaatının tamamlandığını duyurdu.
#Olaf ScholzKoronavirüse karşı ilk aşıyı geliştirerek insanlığı büyük bir felaketten kurtaran bilim insanları Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin Almanya'da gündem oldu. Şahin ve Türeci'nin son hamlesine geniş yer ayıran Alman basını Berlin'i tabiri caizse topa tuttu.
#Uğur ŞahinBioNTech ve Pfizer, Omicron'un BA.4 ve BA.5 varyantlarına uyarlanan Covid-19 aşısının klinik denemesine başlıyor. Aşının Omicron'un diğer tüm alt varyantlarına karşı güçlü bir bağışıklık tepkisi ortaya çıkardığı açıklandı. Peki yeni aşı nasıl bir farklılık yaratabilir? Şu ana kadar yapılan çalışmalardan nasıl sonuçlar elde edildi? Uzmanlar hurriyet.com.tr’ye anlattı.
#KoronavirüsKoronavirüs salgınında ilk aşıyı geliştiren Prof. Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin’e Vehbi Koç Vakfı tarafından ‘İnsanlığa Üstün Hizmet’ ödülü verildi. Basın toplantısında konuşan Prof. Dr. Uğur Şahin, “Türkiye’de kanser ve immünoterapiler kapsamındaki klinik araştırmalarımızı artırmak istiyoruz. Öyle tahmin ediyoruz ki önümüzdeki yıl BioNTech markası altında klinik çalışmalarımızı başlatacağız” dedi.
#Özlem TüreciKanser geçmişi olan bir gazeteci olarak bu hafta arka arkaya gelen güzel haberler aynı kaderi paylaştığım kanser hastaları ve yakınlarına umut verdi hiç şüphesiz. Yakın bir gelecekte, kemoterapi-radyoterapi almadan ve hatta ameliyata gerek kalmadan sadece basit bir hap ya da aşının tedavi için yeterli olması ihtimalini bir düşünsenize! Muhteşem değil mi? Tüm bu gelişmeler aklıma üç soru düşürdü. Bir, nihayet kanserin sonu geldi mi? İki, bahsedilen hap ya da aşılar ne zaman piyasaya çıkar? Üç, herkese ve her çeşit kanser türüne uygulanabilir mi? Cevapların peşine düştüm.
#MrnaPanthera pardus tulliana... Nam-ı diğer Anadolu Parsı... Milattan önce, Roma'daki gladyatör dövüşlerinden, 1940'lardaki bilinçsiz avcılığa kadar birçok badireli süreci atlatan Anadolu parslarının, her şeye rağmen kendilerini koruyabildikleri geçtiğimiz hafta ortaya çıktı. Yarım asrın ardından tekrar görülen Anadolu parsı için yeniden teyakkuza geçildi. İşte bölgeleri sır gibi saklanan 4 Anadolu parsının filmlere konu olacak hikayesi ve onları geleceğe taşımak için 'Mantolu Hasanlar'a karşı sürdürülen insanüstü gayret...
#Anadolu ParsıKoronavirüse ilk aşıyı geliştiren Türk biliminsanları Prof. Dr. Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türeci şimdi de kansere karşı dünyanın umudu oldu. Bağışıklık sistemini tümör hücrelerine saldırması için tetikleyen aşı, en ölümcül türlerden pankreas kanserinde denendi ve 16 hastadan yarısı tamamen iyileşti. 18 aylık tedavi sürecinde 9 doz aşıya ihtiyaç duyulduğu belirtildi.
#KanserKoronavirüs salgını dünyanın üzerine kâbus gibi çöktüğünde Pfizer ile birlikte bir aşı geliştirerek milyonlarca insanın hayatını kurtaran BioNTech'in kurucuları Özlem Türeci ve Uğur Şahin bir kez daha tüm dünyaya umut aşıladı. Ülkemizin gurur kaynağı bilim insanları bu kez de kanseri alt edecek bir başarıya imza attı…
#BiontechTürkiye’nin Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen, Hürriyet’e konuştu. Almanya’da yaşayan Türk toplumunun oluşturduğu sosyal ve insani bağın iki ülke ilişkilerinde en sağlam ve sarsılmaz temel olduğunu belirten Büyükelçi Şen, şunları söyledi: “Burada yaşayan Türk toplumundan öncelikli beklentimiz Türkiye ile bağlarını korumaları, Türkçeyi ve Türkiye’yi çocuklarına öğretmeleri, onlarla birlikte Türkiye’ye sıklıkla seyahat etmeleri, milli değerlerimizi, binlerce yıllık tarihimizi öğretmeleridir. Dilini kaybedenin öz kültürüyle bağı zayıflar ve zamanla kaybolur. Bu konuda ailelerimizi desteklemeye, onlara yardım etmeye her zaman hazırız.”
#Ahmet Başar Şen