Atasözleri şüphesiz ki hayatımızda çok önemli bir yer kaplar. Hem karşılaştığımız olayları değerlendirmek hem de tepkimizi göstermek için sıklıkla atasözlerine başvururuz. İşte başvurduğumuz bu atasözlerinden biri de dam üstünde saksağan vur beline kazmayı atasözüdür. Peki, bu atasözünün anlamı nedir ve cümle içinde nasıl kullanırız? İşte tüm detaylar.
#Dam Üstünde Saksağan Vur Beline KazmayıBergüzar Korel’in Amerika’da yaşayan kardeşi Zeynep Korel, “Bergüzar ve Halit’in evliliğini bebek kurtardı” açıklamasını yapınca ortalık karıştı. Bergüzar Korel yasal işlem başlattı. Demet Akalın olayı “hamile kadına şiddet” olarak değerlendirdi. Zeynep’in açıklamasında doğruluk payı olabilir mi? Niyeti kötü müydü? Konsey bu olayı yorumladı.
#Bergüzar KorelBaşakşehir’de yaralı halde bulunan saksağan, tedavisinin ardından doğaya salınmasına rağmen kendisini tedavi eden veterinerden ayrılamıyor. Veteriner Yunus Kanlı’nın Alex adını verdiği saksağanın veteriner bilgisayarda çalışırken monitörün üzerinde onu izlediği anlar dam üstünde saksağan vur beline kazmayı sözünü akıllara getirdi.
#SaksağanEylül ayı bir geldi pir geldi. Geçen hafta moda tasarımcılarının haftasıydı.“Moda Haftası insanları” koştur koştur Zorlu’ya gitti, hatta oradan çıkmadı.Bu hafta ise Contemporary, yani güncel sanat fuarı haftası. Bu kez vitrinde oranın insanları olacak. Peki bu iki farklı dünyanın insanları nasıl özellikler taşır? Bu büyük (!) sırrı açıklamaktan muhteşem bir haz duyuyorum, buyurun.
#ContemporaryAlbümden single’a geçiş, müzik piyasamızı coşturmuşa benziyor. Hele hele de içinde olduğumuz yaz mevsiminde. Tek şarkılar -bazen yalnızca dijital, bazen de hem dijital hem fiziki- arka arkaya sunuluyor dinleyiciye. İş kolay artık; hem stüdyoda hem piyasada. Az zaman alıyor bu iş, daha kolay da sonuç alınıyor...
#Demet SağıroğluDoğa Gözcüleri Derneği kurucu üyesi Asaf Ertan ile "Türkiye’yi Kuşlarla Gezelim" adlı yeni kitabını konuşurken söz dönüp dolaşıp keneye geldi. Son 5 yılda ülkemizdeki kene vakası ve ölüm sayısı 5’e katlanmış. Artık bahçeye çıkmaya, kırlara gitmeye korkuyoruz...
Sorun, Yargıtay Başkanlar Kurulu bildirisinde neyin ne kadar doğru söylenip söylenmediği değil. Devletin ve devlet kurumlarının, bizzat kendilerinin eliyle yıpratılması, “itibar erozyonu” yaratılması ve bu durumun ülke halkı üzerine yaydığı “kötümser ve umutsuzluk” duyguları. Yani, ülkenin “psikolojisi”nin bu şekilde bozulması.
YARGITAY bir bildiri yayınladı ve son zamanlarda yurtiçinden ve dışından yargıya yapılan baskılara karşı itirazlarını ortaya koydu. Adalet Bakanı, bildiri için "dam üstünde saksağan" benzetmesini yaptı. Yeniden tarihe bir not düşülmesi gerekiyor bu gelişmeler karşısında... Peki ’hukukçu dostumuz’ ne diyor:
Yargıtay bildirisine ilk tepki Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’den geldi. Bildiriyi gereksiz ve siyasi olarak niteleyen Şahin, "Açıklama yapmayı gerektiren bir olgu ortada yokken, böyle bir açıklama yapmanın mantığını anlayamıyorum. Bu bildiri tam dam üstünde saksağan olmuştur" dedi.