Güncelleme Tarihi:
Kürsüye ilk çıkan Federal Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble’ydi.
Yaklaşık 20 dakika konuştu.
Daha birkaç hafta öncesi, “Yunanistan’ın geçici bir süre için Euro bölgesi dışında kalmasını” gündeme getiren Schaeuble, “Yunanistan Parlamentosu’nun önlemlerin çoğunu karara bağladığı gerçeği karşısında Yunanistan’la yeni bir başlangıç yapılması şansını kullanmamak tam bir sorumsuzluk olur” dedi.
Yani tüm parlamenterlere Yunanistan’a Yardım Paketi’ne onay vermeleri çağrısında bulundu.
* * *
Schaeuble’den sonra kürsüye ana muhalet konumundaki Sol Parti Meclis Grup Başkanı Gregor Gysi geldi.
Önümüzdeki haftalarda bu görevi bırakacak olan Gysi, sözlerine, “Sayın Başkan! Bayanlar ve baylar! Euro krizi ve Yunanistan’a gelmeden önce dış ve iç politikayla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum” diye başladı.
“Netzpolitik.org internet sitesi çalışanları...” der demez Sol Partili milletvekillerinden alkış geldi.
Hükümetin büyük kanadını oluşturan Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partili (CDU/CSU) bazı parlamenterlerden ise “Yuh” sesleri.
Gysi aldırış etmedi...
Söz konusu internet sitesi çalışanları hakkında vatana ihanet ve devlete ait gizli belgeleri yayınlamaları nedeniyle soruşturma başlatıldığını hatırlattı.
CDU/CSU’lu bazı milletvekilleri “Konuyla ilgisi yok” diye sataştılar.
Ama Gysi devam etti.
Bu gelişmelerden önceden Başbakanlık ile Federal İçişleri Bakanlığı’nın haberdar olduğunu belirterek, sesiz kalmalarının basın özgürlüğüne bir saldırı olduğunu söyledi.
Belli ki, Gysi hızını alamamıştı.
“İkinci husus: Türk makamlar Türkiye’de on yıllardır Kürtlere kültürel, sosyal ve hukuksal alanlarda baskı yapmaktalar” diye konuyla hiç ilgisi olmayan bir alana kaydı.
CDU/CSU’lu bazı parlamenterler “Oturum konusunun başlığını bir defa daha okuyabilir misin?” diye laf attılar.
Ama Gysi yine aldırış etmedi.
“Biliyorum, siz bunun konuyla ilgisi olmadığını söylüyorsunuz. Ama bu konu insanları ilgilendiriyor. Önemli olanı da bu” diye sözlerini sürdürdü.
Sol Partili milletvekilleri yine alkış tutarken, CDU/CSU’lular, “Konuya gel. Yunanistan’la ilgili bir şey söylemeyecek misin?” diye sataştılar.
“Baskılara karşı Türkiye’de PKK oluştu. On yıllar sonra nihayet zor ve önemli bir barış süreci başlatıldı. Bunu da şimdi Erdoğan bombalarla altüst etti. PKK’nın hata yaptığını biliyorum ama Erdoğan daha büyük bir hata yapıyor” diye sözlerine devam etti.
Hatta, “PKK kararlı bir biçimde ‘İslam Devleti’ne (IŞİD) karşı savaşırken, Federal Hükümet, Erdoğan’ın tek terör örgütü İslam Devleti’ni (IŞİD) düzenli bir biçimde desteklediğini bize teyit etmek zorunda kaldı” diyerek Alman hükümetini Türkiye’ye karşı sesiz kalmakla suçladı.
Gysi’nin bu sözleri Sol Partili parlamenterler tarafından alkışlanırken, hükümet kanadından homurdananlar oldu.
* * *
Evet belli ki, Gysi hızını alamamıştı...
Nihayet ağzındaki baklayı çıkardı.
PKK’nın IŞİD’e karşı savaştığını kastederek, “İşte bu yüzden Almanya’da PKK yasağını kaldırmamız lazım” dedi.
Tabii kendi kanadından yine alkışlar geldi.
CDU/CSU kanadından bayan bir milletvekili oturduğu yerden, “Önceleri daha iyiydiniz” diye laf atarak Gysi ile dalga geçti.
Gysi sonra da sığınmacı sorununa geçti.
Evet konuyla hiç ilgisi olmadığı halde Gregor Gysi, kendisine ayrılan konuşma süresinin önemli bir bölümünü oturumun başlığıyla hiç mi hiç ilgisi olmayan farklı şeylere ayırdı.
Tabii Gysi, Türkçe’de “Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı” diye bir özdeyiş olduğundan habersizdi.
Gerçi bilse de, haberi olsa da fark etmezdi.
Çünkü zaten kafaya koyduğu için yine aynı şeyleri söylerdi.