Paylaş
Yazıya başlamadan önce bir sorum var, cevabını da sonunda öğreneceksiniz: Üsküdar’da yol kenarında hiçbir yere çıkmayan merdiven nedir?
‘Üsküdar’a gider iken aldı da bir yağmur’. Bu eski şarkı bana Üsküdar’ı değil Tokyo’yu hatırlatır. Haydaa! Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı… Bu kısa hayatımda, delikanlılığım zamanı hasbelkader Tokyo’da modellik yaptım. Bayağı bildiğiniz podyumda yürüyen cinsten. Japonlar beni salt lüks mekân ve lokantalara davet ediyorlar ama halk lokantaları daha cazip geldi bana... Japonlar çok meraklı bir ırk. “Nereden geldin, kimsin?” diye sürekli soru sorarlar. İstanbul, deyince belirli bir yaş üstünde olanlar hemen Japon aksanlarıyla şarkıyı yapıştırıyorlar. “Üşküdaaya gideliken adida bir yaaamuuuur” Meğerse Amerikalı caz şarkıcısı Eartha Kitt şarkıyı Japonya’da meşhur etmiş haberimiz yok. Üsküdar’da kısa ve etkili bir gezideyiz. Bu bir günlük Üsküdar gezisini Mimar Sinan Genim ve bu tip turları düzenleyen Şerif Yenen ile yaptım.
1. durak: Mihrimah Sultan Cami
Sinan, Muhteşem Süleyman’ın biricik kızı için 1546-1548 yılları arasında inşa etmiş camiyi... Mihrimah Sultan, Sultan Süleyman’ın Hürrem’den olan kızı. Tabiatıyla İmparatorluğun en havalı kızı. Farsçada adı ‘Güneş ve Ay Sultan’ anlamına geliyor.
Tipik hastalığımız burada da nüksetmiş, sağlı sollu çirkin binalar bu güzelim yapıyı boğmuş ama avlusuna girince kemerleri ve çeşmesiyle sizi büyülüyor. Ana kubbeyi üç yanından yarım kubbeler destekliyor, ön kısmında yarım kubbe yok. Deniz doldurulmadan (tedavisi namümkün diğer bir hastalık) evvel tam iskeledeymiş, bu nedenle ‘İskele Cami’ olarak da anılır.
2. durak: Üçüncü Ahmet Çeşmesi
Bu meydan çeşmesini (1703-1730) annesi, ‘Devletlü, İsmetlü, Emetullah Rabia Gülnuş Valide Sultan Aliyyetü’ş Şan Hazretleri’ hayrına Üsküdar deniz önüne yaptırmış. Lale Devri’nin saray mimarı Kayserili Mehmet Ağa tarafından rokoko tarzı inşa edilmiş. İlk yapıldığı yer tam Üsküdar İskelesi’nde imiş. Boğazdan karşıya geçmeden veya karşıdan gelince su ihtiyacı ve bir Fatiha için... Sonradan maalesef Üsküdar Meydanı yeniden tanzim edilirken şimdiki yerine taşınmış ve bu arada bir kaç mermer parçası da kırılmış. Nedense ülkemizde her önüne gelen meydanları yeniden tasarlar. Roma, Paris gibi eski şehirlerde 1500-1600 yıllarında tasarlanan meydanların tek bir taşı bile değişmemiştir.
3. durak : Şemsi Ahmet Paşa Cami
Harem’e doğru deniz kenarı yürüyoruz. Mimar Sinan’ın yaptığı en küçük külliye ve mücevher camisine varıyoruz. 1580’lerde inşa edilen caminin diğer bir adı ise ‘Kuşkonmaz Cami’ rivayete göre Mimar Sinan boğaz rüzgarlarının karıştığı bu noktada kuşların uçmayacağını ve camiye pislemeyeceklerini hesaplamış. Keşke denizden görebilseydim diye düşündüm bir an ama tam orada deniz çok azgın.
4. durak: Rumi Mehmet Paşa Camii
Cami’yi ilk görüşte kiliseden bozma sanmayın. Rum asıllı hatta soylu Bizans ailesi Paleologlar’dan geldiği rivayet olunan Sadrazam Rumi Mehmet Paşa tarafından 1469 yılında cami olarak yaptırılmış. İstanbul’un Anadolu tarafında yapılan ilk camidir. 1953 yılında kötü bir estetik ameliyat geçirmiş bir yapıt. Bu enteresan camiyi keşke hakkıyla bilimsel olarak yeniden restore edebilsek. Camilerimizin restorasyonu çok büyük bir sorun. Pırıl pırıl alacalı plastik boyalar, altın yazdızlarla o eşsiz eserlerimiz geri dönüşümsüz yok oluyorlar.
5. durak: Atik Valide Sultan veya Eski Valide Cami
Nurbanu Sultan (Işık Saçan Prenses) Hürrem’in gözde gelini... Üçüncü Selimin Hasekisi Venedikli Baffo Ailesi’nden Cecilia mı? Barbaros tarafından zapt edilen Korfu Adalı bir Yunanlı mı? Yoksa Yahudi asıllı bir cariye mi, bilinmiyor. Cariyelikten Valide Sultanlığa tırmanan ilk Osmanlı Valide Sultanı olduğu biliniyor. Çok güzel bir kadınmış, tıpkı yaptırdığı camideki çiniler gibi... Mimar Sinan’ın son eseri olan Atik Valide Sultan Cami 1583 yılında tamamlanmış. Sanırım İstanbul’daki en güzel camilerden bir tanesi. Çiniler İznik’te özel yaptırılmış. Mermer işçiliği aklı almaz. Kapılardaki sedef kakmalı ahşap işçiliği ile eşsiz bir başyapıt. Restorasyon detayına gelince söyleyecek fazla bir lafım yok gidiniz ve görünüz.
Yazının başındaki sorunun cevabı: Üsküdar’da yol kenarında bu hiç bir yere çıkmayan merdiven nedir? Cevap: Ata binmek ve inmek için…
Paylaş