Ataşehir’de mimar Başak Cengiz’i yolda yürüdüğü sırada samuray kılıcıyla öldüren Can Göktuğ Boz, “tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle hakim karşısına çıktı. Başak Cengiz'in annesi Beyhan Cengiz "Hiç acımadan tanımadığı birinin zalimce, sırf zevk için canını alan birine en ağır cezayı talep ediyorum" diyerek mahkeme başkanına "Başak Cengiz'i evladınız gibi görün" dedi. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren heyet, duruşmayı erteledi.
#Başak CengizAtaşehir’de mimar Başak Cengiz’i yolda yürüdüğü sırada samuray kılıcıyla öldüren Can Göktuğ Boz, “tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle hakim karşısına çıktı. Başak Cengiz'in annesi Beyhan Cengiz "Hiç acımadan tanımadığı birinin zalimce, sırf zevk için canını alan birine en ağır cezayı talep ediyorum" diyerek mahkeme başkanına "Başak Cengiz'i evladınız gibi görün" dedi. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren heyet, duruşmayı erteledi.
#Başak Cengizİstanbul'da Kadıköy-Tavşantepe metrosunda eli bıçaklı saldırganın tehditler savurduğu Senanur Damgacı (26) korku dolu anları anlattı. Damgacı, "Normalde kick boksçuyum. Kendime güvendim ama o sırada çok korktuk" dedi.
#MetroVedat Türkali’nin kızı, Barış Pirhasan’ın kardeşi, Zeynep Casalini’nin annesi, Atıf Yılmaz’ın eşi, memleketin önde gelen kıymetli sanatçılarında biri o… Kabul etmese de çok ilginç bir hayatı var: Deniz Türkali babasından gördüğü şiddeti, komünist babanın kızı olduğu için kâbus içinde yaşadığı okul yıllarını, bir bakanın tacizini, aşklarını, çapkınlıklarını, hayat görüşünü gazeteci dostu Murat Çelikkan’a anlattı. Ve 5 yıllık bir çalışmanın sonucu ortaya “Daha Dans Edicem” adlı çok ilginç bir kitap çıktı. Evinde bir araya geldiğimiz Deniz Türkali, mücadele etmenin yolunu bulmuş: “Kahkahayla muhalefet!”
#GazetehaberleriEhli keyif bir baba, evde tangolar söyleyerek sofralar kuran bir anne... Eski yazlık sinemalarda, Halit Ziya Uşaklıgil’in çalışma odasında, oturdukları köşkün arkasındaki çayırlıkta geçen neşe içinde bir çocukluk... Derken öğrencilik yılları, ablası vesilesiyle yutulan ilk sahne tozu ve sanata adanan koskoca bir ömür... Ama Türkiye onu tiyatro sahnesinde 16 yılda canlandırdığı onlarca karakterle değil, TRT ekranındaki “Domates Güzeli” olarak tanıdı. Bir gecede gelen bu inanılmaz şöhrete, en çok da kendisi şaşırdı. Bugün beyazcamda gözümüzü alamadan izlediğimiz Ertem Eğilmez filmlerinin çoğunda adı var. O bize, Yeşilçam’ın en güzel yıllarından yadigar. Şimdilerde sevenleriyle Kanal D’nin sevilen dizisi “Beş Kardeş”le hasret gideriyor. İşte huzurlarınızda biraz deli, çok neşeli, hayatı sanatla dolu bir usta, Ayşen Gruda...
Yeni kuşağın en beğenilen, en yetenekli iki oyuncusu onlar... Gencecikler ama buna rağmen yıllarını setlerde, kamera karşısında geçirmişler. En sevilen dizilerin başrollerinde gördük hep ikisini. Şimdi de galası perşembe günü TV8 ekranında yapılan “Maral” için bir araya geldiler. Aramızda kalsın ama ilk bölümden edindiğim izlenime göre de çok beğenilmişler. Röportaj sırasında sürekli birbirlerine takıldılar, laf attılar, çok eğlendiler. Kim bilir belki de başarılarının sırrı çok iyi arkadaş olmalarında saklı. Pozitif enerjilerinden etkilenmemek gerçekten de mümkün değil. Bu yüzden hikayelerini keyifle dinledim ve severek yazdım. İşte size Beşiktaş Anadolu Lisesi’ni üçüncülükle bitiren “sosyal inek” Aras’la, İtalyan Lisesi’nin Ricky Martin aşığı Hazal’ının spotların ardındaki gerçek hikayesi...
"Bu kız beni görmeli bana kazak örmeli" diye hayatımıza girdin; “Onun arabası var güzel mi güzel” diye devam ettin ve maşallah hiç gaz kesmeden de yirmi senedir bizimlesin. Senin şarkılarını dinleyen genç kızlar evlendiler, anne oldular. Hatta neredeyse çocuklarını üniversiteye hazırlıyorlar. Bu arada sen de evlendin, mutlu bir yuva kurdun, baba oldun. Tabi biz doğal olarak durumun şöhret olduktan sonraki kısmını biliyoruz ama elbette bunun bir de öncesi var.
Bir zamanlar İstanbul geceleri ondan sorulur, eğlence hayatında Celal Çapa fırtınası eserdi. Açtığı mekanlar, getirdiği yenilikler ona bu sektörde haklı bir duayen unvanı kazandırdı. Bugün işletmecilik alanında pek çok ünlü isim onun rahle-i tedrisinden geçmiştir. Gün oldu, devran döndü uzun zamandır sesi sedası çıkmaz oldu Celal Çapa’nın. Şimdi onun elinden liderlik bayrağını yine bir başka Çapa, oğlu Emre devraldı. İşte size 60’larına merdiven dayamış deneyimli bir abi ile 50’sine gelmiş bir kardeşin hiç sansürsüz muhabbeti...
Zorla uyutuldu. “Tarkan’ın menajeriyim” diyen, çakmakla kendini yakmak isteyen, babasından 20 yaş büyük olduğu halde ‘Beybaba’ diye hitap edenlerle aynı hastanede yattı. Peki bunlar neden başına geldi? Ben hiçbir yorum yapmayacağım. Türkiye’nin en ünlü boşanma avukatı Kezban Hatemi’nin oğlu Mehmet Ali Hatemi size son bir buçuk yıldır yaşadığı kâbusu anlatacak. “Yok artık” diyeceksiniz
Profesör bir annenin kızı... Anne-baba ayrılınca ve baba arkasına pek bakmayınca, Hande Ataizi’ni annesi büyütüyor. Bursa’dan İstanbul’a geldiğinde son derece yabani ve isyankar... “Mum Kokulu Kadınlar” ile gelen Altın Portakal ve ardından sinemaya uzak kalmasına yol açan uzun soluklu diziler, magazinel olaylar... Araya giren bir evlilik programı ve Amerikalı Benjamin Harvey ile evlilik... Şimdi evli ve mutlu bir Hande Ataizi var karşımızda. O sıfatlara bir de “çocuklu” eklemek istiyor tabii. Bir süre daha çocuğu olmazsa evlat edinmeyi bile düşünüyor. En büyük korkusu ise evlat edindiği çocuğun annesinin bir gün ortaya çıkması...
Ferdi Tayfur, “Orhan Baba ile Ferdi Baba’yı karşılaştırmayın. Biri Iron Maiden, diğeri Metallica” analizini değerlendirdi: Şarkılarımda Metallica’nın sert etkisi var diyebilirim. Ama isyankar değilim. Neden isyan edeyim? Sadece ikiyüzlü insanları sevmem ben. Neysem oyum. Orhan Gencebay’da da yoktur isyan.