“Tıpkı şairler gibi, yapamayacakları şeyleri söyleyip durur politikacılar da. Tek farkla; politika çoğunluğun duymak istediklerini dillendirirken, şiir, az olanı dillendirir. ütopik, gerçeklerle hiçbir ilgisi olmayan sözlerle, kimin ne ilgisi olabilir ki hem?”
#Esme ArasŞule Çet davası, gündemde yer alan haberler dolayısıyla pek çok kişi tarafından araştırılmaya başlandı. 2018 yılında bir plazanın 20'nci katından düşerek hayatını kaybeden Şule Çet'in ölümünün ardındaki sır perdesi aralanmaya devam ediyor. Genç kızın şüpheli ölümünden sorumlu olduğu düşüncesiyle tutukluluk hali devam eden Çağatay Aksu ve Berk Akand ise yargılanmaya devam ediyor. Peki, Şule Çet davası nedir? Şule Çet'in ölümü nasıl meydana geldi? İşte, o detaylar
#Şule Çet2018'de şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden Şule Çet'in davası 6'ncı görüşmede karar bağlandı. Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın karar duruşmasına tutuklu sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand, Şule Çet'in babası İsmail Çet ve tarafların avukatları ile müdahil Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının avukatı katıldı. Duruşmayı bazı milletvekilleri ile sanık yakınlarının da arasında bulunduğu çok sayıda kişi izledi. Peki, Şule Çet'e ne olmuştu? İşte, Şule Çet olayının detayları...
#Şule Çet DavasıHala aydınlatılamayan Şule Çet olayının davası sürüyor. Şule Çet'in ölümüyle ilgili iddianamede şüpheliler Çağatay Aksu (34) ve Berk Akand'ın (33) yargılanmasına devam ediliyor. Peki, Şule Çet olayı nedir? Ölümüyle ilgili sır perdesi devam eden Şule Çet kimdir?
#Şule Çet OlayıGazi Üniversitesi 2. sınıf öğrencisi Şule Çet (23), Ankara’nın en lüks plazalardan birinin 20. katından düşerek öldü. Çet’in asistan olarak yanında çalıştığı Ç.A. ile plazaya girdiği ve ofisine gittiği, gece saat 02.00’de ev arkadaşına “Buradan çıkamıyorum, adam bana takmış. Bırakmıyor” diye mesaj attığı belirlendi. Haberin ayrıntıları şöyle:
#GazetehaberleriEmrah Serbes, son romanı ‘Müptezeller’le huzurlarımızda. Kitap öyküsü itibariyle Antalya, Ankara ve İstanbul’da gezinirken hayata tutunmakta zorlananların, zaman zaman da delirmenin sınırına gelen ya da bu sınırı geçenlerin öykülerine odaklanıyor. Genç kuşağın sevilen yazarı, kitabını tarif ederken Yaşar Kemal’in “Her yazarın bir Çukurova’sı olmalı” sözüne işaret ediyor ve anlattıkları için “Benim bildiğim insanlar bunlar” diyor. Serbes’le, kitabı, edebiyat anlayışı, şöhretin etkileri ve bir zamanlar attığı “Yazarlığı bıraktım, iki sene sadece boksla ilgileneceğim” tweet’i üzerine konuştuk...
#Emrah SerbesAnkara Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan ‘FETÖ’nün çatı iddianamesinde’ 16 Temmuz’da Akıncı Üssü’nde yakalandıktan sonra serbest bırakılan firari Adil Öksüz hakkında önemli bilgiler yer aldı. İddianamede Öksüz’ün 2015’te örgütün ‘Deniz Kuvvetleri sorumlusu olduğu’ ifadesine yer verildi. Güvenlik kaynakları ise Adil Öksüz’ün 2016’da örgütün ‘Hava Kuvvetleri’ sorumlusu olduğunu belirtti.
#FetöBerlin’in en iyi 10 barından birinin İstanbul’a şube açması, bardağı taşıran son damla. Şehirde bir Berlin sevdasıdır, aldı başını gidiyor. Bakın baştan uyarıyorum: En son bu kafaya girdiğimizde, koca imparatorluk elden gittiği gibi, İstanbul’u da İngilizler işgal etti... Yine de “Nayn Daavud, biz seviyoğuz” diyenlerdenseniz, buyurun İstanbul’da, Alman sicimiyle asılma rehberiniz...
#Luzia İstanbulMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "İndirilen, yerlerde tekmelenen, çiğnenen bayrağımız 2. Hava Kuvvet Komutanlığı’nın bahçesinden, güpegündüz gasp edilen sancağımızdır. Ve sancak düşerse vatan düşecektir. Bu oluyorken, 2.Hava Kuvvet Komutanlığı’nda hiç mi duyarlı, hiç mi helal lokma yemiş, hiç mi kalbi vatan ve bayrak sevgisiyle çarpan bir asker çıkıp da şerefsize gününü gösterememiştir? Bayrağını muhafaza edemeyenler, bilen varsa söylesin, hava sahamızın güvenliğini nasıl teminat altına alacaktır?" dedi.
CHP, Adalet Bakanı Sadullah Ergin hakkında, “Odatv davası” olarak bilinen ceza davasındaki “şüphelilerin” aylarca tutuklu kalmalarına delil ve gerekçe kazandırmak amacıyla kullanılması ve atanmasında söz sahibi olduğu özel yetkili savcının Anayasa’nın 83. maddesini açıkça ihlal ederek, TBMM üyeleri üzerinde baskı kurmaya çalışmasına seyirci kaldığı gerekçesiyle gensoru verdi.
Tutuklu Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın ofisinde bulunduğu öne sürülen zarfta, 1995-1998 dönemine ait dinleme kayıtları çıktı. Kasetlerde Veli Küçük, Mehmet Eymür ve Ahmet Özal'a ait kayıtlar da yer alırken Avcı, cezaevinden gönderdiği mesajda "Bütün kutsal değerler üzerine yemin ederim ki bende dinleme kayıtları yok. Zaten ofisimi aramadan 28 gün önce boşaltmıştım" derken MİT Kontrterör Daire eski Başkanı Mehmet Eymür ve Ahmet Özal Eskişehir eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’da bulunduğu iddia edilen ses kayıtlarıyla ilgili olarak ifade verdi. Eymür, Avcı'dan şikayetçi olduğunu söyledi.