İhmal var mı yok mu, gereken yapıldı mı yapılmadı mı, sistem nerede tıkandı, neden kimse imdat çığlığını gerekli yerde atmadı, attıysa o çığlık neden duyulmadı? Biz bu soruları sordukça vicdanımız küllerle boğuluyor. Tüm bunları konuşmak için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ı aradım. Göktaş, bakanlık olarak da ayrı bir inceleme başlattıklarını açıkladı:
- “İzmir’deki 5 çocuğumuzun hayatını kaybettiği olayla ilgili başlatılan soruşturmayı da yakından takip ediyoruz.
- Biz de ayrıca Bakanlık olarak konuyu derinlemesine inceliyoruz.
- Bir ihmal çıkması durumunda gereğini en sert şekilde yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
- İlgili bütün kurumların da aynı yaklaşımı benimsemesini bekliyoruz.”
Bakanın açıklamalarından yola çıkarak, bu incelemenin eve 18 kez gidilmiş olması, tutulan raporlarda acil önlem alınması önerisinin yer alıp almadığı, bu öneri yer aldıysa Bakanlık’ta ya da sistemin nerede takıldığı ve neden üst düzeye kadar taşınmadığı konularını kapsadığını söyleyebilirim.
GÖKTAŞ: ÖZEL EKİP OLUŞTURULDU, TÜRKİYE GENELİNDE ÇALIŞMA BAŞLATIYORUZ
Optimar Danışmanlık Araştırma Şirketi 26 ilde 2 bin kişiyle yaptığı araştırmayı tamamladı. İlk kez Hürriyet Gazetesi’nde okuyacağınız araştırma MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Dem Partililerle el sıkışmasıyla başlayan tartışma ile ilgili soruları içermesi açısından dikkat çekici. Bir başka önemli nokta ise Türk halkının seçimlerden önce Trump’ın başkan seçileceğini bilmiş olması...
‘VATAN SEVGİSİ DİYEN DE VAR, ŞOK EDİCİ BULAN DA’
Optimar Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Daşdemir, yaptığı araştırmayla, MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin DEM’lilerle el sıkışması ve yaptığı açıklamalar sonrası siyasetin gündemine oturan tüm tartışmaların kamuoyunda nasıl algılandığını bir anlamda masaya yatırdı. “Bahçeli’nin DEM’lilerle el sıkışmasını nasıl buldunuz?” sorusuna araştırmaya göre şu yanıtlar verildi:
◊ Siyaset gereği: Yüzde 25.8
◊ Şoke edici: Yüzde 18.9
◊ Üzücü: Yüzde 16.4
◊ Yapıcı: Yüzde 15.9
◊ Samimi: Yüzde 13.2
Kayyım atamalarının hemen ardından partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin PKK elebaşısı Abdullah Öcalan’a yaptığı çağrıyı yinelemesi, Ahmet Türk ile ilgili sözleri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir dönem daha cumhurbaşkanlığı için gerekirse anayasa değişikliği istemesi çok dikkat çekti. Ankara’da bir yanda MHP’nin politikasının şifreleri diğer yanda ise Cumhur İttifakı’ndaki son durum merak ediliyor. Siyasi tecrübesi, kritik dönemeçlerdeki politikalarıyla bilinen Devlet Bahçeli’nin son açıklamalarının aslında bir anlamda politikasının gerekçelerini herkes kadar ben de merak ettim. Şimdi sizlere o çerçeveyi anlatmaya çalışacağım.
‘GELİŞMELER TOPRAK KAYBINA NEDEN OLABİLECEK KADAR ÖNEMLİ’
MHP Genel Başkanı Bahçeli ayrım yapmadan tüm haber kanallarını, yorumları izler. Çok bilinmese de hem güncel hem de tarihi araştırmalar yaptırır. Farklı kesimlerden bilgi edinir. Bugün hem dünyadaki hem bölgedeki gelişmeleri hassasiyetle takip ediyor. Tüm bunlardan hareketle MHP çevreleri, son dönemdeki politikalarını şöyle aktarıyorlar:
1- DÜNYADAKİ VE BÖLGEDEKİ GELİŞMELER
- “Dünyadaki ve bölgedeki gelişmeler ülkede toprak kaybına neden olacak derecede kritik ve önemli. Bölge bir ateş çemberi.
- Dünyadaki çatışmaların iki boyutu var. Birincisi ABD’nin küresel emperyalist operasyonlarından kaynaklanıyor. Diğeri ise kötü yönetimlerden, ekonomik sorunlardan, bazı ülkeler içinde yaşanan toplumsal çatışmalardan.
- Tüm bu gelişmeler ışığında Türkiye bir kuşatma altında ve bu kuşatmaya bilerek ya da bilmeyerek destek verenler var.
- Türkiye Cumhuriyeti’nden verilecek bir karış bile toprak yok.
7 ARALIK 2023’te Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis arasında imzalanan Dostane İlişkiler ve İyi Komşuluk hakkında Atina Bildirgesi ile iki ülke arasında gerginliği tırmandırıcı eylem ve söylemlerden kaçınılmasına ve iki ülkenin yararına olacak işbirliği alanlarına odaklanılmasına karar verilmişti. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan yarın Atina’da Yunanlı mevkidaşı Giorgos Gerapetritis ile buluşacak. Görüşmede iki ülke arasındaki sorunların yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in başkanlığında 2025’te Ankara’da düzenlenmesi planlanan 6. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısının hazırlıkları da ele alınacak. İki bakanın buluşması öncesinde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Yunan Ta Nea gazetesine konuşurken, Yunanistan Dışişleri Bakanı Giorgos Gerapetritis ise Türkiye’den Hürriyet gazetesinin sorularını yanıtladı.
‘VİZYONUM KALICI BARIŞ VE REFAHIN HÂKİM OLDUĞU BİR KOMŞULUK’
İki ülke arasında kemikleşmiş sorunlar bir çözüme kavuşabilecek mi? Türk Yunan diyaloğunu başlatma kararının üzerinden 15 ay geçtiğine dikkati çeken ve deklarasyonu karşılıklı iradenin kilometre taşı olarak yorumlayan Yunanistan Dışişleri Bakanı vizyonunu şöyle açıkladı:
‘İLİŞKİLERİ FARKLI YOLA SOKMAK İÇİN KAYDA DEĞER İRADE VAR’
- “Bu süre zarfında her iki taraf da ikili ilişkilerimizi farklı bir yola sokma konusunda kayda değer bir irade gösterdi.
- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile adım adım ulaştığımız güven düzeyi sayesinde samimi bir şekilde görüşebiliyor ve krizleri önleyebiliyoruz.
‘GELECEK İÇİN
Cumhuriyet Bayramı, Atatürk’ün vefatından önce kutladığı son bayramdı. 1938 yılının 29 Ekim’inden önce Atatürk’ün durumu ağırlaşmıştı. Yine de “Yapacak önemli işlerim var” diyerek, Ankara’ya gitmek istemiş ancak doktorları izin vermemişti. Atatürk’ün 12 yıl hizmetini gören Cemal (Çelebi) Granda’nın anlatımına göre 1938 yılının Cumhuriyet Bayramı’nın Atatürk’ün hastalığı nedeniyle yas havası estirilmemesi için şenliklerle kutlanmasına karar verildi. Granda o 29 Ekim’i şöyle anlatıyor:
“Biz Cumhuriyet Bayramı’nın on beşinci yıl şenliklerine candan katılmadık. İçimiz kan ağlıyordu. Hep Büyük Ata’yı düşünüyorduk. Kim bilir o, şenlikleri göremediği için ne kadar üzülmüştür. Sevgili milletinin arasına katılamadığı için kendi kendini yemiştir. Cumhuriyet Bayramı’nın ertesi günü Atatürk’ün ateşinin birdenbire yükseldiğini duyduk. Derken bir haber daha geldi: Atatürk komaya girdi. İlk koma 48 saat sürdü.”
Bugün Cumhuriyet Türkiye Cumhuriyeti 101 yaşında. Bugün bölgemizde yaşananlar ve Türkiye’nin karşı karşıya kalabileceği riskler göz önünde bulundurulduğunda milli birlik ve beraberliğin önemi de daha net anlaşılıyor.
O YUMRUĞUN ŞİFRESİ
Siyasete damgasını vuran çağrı kimsenin beklemediği bir isimden ve adresten geldi. Geçmişteki çözüm sürecini çok sert ifadelerle eleştirmiş olan MHP Lideri Devlet Bahçeli, Ankara’da herkesi şaşkına çevirdi. O tarihi çağrının ayrıntıları, neden yapıldığı hala tartışılıyor. Bahçeli’nin tarihi çağrıyı yaptığı grup toplantısındaki yumruklu fotoğrafına ise çok dikkat edilmedi. Önce Bahçeli’nin çağrısı ve ardından yaptığı iki açıklamayı da dikkate alarak MHP’de konuşulanlarla başlayacağız:
- Bölgedeki gelişmeler Türkiye’nin tüm olasılıklara hazırlıklı olmasını gerektiyor. ABD’nin sınırsız hamiliğinde İsrail’in Davut koridorunu hayata geçirme çabaları, Türkiye’yi doğrudan bir savaşa sokmasa da terör örgütlerinin maşa olarak kullanılması ile yıpratılmasını gündeme getirebilir.
- Bu durumda Türkiye’nin kendi içinde birlik ve beraberliğini sağlaması büyük önem taşıyor. Bahçeli partisi açısından büyük bir risk alarak, bu yüzden o tarihi çağrıyı yaptı. Kısacası amaç iç kalenin sağlam olması.
Muhtemelen zirve birçok açıdan tarihindeki en kritik toplantı olacak. 33 devletten temsilcinin yanı sıra BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in de katılımı bekleniyor. Türkiye ise bu toplantıya resmi üyelik başvurusunu yapmış olarak katılacak. Zirvenin gündemine bir sürpriz olmazsa genişleme kararlarının gelmesi beklenmiyor. Sadece Türkiye değil şimdiden 34 ülke başvurmuş durumda.
ÇİN’İN GELECEK PLANI
Dünya sistemi bir anlamda ABD üzerine tapulu; işleyiş buna göre gidiyor. Ancak uzun yılların ardından ilk kez ABD adeta kendi dünyasına meydan okuyan bir oluşumla karşı karşıya.
- BRICS henüz bir oluşum, nedenlerine aşağıda değineceğim. Ancak hamisi gerçekte Çin.
- Çin’in beklentisi gelecek yıllar için kendi para birimini, Yuan’ı öne çıkarmak. Yuan’ı küresel para birimi yapabilmek.
ABD’NİN UMUT İLE SAVAŞI
- ABD’nin endişesi bugün için değil; Çin’in güçlenmesi, oluşumun tam teşekküllü bir örgüte dönüşmesi, bir anlamda düzene meydan okuyanların yeni bir düzen oluşturma olasılığı.
‘ISINMA TURU DİYE BİR ÖZEL KAPSAM YOK’
Belediyeler Birliği ve İstanbul ile ilgili çalışmaları anlatmak için Ankara’da gazetecilerle buluştuğunun altını çizen İmamoğlu “Ankara’ya ısınma turu diye özel bir kapsam yok” dedi. İlk kez 5 yaşında geldiği Ankara’yı o günden beri sıcak bulduğunu da sözlerine ekledi.
‘ALLAH BİLDİĞİ GİBİ YAPSIN, BAŞKA ÖRGÜTLERİN ÜREME KAPASİTESİ VAR’
İmamoğlu’nun basınla buluşmasının öncesinde FETÖ elebaşısı Gülen’in öldüğü ortaya çıkmıştı. İmamoğlu bu konuda şunları söyledi:
* “Kendisini Allah’a havale ediyorum, Allah bildiği gibi yapsın. Bu ülkeye büyük zararları oldu.
* Şu kaygımı da dile getirmek isterim; başka örgütlerin, başka oluşumların üreme ve türeme kapasitesi var. Bunların da karşısında susanlar var. Bu tür yapıların karşısında susanlar Türkiye’yi neden uçurumun kenarında gezdiriyorlar?
* Ben açıkçası yeni tehditleri daha çok önemsiyorum. Bırak cemaatleri, insanları koru.”
Ama devletin terörle masaya oturmasını hiç kimse, hiçbir şart altına beklemesin, aklından dahi geçirmesin.”
‘MHP’NİN KENDİNE HAS GÜNDEMİ OLUR’
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bu açıklamaları ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde DEM Partililerle tokalaşması siyasetin en sıcak başlığı. Açıklama “Yeni bir süreç mi başlıyor” sorusunu gündeme taşırken, sürecin çoktan başladığını, hatta devletle görüşmelerin yapılmakta olduğunu iddia edenler bile oldu. Peki gerçek ne? Ankara’da ne oluyor, ne konuşuluyor?
- Devlet Bahçeli’nin açıklamalarının AK Parti için de sürpriz olduğunu söyleyeyim. MHP’li üst düzey isimler bu konuda “MHP’nin kendine has gündemi olur” yanıtını verdi.
- Adı çözüm süreci değil. Devlet Bahçeli’nin de ifade ettiği gibi “Ya siyaset ya silah” yani bir nevi terörün bitmesi için verilen son şans.
HEDEF BÖLGEDE HARİTA DEĞİŞTİRMEK
- Rusya- Ukrayna ve İsrail’in Ortadoğu savaşı bölge ve Kafkasya başta olmak üzere tüm dünyayı tehdit ediyor.
- MHP Türkiye’yi de içeren, mezhepsel ve etniksel ayrımlaştırma üzerinden hesap yapanların farkında.