Paylaş
İhmal var mı yok mu, gereken yapıldı mı yapılmadı mı, sistem nerede tıkandı, neden kimse imdat çığlığını gerekli yerde atmadı, attıysa o çığlık neden duyulmadı? Biz bu soruları sordukça vicdanımız küllerle boğuluyor. Tüm bunları konuşmak için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ı aradım. Göktaş, bakanlık olarak da ayrı bir inceleme başlattıklarını açıkladı:
- “İzmir’deki 5 çocuğumuzun hayatını kaybettiği olayla ilgili başlatılan soruşturmayı da yakından takip ediyoruz.
- Biz de ayrıca Bakanlık olarak konuyu derinlemesine inceliyoruz.
- Bir ihmal çıkması durumunda gereğini en sert şekilde yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
- İlgili bütün kurumların da aynı yaklaşımı benimsemesini bekliyoruz.”
Bakanın açıklamalarından yola çıkarak, bu incelemenin eve 18 kez gidilmiş olması, tutulan raporlarda acil önlem alınması önerisinin yer alıp almadığı, bu öneri yer aldıysa Bakanlık’ta ya da sistemin nerede takıldığı ve neden üst düzeye kadar taşınmadığı konularını kapsadığını söyleyebilirim.
GÖKTAŞ: ÖZEL EKİP OLUŞTURULDU, TÜRKİYE GENELİNDE ÇALIŞMA BAŞLATIYORUZ
Türkiye’de duymadığımız sessiz çığlıklar, bilmediğimiz trajedilerin altında kalan küçük bedenler ya da kalma olasılıkları... Aile Bakanlığı bu yüzden Türkiye genelinde çalışma başlattı. Ayrıntılarını Bakan Göktaş şöyle açıkladı:
- “Bir daha böylesi acı olaylarla karşılaşmamak için benzeri konularla ilgili daha sıkı önlemleri hayata geçiriyoruz.
- Bu konularla ilgili daha fazla yetkiye sahip özel bir ekip oluşturarak, yurt genelinde sosyal ekonomik destek sağladığımız aileleri daha yakından takibe alıyoruz.
- Oluşturulan ekip, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nca yıl içinde birkaç defa ziyarete gidilen aileler için ayrı bir çalışma yapıyor, hazırlanan raporları inceliyor.
MAHKEME RAPORLARI İNCELENİYOR
- Bakan Yardımcısı başkanlığında oluşturulan özel ekip, İzmir’deki facianın bir daha yaşanmaması için yardım alan aileleri ve mahkeme tarafından danışmanlık tedbiri verilen ailelere yönelik raporları detaylı incelemeye başladı.
- Bunun yanı sıra bu tür durumları önlemek için başlatmış olduğumuz sosyal risk haritası çalışmamızla da çocuklarımızı ve ailelerini yakından takip edecek, riskli durumları önceden tespit ederek duruma erken müdahaleye yönelik çalışmalar yapacağız.
ÖZEL ÇALIŞMA GEREKTİREN DURUMLAR
- Üzerinde özel çalışma gerektiren durumlarla ilgili de evler farklı ekiplerce tek tek ziyaret edilecek.
- Gerekli koruyucu, önleyici tedbirler ilgili diğer kurumlarla birlikte hayata geçirilecek.”
GÖKTAŞ: BİR ANNE OLARAK BENİ DERİNDEN YARALADI, SİYASET MALZEMESİ OLARAK KULLANILMASI DOĞRU DEĞİL
Bakan’a haberi gördüğünde ne hissettiğini ve sonrasındaki tartışmaları da sordum. Göktaş şu yanıtları verdi:
- “Öncelikle tüm ülkeyi derinden üzen böyle acı bir olayın siyaset malzemesi olarak kullanılmasını doğru bulmadığımı ifade etmek isterim.
- Her zaman vurguladığımız gibi çocuklar ve kadınlar siyaset üzeri bir konudur.
- Acılı bir anne ile hayatını kaybeden çocuklar üzerinden siyaset yapmak asla doğru bir yaklaşım değildir.
- Bu facia hepimizi çok derinden sarstı. Bir anne olarak da beni derinden yaraladı.”
SOSYAL-EKONOMİK DESTEK TARTIŞMASI
İzmir’deki facianın ardından ailelere verilen sosyal ekonomik destek de tartışma başlıklarından biri oldu. Bakan temel amacın çocukların öz aileleri ve yakınları yanında bakımlarının sağlanmasının olduğuna dikkati çekti:
- “Bakanlığımızca çocukların ihtiyaçlarının karşılanması, ailelerin güçlendirilmesi, geçici olarak yaşanan sosyal ve ekonomik güçlüğün önüne geçilmesi yoluyla çocukların öz aileleri ve yakınları yanında bakımlarının ve desteklenmelerinin sağlanması ile fırsat eşitliğinin oluşturulması amacıyla Sosyal ve Ekonomik Destek Hizmeti (SED) veriliyor.
- Sosyal ve ekonomik destek bir sosyal yardım değil, sosyal hizmet modeli.
- Ailelerin ekonomik olarak güçlendirilmesinin yanı sıra psikososyal açıdan da desteklenmesini temel alır.
- SED ile desteklenen okul çağındaki çocukların, akademik, sportif, sanatsal ve kültürel açıdan da güçlendirilmesi esas.
- 2024 Ekim sonu itibarıyla kurum bakımında 14 bin 409 çocuğun, koruyucu aile yanında 10 bin 316 çocuğun bakımı sağlanıyor.”
SONUÇ OLARAK..
Bakanın açıklamaları böyle. Ancak ihmal var mı yok mu, varsa nerede olduğu hem soruşturma hem de bakanlık içinde yürütülen inceleme sonunda belli olacak. Her ikisinin de bir an önce tamamlanması ve kamuoyuyla paylaşılması çok önemli. Öte yandan beş minik yavrumuzun başına gelenler bir daha bu ülkede hiçbir çocuğun ya da ailenin yaşamaması gereken feci bir olay. Devlet gereken her türlü önlemi almalı sürece mutlaka hayırseverler de dahil edilmeli.
AİLE HANGİ DESTEK PROGRAMLARINDAN YARARLANDI
Ailenin aldığı destek de tartışma konusu olmuştu. Kaynaklarıma bu soruyu yönelttim. Edindiğim bilgileri sizlerle paylaşmak isterim:
-Türkiye Aile Destek Programı
-Elektrik Tüketim Desteği Programı
-Şartlı Sağlık Yardımı
-Aile Yardımı
-Gıda Yardımı
-Ev Eşyası Yardımı
-Yakacak Yardımı
-Biz Bize Yeteriz Türkiyem
-Pandemi Sosyal Destek Programı
-Tam Kapanma Sosyal Yardım Programı kapsamında sosyal yardım desteği programlarından ailenin yararlandığını belirten yetkililer geçen ağustos ayından bu yana da süreli yardımlarla birlikte aileye sağlanan destek tutarının 177 bin lira olduğunu söylediler. Ayrıca bakanlık kayıtlarında da bu desteklerin yer aldığı belirtiliyor.
BİTİRİRKEN...
Tüm destek programlarına rağmen, ekonomik sıkıntıların boyutu düşünülürse sadece zor durumdaki ailelerin tespit edilmesi ya da çocukların bakımlarının üstlenilmesi yeterli olmayacaktır. Konunun çok boyutlu ve çocukların yaşam hakkı gözönünde bulundurularak ele alınması bir zorunluluk. Bu konuda herkesin bir özeleştiri yapıp, elini taşın altına koyması gerekiyor.
Paylaş