Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarihi bir adım atarak; hem görüşebileceğini söyledi hem de Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Şam yönetimi ile temasa geçmesini... Hemen sonrasında Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Reuters’a yazılı olarak verdiği mülakatta, “uygun koşulların oluşması halinde Türkiye ve Suriye’nin ilişkileri normalleştirme çabaları kapsamında bakanlar düzeyinde bir araya gelinebileceğini” belirtmişti. Ne gibi hazırlıklar yapılıyor derken, bu kez Suriye Devlet Başkanı Esad, Halk Meclisi’nde konuştu. Türkiye ile ilişkilere özel bir bölüm ayırdı, bu bölüme de küresel ve bölgesel krizlere atıf yaparak, “düzeltilecek ilişkilerin düzeltilmesi için hızlı çalışma yapılması gerektiği” mesajı ile başladı.
ESAD’IN SÖZLERİNİN ŞİFRELERİ
Esad ilk dönemde yapılan normalleşme arayışları görüşmelerinin kayda değer bir sonuç vermediğini, üstelik her iki ülkenin de çözümsüzlükten hasar aldığını belirtti. Konuşmasında yeni dönem normalleşme arayışında kendi yol haritasını açıkladı. Bir anlamda;
* İki ülkenin de beklentilerini sıraladı. Türkiye’nin beklentilerinin terörle mücadele ve mülteciler, kendi beklentilerinin ise yine terörle mücadele ve çekilme olduğuna dikkat çekti.
* Ankara’ya bir anlamda referansa dayalı olarak yol almayı teklif etti.
* Suriye Arap Haber Ajansı’nın (SANA) aktardığına göre Esad’ın en dikkat çeken sözü “Dolayısıyla bazı Türk yetkililerin zaman zaman Suriye’nin çekilme olmazsa Türklerle görüşmeyeceğiz demesi doğru değil. Bu gerçeklikten uzaktır” oldu
* Üstelik müzakere sürecine ilişkin kendi yol haritası hakkında da bilgi verdi. Toplantıların yapılması, başlıklar üzerinde anlaşmaya varılması durumunda ortak açıklama yapılması.
ÖN ŞARTSIZ FORMÜLDE UZLAŞI
Biz de tabii soruyoruz, araştırıyoruz bazıları için üzülerek söyleyelim ki işler yolunda! Havadan nem kapmak için yarışa girmiş kesimlere üzücü haberimiz de böyle olsun!
KİM BUNLAR VE AMAÇLARI NE
- Geçen hafta ekonomi ile doğrudan ilişkisi olmayan kişilerin kulaktan dolma yazdıkları hikâyeler zaten ekonomi yönetimi tarafından sert yalanlandı.
- Tüm havayı koklayarak şunu söylemek isterim ki bir kesime aşırı taraf olanlar; “İşler yolunda gitmesin” duasına çıkmış adeta...
- Acaba birileri şimdiden 2028 hayallerini ekonomi üzerinden mi şekillendirmek istiyor?
- Aslında bu sorunun kendisini de, yanıtını da aklı başında herkes görüyor.
- Troll hesaplarla özellikle ekonominin başındaki kişinin aylarca hedef alınmasının tek sebebi bu.
- Tek planları Mehmet Şimşek’in görevinden ayrılması, arzu ettikleri erken seçim için hükümet üzerinde baskıyı arttırmak!
AHLAT, Türklerin Anadolu’ya giriş kapısı olarak bilinir. Anadolu’nun tapusu kabul edilir. 25-26 Ağustos tarihlerinde Malazgirt Zaferi kutlamalarına bu sene ayrı bir önem verildi. Önümüzdeki günlerde Malazgirt Zaferi’nin 953. yıldönümü kutlanacak. Bu kutlamalara deyim yerindeyse Cumhur İttifakı ve Kabine çıkarma yapacak.
ERDOĞAN VE BAHÇELİ BİRLİKTE KATILACAK
Törenlere Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli birlikte katılacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir gün önceden giderek Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinde bir gece kalacak. İki liderin Bahçeli’nin kendi imkânlarıyla yaptırdığı evi de ziyaret etmesi bekleniyor. Daha önceki ziyaretlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan direksiyona geçmiş, MHP Genel Başkanı’yla birlikte inşaatı süren Bahçeli’nin evine gitmişler, inşaat alanında incelemelerde bulunmuşlardı. Hatta iki lider inşaat alanında iki sandalyeye oturup uzun uzun sohbet etmişlerdi. Edindiğim bilgilere göre MHP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Burası sizin de eviniz” demişti. İki liderin ziyaret sırasında Bahçeli’nin Ahlat’taki evinde çay içmek için sözleştiği ifade edildi.
KABİNE AHLAT’TA TOPLANIYOR
Yıllar sonra Kabine de Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında Ankara dışında bir yerde, Ahlat’ta toplanacak. AK Parti hükümetleri döneminde Bakanlar Kurulu Sivas Kongresi’nin 84. yıldönümü nedeniyle 2003 yılında Sivas’ta toplanmış ve özel gündem olarak da Sivas’ın sorunları ve ihtiyaçları ele alınmıştı. Ahlat’ta toplanacak Kabine’de dış politika, iç politikada gelişmelerin yanı sıra Türk dünyası ile ilişkilerin ve başta Ahlat olmak üzere bölgenin sorun ve ihtiyaçlarının gündeme gelmesi bekleniyor.
İki ülke güvenliğin yanı sıra ekonomi, ticaret, su, enerji, elektrik, ulaştırma gibi diğer alanlarda da ortaklığı derinleştirme kararı almışlardı. Bu köşeyi takip edenler bundan bir önceki yazıda, 15 Ağustos günü Ankara’da iki ülke savunma bakanlarının “Askeri, Güvenlik İşbirliği ve Terörle Mücadeleye Dair Mutabakat Zaptı”nın şifrelerini anlattığımı hatırlayacaktır.
Bugün ise yapılan anlaşma ve mutabakat zabıtları çerçevesinde iki önemli meselenin, su ve kalkınma yolunun perde arkasına bakacağız. Sizlerle yine diplomatik kaynaklardan edindiğim bilgileri paylayacağım.
IRAK’TA SU SORUNUNUN ALTYAPI ÇÖZÜMÜ TÜRKİYE’DE
◊ Irak’ın görüşmelerin başında temel talebi, yıllar önce Suriye ile yapılan anlaşma çerçevesinde Türkiye’nin Irak’a sabit bir değer belirlenerek o oranda su vermesiydi.
◊ Irak gerekçe olarak tarımın azalmasına, bu arazilerde yaşayanların şehirlere göçüne ve bunun ileride yaratabileceği sorunlara dikkat çekti.
◊ Ancak Türkiye’nin konuyu araştırması sonucunda ortaya çıkan tablo sorunun bambaşka bir boyutunu ortaya koydu.
SABİT DEĞER YOK, ALTIYAPI TÜRKİYE VE TÜRK ŞİRKETLERİNCE YAPILACAK
◊ Ankara masaya asıl meselenin su kullanımındaki hatalardan kaynaklandığını taşıdı. Türkiye, Iraklı muhataplarına meselenin su miktarından daha çok altyapı sorunlarından ve kullanım tekniklerindeki sorun ve eski teknolojiden kaynaklandığından anlattı. Örneğin damla sulama tekniği yok. Açık kanallardan yapılan sulama suyun büyük bir bölümünün buharlaşmasına neden oluyor.
Bazı ebeveynler bilgisayarları ya da tabletleri çocukların eline kendileri tutuşturuyor, bazıları dirense de çocuklar ne yapıp ediyor o teknolojinin içine giriyor. Bir yanda teknolojinin içine doğmak gerçeği, diğer yanda ise o teknolojinin açtığı kapıların derin karanlık tarafları var. Üstelik bağımlılık yarattığı da artık kanıtlandı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ile bir grup Ankara temsilcisi bir araya geldik. Bakan Göktaş, en son Eskişehir’de oynadığı oyunun etkisinde kalarak beş kişiyi yaralayan çocukla ilgili gelişmeler de başta olmak üzere dijital bağımlılık konusunda dikkat çeken açıklamalar yaptı:
GÖKTAŞ: ÇOCUKLARIN GERÇEKLİK ALGISINI DEĞİŞTİRİYOR
◊ “Eskişehir’deki olayda, çocuk içine kapanık biri olarak görünüyor.
◊ Son dönemde artan dijital ve şiddet içerikli oyun bağımlılığı çocuklarımızın, gençlerimizin sağlığını olumsuz etkiliyor. Dijital oyunlar özellikle çocukların ve ergenlerin gerçeklik algısını değiştiriyor. Belli kesimler tarafından ergenlerin radikalleşmesinde araç olarak kullanılıyor.
◊ Bakanlığımız bünyesinde Sosyal Medya Çalışma Grubumuz var. Geleneksel ve sosyal medya ortamında çocukları ve aileleri tehdit eden içerikleri 7/24 takip ediyoruz. Zararlı içeriklere anında müdahale ediyoruz. Çocuklar için ‘Duy, Duyarlı Ol İhbar Hattı’mız var. Özellikle sosyal medya içeriklerine anında müdahale edebiliyoruz.
DİJİTAL BAĞIMLILIKLA MÜCADELE SEFERBERLİĞİ
◊ Cumhurbaşkanı Yardımcımız
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın nisan ayında Irak ziyareti sırasında 27 anlaşma ve mutabakat zaptı imzalanmıştı. İki ülke güvenliğin yanı sıra ekonomi, ticaret, su, enerji, elektrik, ulaştırma gibi diğer alanlarda da ortaklığı derinleştirme kararı almışlardı.
15 Ağustos günü ise Ankara’da iki ülkenin dışişleri, savunma bakanları ile istihbarat yetkililerini bir araya getiren Yüksek Düzeyli Güvenlik Mekanizması toplantısı yapıldı. İki ülke savunma bakanları “Askeri, Güvenlik İşbirliği ve Terörle Mücadeleye Dair Mutabakat Zaptı”nı imzaladı. Bazı başlıkları açıklanan mutabakatın ve görüşmelerin perde arkasında yer alanlara bakacağız. Sizlerle önce diplomatik kaynaklardan edindiğim bilgileri paylaşacağım:
‘TERÖR ÖRGÜTÜNDEN ARTIK IRAK DA RAHATSIZLIK DUYUYOR’
- Tarihi bir metin olarak tanımlanan mutabakat zaptı, her iki ülkede de bir onay sürecinden geçecek.
- Terör örgütünden artık Irak da rahatsızlık duyuyor. Iraklı yetkililerin konuşma metinlerinde de bu yönde ifadeler bulunuyor. Iraklılar terör örgütünün ülkelerini istismar etmesini istemiyor.
‘IRAK TERÖR ÖRGÜTÜNÜN YAYILMACILIĞININ FARKINDA’
- Irak terör örgütü PKK’nın kendi topraklarında yayılmacı bir politika izlediğini net bir biçimde gördü.
Abbas hem TBMM Genel Kurulu’na hitap edecek, hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşecek. Görüşmenin ana gündemi ise malum; İsrail’in Gazze’deki katliamları ve ateşkes arayışları ele alınacak. Diğer yandan Filistin uzlaşısının sağlanması da önem taşıyor. Ankara’nın Abbas’a vereceği mesajların arasında bu başlık da var.
ABD Başkanı Biden’ın Beyaz Saray’da Gazze’de ateşkes için sunduğu üç aşamalı öneriyi açıklamasının ardından neredeyse iki buçuk ay geçti. Katliam ve bölgedeki yüksek tansiyon sürüyor. HAMAS, 15 Ağustos’ta başlaması beklenen ateşkes görüşmelerinin ABD Başkanı Joe Biden’ın sunduğu ateşkes planı üzerinden ilerlemesini istedi. Netanyahu bölgede ateşle oynamaya devam ederken, ateşkes mümkün mü? ABD Başkanı’na göre mümkün. Joe Biden, başkanlık görev süresi bitmeden Gazze’de ateşkesin mümkün olup olmadığına ilişkin soruya “Evet, hâlâ mümkün” yanıtını verdi. Şimdi gelelim hem müzakerelerdeki son duruma; hem de Ankara’nın çabalarına...
ANKARA’NIN ÇABALARI
Bu köşeyi takip edenler hatırlayacaktır. Biden’ın önerilerinin ardından ABD, Ankara’nın kapısını çalmış ve HAMAS’ın olumlu bir noktaya gelmesi için yardım istemişti. Başta Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı olmak üzere, Ankara’nın ilgili tüm kurumları ile sürece dahil olmasının ardından da Amerikalılar Türkiye’ye “HAMAS’ın bu olumlu noktaya gelmesinde çok katkınız var” demişti. İsmail Haniye suikastının ardından HAMAS’ın nasıl bir tavır alacağı da merak ediliyordu. Adının açıklanmasını istemeyen bir kaynağım, Mısırlı ve Katarlı arabulucuların İsrailli yetkililere, HAMAS’ın yeni lideri Yahya Sinvar’ın Gazze Şeridi’ndeki savaşı sona erdirecek bir ateşkes anlaşması istediğini ilettiğini açıkladı. Ankara da ateşkesin mümkün olabileceğini düşünüyor. Nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:
- Müzakere masasına gelen metin sonuçta ağırlıklı olarak ABD-İsrail uzlaşısına dayanıyor.
- Amerikalılar ateşkes için bastırıyor.
- Daha önce İsrail’de desteğini yitirmiş olan Netanyahu’nun kendi ülke kamuoyunda son dönemde eli güçlendi. HAMAS liderini elimine etmiş ve eli güçlü olarak masaya oturmak isteyebileceği değerlendirmeleri yapılıyor.
- Sonuçta iki buçuk aydır devam eden bir müzakere süreci var.
Anayasa Mahkemesi’nin son kararının ardından Atalay’ın TBMM’de yemin yolunun açıldığı ve önümüzdeki süreçte bununla ilgili gelişmeler yaşanacağı iddia ediliyor. Peki gerçekten durum böyle mi? Bu konuda Ankara’da yaptığım görüşmelerin özetini ve bakış açısını sizlerle paylayacağım. Süreci hatırlatacak olursak:
* Anayasa Mahkemesi, Gezi Parkı davası hükümlüsü Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesinin yok hükmünde olduğunun tespiti ile işlemin iptali ve yürürlüğünün durdurulması başvurusunda; “karar verilmesine yer olmadığına” hükmetti.
* Muhalefet Partileri TBMM’yi Can Atalay gündemi ile olağanüstü toplantıya çağırdı.
*İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Atalay’ın avukatlarının yargılamanın yenilenmesi ve infazının durdurulması başvurusuna karar verilmesine yer olmadığına hükmetti.
ANKARA SÜRECİ NASIL YORUMLADI?
İşte bu gelişmeden sonra gözler TBMM ve Başkan Numan Kurtulmuş’a çevrildi. Olağanüstü toplantıda Anayasa Mahkemesi’nin kararının okutulup okutulmayacağı, böylece Can Atalay’ın vekillik yolunun açılıp açılmayacağı merak ediliyor. Edindiğim bilgiler çerçevesinde Anayasa Mahkemesi kararı şöyle yorumlanıyor:
* Anayasa Mahkemesi’nce verilen karar gerekçesine göre; bir milletvekilinin milletvekilliğinin kesin hüküm giyme sebebiyle düşebilmesi için milletvekilliğine engel bir suçtan kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararının bulunması ve bu kararın Genel Kurula bildirilmiş olması gerekiyor.