Zeynel Balcı

Ekonomilerin performansı aşıya bağlı

6 Aralık 2020
2020 yılında salgın hastalıkla küçülen ekonomilerin 2021 performansı daha çok salgın hastalığın seyri ve geliştirilen aşının başarısına bağlı olacak. Mevcut gelişmeleri belli ölçüde fiyatlayan borsada devam eden çıkışın yıl sonu rallisine dönüşümü için yeni beklenti, gündem veya para girişlerinin devamı gerekecek.

Piyasalarda olumlu hava devam ediyor. Aşı haberleri ve yeni teşvik paket beklentileri risk iştahını artırınca borsalar ciddi primler yaptı, yeni zirveler oluştu. Beklenti ve gündem ile birlikte borsaları bu seviyeye taşıyan temel etken düşük faiz ve bol likidite. Bollaşan para kendine yer aradı, ‘su akar yatağını bulur’ hesabı borsalara aktı. Pandemi nedeniyle reel ekonomiler ayakta kalmaya çalışırken borsalarda rekorlar tazelendi. 2020 borsalar için özel bir dönem oldu. Bu yıla kadar geçerli olan borsaları büyüyen ekonomiler, kârlı, canlı şirketler taşır sözü işlerlik kazanmadı. Bunu hisse bazlı hareketlerde de çok bariz görebiliyoruz. Temel verileri zayıf bir çok hisse mali açıdan güçlü hisselerden daha fazla prim yaptı. Bilançosu ve temel verilerine göre hisse alanlar daha sığ, spekülatif ve mali açıdan zayıf hisseler kadar prim yapmadı. “Büyük para haklıdır. Fiyatı yükselmeyen bütün hisseler kötüdür” gibi eski borsacı sözleri bu dönem için geçerlilik kazanmış görülüyor.

SALGIN ETKİSİ

Ancak doğrusu ve esas olanı yine temel veriler ve bilançolardır. Bu dönem yukarıda dediğimiz gibi bir bakıma şahsına münhasır, özel bir dönem. Bazen kriz yıllarında da borsalar prim yapmıştır. Ancak krizlerle düşen borsalar, ekonomilerde gelecek dönem büyüme beklentileriyle toparlanmıştı. 2020 yılında salgın hastalıkla küçülen ekonomilerin 2021 yılında aşı ile birlikte toparlanacağı beklentileri yanında belirsizlikler de var. Gelecek yıl ekonomilerin performansı daha çok salgın hastalığın seyri ve geliştirilen aşının başarısına bağlı olacak. Bu yılın tamamlanmasına kısa bir süre kaldı. Mevcut gelişmeleri belli ölçüde fiyatlayan borsada devam eden çıkışın yıl sonu rallisine dönüşümü için yeni beklenti ve gündem veya para girişlerinin devamı gerekecek.

ÇIKIŞ TRENDİNDE İVME KAYBI

Borsalardaki çıkış trendleri sürüyor. Ancak çıkış hareketleri tarihi zirveler test edilmesi nedeniyle önemli primleri de barındırıyor. Bu açıdan kâr satışları biraz sıklık kazanırken ivme kaybını da beraberinde getiriyor. Son günlerde borsa endekslerinde bir bakıma ‘patinaj’ görünümü öne çıkmaya başladı. Piyasa bozucu bir gündem şimdilik görülmüyor. Ancak aşı, teşvik paketleri, gelecek yıl ekonomilerde büyüme beklentileri belli ölçüde fiyatlandı. Piyasaları taşıyacak yeni gündem ve beklentilerle desteklenirse çıkış hareketi yeniden güç kazanabilir.

YARDIM PAKETİ ÖNEMLİ

ABD’de yeni yönetimin teşvik paketinde miktar olarak daha cömert davranması yanında Avrupa Merkez Bankası’nın da yeni yardım ve teşvik paketini devreye alması önemli olacak. Başkan Lagarde’ın hatırlanırsa geçtiğimiz günlerde bu yönde bir açıklaması olmuştu. ABD’nin yeni başkanı Joe Biden, İki partinin koronavirüs yardım tasarısını birlikte geçirmesi gerektiğini, ABD Senatosundaki ılımlılar tarafından önerilen 908 milyar dolarlık teşvikin başlangıç olarak görülmesi gerektiğini belirtti. Faiz oranlarının daha düşecek yeri yok, merkez bankası bilançoları büyümesini sürdürmekle birlikte çok küçük adımlarla yürüyor. Bu açıdan teşvik ve mali yardım paketlerinin gelmesi borsaların seyri açısından önemli olacak.

ENFLASYONUN ETKİSİ NASIL OLUR?

Yazının Devamını Oku

Yabancı girişleri sürüyor

29 Kasım 2020
13 ve 20 Kasım haftalarında tahvil bono ve hisse senetlerine yaklaşık 1.5 milyar dolarlık yabancı girişi oldu. Borsa İstanbul’da da yaşanan yükselişle birlikte yabancı payı yüzde 51 seviyesine ulaştı. Borsa’daki yabancı payı mart ayında yerli yatırımcının yükselirken, yüzde 50’nin altına gerilemişti.

PİYASALARDA iyimserlik yabancı yatırımcıların katılımıyla sürüyor. Borsa İstanbul’a Mart ayından bu yana beş yüz bini aşkın yerli yatırımcı girişi olmuştu. Yabancı payının yüzde 50’nin altına çekildiği o tarihlerde borsanın yaptığı çıkışa yerli çıkışı diye adlandırılmıştı. Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz indirim kararı ve piyasa dostu açıklamaların normalleşme adımları olarak uygulamaya geçmesi yabancı yatırımcıların ilgisi çekti. 13 ve 20 Kasım haftalarında iki haftalık tahvil bono ve hisse senetlerine yaklaşık 1.5 milyar dolarlık yabancı girişi görüldü. Borsa İstanbul’da yaşanan çıkış ile birlikte tekrar yüzde 51 oranında yabancı payına ulaşılırken döviz kurları ve tahvil bono faiz oranlarında düşüş gözlendi. Bir bakıma eski borsacıların “büyük para haklıdır” sözü doğrulandı. Ayrıca geçen hafta Katar ile Borsa İstanbul’un yüzde 10’luk payı dahil olmak üzere toplamda 10 ticari anlaşma yapıldı. Başka ülkelerin katılımıyla devamının gelmesi piyasalar açısında önemli. Önceliğin doğrudan yatırım ve daha yararlı olanının sıfır yatırım olduğu vurgusunu yapmak yerinde olacak. Son iki haftada gördüğümüz portföy yatırımları diğer anlatımla sıcak para. Yüksek faiz ve dolar bazında oldukça ucuz kalan Borsa İstanbul’da fırsat görüp geldi. Sıcak para kısa vade, doğrudan yatırım uzun vadeli ve daha kalıcı. TCMB’nin rezervlerindeki aşınmanın devam ettiği ve piyasaların yabancı girişine ihtiyacı olduğu bir dönemde gelmesi yararlı oldu. Özellikle TCMB’nin rezerv biriktirme politikasında katkı sağlaması açısından ayrıca önemli.

AŞI VE NORMALLEŞME
Diğer yandan dış piyasalarda koronavirüse karşı aşı bulunmasıyla yaşanan olumlu hava bu duruma yardımcı oldu. İç ekonomik gündemdeki son gelişmeler dış konjonktürün zayıf olduğu bir döneme denk gelmiş olsaydı aynı piyasa performansına ulaşılır mıydı, tahmin etmek zor. İç ve dış gelişmeler birbirini tamamladı bir bakıma. İyi de oldu. Geçen haftaki yazımızda vurgu yaptığımız üzere son dönemdeki olumlu haberler ne ölçüde fiyatlandı sorusunun cevabı önümüzdeki günlerde önem kazanacak gibi görünüyor. Ayrıca yabancı yatırımcı girişleri sürecek mi konusu bir diğer kriter olacak. Dışarıda aşı, içeride normalleşme hamleleri ve TCMB operasyonları dışında henüz yeni bir gündem oluşmuş değil. Sayılan gelişmelerin bu aşamada belli ölçüde fiyatlandığını söylemek mümkün. Yeni katılımlar ve para girişleri olursa gerek borsa gerekse döviz ve faiz tarafında mevcut trendler devam eder. Piyasalarda olumlu hava korunuyor. Ancak düzeltme ve kâr satış olasılıklarını dikkate almakta yarar var.

Normalleşmeye devam
EKONOMİ yönetimi tarafından son dönemde normalleşme adımları olarak değerlendirilen operasyonlar olumlu algıya neden oldu. Geçen hafta da TCMB tarafından zorunluk karşılık oranlarının yükseltilmesi ve kredi artışıyla ilişkilendirilmesi uygulanmasının kaldırılması yerinde bulundu. Piyasadan 12.3 milyar TL ve 5.7 milyar dolar çekilecek olması parasal sıkılaştırma politikasına destek olurken bankaları daha fazla kredi vermeye yönelten uygulamanın kalkmasıyla baskı azalmış oldu. Faizlerin yükselmesiyle kredi artışlarında bir ivme kaybı olması muhtemeldi. Piyasa ile uyumlu uygulamalara olumlu tepkiler geliyor. Ayrıca TCMB’nin rezerv biriktirme çalışmalarına katkı yapacak bir uygulama olacak. TCMB rezervlerinde zorunlu karşılıkların payı malum. Diğer taraftan, borsa yatırımcısı için yükselen faiz oranlarının alternatif piyasa olması açısında önümüzdeki günlerde önemli bir adres olarak görülmesi olasılığı. 12 civarındaki mevcut enflasyonu dikkate aldığımızda yüzde 13-15 mevduat faizi reel getiri de sağlamış durumda.

YAN ETKİLERİ VAR
Enflasyonun altında faiz yani eksi faiz günleri geride kaldı. Yükselen faiz oranlarının bir diğer etkisinin ekonomik toparlanmayı yavaşlatması olasılığı. Kredi derecelendirme kurumu Fitch’ten gelen “Faiz artışı bankalar için iyi olacak. Faiz oranlarının kısa vadeli büyümeyi baskılayacağını düşünüyoruz” açıklamaları bu açıdan kayda değer. Ekonomide alınan kararların doğal olarak yan etkileri var. İlaç gibi sanki. İhtiyaçlar, zorunluluklar ve tercih meselesi bir bakıma. “Bugünün sorunları dünün çözümlerinden kaynaklanır” sözüne bu noktada atıfta bulunmak gerekecek. Yükselen kur ve TL’ye cazibe kazandırmak, enflasyonu kontrol altına almak için parasal sıkılaştırma ve faiz artışı doğru bir karardı. Ancak bu çözümler farklı yansımaları da beraberinde getiriyor.

Büyüme ve enflasyon bekleniyor

Yazının Devamını Oku

Borsalarda bahar havası

22 Kasım 2020
Merkez Bankası’nın faiz arttırımı yapması, yabancı yatırımcıların tahvil bonoda ve hisse senetlerinde 13 Kasım haftasında 908 milyon dolar alım gerçekleştirmesi iyimserliği artırdı. Bu rakam haftalık bazda 2017 yılından bu yana en yüksek alım tutarı olmasıyla dikkat çekiyor. Dış bakışı gösteren Türkiye’nin risk pirim de uzun süre 500’lü seviyelerin üzerinde seyrettikten sonra geçen hafta 370’li seviyeleri gördü.

İç ve dış piyasalarda olumlu hava devam ediyor. İçeride ekonomi yönetimindeki değişimin ardından Merkez Bankası’nın (TCMB) piyasa beklentilerine uygun olarak faiz artırımı yapması, yabancı yatırımcıların 13 Kasım haftasında hisse senetlerinde 614 milyon dolar, tahvil bonoda (DİBS) 294 milyon dolar olmak üzere toplamda 908 milyon dolar alım gerçekleştirmesi iyimserliği artırdı. Bu rakam haftalık bazda 2017 yılından bu yana en yüksek alım tutarı. Ekonomi cephesindeki son gelişmeler gerek iç gerekse dış finans çevrelerinde olumlu yankı buldu. Yabancı yatırım banka raporlarına yansıyan bu görünüme ünlü yatırımcı Mark Mobius “Türk piyasalarına güven artacak” diye katkı yaptı.

OLUMLU ALGI

Dış bakışı gösteren Türkiye’nin CDS oranı (risk pirim) uzun süre 500’lü seviyelerin üzerinde seyrettikten sonra geçen hafta 370’li seviyeleri gördü. Dış piyasalarda ‘aşı’ haberleri sonrası başlayan iyimserlik içeriye pozitif katkı yapan bir başka gelişme oldu. ABD başkanlık seçimlerinin sorunsuz geçilmesi, piyasaların Joe Biden yönetimine kredi tanıması, COVID19’a karşı Pfizer-BioNTech ve Moderna’nın geliştirdiği aşılar dış piyasalarda olumlu algıya neden oldu. Önümüzdeki haftalarda Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nden (FDA) onay alınırsa yasal süreç tamamlanmış olacak. Ardı ardına gelen iyi haberleri piyasalar fiyatlamaya devam ediyor.

Şimdi soru, sayılan gelişmeler piyasaları daha ne kadar taşıyacak? Borsa İstanbul’un ve döviz kurlarının geldiği seviyelere bakılırsa belli ölçüde fiyatlanmanın yapıldığı görülüyor. Ancak bu aşamada Borsa İstanbul’daki çıkış hareketinin gücünü koruduğunu da ilave etmek gerekecek. Dolar/TL kurunun sert geri çekilme sonrası 7.50 TL seviyesinin üzerinde zayıf da tepki alımlarıyla karşılaşması, Borsa İstanbul’u bu seviyelere taşıyan banka hisselerinde cuma günü biraz kâr satışı gelmesi kayda değer gelişmeler. Borsa İstanbul’da çıkışın devamı için yeni para girişleri lazım. Döviz kurlarındaki düşüş için de yabancı girişleri veya 225 milyar dolara ve toplam mevduatta yüzde 56 paya ulaşan bankalardaki döviz mevduatının çözülmesi gibi gelişmeleri görmek gerekecek. Piyasalarda iyimserlik sürmekle birlikte kâr satışı ve düzeltme olasılığını da dikkate almak gerekecek.

MERKEZ BANKASI BEKLENTİLERİ KARŞILADI

Merkez Bankası’nın perşembe günkü toplantısı piyasalar tarafından merakla bekleniyordu. Son aylarda toplantı sonrası sıkça gördüğümüz sürprizler bu defa olmadı. Ekonomi yönetimindeki değişimler sonrası verilen ‘piyasa dostu’ açıklamalar uygulamaya yansıdı. TCMB gösterge faiz oranının 4.75 puan artırarak yüzde 15 seviyesine çekti. Ayrıca sadeleştirmeye giderek fonlamaların haftalık repo (gösterge faiz) üzerinden yapılacağını açıkladı. Belirsizlik kalkarken daha öngörülebilir politikalar öne çıktı. Bilindiği üzere piyasalar belirsizliği sevmez. Ayrıca enflasyonun (TÜFE) yüzde 11.89 olduğunu veya yılın muhtemelen yüzde yaklaşık 12.00 gibi bir enflasyon ile tamamlanacağı dikkate alınırsa 3 puan civarında bir reel getiri sağlanmış olacak. Bu açıdan enflasyonda olağandışı yükselişler olmazsa faiz oranının bir süre bu seviyelerde kalması olasıdır. Yeni artışlar zor görülmekle birlikte TCMB’nin toplantı sonrası yaptığı duyuruda geçen parasal sıkılaştırma uygulanacağı açıklaması sonrası faiz indirimi de bir süre için söz konusu değil gibi. Diğer yandan TCMB’nin gösterge faiz oranını yukarı çekmekle yeni bir yük getirmiş olamayacak. Zaten bir süredir ‘örtülü faiz artırımı’ yoluyla TCMB piyasaları 14.75-14.80 faiz oranlarıyla fonluyordu. Gösterge faiz yani haftalık repo faizinden fonlama yapmıyordu. Bu açıdan gösterge faizin yüzde 15 seviyesine çekilmesiyle uygulamada 0.20-0.25 puanlık bir faiz artırımı gerçekleşmiş oldu. Kredi ve mevduat faiz oranlarında çok fazla bir yükselişe neden olmayacak.

DIŞ BORSALAR DA ZİRVELERDE

ABD ve Almanya başta olmak üzere dış borsalarda son zirve seviyelerini tekrar yakaladı. Küresel ekonomi üçüncü çeyreklerde büyüme gösterse de salgın hastalıktaki rekor vaka artışları ve kısıtlayıcı tedbirlerin alınması nedeniyle önümüzdeki dönemde yavaşlama beklentisi hakim. Her ne kadar aşı bulundu haberleri olumlu beklentilere neden olsa da uygulaması zaman alacağı için kış ayları zor geçecek gibi görünüyor. Rahatlama için daha çok bahar ayları ve sonrası işaret ediliyor. Buna rağmen teşvik ve yardım paketleriyle düşük faiz, bol likiditenin etkisiyle borsalar bahar havası yaşadılar. Küresel ekonomiye ait göstergeler ise pandemi öncesinin altında. Borsalar kadar altın fiyatları da yakından izleniyor. Aşı haberleriyle ciddi güç kaybeden altın fiyatı vaka sayılarındaki artış, dış piyasalarda ABD dolarının zayıflaması ve ABD teşvik paketi beklentileriyle tepki alımlarıyla karşılaştı. Toparlanmadan söz etmek için ons fiyatının 1.900 seviyesinin geçilmesi gerekecek. Aşağıda 1.850 destek noktası olarak önem kazanmış durumda. İç piyasalardaki gram/TL altın fiyatı ise dolar/TL kurundaki düşüşün de eklenmesiyle çift yönlü baskı altında. Yön tayini için 450-475 bandı izlenebilir.

Yazının Devamını Oku

Piyasalar aşıyı satın alıyor

15 Kasım 2020
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın piyasa dostu olarak değerlendirilen açıklamaları ve koronavirüse karşı etkili bir aşının bulunduğunun bildirilmesi piyasaları olumlu etkiledi. Borsalarda tüm zamanların rekoru kırılırken, döviz kurlarında da geri çekilme yaşandı.

Geçen hafta gerek Borsa İstanbul’da gerekse ABD ve Almanya başta olmak üzere dış borsalarda oldukça iyimser bir hava hakimdi. Borsa İstanbul’da tüm zamanların kapanış ve işlem hacmi rekoru kırıldı. Dış gündemde ABD başkanlık seçiminin sorunsuz geçilmesi ve Joe Biden yönetiminin parasal genişlemeye devam edeceği beklentileriyle ABD’li ilaç şirketi Pfizer’ın geliştirdiği koronavirüs aşısının virüse karşı yüzde 90’dan fazla etkili olduğunun açıklanması risk iştahını ve iyimserliği arttırdı. Borsalarda havayolları şirketleri öncülüğündeki çıkış ivme kazandı. İçeride ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın piyasa dostu olarak değerlendirilen açıklamaları Borsa İstanbul’a rekor getirirken döviz kurlarında sert satış görüldü. Gösterge tahvil faiz oranı ise yüzde 15 seviyesinden yüzde 14 seviyesinin altına geriledi.

İYİMSERLİKLE KARŞILANDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomi ve hukukta reform, yerli yabancı yatırımcıya güven, şeffaflık ve öngörülebilirlik, yeni Merkez Bankası Başkanının yanında olunacağı, faizlerin en azından enflasyon seviyesinde tutulma mecburiyeti, gerekirse acı reçete vurguları piyasalarda iyimserlikle karşılandı. Bu gelişmeler dış dünyada da karşılık buldu ve uzun süredir 500 seviyelerinin üzerinde seyreden Türkiye’nin 5 yıllık CDS oranı (risk primi) 400 seviyesinin altını gördü. Gerek iç piyasalar gerekse dış piyasalar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarına ciddi bir kredi tanıdı. Bu gelişmede dış piyasalardaki olumlu havayı da hesaba katmak gerekir.

SADELEŞTİRME BEKLENTİSİ

Şimdi piyasalar 19 Kasım’daki yeni başkan ile yapılacak ilk toplantıyı bekiyor. Bir bakıma yapılan açıklamaların ilk test noktası olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve TCMB Başkanı Naci Ağbal’ın açıklamaları sonrası toplantıdan önemli bir faiz arttırımı beklentisi kuvvetlendi. Beklentiler en az 3 puan ve üzeri bir arttırım yapılacağı yönünde. Bazı yabancı yatırım bankaları ise 5 puanlık faiz arttırımı bekliyor. Faizde sadeleştirme de beklentiler arasında. Kararlar piyasa ile uyumlu olursa iyimserliğin devamı konusundaki beklentiler korunur. Dış piyasalardaki mevcut havanın da devamı önemli olacak tabi ki.

VAKA SAYILARINDA ARTIŞ DEVAM EDİYOR

Ardı ardına gelen olumlu haberler ile piyasalarda bayram havası eserken aşı çalışmalarında bir umut doğsa da salgın hastalıkla ilgili vaka sayılarında rekor artışlar söz konusu. Bununla birikte ülke ekonomilerinde kapanma ve kısıtlayıcı tedbirler sürüyor. Koronavirüs aşısını bulan firmanın CEO’su Türk profesör Uğur Şahin, ile Özlem Türeci’nin sayesinde gelecek yıl ortalarında insanlığın normal hayata dönebileceğini söyleyerek bu kışın zor olacağını ve rahatlamanın mart ayında olacağını söyledi. Kış aylarının zor geçeceğine dair benzer ifadeler Merkel ve bazı yabancı liderler tarafından da dillendiriliyor. Avrupa Merkez Bankası başkanı Lagarde’ın “İkinci virüs dalgasının ilkinden hafif olacağı öngörülse de ekonomi için daha az tehlike oluşturamaz” açıklaması bu açıdan önemli. “Dişime gelen işime gelir, işte ekseriyetin düsturu” diyen bir düşünürümüze atıfta bulunacak olursak piyasalar bardağın dolu tarafını görmeye devam ediyor. Ekonomide kapanma ve kısıtlayıcı tedbirlerin dozunu çok daha fazla artırma gibi yeni kararlar gelmedikçe piyasaların vaka artışlarına duyarsızlığı sürebilir. Ancak bu yöndeki gelişmeleri yakından izlemekte yarar var.

ALTINDA TEPKİ ALIMLARI GÖRÜLÜYOR

Yazının Devamını Oku

Borsalar kayıplarını geri alıyor

8 Kasım 2020
Koronavirüste ikinci dalga endişesiyle birlikte borsalarda kayıp yaşansa da, sonrasında borsalar kayıplarını geri aldı. Bunda ABD seçimlerinin nispeten sorunsuz geçmesinin de katkısı var. Seçimin ardından ise mevcut politikaların devamı ve ABD teşvik paketinin yasalaşması beklentisi iyimserliği arttırdı.

Piyasalarda seçim haftası geride kaldı. ABD başkanlık seçimi ilk gündem olarak görülürken, borsalar pandemide ikinci dalga tedirginliğine bağlı kayıplarının önemli bir kısmını geri aldı. Sonuçları kadar ABD başkanlık seçimi gibi önemli bir gündemin nispeten sorunsuz geçilmesi ilk aşamada olumlu fiyatlamaya konu olan gelişmeydi. Demokrat aday Joe Biden’in ipi göğüslemesiyle seçim sonrası, mevcut politikaların devamı ve parasal genişleme ile düşük faiz ortamının korunacağı ayrıca ABD teşvik paketinin yasalaşacağı beklentisinin artması iyimserliği destekledi. Pandemide ikinci dalga, rekor vaka artışları, ülke ekonomilerinde tekrar kapanmaların başlaması gibi hususları dikkate alırsak kim başkan olursa olsun aslında çok fazla seçeneği de yok. Bir bakıma borsalarda ‘fiyat önden gider, olaylar sonra gelir’ sözü hatırlandı.

DOLAR DEĞER KAYBETTİ

ABD hükümeti, para harcamaya devam edecek varsayımı, seçim sürecinin uzaması ve belirsizlik olasılığı ABD dolarına değer kaybettirdi. Ayrıca seçimi Biden’ın kazanması ancak Senato’da Cumhuriyetçiler’in çoğunluğu koruma olasılığı dolar üzerinde baskıya neden olan bir başka gelişme olarak görüldü. ABD dolarının Euro ve Japon yeni başta olmak üzere altı para birimine karşı değerini gösteren Dolar Endeksi 94 seviyesinden 92 seviyelerine kadar geri çekildi. Buna karşılık Euro değer kazandı ve 1.16 seviyesinden 1.18 seviyesinin üzerine çıktı. Ayrıca faiz oranının değişmediği perşembe günkü ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Powell, toplantı sonrası yaptığı açıklamalarda “Artan vakaları endişe verici olduğunu, olağanüstü belirsizlikle birlikte daha fazla mali desteğe ihtiyaç olduğunu ve gerekli görüldüğünde varlık alım programının değiştirilebileceğini” söylemesi olumlu algıya neden oldu. Bir bakıma piyasalar duyacağını duydu veya bu konuşmadan alacağını aldı. Parasal destek ve genişleme artabilir diye değerlendirildi. Zaten faiz de 2022’ye kadar sıfıra yakın kalacak.

SEÇİMDE MAHKEME SÜRECİ

ABD dolarının zayıflaması Türkiye’nin de yer aldığı gelişen ülke para birimlerine değer kazandırdı. Brezilya Reali, Hindistan Rupisi, Rus Rublesi, G.Afrika Randı dolara karşı değer kazandı. TL ise bu görünüme uyum sağlamakta zorlandı ve değer kaybı devam etti. Piyasalar tedirgin olduğu bir gündemi umulandan daha kolay tamamladı. Ancak çok fazla ihtimal verilememekle birlikte seçimde mahkeme süreci, itirazlar veya protesto gösterileriyle belirsizlik hasıl olursa bu defa farklı fiyatlamalar gündeme gelebilir. Piyasalardaki pandemi tahribatı seçim sonuçlarıyla ile sarılmaya çalışıldı ama bir süre sonra pandemi başta olmak üzere tekrar eski gündeme dönülecek. Bu defa daha temkinli bir piyasa görmemiz muhtemeldir.

Merkez Bankası’nda başkan değişikliğinin piyasalara yansımalarını ise gelecek hafta görebileceğiz.

BORSAYI YERLİ YATIRIMCI TAŞIYOR

Son aylarda iç piyasaların yakından izlediği verilerden biri yurtdışı yerleşiklerin haftalık menkul kıymet istatistikleri, diğer anlatımla ‘sıcak para’ hareketleri. 30 Ekim haftasında yabancılar 69 milyon dolarlık DİBS (tahvil bono) ve 116 milyon dolarlık hisse senedi satışı gerçekleştirdi. Yabancıların hisse senedi stoku 2009 yılından bu yana ilk defa 20 milyar dolar seviyesini altına geldi. Döviz kurlarındaki yükselişe rağmen yabancı satışlarının devam ediyor olması dikkat çekici. Borsa İstanbul’daki yabancı takası yüzde 50’ye doğru bir atak yapmıştı ancak geçen hafta tekrar yüzde 49 seviyelerine çekildi. Borsa İstanbul’u yerli yatırımcı taşımaya devam ediyor. Düşük faiz ve parasal genişleme katkısını yaptı. Ancak mevduat, kredi, gösterge tahvil, TCMB, fonlama faiz oranları yükselmeye başladı. Alternatif piyasa olmasına rağmen bu aşamada Borsa İstanbul üzerinde etkisi hissedilmedi. Ayrıca yine 30 Ekim haftasında bankalardaki döviz mevduatı bir önceki haftaya göre 400 milyon dolar artarak 221 milyar doları geçti. Beklenen çözülme henüz gerçekleşmiş değil.

Yazının Devamını Oku

Piyasalar ABD seçimini olumlu karşıladı

6 Kasım 2020
Borsalar ABD seçimini ciddi bir düzeltme ve geri çekilme ile destek bölgelerinde karşıladılar. Seçimlerden önce konuşulan olayların yaşanmamış olmasıyla birlikte en net tepki borsalardan geldi ve yükselişe geçtiler. Yeni başkanın uygulayacağı politikaların fiyatlaması olayın sonraki aşamaları olacak.

ABD seçim sonuçlarına bakıldığında Joe Biden büyük bir olasılıkla ipi göğüsleyecek gibi görünüyor. 2016 yılındaki seçimde anketlerde Clinton önde olmasına rağmen sandıktan Trump çıkmıştı. Bu açıdan seçim öncesi Trump bir sürpriz yapar mı sorusu çok soruldu. 3 Kasım seçim öncesi anketlerde Biden önde görülüyordu ama bir sürpriz olasılığı da hep gündemde tutuluyordu. Hatta sayımın başladığı ilk gün, Trump seçilecek beklentisi daha da artmıştı. Ancak öyle olmadı.

BEKLENEN OLMADI

Bir diğer beklenti seçimin çok çalkantılı ve çekişmeli geçeceği, mahkeme ve gösterilerle birlikte belirsiz bir sürecin olacağı şeklindeydi. Sokak hareketleri dahi bekleyenler az değildi. Çok kayda değer olaylar bu aşamada görülmedi. Seçim ve sonrası, beklentilerin aksine sakin geçti. Sonucun net olması bunda etkili oldu. Trump, mahkemeye başvuracaklarını ve itiraz edeceklerini söylese de sonucun net olması belirsizliği azalttı veya ortadan kaldırdı. Piyasalar ABD başkanlık seçim süreci gibi önemli gündemin deyim yerinde ise ‘sorunsuz’ geride kalmasını olumlu yönde fiyatlamaya başladı. Trump, seçimi alsa dahi benzer bir piyasa tepkisi görebilirdik desek yanlış olmaz. Yeni başkanın uygulayacağı politikaların fiyatlaması olayın sonraki aşamaları olacak.

Yaşanan pandemi süreci nedeniyle kim başkan olursa olsun zaten temel bir ekonomi politikası değişikliği beklenmiyordu. Parasal genişleme ve düşük faiz uygulamasının devamı Temsilciler Meclisi’nde bekleyen teşvik paketinin yasalaşması beklenen gelişmeler arasında. Pandemide ikinci dalga ve vaka sayılarında görülen rekor artışlar, Fransa, İngiletere, Almanya, Yunanistan gibi ülkelerdeki kapanma kararları bunu zorunlu kılıyor. Aslında yeni başkanın zor şartlar nedeniyle ekonomik politikalarında çok fazla hareket alanı en azından kısa dönem için bulunmuyor. Şöyle bir endişe az da olsa var. Biden’ın ABD Başkanı seçilse de Senato’da cumhuriyetçilerin çoğunluk olması durumunda bir süredir tartışma konusu olan teşvik paketinin tutarının düşebileceği veya başkanın gücünü zayıflatabileceği gibi bir olasılık şimdiden dillendirilmeye başladı. Ancak bu aşamada bu olasılıklar fiyatlama konusu değil gibi görünüyor.

BORSALAR YÜKSELİŞTE

Kapanmalar birlikte ekonomilerdeki toparlanma önümüzdeki dönemde muhtemelen zayıflayacak. Piyasalar seçim belirsizliğiyle birlikte bu gelişmeyi seçim öncesi fiyatlamış, borsalar zirvelerinden yüzde 10-15 oranında uzaklaşmıştı. Dow Jones Endeksi (ABD) 28.500 seviyesinden 26.500 seviyesine, Dax Endeksi (Almanya) 13.000 seviyesinden 11.500 seviyesine gerilemişti. Borsalar ABD seçimini ciddi bir düzeltme ve geri çekilme ile destek bölgelerinde karşıladılar. Bu açıdan seçimin sakin geçmesi ve tartışmasız sayılabilecek bir sonuç çıkınca da en net tepkiyi borsalar verdi ve tekrar yükselişe geçtiler.

Seçim fiyatlaması bir kaç gün daha borsalarda etkisini gösterebilir. Sonrasında tekrar seçim öncesi eski gündeme dönülecek. Bu durumda tekrar pandemi, vaka sayılarındaki artış ve ekonomilerdeki kapanma haberleri ilk konu başlıkları olarak karşımıza çıkabilir. 3 Kasım’dan önce gördüğümüz gibi söz konusu gündeme piyasaların tepkisi malum. Son bir dipnot, seçim sonuçları ile ilgili belirsizilik durumu ortaya çıkarsa piyasalarda bu defa farklı fiyatlamalar olabilir. 

Yazının Devamını Oku

Piyasalarda ‘pandemi’ tedirginliği

1 Kasım 2020
Dünyada artan koronavirüs vakaları, aşı çalışmalarının henüz sonuçlanmaması gibi sebeplerle borsalarda, altın ve petrol fiyatlarında düşüş yaşandı. Almanya ve Fransa gibi ülkelerde koronavirüse karşı arttırılan tedbirler nedeniyle de ülke ekonomilerinin yeniden kapanabileceği endişesi piyasaları tedirgin etti.

Mart ayından bu yana piyasaların değişmeyen gündemi salgın hastalık. Aşı çalışmalarında umutların ertelenmesi ve artan vaka sayılarıyla pandemi (salgın hastalık) tekrar piyasaları tedirgin etti. Son günlerde bu gelişme fiyatlamaya başladı. Borsalarda, altın ve petrol fiyatlarında düşüş görülürken ekonomik toparlanmaya işaret eden verilerin etkileri çok sınırlı kaldı. Borsa İstanbul’da üçüncü çeyrek bilanço açıklamaları devam ediyor. Ancak olumlu gelen bilançolara rağmen hisse fiyatları üzerindeki etkileri genel havadaki görünüm nedeniyle çok zayıf. ABD üçüncü çeyrekte yıllık yüzde 33 ile rekor büyürken ABD Borsaları düşüşte. Mevcut durumda düzelme var ama salgın hastalıkta vaka sayılarının yeni rekorlar tazelemesi nedeniyle beklentiler kötüleşti. Almanya’da tedbirler üst düzeye çıkarılırken Fransa’da sokağa çıkma yasağı geldi. Türkiye’de de vaka sayılarında artış yaşanıyor. Dünyada hal böyle olunca ülke ekonomilerinde tekrar ‘kapanma riski’ piyasaları tedirgin etti.




ÇALKANTILI SEÇİM

Diğer yandan bazı kesimlere göre çalkantılı geçmesi beklenen “3 Kasım ABD Başkanlık Seçimi” var. Joe Biden’in anketlere göre önde görülüyor. Bir önceki seçimde gördüğümüz üzere seçim sürprizleri olabiliyor. Bu açıdan Trump’ın kazanma olasılığını da dikkate almakta yarar var. İç piyasaların Biden kazanırsa mevcut algıya göre tepkisi olumsuz olacak gibi. Yine de seçim sonuçlarını görmek ve ona göre pozisyon almak yerinde olacak. Dışarısı durulmadan iç piyasaların denge bulması zor. Temkinli görünüm ve dalgalı seyrin bir süre daha devamı olası görülüyor.

YENİ TEŞVİKLER YOLDA

Piyasaların beklediği ve tartışmalarını çok yakından izlediği ABD 1.8 trilyon dolarlık teşvik paketi seçim sonrasına kaldı. Erteleme olumsuz algıya neden olurken bu defa Avrupa Merkez Bankası’ndan aralık ayı için yeni bir teşvik sinyali geldi. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde, geçen perşembe günkü toplantı sonrasında yaptığı açıklamalarda ekonominin beklenenden daha hızlı ivme kaybettiğini, aralık toplantısı için tüm araçların gözden geçirileceğini söyledi. Eğer vaka sayılarında artış ve ekonomilerin kapanma riski devam ederse büyük olasılıkla yeni teşvikler gelecektir. Onca desteğin ardından ülke ekonomilerinin hala merkez bankaları ve hükümetlerin teşviklerine ihtiyaç duyması pandeminin verdiği tahribatın büyüklüğünü gösteriyor. Şartlar bir süre daha Keynesyen politikaları gerektiriyor. Başka bir çözüm henüz bulunmuş değil.

Yazının Devamını Oku

ABD seçimi öncesi piyasalar temkinli

25 Ekim 2020
ABD seçimlerine kısa bir süre kaldı. 3 Kasım’da yapılacak seçimler öncesinde borsalar, altın, ABD Doları başta olmak üzere yatırım araçlarında dalgalı bir görünüm olası görülüyor. Demokrat aday Joe Biden anketlerde önde görülüyor ancak beklenti çalkantılı bir seçim olabileceği yönünde. Bu durum piyasaları biraz temkinli olmaya itiyor.

İç ve dış gündem yoğun. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) faiz kararı, ABD’de devam eden teşvik paketine yönelik tartışmalar, 3 Kasım ABD seçimleri, koronavirüs kaynaklı gelişmeler, artan vaka sayılarına bağlı olarak kısıtlayıcı tedbirlerin konulmaya başlaması, jeopolitik gelişmeler ve makroekonomik veriler öne çıkan konu başlıkları. Pozisyon ayarlamaları açısından 3 Kasım ABD seçimi öncesi piyasalarda fiyatlama için son hafta denebilir. Bu nedenle borsalar, altın, ABD doları başta olmak üzere yatırım araçlarında dalgalı bir görünüm olası görülüyor.

KORONA TEDİRGİNLİĞİ

Bu durum iç piyasalara da yansıma gösterebilir. Demokrat aday Joe Biden anketlerde önde görülüyor ancak beklenti çalkantılı bir seçim olabileceği yönünde. Bu durum piyasaları biraz temkinli olmaya itiyor. Bilemiyoruz belki de çok sakin bir seçim süreci yaşanır. İç piyasaların seçimlerde bir oyu olsa muhtemelen Trump’tan yana kullanır. Daha önceki açıklamaları nedeniyle Biden’e bakış soğuk. Bir diğer değişmez gündem konusu koronavirüs ve artan vaka sayıları. Bu duruma bağlı olarak ülkeler bazında artan kısıtlayıcı tedbirler söz konusu. Her ne kadar ülkelerden “ekonomiler kapanmayacak” açıklamaları gelse de artan vaka sayıları ve kısıtlayıcı tedbirlerin geliyor olması bir tedirginlik yaratıyor. Bu konuda piyasa özellikle ABD kaynaklı ekonomiler kapanmayacak açıklamalarından güç alarak pandemi nedeniyle olumsuz bir fiyatlama yapmıyor. Şimdilik böyle ama 3 Kasım seçimi sonrası aynı tonda ve vurguda bu açıklamalar tekrarlanır mı bilemeyiz.

Türkiye’de Sağlık Bakanlığı verilerine göre İstanbul başta olmak üzere vaka sayılarının arttığı görülüyor. Borsa İstanbul’da son dönemde sağlık gıda, perakende sektörlerine yönelik seçici hareketlenmeler pandemi fiyatlamalarının yeniden yapılmaya başladığının göstergesi gibi. Yatırımcılar olası bir dalgaya karşı biraz gardını almaya başlamış görülüyor. Gerçi açıklanmaya başlanan üçüncü çeyrek bilanço beklentilerinin etkilerini de hesaba katmak gerekir. Bir de malum uzadıkça uzayan ABD teşvik paketi konusu var. Seçime yetişir mi yetişmez mi, içeriği ve tutarı konusunda devam eden tartışmalar süredursun henüz anlaşma sağlanmış değil. Seçim öncesi anlaşma çıkarsa seçime rağmen piyasalar olumlu tepki verir. Seçim müjdesi olarak gelir mi bir tahminde bulunmak zor ama siyaset seçim öncesi müjdeleri sever diyelim, bekleyip görelim.

MERKEZ BANKASI SÜRPRİZLERİ SEVDİ

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 22 Ekim toplantısında yine bir sürprize imza attı. Hatırlanırsa eylül ayındaki toplantıda piyasa faizde değişimi beklemezken gösterge faiz oranını 2 puan artırarak sürpriz yapmış, bu durum “normalleşme” adımları olarak kabul edilip olumlu algılanmıştı. Ardından döviz alımında vergi indirimleri, swap faiz oranlarında düşüş gelmiş ve bu gelişme borsalarda yukarı yönlü hareket, döviz kurlarında gevşeme görülmüştü. Geçen haftaki toplantıda piyasaların büyük kısmı yine yanılmış oldu. TCMB piyasa beklentilerinin aksine gösterge faizde artırıma gitmedi. Buna karşılık geç likidite penceresi ve gecelik borç verme faiz oranları arasındaki farkı 300 baz puana güncelledi (önceki 150). Bu değişiklikle birlikte geç likidite borç verme faizi yüzde 14.75’e yükseldi. Karar sonrası faiz artırımı beklentisiyle gevşeyen döviz kurlarında tepki alımları gelirken Borsa İstanbul’da ise kar satışları görüldü. Piyasalar kararın nedenlerini ve olası sonuçlarını tartıştı, anlamaya çalıştı. Gösterge faiz değişmemekle birlikte fonlama faizi, geç likidite penceresi faizi ve piyasa gösterge faiz oranları yükseldi. Bu açıdan parasal sıkılaştırma bu yönü ile devam ediyor.

AVRUPA VE JAPONYA

Toplantı sonrası yapılan açıklamalarda “politika faizinin sabit tutulmasıyla birlikte, likidite yönetimindeki esnekliğin arttırılmasına ve enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar likidite tedbirlerinin sürdürülmesine karar vermiştir” vurgusu önemli. Pandemide vaka sayılarındaki artış veya ABD seçim sonuçlarına ilişkin bir esneklik veya rezerv olarak gösterge faizde değişikliğe gidilmemiş olabilir mi? Bunu şartlar oluştuğu zaman test etme imkanımız olacak. Ancak piyasalar açısından belirsizlik arzu edilmeyen bir durum olarak görülürken ileriye yönelik pozisyon ve politika belirleme açısından “şeffaflık ve öngörülebilirlik” oldukça önemli. Önümüzdeki hafta Avrupa ve Japonya merkez bankaları toplantıları ve faiz kararları var. Faiz değişikliği beklenmiyor. Ancak toplantı sonrası yapılan para politikası ve ekonomik görünme ilişkin açıklamalar daha yakından izleniyor.

Yazının Devamını Oku