Paylaş
PİYASALARDA iyimserlik yabancı yatırımcıların katılımıyla sürüyor. Borsa İstanbul’a Mart ayından bu yana beş yüz bini aşkın yerli yatırımcı girişi olmuştu. Yabancı payının yüzde 50’nin altına çekildiği o tarihlerde borsanın yaptığı çıkışa yerli çıkışı diye adlandırılmıştı. Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz indirim kararı ve piyasa dostu açıklamaların normalleşme adımları olarak uygulamaya geçmesi yabancı yatırımcıların ilgisi çekti. 13 ve 20 Kasım haftalarında iki haftalık tahvil bono ve hisse senetlerine yaklaşık 1.5 milyar dolarlık yabancı girişi görüldü. Borsa İstanbul’da yaşanan çıkış ile birlikte tekrar yüzde 51 oranında yabancı payına ulaşılırken döviz kurları ve tahvil bono faiz oranlarında düşüş gözlendi. Bir bakıma eski borsacıların “büyük para haklıdır” sözü doğrulandı. Ayrıca geçen hafta Katar ile Borsa İstanbul’un yüzde 10’luk payı dahil olmak üzere toplamda 10 ticari anlaşma yapıldı. Başka ülkelerin katılımıyla devamının gelmesi piyasalar açısında önemli. Önceliğin doğrudan yatırım ve daha yararlı olanının sıfır yatırım olduğu vurgusunu yapmak yerinde olacak. Son iki haftada gördüğümüz portföy yatırımları diğer anlatımla sıcak para. Yüksek faiz ve dolar bazında oldukça ucuz kalan Borsa İstanbul’da fırsat görüp geldi. Sıcak para kısa vade, doğrudan yatırım uzun vadeli ve daha kalıcı. TCMB’nin rezervlerindeki aşınmanın devam ettiği ve piyasaların yabancı girişine ihtiyacı olduğu bir dönemde gelmesi yararlı oldu. Özellikle TCMB’nin rezerv biriktirme politikasında katkı sağlaması açısından ayrıca önemli.
AŞI VE NORMALLEŞME
Diğer yandan dış piyasalarda koronavirüse karşı aşı bulunmasıyla yaşanan olumlu hava bu duruma yardımcı oldu. İç ekonomik gündemdeki son gelişmeler dış konjonktürün zayıf olduğu bir döneme denk gelmiş olsaydı aynı piyasa performansına ulaşılır mıydı, tahmin etmek zor. İç ve dış gelişmeler birbirini tamamladı bir bakıma. İyi de oldu. Geçen haftaki yazımızda vurgu yaptığımız üzere son dönemdeki olumlu haberler ne ölçüde fiyatlandı sorusunun cevabı önümüzdeki günlerde önem kazanacak gibi görünüyor. Ayrıca yabancı yatırımcı girişleri sürecek mi konusu bir diğer kriter olacak. Dışarıda aşı, içeride normalleşme hamleleri ve TCMB operasyonları dışında henüz yeni bir gündem oluşmuş değil. Sayılan gelişmelerin bu aşamada belli ölçüde fiyatlandığını söylemek mümkün. Yeni katılımlar ve para girişleri olursa gerek borsa gerekse döviz ve faiz tarafında mevcut trendler devam eder. Piyasalarda olumlu hava korunuyor. Ancak düzeltme ve kâr satış olasılıklarını dikkate almakta yarar var.
Normalleşmeye devam
EKONOMİ yönetimi tarafından son dönemde normalleşme adımları olarak değerlendirilen operasyonlar olumlu algıya neden oldu. Geçen hafta da TCMB tarafından zorunluk karşılık oranlarının yükseltilmesi ve kredi artışıyla ilişkilendirilmesi uygulanmasının kaldırılması yerinde bulundu. Piyasadan 12.3 milyar TL ve 5.7 milyar dolar çekilecek olması parasal sıkılaştırma politikasına destek olurken bankaları daha fazla kredi vermeye yönelten uygulamanın kalkmasıyla baskı azalmış oldu. Faizlerin yükselmesiyle kredi artışlarında bir ivme kaybı olması muhtemeldi. Piyasa ile uyumlu uygulamalara olumlu tepkiler geliyor. Ayrıca TCMB’nin rezerv biriktirme çalışmalarına katkı yapacak bir uygulama olacak. TCMB rezervlerinde zorunlu karşılıkların payı malum. Diğer taraftan, borsa yatırımcısı için yükselen faiz oranlarının alternatif piyasa olması açısında önümüzdeki günlerde önemli bir adres olarak görülmesi olasılığı. 12 civarındaki mevcut enflasyonu dikkate aldığımızda yüzde 13-15 mevduat faizi reel getiri de sağlamış durumda.
YAN ETKİLERİ VAR
Enflasyonun altında faiz yani eksi faiz günleri geride kaldı. Yükselen faiz oranlarının bir diğer etkisinin ekonomik toparlanmayı yavaşlatması olasılığı. Kredi derecelendirme kurumu Fitch’ten gelen “Faiz artışı bankalar için iyi olacak. Faiz oranlarının kısa vadeli büyümeyi baskılayacağını düşünüyoruz” açıklamaları bu açıdan kayda değer. Ekonomide alınan kararların doğal olarak yan etkileri var. İlaç gibi sanki. İhtiyaçlar, zorunluluklar ve tercih meselesi bir bakıma. “Bugünün sorunları dünün çözümlerinden kaynaklanır” sözüne bu noktada atıfta bulunmak gerekecek. Yükselen kur ve TL’ye cazibe kazandırmak, enflasyonu kontrol altına almak için parasal sıkılaştırma ve faiz artışı doğru bir karardı. Ancak bu çözümler farklı yansımaları da beraberinde getiriyor.
Büyüme ve enflasyon bekleniyor
3 Aralık Perşembe günü açıklanacak Kasım enflasyonu için piyasa beklentileri ağırlıklı olarak aylık bazda TÜFE yüzde 1.00-1.2, yıllıkta yüzde 12.50-12.70 aralığında bulunuyor. Bu civarda çıkacak enflasyonun para piyasaları ve borsa üzerindeki etkileri sınırlı kalabilir. TCMB faiz kararına etki etmesi zor. TCMB’nin yüzde 15 olan gösterge faiz oranı, enflasyonda veya döviz kurlarında olağandışı bir sapma olmazsa bir süre daha korunacaktır. Yükseliş beklenmediği gibi uygulanan parasal sıkılaştırma nedeniyle düşüş olasılığı da zayıf. Diğer açıklanacak veri ise 30 Kasım’da 3 Çeyrek büyüme (GSYH) verileri olacak. Bilindiği üzere 2. çeyrekte Türkiye yüzde 9.9 küçülmüştü. 3. Çeyrek büyümesi ise yüzde 5 civarında bekleniyor. Darısı 4. çeyreğin başına diyelim ama son çeyrek daha zayıf bekleniyor. Yıllık bazda 2020 yılı büyümesi 0-0.5 seviyelerinde.
Altının ışıltısı azaldı
AŞI bulundu haberlileriyle sert satış görülen altın fiyatı (ons/dolar) toparlanamıyor. Azalan güvenli liman ihtiyacı ve artan risk iştahı altın fiyatları üzerinde baskı kurmaya devam ediyor. ABD dolarındaki zayıflama da altının ons fiyatını 1.800 doların üzerinde tutamadı. Daha geniş zaman diliminde düşük faiz ve devam eden parasal genişleme, aşı etkisi fiyatlandıktan sonra altın fiyatını destekleyecek bir gelişme olabilir. Fed bilançosu büyümeye devam ediyor, 7.2 trilyon doları geçti. ABD’de yeni yönetim göreve başladığında teşvik paketinin yasalaşması bekleniyor. Eski Fed Başkanı Yellen’ın ABD Hazine Bakanlığına getirilme ihtimali ve Fed’in uygun durumda varlık alım hızını arttırma ihtimali gibi faktörler ABD Dolarına zayıflama olarak yansıyor. Avrupa tarafında ise Avrupa Merkez Bankası tutanaklarındaki “enflasyonun öngörülenden daha uzun süre negatif kalacağı, ekonomik toparlanmadaki ivme kaybı ve pandeminin kalıcı etkiler bırakabileceği” görüşleri daha fazla teşvik sinyali olarak algılandı. Ayrıca İngiltere ile Brexit görüşmeleri ve AB bütçe çalışmaları izleniyor. 10 Aralık’ta Türkiye için de sonuçlarına göre önemli olabilecek AB liderler zirvesi var. Dow Jones Endeksi (ABD) ve Dax Endeksi (Almanya) başta olmak üzere eski zirvelerini yakalayan dış borsalarda ise biraz yorgunluk emareleri görülmeye başlamış durumda.
Borsada dirençlere dikkat
BORSADA çıkış hareketi sürmekle birlikte direnç seviyelerinde kâr satışları görülüyor. İlk destekler 1.305-1.300 seviyelerinde görülüyor. Bu seviyeler kısa dönem için önemli görülürken sonraki destekler 1.260-1.250 seviyelerinde. İlk dirençler ise 1.350-1.360 seviyelerinde bulunuyor. Bu seviyelere hareketlenmelerde tekrar kâr satışları gelebilir. Sonraki dirençler 1.380-1.400 seviyelerinde bulunuyor. Çıkış trendi korunsa da yükseliş denemelerinin kâr satışlarıyla karşılaşma olasılığı yüksek.
Dolar/TL kurunda satış baskısı korunuyor
DOLAR/TL kurunda tepki çıkışı güç kazanamadı ve gelen satışlarla destek seviyelerine yöneldi. 7.76 ve 7.50 ilk destek noktaları olarak görülürken yukarı yönlü hareketlenmelerde ilk direnç 8.05 seviyesinde bulunuyor. Tepki çıkışının devamı için 8.00 seviyesinin geçilmesi gerekecek. Sonraki dirençler 8.15-8.20 seviyelerinde. Satış baskısı korunmakla birlikte dalgalı seyirle destek ve denge arayışı sürebilir.
Paylaş