BORSA İstanbul’da ralli devam ediyor. Geri çekilmeler alım fırsatı olarak görülürken halka arz yoğunluğunun da katkısıyla yeni katılımlar sürüyor. Merkezi Kayıt Kurumu (MKK) verilerine göre; 31 Aralıkta 3 milyon 794 bin 409 olan yatırımcısı sayısı, 31 Ağustos itibarıyla 2 milyon 462 bin 6 kişi artarak 6 milyon 257 bin 415 kişi oldu
HİSSE SENEDİNE İLGİ ARTIYOR
Yatırımcı ilgisi hareket nerede ise oraya yöneliyor. Geçmiş yıllarda bir ara tekstil öne çıkmıştı. Sonra enerji furyası, sonra inşaat akımı başladı. Para piyasaları tarafında döviz ve kripto para çok revaçta. Şimdilerde ise hisse senedi ilgi alanı olmaya devam ediyor.
Para akışkandır, “su akar yolunu bulur” hesabı fırsatı nerede görürse oraya akar. Bu da olağan bir durum. Malum yüksek enflasyon var ve daha devam edecek gibi görünüyor. Geçen hafta açıklanan Orta Vadeli Program’da enflasyon tahmini 65 olarak konuldu. TCMB’nin geçtiğimiz günlerdeki yüzde 58 tahminini de aşan bir durum söz konusu. Bu enflasyonu yenecek getiri arayışı daha da yoğunlaşacak demek. Mevcut durumda halen bu fırsat borsada görülüyor ki oraya ilgi devam ediyor.
TL’YE CAZİBE KAZANDIRMA ÇABALARI
TCMB’nin agresif bir hamle ile faizi 25’e çekmesi sonrası tahvil bono ve mevduat faizlerinde bir artış görüldü. Bu arada kur korumalı mevduatı (KKM) sonlandırma hazırlıkları başladı. Bu en üst perdeden dillendiriliyor. TL’ye cazibe kazandırmadan KKM’nin tasfiyesi biraz zor. TL’ye cazibe kazandırmanın yolu da fiyatını artırmak, yani faizi artırmaktan geçiyor. Ayrıca gerek ekonomi yönetimi gerekse orta vadeli programda parasal sıkılaşmanın devam edeceği vurguları tekrarlanan bir durum.
Faiz risksiz yatırım aracı olarak bu aşamada hisse senetlerine alternatif olarak görülmese de önümüzdeki dönem için aynı şeyleri söylemek zor. Bugünün sorusu değil belki ama bir süre sonra borsadaki potansiyel getiriyle risksiz getiri yani faiz arasındaki hesaplamaların veya kıyaslamaların yapılması muhtemeldir.
ALTIN, herkesin malumu en eski ve geleneksel yatırım araçlarından biri. Değer tanımı yapılırken bile “altın gibi” tabirini çok duyarız. Ama altın her zaman kazandırmıyor. Diğer yatırım araçları gibi. Doğru zamanda doğru adreste bulunmak yatırım kararlarının ilk önceliğidir. Altını da yanlış zamanda alırsan kazanamazsın. Nominal olarak kendini korusa da enflasyonist ortamda, alternatif yatırım araçlarının getirilerini de dikkate alarak hesaplama yapmak gerekir. Altının bu yılki performansına bakacak olursak; dış piyasalardaki ons/dolar fiyatının getirisi yüzde 3.39, yurtiçindeki gram/TL ise yüzde 50 kazanç sağlamış.
ENFLASYONUN ÜZERİNDE
TÜİK verilerine göre ocak-temmuz dönemi enflasyonu (TÜFE) yüzde 31.14 olarak gerçekleşmiş. Bu açıdan gram/TL altın enflasyonun üzerinde bir getiri sağlamış görülüyor. Reel olarak bir kazanç söz konusu. Ancak altının gram/TL fiyatı; dolar/TL kuru ve ons/dolar fiyatının bileşeninden oluşur. Dolar/TL kurunun yine ocak-temmuz döneminde yüzde 44.92 getiri sağladığını dikkate alırsak oluşan primde aslan payının buraya ait olduğu anlaşılır. Buna rağmen bu yıl için en yüksek getiri yine de altının gram/TL fiyatında. TCMB verilerine göre ocak-temmuz dönemi “konut fiyat endeksi” artışı yaklaşık yüzde 34 oldu. Konut fiyatlarında geçen yıla göre bir yavaşlama var. Yüksek enflasyon söz konusu olunca enflasyona karşı korunacak ve enflasyonu yenecek yatırım aracı arayışı bu yıl yine devam edecek.
KKM’DEN ÇIKIŞ SANCILI OLACAK
Hafta sonu TCMB tarafından “kur korumalı mevduat (KKM)” ile ilgili düzenleme önemliydi. Birkaç yıldır yatırımcılar için güvenli liman olarak görülen KKM’den çıkışın ilk adımı olarak görüldü. KKM’den çıkış uzun vadede doğru bir adım ancak kısa vadede piyasa göstergelerinde biraz dalgalanma ve sancılı bir süreç olağan bir durum. 3.3 trilyon TL ve 125 milyar dolara yaklaşan bir birikim söz konusu. Bankalar TL’ye dönüş için müşterilerini ikna etmek durumunda kalacaklar. TCMB enflasyona yüzde 58 tahmin koymuşken mevcut faiz oranlarıyla bu biraz zor. Bu durumda mevduat faiz oranlarının artması muhtemel bir gelişme. Yoksa menkul kıymet almak durumda kalacaklar. Tahvil bono faizleri de malum.
TALEP ARTACAK
KKM’den çıkacak tasarrufların bir kısmı döviz kayabilir tahminleri yapılırken bir kısmının borsa veya altın gibi diğer yatırım araçlarına kayma olasılığını da hesaba katmak gerekiyor. Bu açıdan altına yine ilgi tekrar artabilir. Yeri gelmişken şu düzeltmeyi de yapalım. Yaz dönemi düğün mevsimi, altına talep artacak, fiyatı da yükselecek savının geçerliliği pek yok. Altın fiyatını belirleyen parametreler belli. Altın da ona göre hareket ediyor. Bu yıl için konuşacak olursak, altının gram/TL fiyatı bir aydır düşüyor. 19 Temmuz 2023’te 1.731 seviyesini görmüştü. 21 Ağustos 2023’te 1.649 seviyesinde. Dış piyasalarda talep artar altın fiyatı yükselirse veya içeride dolar/TL kuru yükselirse altın fiyatı da yükseliyor. Alım satım kararı verilirken dış piyasalardaki ons/dolar fiyatına bakmak daha doğru. Asıl referans noktası orası.
Kendi iç dinamiklerine göre hareket eden Borsa İstanbul, dış piyasalara uyum sağlayarak haftayı kâr satışlarıyla kapattı. Yatırımcıların yüksek enflasyona karşı getiri arayışı ve alternatif piyasaların durumu BIST100 Endeksi’ne mayıs sonunda itibaren yüzde 70’e yakın prim yaptırdı. Bu açıdan kâr satışları olağan karşılanabilir. Borsanın en ciddi rakibi faiz. Enflasyondaki yükselişe karşılık gerek mevduat gerekse tahvil faiz oranları nominal ve reel olarak ekside. Bankalardaki toplam mevduatın %67’sinin dövize dayalı olması TL’den kaçışın en bariz göstergesi. Diğer yandan 06/2023 dönemi bilanço yayımı pazartesi tamamlanıyor. Bu yöndeki beklentiler bitmiş olmakla birlikte bilanço performansları için genel olarak çok iyi demek zor. İyi bilançolar var, zayıf olanlar geçen yıla göre fazla. 2022 şirketler açısından parlak bir yıldı. Bu açıdan hisselerde seçicilik artacak. Borsaya her gelenin para kazanacağı dönemin devamı biraz zor görülüyor. Bu nedenle daha araştırıcı, analize dayalı hisse seçimleri öne çıkacak.
MERKEZ’DEN FAİZDE DEVAM BEKLENİYOR
Önümüzdeki haftanın önemli gündem konularından biri TCMB’nin 24 Ağustos’taki toplantısı olacak. Faiz artırımının devamı bekleniyor. Piyasa beklentileri daha çok 2-3 puan seviyelerinde yoğunlaşıyor. Strateji “kademeli faiz artışı” olarak konulduğu için beklentiler de böyle şekilleniyor.
Geçen hafta Türkiye’nin de yer aldığı gelişen ülkelerden Arjantin ve Rusya’dan faiz artırımı geldi. Arjantin 21, Rusya 3.5 puanlık artışa gitti. Arjantin’de ekim ayında düzenlenecek genel seçimler öncesi yapılan ön seçimlerde en çok oyu aşırı sağcı popülist aday Javier Milei’nin alması gerekçe gösterildi. Savaş giderlerinin bütçeyi zorlamasına bağlı olarak Rusya’daki faiz artışını ise rublenin değer kaybını önlemek amaçlı bir hamle olarak görmek gerekir. Biraz etkili de oldu. Ruble dolar karşısında değer kazandı ve dolar/ruble paritesi 100 seviyesinden 93 seviyelerine geriledi. Arjantin Pesosu’nda kan kaybı şimdilik bir parça durdu gibi. Her iki ülkenin gerekçeleri farklı. Türkiye’de ise ekonominin çarklarını çok yavaşlatmadan enflasyonu kontrol altına almak amaçlı kademeli faiz artırımı söz konusu. Bu açıdan parasal sıkılaşmaya ağırlık verilmiş durumda. Enflasyon ile mücadelede sonuç alınmasının biraz zamana yayılması olağan bir sonuç olacak. Döviz kurlarının baskılanması enflasyon açısından önemini koruyor.
BORSA’DA KÂR SATIŞLARI DERİNLİK KAZANIYOR
Borsada kâr satışlarına rağmen çıkış trendi korunuyor. İlk destekler 7.450-7.400 seviyelerinde. Sonraki ve daha önemli destekler 7.200 ve 7.000 olarak görülüyor. İlk dirençler ise 7.700 ve 7.870 seviyelerinde. Kısa dönem önem kazanan bu seviyelerin üzerinde ise 8.000-8.100 sonraki hedefler olacaktır. Endekste destek noktalarında tepki alım denemeleri görülse de kâr satışlarının etkisinde kalınabilir.
PİYASALARDA iyimserlik korunuyor. Geçen hafta yüksek hacimli ve dalgalı bir seyir yaşandı. Perşembe günü işlem hacmi rekoru kırılırken, Borsa İstanbul’da mayıs ayının son günlerinden itibaren yüzde 70’i aşan çıkış hareketi, kâr satışlarıyla karşılaştı. İşlem hacminin yüksekliği, yeni katılımların devam ettiğini gösteriyor. Yön konusunda son günlerde banka hisseleri lokomotif işlevi görüyor.
Borsanın banka hisselerini öne çıkarmasının nedenlerine bakarsak; derin ve likit olması, yabancıların ağırlıklı olarak bu sektörde yer alması, bilanço performanslarının olumlu görülmesi, teknik açıdan primli görülmekle birlikte düşük fiyat kazanç ve piyasa değeri/defter değeri oranları gibi değerleme yöntemlerine göre pahalı görülmemesi (tavsiye değildir) gibi gerekçeleri saymak mümkün. Banka hisselerinde ivme kazanan çıkış hareketi BIST100 Endeksi’ni yukarı taşırken perşembe günü gelen satışlar genele yaygınlık gösterdi. Cuma günü ise banka hisseleri zayıftı fakat sanayi hisselerinde daha yüksek primler vardı. Bu durum hisse değişimi izlenimi verdi. Bir bakıma bayrak değişimi gibi. Borsayı bu seviyelere taşıyan temel gerekçe olarak yüksek enflasyon ve hisse senetlerinin önemli bir alternatif olması güçlü etkisini koruyor. Ayrıca piyasa bozucu bir haber akışı yok.
PARA NEREYE GİDECEK
Bir de son günlerde “Borsada satış yaptık parayı nereye götüreceğiz” sorusu fazlaca sorulur oldu. Gerçi büyük para akışkandır, kendine bir yol ve adres bulur ama alternatif piyasaların durumu da malum. Borsa dışındaki yatırım araçlarının seyrinde son dönemde bir ivme kaybı ve yavaşlama var. Yılın ilk yarısına ait bilançoların açıklanmasıyla daha seçici hisse hareketleri öne çıkmaya başladı.
Türkiye’nin risk primindeki (CDS) düşüş eğiliminin sürmesi ve 400 seviyesinin altına çekilmesi, Moody’s’den gelen “Ortodoks politikalar sürerse Türkiye’nin kredi notu artabilir” açıklaması, Borsa İstanbul’da yabancı alımlarının sürüyor olması Türkiye’ye dış finans çevrelerinin bakışı açısından olumlu gelişmeler. Diğer yandan Uluslararası Finans Enstitüsü’nün (IIF) yayınladığı verilere göre; Türkiye’nin de bulunduğu gelişmekte olan piyasalara fon akışının Temmuz’da sürdüğü açıklandı. Tüm bunlarla birlikte Borsa İstanbul’da olumlu hava sürebilir.
BORSADA ÇIKIŞ TRENDİ KORUNUYOR
Borsada dalgalı seyirle birlikte çıkış trendi sürüyor. Gelen kâr satışları alım yönünde kullanıldı. İlk destekler 7.500 ve 7.400-7.300 seviyelerinde. 7.400-7.300 daha önemli. Bu seviyelerin üzerinde çıkış trendi korunabilir. İlk dirençler ise 7.770 ve 7.850 seviyelerinde bulunuyor. Bu seviyelerin geçilmesi durumunda sonraki dirençler 8.000 ve 8.500. Endekste kâr satış denemelerine rağmen çıkış hareketi gücünü koruyabilir. Ancak direnç seviyelerinde kâr satışları görülebilir.
BORSA İstanbul’da çıkış hareketiyle birlikte yatırımcı ilgisi devam ediyor. Yüksek hacim ve yabancı alımlarının sekiz haftadır aralıksız devam ediyor olması bunun bariz göstergeleri. Yabancı yatırımcıların iki aylık hisse alım tutarları 1.8 milyar dolara yaklaştı. Hisse senetlerinde yabancı payı tekrar yüzde 30’un üzerine çıktı. Fakat yerli katılımının da artması yabancıların yüzde olarak yükselişini sınırladı. Yerli yatırımcının borsaya ilgisinin sürmesinin nedeni malum. Yüksek enflasyona karşı tasarruflarını korumak. Diğer yatırım araçları içinde bu dönem en hareketli seçeneklerden biri borsa. Hatırlanırsa 2022 yılında yüzde 200 getiriyle enflasyonun üzerinde en yüksek getiriyi borsa sağlamıştı. Bu yıl ocak ayından temmuz sonuna kadar en yüksek getiriler gram/altın (yüzde 54) ve Euro/TL’de (yüzde 48) oluştu.
SU AKAR YOLUNU BULUR
Ancak BIST100 Endeksi (yüzde 28) son haftalardaki performansıyla arayı kapatıyor. Döviz ve altın fiyatlarında yavaşlama, borsada ise hızlanma durumu söz konusu. Aynı yavaşlama konut fiyatlarında da var. TCMB’nin açıkladığı “konut fiyat endeksi” bunu teyit ediyor. Satışlar da geriliyor. Gerek yüksek fiyatlar gerekse kredi faizlerindeki artış nedeniyle konuta erişim zorlaştı. Talep biraz zayıfladı. Onun yerini kısmen otomobil almaya başladı. Yatırımcıların son dönemde ilgi odağı olan bir başka adres “kur korumalı mevduat (KKM)” oldu. 28 Temmuz itibariyle 3.1 triyon TL’yi geçti. Biraz güvenli liman, biraz da riskten kaçınma var tabi ki. Borsa risk içeriyor. Ama getiri imkânı daha fazla. Getiri risk ile orantılı bir durum. “Su akar yolunu bulur” hesabı para kendine uygun güzergâhı buluyor. Bu arada “büyük para haklıdır” sözüne de bu noktada atıfta bulunmak gerekecek. Biraz da Anadolu deyişiyle katkı yapacak olursak “hareket olan yerde bereket olur” sözünü eklemek doğru olacak.
BANKACILIK SEKTÖRÜ KÂRI YÜKSELİYOR
Diğer yandan 06/2023 dönem bilançoları, özellikle bankacılık sektörü kârları beklentilerden daha iyi geliyor. Halbuki geçen yıl, 2023 için yapılan projeksiyonlarda bankacılık kârlarının düşük geleceği yorumları, “aynı kârlar seneye olmayacak” şeklinde bizzat sektör içinden yapılan değerlendirmelerde sıkça vurgulanan bir durumdu. Düşük mevduat faizi, buna karşılık yüksek kredi faizleri, operasyonel karlılıktaki artış, enflasyona endeksli tahvil portföyleri kârlılığa katkı yapan gelişmeler olarak dillendiriliyor. Ocak-Haziran dönemi bankacılık sektör kârı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 48 artışla 250 milyar TL’yi geçti. Ama piyasa bu gelişmeyi zaten fiyatladı, birçok banka hissesi yeni zirveler denedi bile. Bilanço açıklamaları önümüzdeki hafta hız kazanacak. Bu açıdan hisse bazlı hareketlilik daha da artabilir.
SEÇİCİLİK ARTACAK
İç ve dış piyasalar merkez bankalarına odaklı bir haftayı geride bıraktı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), ABD (Fed) ve Avrupa (ECB) merkez bankalarında önemli gelişmeler yaşandı. TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın ilk “enflasyon raporu” sunumu yakından izlendi. Sunumda en dikkat çeken nokta; Enflasyon tahminlerini 2023 için yüzde 58, 2024 için yüzde 33’e yükseltmesi oldu. Bu ciddi ve gerçekçi bir revizyona işaret ederken sözlü yönlendirme, piyasalarla sağlıklı iletişim kurma, kredibilite açısından olumlu algılandı. Başkan ayrıca, parasal sıkılaşmanın devam edeceği yönünde mesajlar verdi. Faiz artışı kademeli olduğuna göre parasal sıkılaşmaya daha bir öncelik verilmiş gibi görünüyor. TCMB geçen hafta, seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kapsamında yeni adımlar attı. Kredi kartı ile nakit avans kullanımında faiz oranları aylık yüzde 2.89’a yükseltildi. Taşıt kredilerinde yüzde 3 olan büyüme sınırı yüzde 2’ye çekildi, ihtiyaç kredilerinde değişikliğe gidilmeyerek yüzde 3 sınırının korunmasına karar verildi. Enflasyon tahmininde vites yükseltildiğine göre, TCMB için bu yıl öngörülen faiz tahminlerinin yukarı çekilmesi beklenen bir gelişme olacaktır. Tahminlerde genel olarak yüzde 25-30 bu yılın tavanı olarak görülüyordu. Nitekim, Morgan Stanley, TCMB’nin faizleri ağustos ve eylül aylarında toplam 250 baz puan artırarak politika faizini yüzde 20’ye çıkarmasını muhtemel gördüklerini açıkladı. Banka, faizlerin daha yüksek seviyelere çıkması gerektiğini kaydetti. Faiz artışları ve sıkı para politikasının genel ekonomi üzerinde yavaşlatıcı bir etkisi olması muhtemeldir.
BORSA CANLILIĞINI KORUYOR
Vergi artışı, akaryakıt zammı ve yüksek kur dikkate alındığında enflasyon tahminlerinin yukarı çekilmesi doğal bir gelişmeydi. Zaten TCMB Başkanı Erkan, enflasyon tahmininin (TÜFE) yüzde 58’e çekilmesi gerekçelerini sayarken ilk sıraya döviz kurlarındaki yükselişi koydu. Enflasyonun yüksek seyredeceğinin en üst düzeyden telaffuz edilmesi, yatırımcıların tasarruflarını enflasyona karşı koruma arayışını da artıracaktır. Döviz, faiz, altın, konut gibi yatırım araçlarını dikkate aldığımızda Borsa İstanbul önemli adreslerden biri olarak geçerliliğini koruyor. BIST100 Endeksi ve hisselerde son birkaç ayda ciddi primler oluşmasına rağmen borsanın canlılığını koruması biraz da alternatiflerinin görünümden kaynaklanıyor.
TEMMUZ ENFLASYONU BEKLENİYOR
Mevduat faizi şu seviye itibarıyla enflasyonun altında. Konut ile döviz kurlarında yukarı marjlar daraldı ve son dönemde fiyat artışlarında bir yavaşlama söz konusu. Altının dış piyasalardaki ons fiyatı geriliyor. İç piyasalardaki gram/TL fiyatındaki yükseliş, ons/dolar tarafından bir katkı olmayınca son günlerde dolar/TL kuruna endekslendi gibi. Haftanın diğer önemli gelişmesi TCMB başkan yardımcılıklarına yapılan üç yeni atamaydı. Bu değişiklik piyasada olumlu karşılık buldu. TCMB Başkanı Erkan, geçen haftaki ilk sunumu vasıtasıyla piyasa ile tanıştı ve tepkilere bakılırsa geçer not aldı. Çalışma kadrosunu da oluşturmaya devam ediyor. Bununla birlikte geçen hafta “Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK)” yeni dönemin ikinci toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıda “Orta Vadeli Programa (OVP)” ilişkin hazırlıkların gözden geçirildiği ifade edildi. Eylül gibi programın kamuoyu ile paylaşılması bekleniyor. Kadro ve yasal düzenlemelerle yapılan hazırlık sonrası artık sıra icraatlarda demek yerinde olacak. Bu noktada piyasaların TCMB kaynaklı gelişmelere tepkisi olumlu yönde oldu. Devamlılığı konusunda uygulamalar önem kazanacak. İç piyasaların önümüzdeki hafta önemli gündemlerinden biri temmuz enflasyonu. Vergi artışı, akaryakıt zamları ve döviz kurları yükselince enflasyon beklentileri de haliyle yükseldi.
BANKALAR UYUMLU HAREKET EDİYOR
- Dış
GEÇEN hafta iç piyasalar Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) faiz kararına odaklandı. Yine beklentilerin altında bir faiz artırımı geldi. Genelde beklentiler 3 ila 5 puan arasında değişiyordu. 5 puanlık artırım daha ağırlıklıydı. Karar sonrasında 2.5 puanlık artırımla faiz yüzde 17.5 seviyesine yükseltildi. Kademeli artış devam ediyor.
ENFLASYON BİR SÜRE DAHA YÜKSEK KALABİLİR
Döviz kurlarındaki yükselişin sürmesiyle birlikte enflasyonun da düşmesinin zor olacağı bilinen bir durum. Toplantı metninde; “Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir. Faiz artırımının yanı sıra, parasal sıkılaştırma sürecini destekleyecek seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kararları almıştır” ifadesine yer verildi. Diğer dikkat çeken haber akışları; “Kur korumalı mevduata yüzde 15 zorunlu karşılık uygulamasının getirilmesi, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “Programımızın en büyük önceliklerinden biri ihracatın güçlü bir şekilde desteklenmesidir” açıklaması oldu. Kademeli faiz artışının nedenleri arasında, kurların yüksek seyrini koruyarak ihracatçının desteklenmesi ve çok yüksek faiz ile ekonomide yavaşlamaya neden olacak adımlardan kaçınılması düşüncesi olabilir. Bu durumda enflasyonun en azından bir süre daha yüksek kalması ihtimali güçleniyor.
Enflasyonun düşürülmesi hedefi esas olsa da, daha başka dengelerin de gözetildiği anlaşılıyor. Ayrıca faiz artırımı yanında parasal sıkılaşma moduna geçilmiş görünüyor. KKM’ye yüzde 15 zorunlu karşılık getirilmesi bu açıdan önemli.
YÜKSEKLİK KORKUSU YOK
- Borsada kâr satış denemeleriyle birlikte çıkış trendi sürüyor. Geri çekilmeler alım fırsatı olarak kullanıldı. Son iki ayda yüzde 55’e yaklaşan prime rağmen “yükseklik korkusu” çok telaffuz edilmiyor. İlk destekler 6.650-6.600 ve 6.500 seviyelerinde. 6.500 seviyesinin üzerinde kalınması çıkışın devamı açısından önemli. Sonraki destekler 6.400-6.300 seviyelerinde bulunuyor.
MERKEZ Bankası verileri, 7 Temmuz ile biten haftada hisse senetlerinde yabancı alımlarının 231.4 milyon dolara ulaştığını gösteriyor. BIST100 Endeksi yüksek hacimle birlikte yeni zirveler denerken yabancı alımları da devam ediyor. Tahvil bonoda (DİBS) ise yabancılar 57 milyon dolarlık alım yaptılar. Seçimden sonraki beş haftalık dönemde hisse senetlerindeki alım tutarları 1.3 milyar doları geçti.
Diğer yandan aynı hafta; TCMB brüt rezervleri 1.8 milyar dolarlık artışla 110 milyar dolara ulaştı, bankalardaki yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı 322 milyon dolar artışla 168 milyar dolar oldu. Kur korumalı mevduat (KKM) ise güvenli liman olarak ilgi çekmeye devam ediyor. Son girişlerle ile birlikte 2.8 trilyon TL’ye yükseldi. Dolar bazında ise 109.3 milyar dolar seviyesine ulaştı. Bankalardaki toplam mevduatın yüzde 67’si dövize endeksli gibi bir durum ortaya çıktı.
Türkiye’nin CDS primindeki düşüş eğilimi de devam ediyor. 430’lu seviyelere kadar çekildi. Piyasalar şimdi önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapacağı ziyaretlerin sonuçlarını bekliyor. Körfez ülkelerinden yeni yatırım beklentileri arttı. Tasarrufların önemli bir kısmı dövizde beklemeye devam ediyor.
Hisse senetleri de son dönemde yatırımcıların ciddi olarak dikkatini çekmiş durumda. Borsada oluşan primlerle seçici olmak daha önemli hale geldi. Önümüzdeki günlerde bu yılın ikinci yarısına ait bilançolar yayınlanmaya başlayacak. Haliyle hisse bazlı hareketlilik artacak.
6.500 ÖNEMLİ DİRENÇ
BORSADA çıkış trendi devam ediyor. Kâr satış denemeleri zayıf kaldı ve gelen satışlar alımlarla kısa sürede karşılandı. İlk destekler 6.350-6.300 olarak görülürken sonraki destekler 6.200 ve 6.000 seviyelerinde. İlk direnç noktaları ise 6.500-6.550 noktalarında. Çıkış kanal direnci olan bu seviyelerde kâr satışları görülebilir. Daha üst dirençler ise 6.800-7.000 noktalarında. Endekste çıkış hareketi gücünü koruyor. Ancak direnç seviyelerinde kâr satış denemeleri görülebilir.
GÖZLER 20 TEMMUZ’DAKİ FAİZ KARARINDA