Paylaş
PİYASALARDA iyimserlik korunuyor. Geçen hafta yüksek hacimli ve dalgalı bir seyir yaşandı. Perşembe günü işlem hacmi rekoru kırılırken, Borsa İstanbul’da mayıs ayının son günlerinden itibaren yüzde 70’i aşan çıkış hareketi, kâr satışlarıyla karşılaştı. İşlem hacminin yüksekliği, yeni katılımların devam ettiğini gösteriyor. Yön konusunda son günlerde banka hisseleri lokomotif işlevi görüyor.
Borsanın banka hisselerini öne çıkarmasının nedenlerine bakarsak; derin ve likit olması, yabancıların ağırlıklı olarak bu sektörde yer alması, bilanço performanslarının olumlu görülmesi, teknik açıdan primli görülmekle birlikte düşük fiyat kazanç ve piyasa değeri/defter değeri oranları gibi değerleme yöntemlerine göre pahalı görülmemesi (tavsiye değildir) gibi gerekçeleri saymak mümkün. Banka hisselerinde ivme kazanan çıkış hareketi BIST100 Endeksi’ni yukarı taşırken perşembe günü gelen satışlar genele yaygınlık gösterdi. Cuma günü ise banka hisseleri zayıftı fakat sanayi hisselerinde daha yüksek primler vardı. Bu durum hisse değişimi izlenimi verdi. Bir bakıma bayrak değişimi gibi. Borsayı bu seviyelere taşıyan temel gerekçe olarak yüksek enflasyon ve hisse senetlerinin önemli bir alternatif olması güçlü etkisini koruyor. Ayrıca piyasa bozucu bir haber akışı yok.
PARA NEREYE GİDECEK
Bir de son günlerde “Borsada satış yaptık parayı nereye götüreceğiz” sorusu fazlaca sorulur oldu. Gerçi büyük para akışkandır, kendine bir yol ve adres bulur ama alternatif piyasaların durumu da malum. Borsa dışındaki yatırım araçlarının seyrinde son dönemde bir ivme kaybı ve yavaşlama var. Yılın ilk yarısına ait bilançoların açıklanmasıyla daha seçici hisse hareketleri öne çıkmaya başladı.
Türkiye’nin risk primindeki (CDS) düşüş eğiliminin sürmesi ve 400 seviyesinin altına çekilmesi, Moody’s’den gelen “Ortodoks politikalar sürerse Türkiye’nin kredi notu artabilir” açıklaması, Borsa İstanbul’da yabancı alımlarının sürüyor olması Türkiye’ye dış finans çevrelerinin bakışı açısından olumlu gelişmeler. Diğer yandan Uluslararası Finans Enstitüsü’nün (IIF) yayınladığı verilere göre; Türkiye’nin de bulunduğu gelişmekte olan piyasalara fon akışının Temmuz’da sürdüğü açıklandı. Tüm bunlarla birlikte Borsa İstanbul’da olumlu hava sürebilir.
BORSADA ÇIKIŞ TRENDİ KORUNUYOR
Borsada dalgalı seyirle birlikte çıkış trendi sürüyor. Gelen kâr satışları alım yönünde kullanıldı. İlk destekler 7.500 ve 7.400-7.300 seviyelerinde. 7.400-7.300 daha önemli. Bu seviyelerin üzerinde çıkış trendi korunabilir. İlk dirençler ise 7.770 ve 7.850 seviyelerinde bulunuyor. Bu seviyelerin geçilmesi durumunda sonraki dirençler 8.000 ve 8.500. Endekste kâr satış denemelerine rağmen çıkış hareketi gücünü koruyabilir. Ancak direnç seviyelerinde kâr satışları görülebilir.
ALTIN FİYATLARINDA BASKI SÜRÜYOR
ABD tahvil faiz oranlarında yükseliş eğilimi ve dolardaki değerlenme sürdükçe altın fiyatında satış baskısı devam ediyor. ABD enflasyonunda düşüşün devamına karşılık ABD Merkez Bankası (Fed) parasal sıkılaşma politikasını koruyor. Hem ABD hem de Avrupa’da eylül toplantısında faiz artırımlarına ara verilmesi altına bir nefes aldırabilir. Ama bu sıralar altının ons fiyatının 1.900 doların üzerinde kalıp kalmayacağı takip ediliyor. Dış piyasalarda ons fiyatındaki düşüşe içeride dolar/TL kurundaki yatay hareket eklenince gram/TL fiyatı da gevşedi ve 1.650 seviyelerine kadar geri çekilme yaşandı.
ABD ENFLASYONUNUN ETKİSİ SINIRLI KALDI
DIŞ piyasalarda geçen hafta gündem ABD enflasyonuydu. ABD’de TÜFE temmuzda yıllık +yüzde 3.2 (Beklenti: +yüzde 3.3, önceki: + yüzde 3.0) olarak açıklandı. Bu veriler beklentilerin altında ancak, haziran ayının biraz üzerinde gerçekleşti. Bu durum eylül toplantısı için Fed’in faiz artırım beklentilerini daha da zayıflatırken (yüzde 10-15) dış borsalara ilk aşamada olumlu yansıdı. Ancak Fed yetkililerinden gelen temkinli açıklamalar sonrası yükselişler yerini düşüşe bıraktı. San Francisco Fed Başkanı Mary Daly, “Tahminlerden düşük gelen enflasyon verisine rağmen Fed’in enflasyon hedefine ulaşmak için hâlâ yapılması gerekenlerin olduğunu” söyledi. Daly “Zafer ilan edebileceğimiz bir veri değil. Hâlâ yapacak çok işimiz var” ifadesini kullandı. Yapılan bir bakıma sözlü yönlendirme. Ekonominin başına bir kaza bela gelmeden enflasyonda ciddi bir kırılma yaşanmış, yüzde 9.1 seviyesinden yüzde 3’lere kadar düşüş sağlanmış, yüzde 2 hedefine oldukça yaklaşılmış olduğu halde hâlâ temkinli görünümü elden bırakmıyorlar. Demek ki enflasyonu bu kadar önemli görüyorlar. Veya yüksek enflasyondan çok korkuyorlar.
ÇİN ÖRNEĞİ
Hatırlanırsa 2020 pandemi öncesi yıllarda ABD ve Almanya gibi ekonomilerin bütün dertleri düşük, sıfır hatta eksi enflasyondu. O zaman da enflasyon yaratmak için çareler arıyorlardı.
Şu sıralar dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin’in yaşadığı düşük enflasyon sorunu bir başka örnek. Çin’de temmuz ayında enflasyon eksi gelince deflasyon riski arttı. Gerçi deflasyon derinlik kazanırsa sorun sadece Çin’in olmayacak, dünyanın derdi haline gelecek. Çin’de özellikle gayrimenkul sektöründeki gelişmeler dikkat çekici bir hal aldı. Geçen hafta büyük bir gayrimenkul şirketi daha tahvil borçlarını ödeyemeyeceğini açıkladı. Artan deflasyon riskine karşılık ekonomiyi canlandırmak için Çin hükümetinden teşvik beklentileri kuvvetlendi. Hükümet daha önce bu yönde açıklamalar yapmıştı. Enflasyon da bir bakıma tansiyon gibi, çok düşük olması da yüksek olması da iyi değil. Dış piyasalardaki gelişmelere Borsa İstanbul ve iç piyasaların pek aldırış ettiği yok. Duyarsızlık durumu devam ediyor. Bu daha ne kadar böyle sürer tahmin biraz zor. Ama bir süre daha iç piyasalar kendi gündemine göre hareket edecek gibi görünüyor.
YABANCI SERİYE BAĞLADI
BORSA İstanbul’a yabancı ilgisi devam ediyor. TCMB verilerine göre 4 Ağustos ile biten haftada yabancı yatırımcılar; hisse senetlerinde 139.7 milyon dolar, tahvil bonoda 19.9 milyon dolar alım yaptılar. Son dokuz haftalık hisse alımları 2 milyar dolara yaklaştı. Borsa İstanbul’da hisse senetlerindeki payları ise uzun bir aradan sonra ilk defa geçen hafta yüzde 31’i geçti. Diğer yandan, TCMB brüt rezervleri aynı hafta 1.8 milyar dolarlık artışla 115 milyar dolara ulaşırken bankalarda yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı 1.1 milyar dolar yükselerek 170 milyar doları geçti. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, kur korumalı mevduatlar aynı hafta 150 milyar TL ile rekor artış kaydetti ve toplamda 3.28 trilyon TL oldu. Dolar bazında ise 122 milyar dolara yaklaştı. Cuma günü açıklanan haziran ayına ait ödemeler dengesi tablosunda, cari işlemler dengesi uzun bir aradan sonra ilk defa fazla verdi ve 674 milyon dolar artı görüldü. Yıllıklandırılmış cari açık yaklaşık 3 milyar dolarlık iyileşme ile 56.4 milyar dolara geriledi. Son açıklamalara göre döviz verilerinde bir iyileşme gözleniyor. Ancak bu durum henüz döviz kurlarına yansımış değil. Dolar/TL kuru halen 27 seviyesinin üzerinde tutunmaya devam ediyor.
Yukarıda yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir, yatırımcı profilinize uymayabilir.
Paylaş