Yonca Tokbaş - Kelebek

Dikkat Aslan Kadını çıkabilir!

7 Eylül 2012
Eyyy Aslanlar, Aslan gibi Aslan burcu kadınları, Hazır mısınız?

Hazır olmayan acilen hazır olsun. Hemen bugün, şimdi.

Derhal kendimizi sarsıp, saçları pat küt öne arkaya atıp, derin bir nefes alıyoruz.

Göbekler olsa da fora olmasa da fora.

Totolar dimdik sporla. Değilse de oldurula.

Yazının Devamını Oku

Gurbet olayı

3 Eylül 2012
Sizler bu satırları okurken, ben memleketten gurbetime göçmüş olacağım.

Göçtüm evet.

Gurbet, ancak yaşayanın anlatabileceği bir hazan öyküsü.

Hem şikayet etmemen gerek gurbetten, hem de beklendiği gibi mutlu olman gerek. Yoksa seni şımarıklıkla suçlarlar. Yediğin önünde, yemediğin arkandadır.

Doğrudur belki de...

Yazının Devamını Oku

UTMB: Düşlere Uzanan Patika

31 Ağustos 2012
Düşlere uzanan patika kulağa ne güzel geliyor değil mi?

Benim de hayalim bir gün o patikaya uzamak. Düşlere uzanan o patikaya.

Zor ama imkansız değil.

İmkansız olmadığını bunu yapan, bu işe baş koyan arkadaşlarımdan biliyorum. Hiçbiri Süpermen değil. Di. Ama çalışıp oldular valla.

“UTMB de nedir ki?” diyorsunuz biliyorum. Anlatacağım.

Yazının Devamını Oku

Kadın olmak

27 Ağustos 2012
Kadın olmak zor filan demeyeceğim. Ama zor, o ayrı.

Kadın olmaktan daha zor olan, insan olmak. Öyle çok emek vermek gerekiyor ki insan yetiştirmek için, insan olmak için.

Bazen çok uğraşıyorsun ama yine de olmuyor.

Neden hiç bilmiyorum.

Kimisi yaptım oldu sanıyor. Övünüyor.

Yazının Devamını Oku

Bana bir masal anlat baba...

24 Ağustos 2012
Bana bir masal anlat baba

İçinde bütün oyunlarım
Kurtlar kuzu olsun
Şekerle bal
Baba bir masal anlat bana
İçinde denizle balıklar
Yağmurla kar olsun
Güneşle ay

Yazının Devamını Oku

Kalbim Datça’da kaldı

20 Ağustos 2012
Birkaç hafta önce evden kaçtım.

Hayatımda ilk defa böyle göstere göstere evden kaçtım. Evden kastım Yalıkavak tabii. Orası benim evim, yuvam.
Hani eve yakın ama evden uzak, kolay gidilebilir bir yer olsun, araba maraba ihtiyacım olmasın istedim.
Karşı kıyıya bakıyordum; “Tamam ya, Datça, Datça’ya gidiyorum!” dedim ve dedikten tam 15 dakika sonra kendimi Bodrum-Datça feribotunda buldum.
Şipşak karar vermişim.
Yola çıkarken ne nerede kalacağıma dair bir fikrim vardı ne de ne yapacağıma dair.
Tek derdim, başladığım kitabı kafamı dinleyerek bitirip dönmekti.
Detayını buraya çok yazmayacağım, onu kitapta anlattım zaten; ama tamamen tesadüfi bir şekilde kendimi Datça Türk Evi’nde buldum.

Yazının Devamını Oku

Aşk, umut, kader, şans

13 Ağustos 2012
Hani 7 Cüceler’deki Neşeli var ya, ben öyle doğdum.

Göbeğimden de şansa bağlıyım.
Adım Yonca.
4 Yapraklı Yonca
İçimde iflah olmaz bir işe mutlu tarafından bakma yetisi var sanki. Darısı isteyenin başına pek tabii.
Amin.
Aşka inanırım.
Kolay mutlu olan cinstenim.

Yazının Devamını Oku

Sonuncu olmanın erdemi üzerine

10 Ağustos 2012
Nevin Yanıt’ın Olimpiyatlar’da 100 metre engellide 5’inci olması üzerine, geçtiğimiz çarşamba günü Hurriyet.com.tr’de “Hadi len!” başlıklı bir yazı yazdım.

Tek derdi “birincilik-sonunculuk” olan bizleri eleştirdim. Eleştirdim, çünkü birincilik ve sonunculuk değildir TEK mesele.
Yazım üzerine gelen mail’ler arasında bir tanesi vardı ki, okudum, sustum.
Herkesten çok daha iyi anlatıyor bize BİR şeyi Emrah Akçay.
Her şeyi anlatıyor!
Lütfen dikkatle okuyun. Her harfine değer.
Emrah Bey’e ve şu anda uzakta olduğu ailesine, çocuklarına kocaman sevgiler.
Bir an önce kavuşsunlar. Birbirlerine sarılsınlar.

Yazının Devamını Oku