Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - KelebekYazarın Tüm Yazıları

UTMB: Düşlere Uzanan Patika

Düşlere uzanan patika kulağa ne güzel geliyor değil mi?

Haberin Devamı

Benim de hayalim bir gün o patikaya uzamak. Düşlere uzanan o patikaya.

Zor ama imkansız değil.

İmkansız olmadığını bunu yapan, bu işe baş koyan arkadaşlarımdan biliyorum. Hiçbiri Süpermen değil. Di. Ama çalışıp oldular valla.

“UTMB de nedir ki?” diyorsunuz biliyorum. Anlatacağım.

UTMB insanın kendi acı eşiğini, dayanma gücünü ve akıl dayanıklılığını sorguladığı, sınadığı bir yolculuk. Hayatta vazgeçmemenin, pes etmemenin ne demek
olduğunu insanlara göstermenin yollarından biri. İşte sırf bu yüzden de çok önemli.

Vazgeçmemek önemli.

Bu yola baş koyanlar, aslında amatör sporcuların da önünü açıyor. Çünkü, hiiiç profesyonel olmayan her sade vatandaş, eğer ki isterse, gayet ciddi dünyanın en
akla gelmez yollarını adımlayabilir, isterse kendini aştığı gibi dağları da aşabilir.

Ultra Trail Mont Blanc (UTMB) de işte 46 saat içerisinde aralıksız koşup, yürüyerek 168km’lik parkuru bitirmeyi gerektiren dünyanın en zor 100 millik ultra maratonu.

Bugüne kadar bu yarışı sadece 2 Türk, Serkan ve Sertan Girgin kardeşler bitirdi.

Geçen sene UTMB TDS 120km’lik parkuru bitiren ekipten ünlü ultra maratoncu Bakiye Duran, daha önce 72km CCC ve 119km TDS ultra maratonlarını
bitirmiş Emre Tok, DASK Ultra Dağ Maratonu birincisi ve TDS yarışını bitirmiş Caner Odabaşoğlu ve 5 çöl ultra maratonu bitirmiş arkadaşları Devrim Celal, işte bu sene bu çılgın UTMB yarışına katılıp bitirmeyi deneyecekler.

Bakın “deneyecekler!” dedim.

Çünkü denemek işin en önemli kısmı ve hatta bence yarısından da fazlası.

Denemekten korkup kaçtınız mı, zaten hiçbir şey yapmamış oluyorsunuz.

Yarış 31 Ağustos akşamı, yani bu akşam saat 18:30’da Fransa’nın Chamonix şehrinden start alacak ve iki gece hiç uyumadan ve durmadan koşarak devam
ederek pazar günü öğlen bitecek.

Mont Blanc Dağı etrafındaki 2 bin metre yüksekliğinde 9 dağı aşmayı içeren The North Face Ultra Trail du Mont Blanc, ultra maratonların olimpiyatı sayılan bir organizasyon ve Fransa, İtalya, İsviçre topraklarında gerçekleşiyor.

Dünya tarihinde Eurosport’un yayınladığı tek ultra trail yarışı.

Yarış boyunca yarışmacılar tüm ihtiyaçlarını sırtlarında taşıyorlar. O halde, hiç uyumadan durmadan koşa yürüye kontrol noktasından doğru zamanda geçemeyenler anında diskalifiye oluyor. Yarışa toplam 2 bin 300 kişi katılıyor ve her sene sadece yüzde 65’i bitirebiliyor. Bitiremeseniz de o yola çıkmanız, katılabilmiş olmanız bile büyük bir olay.

Bu sene bizden katılan Emre Tok ve Caner Odabaşoğlu, aynı zamanda Adım Adım koşucuları. Ne zaman başım sıkışsa, koşarken bir şeyi bilemesem, yapamasam imdadıma yetişir, anında moral verirler.

Bu ikili beraber maraton koşup birçok kez bağış topladı. Zaten Caner yine bağış toplayarak yapıyor bu çılgınlığı; yarışa YTÜ Dağcılık Kulübü adına YTÜ Vakfı’na bağış toplamak amacıyla katılıyor.

Detaylı bilgi için Caner’in http://uzunpatika.com/mont-blancin-cevresini-donmek bloguna bakabilirsiniz.

Bu arada bu çılgınlar, geçen sene katıldıkları 119km’lik TDS Savoy Dükünün İzinde yarışına sponsor olan Türk internet video sitesi izlesene.com sayesinde, kafa kameraları ile o yolda yarış sırasında yaptıkları canlı çekimleri 10 bölümlük bir video belgesel haline getirdiler. Belgesel, Türkiye’de bir ilk olarak İnternet Belgeseli olarak yayınladı.

Öyle iyi bir iş çıkardılar ki, Dağ Filmleri Festivali’nde yer aldılar ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinde filmleri gösterime girdi.

Caner ve Emre, ultra maraton sporunu Türkiye’de tanıtmak için ayrı ayrı çok güzel bloglar da yazıyorlar. Ben bazen onları okuyup izlerken, insanın azmi adına ağlıyorum. Çünkü gerçekten bir beden bir azimle, doğayla başediyorlar.

Caner’i www.uzunpatika.com, Emre’yi de www.geziyorum.net adreslerinden takip edin mutlaka. Ayrıca yaptıkları videolarını da bu linkten izleyebilirsiniz: www.savoydukununizinde.com

Bütün bu işleri yaparlarken en büyük destek eşlerinden bu arada. Bir büyük alkış da onlara!

Elbet bu akşam benim hatrıma, “Hadi çocuklar gösterin kendinizi, aşın şu dağları!” dersiniz. Dersiniz. Eminim buna...

Yonca “patikadaş”

 

Yazarın Tüm Yazıları