3 Şubat 2004
<B>‘AVRUPA'</B>ya 42 yıl önceki gibi trenle giremeyiz artık. Aklımızla, kurumuzla, kültürümüzle, becerimizle, kendi kimliğimizle, yeni projelerle AB 'gar'ına taşınmamız gerekiyor’ diyor <B>Hüseyin Baraner...Türk turizminin yetiştirdiği dünya çapındaki üç-dört uzmandan biri olan Baraner, Öger Holding'den ayrıldıktan sonra kendi işini kuruyor.
Turizmde yeni bir konsept oluşturduklarını anlatıyor.
Bu sektörü bilenlere göre, Baraner yerinde duramayan bir proje adamıdır. Konuştuğunuzda size enerji ışınlar. Bırakın Antalya'yı, Avrupa'da çok iyi bilinen bir isimdir. Bakarsınız bir gün Bangkok'ta, bir gün Küba'dadır; Hamburg'dan size telefon ettiğinin ertesi gün Antalya'dadır.
Türk turizmine yeni bir strateji oluşturmanın heyecanı içinde telefonun öbür uçunda Frankfurt'tan anlatıyor:
‘‘Önce Frankfurt ve Lüksemburg'da Turizm İş Geliştirme ve Strateji Merkezi açıyoruz. Frankfurt tamam da, niye Lüksemburg derseniz; Avrupa Kalkınma Bankası burada... AB'nin fonlarını Türkiye kullanamıyor. Oysa turizm sektörümüzün ve belediyelerimizin bu fonlardan yararlanması gerekiyor. Bu da takip ve izlemekle oluyor; işte biz bu bankanın dibinde 'nöbet' tutacağız.’’
5 MİLYONDA 1 TANE YOK
Peki, yeni konsept nedir?
- Türkiye yarattığı ürünün kalitesini yıllardır değerlendiremiyor. Biz daha gerçekçi bir pazarlamaya yöneleceğiz. Türkiye artık mutlaka daha üst seviyeli turiste ulaşması gerekiyor. Bunun için de seçkin ve paralı turisti getireceğiz. Antalya'ya geçen sezon 5 milyon turist indi; aralarında ne yazık ki bir tek business sınıfından turist yoktu. Antalya Belek'i dünya markası yapmamız gerekiyor. Çünkü koşullar hazır; ortalama 800 milyon dolarlık bir yatırımla ortaya çıkartılmış lüks 41 otel, 40 bin yatak var elimizde... Altısı hizmet veren, ikisi de açılacak olan 8 golf sahası da hazır. Golf dünyada büyüyen tek trend.. Golf yapacak adam, charter müşterisi ile sıkışık koltukta oturmak, sıradan müşteri ile aynı otelde kalmak istemiyor. Biz de bu müşteriye VIP olanağı yaratmak istiyoruz.
BELEK HAVAYOLLARI GELİYOR
Ne gibi?..
- Bugün yaklaşık 30 bin kapasiteye ulaşmış olan golf turizmini, 300 bine çıkarmayı hedefliyoruz. Bu yolcuları taşıyacak Belek Havayolları kuruyoruz; Türk, Japon ve Alman ortaklı... Servis farklılığı sağlayacağız. Yolculara ilk kez Türk mutfağı ikram edilecek; mönüyü Hüseyin Özer'in sahibi olduğu Londra'daki ünlü 'Sofra' Lokantası hazırlayacak. Eğer bu gibi olanakları turiste sunamazsanız, seçkin ve paralı turisti bekleyemezsiniz.
Peki pazarlama olanakları nasıl sağlanacak?
- En önemlisi, 'Turizm Müşteri Bilgi Bankası' kuruyoruz... Gerçekten bu dalda dünyada bir ilk olacak. Türkiye'ye gelen bir müşteri yakın takibe alınıp sürekli telefonla yoklayıp, örneğin 'Sanırız Türkiye'de güzel bir tatil geçirdiniz, önümüzde paskalya tatili var, şu olanaklarla yeniden Türkiye'ye gitmek ister misiniz?' diye soracağız. Bilgi bankasına 3 yılda 20 milyon isim yüklemeyi hedefliyoruz. Örneğin İspanya bunu yapamıyor, çünkü artık büyüyemiyor, yatırımcıların artık ilgisini çekmiyor. Büyük yatırım yapılacak tek ülke Türkiye kaldı.
AVRUPA'DA TÜRK OTELLERİ
Bunlar yeter mi?
- Daha başka projelerimiz var; Türkiye'de marka olmuş otelleri AB sınırlarına taşımak... Türkiye, AB'ye girerken sadece yasalarını değiştirmekle yetinemez. Aynı zamanda zihnini değiştirecek insanlar da, şirket ve kurumlar da yeni konseptler oluşturarak bu kapıyı zorlamak zorundadır. Türkiye'de 50'nin üzerindeki otel, Avrupa'da marka olarak biliniyor, o kadar... Güney Antalya'da marka otellerimizi, Avrupa'ya niye getirmeyelim; bilmem ne otelinin Madrid'de, Berlin'de, Roma'da niye zincirleri olmasın? Türk turizmcilerin Avrupa'ya verebilecek çok şeyi var; çünkü hizmet sektöründe dünyanın en deneyimli insanı bizler sayılıyoruz. Bu 'taşeron tekstilcilikten' çok daha önemlidir. Hedefimiz Avrupa'daki turizm sektörünün % 25'ine sahip olmaktır. Bunun için heyecanlı, koşturan insan gücünü yönlendireceğiz yeni kurumumuzla. Şimdiden 7-8 holdingin işlerini aldık. Emin olun bu girişimin Türk turizmine % 30 artısı olacaktır. Bu konuda çok çabuk mesafe alabiliriz. Tabii bunlar için hep risk almak gerekiyor.
'BENİ TÜRKİYE'YE GÖTÜR'
Turizm Bakanlığı...
- Destekliyor bu projemizi... Ayrıca ilk kez Türk turizmini çocuk diliyle anlatan bir internet sitesi kuruyoruz. Türkiye turizm ve kültürüyle tanıtılıyor. Çocuklar okuduğunda ‘‘Anne/baba, bizi Türkiye'ye götür’’ diyeceklerdir.
Özetlersek...
- Turizm sektörüne girmek isteyip de giremeyen, iyi turist arayıp da bulamayanlara ticari anlamda hizmet vereceğiz. Bunlar kimsenin el atmadığı konular... Biz Türk turizminin Avrupa'daki gerçek kapısı olacağız. Türkiye'deki tüm şirketlere hizmette açık olacağız. Yoksa, büyük ortaklıklar olmadan Türk turizmi kendisini yenileyemez, geliştiremez. AB içindeki bu paraları alırsak Avrupa'da uçarız.
ANAP nerede kazanabilir?
ALANYA'dan bir dostumuzla, kentteki siyasi dengeleri konuşuyoruz:
‘‘ANAP, Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu ile bir tek Alanya'da seçim kazanabilir. Rakipleri AKP'nin 5, CHP'nin de 2 aday adayı var. Burada Süleymancılar cemaati, Sipahioğlu'nu destekliyor.
Bu cemaatin yeni önderi Ahmet Denizolgun'un kardeşi Mehmet Denizolgun'un AKP'den milletvekili olduğuna bakmayın. Cemaatteki asıl ağırlık Ahmet Denizolgun'un etrafındadır. Süleyman Hilmi Tunahan'ın torunlarıdır. Nitekim bu seçimde, cemaatine 'AKP ve DEHAP haricinde her partiye oy verebilirsiniz' diyor. Belediye başkanlığında başarılı olan Sipahioğlu bu cemaatin oylarını alabilir.
MESAJ PANOSU
BENİM derdim; yaşadığım semt Kasımpaşa... Hırsızlık olayları ile baş edemiyoruz. Son bir ayda 100'ün üzerinde hırsızlık oldu. Kimse ilgilenmiyor; Başbakamızın eski semtine yakıştıramıyorum.
Ahmet ÖZDEMİR
Eskİ MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul milletvekili olan meslektaşımız Nazif Okumuş'un vefat eden 90 yaşındaki annesi dün Sapanca'da toprağa verildi. Arkadaşımızın acısını paylaşır; akraba ve dostlarına başsağlığı dileriz.
Yazının Devamını Oku 1 Şubat 2004
<B>HÜKÜMET </B>işbaşına gelince ilk icraat olarak yolsuzlukların üzerine gideceğini beyan etti. Enerji sektöründe 45 milyar dolar, bankacılık sektöründe 40 milyar dolar yolsuzluktan bahsedildi. Ortaya 1 milyar dolarlık yolsuzluk dahi konamazken, İmar Bankası'ndaki yolsuzlukların ne şekilde oluştuğu daha açıklanamadı. Kamuoyuna el konma işlemi 'acaba siyasi mi?' anlayışı yerleşti.
Yolsuzluklar için özel komisyonlar kuruldu. Ortaya çıkan raporda birçok bürokratın adı yazıldı. Ancak yolsuzlukları yapan birçok bürokrat görevlerine devam ettiği gibi bazıları da daha iyi makamlara terfi ettirildi.
Yolsuzluk Araştırma Komisyonu raporunun birçok bölümünde ve özellikle 398, 399 ve 424. sayfalarında Türkiye Halk Bankası yolsuzluklarının TC Başbakanlık Teftiş Kurulu'nca örtbas edildiği belirtilmesine rağmen, ilgili kurulun başkanı Sayın Osman Nuri Oduncu (Refahyol döneminden beri bu görevi sürdürdü) bu taltiflerden nasibini alarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) üye olarak atandı.
Sayın Emin Çölaşan'ın belgelerle sunduğu Ankara Büyükşehir Belediyesi'ndeki ve kamu bankalarındaki yolsuzluklar ne oldu?
Bunları niye yazdık? Afyon'dan Müslim Terzi'nin aşağıdaki sözü üzerine... Terzi ‘‘Bu hayırlı atama, Türk milletine, bankacılara ve hemşerim Osman Nuri Oduncu'ya hayırlı olsun’’ diyor.
Kamuda bu kadar başarı gösteren bürokrat az bulunur.
‘Vekálet atamalar’ devleti işgal etti
DEVLET, her yerde olduğu gibi liyakatsiz ellere teslim ediliyor. En son örneğini gördüğünüz; imza yetkisi alınmış İnterbank soygununa karışmış banka murakıbını, sırf kendi adamları diye bankaların denetimine getireceklerdi. Liyakatsiz ve ehliyetsiz. Ama parti ile ilintili.
Gümrükler Genel Müdür Vekili Sezai Uçarmak'ın kararnamesi üç kez irticacılıktan geri döndü. Niye dersiniz? Üniversite yıllarında İlim Yayma Cemiyeti ve Fatih Medresesi'nde ilginç bağlantılar...
Uçarmak, genel müdürlüğü parti başkanlığına çevirdi. Merkeze alınan bir başmüdüre ‘‘Yeni atamalar siyasi tercihimizdir’’ dedi. Yılların tecrübesi, bilgisi artık hiç önemli değil.
Sezai Bey ve ekibi, gümrük başmüdürlüklerine yaptıkları atamaların Köşk'ten irticacılık yönü ile döneceklerini bildikleri için bu kişileri vekáleten atadılar. Cumhurbaşkanı bu atamaları geri göndermiş; uygulayan kim? Hepsi yasal açıdan suç...
Yarın bunlar için de AİHM'ye gidilirse hiç şaşmayınız.
Ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti, bugün vekálet atamalarla cumhuriyet karşıtları tarafından işgal edildi. Bunların sayısı bugün üst düzey görevlerde 100'ü geçiyor.
Vah Türkiyem, tekke şeyhlerinden emir almayı Allah'tan emir alma olarak sayanlardan seni kim koruyacak?
TÜPRAŞ’ın satışı içinize sindi mi?
TÜPRAŞ'ın verildiği TAFNET firması, 800 milyon dolar borcu olan; teknik yeterliliği bulunmayan; rafineri, bilgi ve becerisi olmayan; bağımsız kredi değerlendirme kuruluşu FITCH tarafından kredi notu eksik olarak açıklanan bir firmadır.
TÜPRAŞ'ın şu anda 350 milyon dolarlık kárı ve Petrol Yasası gereği 20 günlük 1.5 milyon ton ham veya işlenmiş petrol stoku vardır. Bunun parasal toplamı 1 milyar 50 milyon dolar eder.
TÜPRAŞ'ı 1.302 milyar dolara böyle bir şirkete satmayı içinize nasıl sindireceksiniz?
İnançlı insanlar olduklarını ilan edenler bunun hesabını önce vicdanlarına, sonra Cenab-ı Allah'a hiçbir zaman veremeyeceklerdir.
Petrol-İş Sendikası üyeleri ve TÜPRAŞ çalışanları olarak bizim mücadelemiz yalnız kendi işimiz, aşımız için değil... Ülkemizin gözbebeği TÜPRAŞ'ın peşkeş çekilerek heba edilmemesi içindir. Ülkemiz Kocaeli ekonomisinin darbe yememesi içindir. TÜPRAŞ, Tafnet ve Efremov gibi ne olduğu belli olmayan şirketlere ortak edilerek, devletimizin milyonlarca dolar vergi kaybına uğratılmaması içindir.
Mücadelemizi sonuna kadar devam ettirmekte kararlıyız.
Yaşar ERBAŞ-Petrol İş
Yarımcı Şube Başkanı
CHP’den, Çetin Nuhoğlu’na öneri
SEÇİMLERE 55 gün kaldı. AKP ve CHP, büyükşehir adaylarını daha tespit etmediler. Partiler taktik gereği adaylıkların kesinleştiği 24 Şubat'a kadar isim açıklamamaya ayrı bir dikkat çekiyor.
AKP'nin eğilim yoklamaları sürüyor. CHP İstanbul ve Ankara'ya 'aday' arayışını sürdürüyor. Son bir isim; Uluslararası Nakliyatçılar Derneği (UND) Başkanı Çetin Nuhoğlu... Nuhoğlu, örgütçü kimliğiyle tanınıyor; UND yönetimine Ulusoylar'ı devirerek geçti. Onlar da TIR'cıları başka bir dernek altında toplamaya çalıştılar.
Nuhoğlu, eski CHP İstanbul il başkanlarından Bozkurt Nuhoğlu'nun yeğeni... Nuhoğulları, Of/Hayrat'lı olarak tanınıyorlar.
Çevresi, Çetin Nuhoğlu'nun siyaseti sevdiğini söylüyor. Nitekim, Baykal'ın önerisine Nuhoğlu'nun sıcak baktığı belirtiliyor. Ancak Baykal'ın bu konuda bazı çalışmalar yaptıktan sonra karar vereceği söyleniyor.
Metal yorgunu
BOĞAZ Köprüsü'nün metal yorgunluğunun tekrarlı yüklerin yoğunluğu ile arttığı anlaşılıyor. İki yakadan birinde gişelerin geriye alınması, böylece köprü üzerindeki hızın artırılması bir çözüm olamaz mı?
Hayati DEMİRKAYA ŞİLE
BAYRAMLIK
Koyunlar, keçiler ve koçlar için
Ne kadar bayramsa Kurban Bayramı
Bu barış var ya, bu barış
Cephedekiler için o kadar barış
Can YÜCEL
Bayram ve bizler
ULU önder Atatürk'ün yalnızca kalplerimizde, e-postalarımızda ve 'şikayet etmek için ziyaret edildiği' Anıtkabir'de değil, derhal gerçekleştirmemiz gereken tüm milli tavır ve eylemlerimizde de var olabildiği, IMF'siz, Soros'suz, Batı’sız, Doğu’suz, yalakasız (gizli açık) hortumcusuz, türbansız, çarşafsız tam bağımsız günlerin hepimizin olabilmesi dilekleri ile...
Haluk ARGUN
BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
Yazının Devamını Oku 31 Ocak 2004
<B>KARADENİZ Ereğli'</B>de 7'si günlük, 6'sı haftalık, geri kalanı da 15 günlük ya da aylık olmak üzere 22 gazete çıkıyor; 2 TV ve 4 radyo da yayın yapıyor. Medya mensuplarının derneğinin de 109 üyesi var. Ülkemizin yassı çelik üreten tek entegre tesisi olan ERDEMİR'in yerel gazetelere karşı nasıl bir reklam politikası uyguladığını Kdz. Ereğli'de çıkan Ekspres Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Seyfi Boyraz''dan öğrenelim:
‘‘Gazetelerin, Erdemir ve yönetim kurulu ile ilgili yaptıkları haberler olumlu ve olumsuz olarak ayrılıyor; bunların toplamı bulunuyor. Daha sonra da bir gazetenin kurum hakkında yaptığı 6 olumsuz haber, 1 olumlu haberi götürüyor. Geriye kalan haber sayısı yöneticiler tarafından belirlenen taban fiyatıyla çarpılıyor ve ortaya gazetelere verilecek reklam fiyatı çıkıyor. Yöneticilerin belirlediği taban fiyatı haftalıklar için olumlu haber başına 14 milyon, günlük gazeteler için ise her olumlu haber başına 6 milyon lira. Anlayacağınız, bir dünya şirketi olan ERDEMİR'in yönetimini ne kadar çok alkışlarsanız o kadar çok reklam alıyorsunuz. Eğer yönetimi eleştiriyorsanız o zaman size reklam yok.’’
Daha önce Ankara'da gazetecilik yapan Boyraz, çalıştığı gazetenin işadamı Zekeriya Sağ'a ait olduğunu belirtirken sorduk:
BUĞDAY TABAN FİYATI GİBİ
Size ilan alamıyor musunuz?
- Patronumuzun ERDEMİR'le bir bağlantısı yok, bizim de öyle bir maddi beklentimiz yok. ERDEMİR'e de, AKP'ye karşı da bir önyargımız yok. Yeni çıkmamıza karşın da ilan verilmedi bize. 60 yıllık ERDEMİR tarihinde, kurum içinde ilk kez dini kitap sergisi açılıyor; bunu yazmayacak mıyız? Biz daha önce 6 Ocak'ta bu konuda bir haber yaptık; ERDEMİR'in yerel gazetelere taban fiyatı uygulayarak saygısızlık yaptığını yazdık. Aynı buğday, pamuk, fındık taban fiyatı uygulaması gibi...
Bu bayramki dağıtım...
- Her gazeteye 500 milyon ile 1.5 milyar arasında ilan verildi; bize bir şey verilmedi. Neden; olumsuz haberler olumlu haberleri götürüyor ya!.. Yani kurumu ne kadar alkışlarsanız o kadar ödüllendiriliyorsunuz. Basına bu yaptırımı kınıyoruz. ERDEMİR bizim de gururumuz; ne gördüysek, öğrendiysek gazetecilik kuralları içinde yazıyoruz. Ama bize aba altından sopa gösteriliyor. Birçok meslektaşımız maddi bağımlı hale getirilmek isteniyor. ERDEMİR çeliğin fiyatını nasıl belirliyorsa, gazeteler de kendi reklam fiyatlarını belirlemelidir.
Biz böyle bir uygulamayı ilk kez duyuyoruz.
Zorunlu bağış yasaklandı
‘‘YÜRÜRLÜĞE giren 5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun ile tüm kamu dernek ve vakıflarının bağış alması yasaklanmıştır. Artık bu dernek ve vakıflar hiçbir şartta tüketiciden bağış alamaz. Türk halkı artık bu büyük işkenceden kurtulmuştur.’’
(Tüketiciler Birliği Konya Başkanı Kemal Özer)
Nihayet Mevláná aklımıza geldi
YILLARCA sahip olduğumuz Mevláná, Hacı Bektaş-ı Veli ve Yunus Emre gibi dünya milletlerinin hálá varmaya çalıştıkları ve hálá ulaşamadıkları yüce değerleri yeni yeni hatırlamaya başladık. Buna vesile olan Sn. Başbakanımızın eşinin, bir Alevi yurttaş olarak, Bayan Bush'a Mevláná'nın şiirlerinin yer aldığı üç İngilizce kitap hediye etmesini kutluyorum. Keşke bu değerlerimizi sadece yurtdışına çıkıldığında hatırlamasak...
Kendimizi Hıristiyan alemine bu değerlerle tanıtmış olsaydık AB kapılarında bekletileceğimize, çoktan Avrupa bizim kapımıza gelmiş ve bize rica ediyor konumda olurdu.
Ülkemizde bu eşi bulunmaz hümanist, hoşgörülü ve aydınlık yüzlerin, eğitim birliği (tevhid-i tedrisat) uygulamasına ve Diyanet İşleri'nin açtığı on binlerce Kuran kursundaki yavrulara da sunulmasını diliyorum.
Herkesin birbirini daha iyi anlayıp sevdiği barış ortamında nice bayramlar görmemizi diliyorum.
Bülent GÜNDOĞDU İSTANBUL
Kurban kesimine ilişkin uyarı
DOĞAYI, Hayvanları Koruma Derneği Genel Sekreteri Nesrin Çıtırık, ‘‘Kurban kesilirken, bunun hayvanlara eziyet verilmeden ve çocuklara vahşet örneği olmadan yapılması gerektiğini’’ söyleyerek şu uyarıda bulunuyor: ‘‘Hz. Peygamberimiz ‘Hayvanları kesmek durumunda kaldığınızda, bunu güzel yapınız, onlara eziyet vermeyiniz!' duyurmuştur. Eğer bu yıl da kurbanlar dini hükümlere, sağlık koşullarına ve çevreyi koruma kurallarına uygun biçimde yerine getirilmezse, bu konuda faaliyet gösteren dernek ve gönüllü kuruluşlar olarak konuyu AB Türkiye temsilciliği nezdinde uluslararası platforma taşımaya kararlıyız.’’
Bozuk Türkçe
KANAL D'de (Euro) Uğur Dündar'ın 'Arena'sını o güzel temiz arı Türkçesiyle izledikten sonra 'Ara ve Kazan' adlı yarışma programı başladı. Aman Tanrım ne kötü, ne bozuk Türkçe!... Gül Hanım'ı bir de sizler dinler misiniz? Bu ne tezat böyle. Türkiye'den Avrupa'ya bir dakikada dilimizle değişiverdik. Kanalın sorumlusu Kartal Ergür'e eleştirimi ilettim, ne yazık ki gülerek bana teşekkür etti.
Avrupa'da yaşayan Türk çocukları kimden ve nasıl Türkçe öğrenecekler? Anadilimizde öğretmen diye inleyen halkımıza bu kötü, bozuk Türkçe ile mi seslenmeyi yeğ görüyorlar.
Lale SCHÖFER
Dreikırchen-ALMANYA
Biliyor musunuz?
AKP İstanbul İlçe Belediye Başkan aday adaylarının Genel Merkez'de iki günden beri 'mülakata' tabi tutulduklarını... Bakırköy Belediye Başkanı olan Ahmet Bahadırlı'nın 1995'teki ara seçimlerinde rakibi olan şimdiki Beyoğlu Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın Büyükşehir'e aday gösterilmezse Bakırköy adaylığının söz konusu olabileceğini... CHP'nin Bakırköy'de 14 aday adayı arasında yer alan Doç. Baha Çelik'in ‘‘30 bin hastam ve çevrem var’’ dediğini... Bahçeşehir beldesinde CHP aday adayı olan sanayici Mehmet Kaban'ın göreve geldiklerinde ana ilkelerinin 'temiz siyaset' olacağını açıkladığını...
Mesaj panosu
TARSUS'ta tren rayları boyunca kariptos (söğüt) ağaçlarının kesildiğini öğrendim, çok üzüldüm. Kim karar vermiş bilmiyorum. Bir ağaç dikip büyütmeden yüzlerce ağacı kesmek hangi mantığa sığıyor.
Meral DİZDAR
GAZİ Üniversitesi İİBF öğretim üyesi Prof. Kemal Görmez, 'Gürtuna ile ilginç araştırma' yazısında geçen 'AKP Bilim Kurulu Başkanı' ifadesini ‘‘AKP Ankara il Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Siyaset Akademisi'nde Bilim Kurulu üyesi’’ olarak düzeltiyor.
ANKARA Ticaret Odası; AB üyeliği konusunda ne düşünüldüğünü ölçmek amacıyla www.atonet.org.tr sitesinde 5 sorudan oluşan bir mini referandum yapıyor.
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘TÜRK kültür ve Türk toplum yapısı farklı din, dil ve kültürleri bir arada yaşatmanın tarihi tecrübesine sahiptir. Geçmişindeki çok kültürlü büyük tarihsel miras bugünkü Türkiye'ye de ağır sorumluluklar yüklemektedir.’’
(Mesut Yılmaz'ın Roma'da, 'Türkiye'nin Tarihsel Mirasındaki Çok Kültürlülük ve AB Süreci' konulu toplantıdaki konuşmasından)
Yazının Devamını Oku 30 Ocak 2004
<B>TÜRK TV'</B>lerden dün (önceki) gece <B>Boğaziçi Köprüsü </B>ile ilgili haberi izlerken, bir şey dikkatimi çekti. Taşıyıcı halat papucunun kaynatılması sırasında kaynak tekniğinin yanlış yapıldığına kanaat getirdim. Çünkü yapılan kaynağın, daha önce yapılan kaynak koptuğuna göre yanlış yapıldığı inancındayım. Konunun içindeki bir uzman olarak halen çalışmakta olduğum Azerbaycan Bakü'den düşüncelerimi aktarmak zorunda kaldım.
Kaynak yapan kaynakçı, gayet rahat bir sanayi çarşısı mantığı ile kaynağı yapmaktaydı. Bu kadar yüksek mahalde soğuk ve rüzgar altında kaynağa uygun ön ısıtma yapılmalı ve de kaynaktan sonra sarılarak gerilme giderici işlem olmalıydı. İşin önemlisi Boğaziçi Köprüsü'ndeki bu taşıyıcı halatlar, 1970 yılında kalın ve özel bileşimdeki çelikten yapılmıştır. İlkin arşivlerden bu malzeme ile ilgili kaynak prosedürüne bakılıp nasıl kaynak yapılacağı ve hangi elektrod ile yapılacağı tespit edilmeli idi. 34 yıl geçtiğine göre muhtemelen bu kaynağı yapacak veya gören bir kimsenin Karayolları kadrosunda kaldığını düşünemiyorum.
Kaynağın kopmuş olması sadece yanlış kaynak metodundan kaynaklanmamıştır. Ayrıca görünen manzaradan kaynağın tamamen etrafı kapalı bir ortamda hiç rüzgar almadan yapılması hayatidir. Kaynak sonrası, çatlakların tespiti için gerçek ultrasonic muayenenin yapılmış olması da gerekirdi. Esas paniğe kapınılmamalı; Karayolları kadrosunda bu işi cesaretle ve bilgisine güvenerek yaptıracak bir uzman yoksa derhal firmanın yapıcısı İngiliz firmasından uzman getirtilerek kaynağın yapılmış olması gerekirdi.
Muhtemelen bu kaynağı yapan kaynakçının aynı malzeme ve kalınlık için yapılmış olan AWWA veya LYDO sertifikası da bulunmamaktadır.
Umuyoruz ki, Karayolları'nın da kendi bakım kadrosunda bu teknolojiyi bilen bir grup mevcuttur. Bence bundan sonra hiçbir kaynak yapma teşebbüsünde bulunmadan işin ehline yaptırılması gerekmektedir.
Bu uyarı ve görüşümü yapılan kaynağın tekrar kırılması ve görüntüdeki manzara karşısında yapıyorum. Kaldı ki kaynak prosedürünün elektro ak yerine daha iyi sonuç veren MIG kaynak metodu ile olması da buradan olası gözükmektedir.
Aslan ÖZMEN-Tekfen İnşaat ve Tesisat AŞ/Bakü-CWP Platform Projesi Direktörü.
Gürtuna’nın ilginç anketi
MEDYAYA önceki akşam üzeri 'İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı Seçimleri Araştırması' başlıklı 27 sayfalık bir anket geçildi. 12, 13 ve 14 Ocak'ta 52 denek üzerinde gerçekleştirilen ankette 18 soru sorulmuş. Araştırmanın sonuçları AKP Bilim Kurulu Başkanı Prof. Kemal Görmez'in denetiminde uzmanlar tarafından da değerlendirilmiş. Araştırmaya göre Gürtuna, AKP'den aday olması halinde AKP Büyükşehir'i kesin olarak kazanıyor. AKP seçmeninin %88'i Gürtuna'ya sıcak bakıyor. Gürtuna, diğer partilerden aday olması halinde AKP'den %10-15 oranında oy kaparıyor. CHP'den aday olması halinde ise CHP'nin oyu 17'den 30'lara çıkıyor. AKP'ye karşı oluşacak blokta DYP, ANAP, GP ve hatta MHP'den bir kısım oyun CHP'ye kaymasına yol açabilir, bu şartlarda da AKP Büyükşehir seçimlerini alamayabilir.
Gürtuna, AKP'ye son çağrısını yapıyor: ‘‘Beni aday yapmak zorundasınız!’’ Ama AKP kendisine kapıları açmıyor.
Memurlar feryatta
MERSİN'den emekli memur Mızrap Gök: ‘‘Geçmiş iktidarlar, bayramdan önce maaşlarımızı veriyorlardı. Bayramı nasıl geçireceğiz? Peki nasıl kurban keseceğiz? Torunlarımıza hediye alamayacak mıyız?’’
AHMET Ekinci: Hükümet 1.800.000, aileleriyle 5 milyonu bulan emekli sandığı emeklisini unuttu. Memurlar 2003 yılında kaybetti de, emekliler kaybetmedi mi? Memurlara verilen 160 milyonu emekliye vermediler. Sebebi ise emeklilerin artışının göstergeden dolayı %6'dan fazla olması olarak gösterildi. Geçen dönem çalışanların aile yardımı ve çocuk paralarını artırdıkları zaman emekliye ne verdiler?
Ne yazık ki, emeklinin sahibi yok, Allah'tan başka...''
Biliyor musunuz?
AKP Kemer Belediye başkan aday adayı Süleyman Yorulmaz'ın, seçilmesi durumunda ilçeye kilise yaptıracağını söylediğini... DEHAP, Diyarbakır Bağlar beldesinden aday adayı olan Çanakkaleli antropolog Yurdusever Özsökmenler'in, adaylığına şaşıranlara karşı ‘‘Ben Türküm, ancak Türk ve Kürt halklarının kaderlerinin ortak olduğuna inanıyorum’’ dediğini... AKP'den İstanbul Selimpaşa Belediye Başkan adayı gösterilen (eski DYP ve ANAP'lı) Süleyman Yağcıoğlu'nun bu adaylığına karşı beldedekilerin, geçmişte çok yakın olduğu Süleyman Demirel ve Kadir Has'ın ne düşündüklerini merak ettiklerini... DSP'li Mustafa Yılmaz'ın bakanlığında, Genel Müdürlük çalışanlarının oylamasıyla Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne getirilen, Türkiye'deki tüm köprülerde damgası olan ve AKP döneminde görevden alınan Hüseyin Alioğlu (Araklı) ile eski Turizm Müdürü Volkan Canalioğlu'nun (Maçkalı) CHP Trabzon Belediye Başkan adaylığı için yarışacaklarını... CHP'den Bodrum Belediye Başkan adaylıklarında Mazlum Ağan (Belediye Başkanı), Osman Öneş, Musa Gökbel (eski milletvekili), Mehmet Kocair, Dr. Kerim Cangır, Mehmet Özalın ve Veysel Yapıcı'nın; Milas'ta da Fevzi Topuz (Başkan), Hüseyin Kurtuluş ve Ahmet Çevikkol'un (CHP Kadıköy Meclis üyesi) çekişeceklerini... AKP Adana Büyükşehir aday adaylarından Zafer Kara'nın kamu ihalelerinden yasaklı olduğunun ortaya çıktığını... İZMİT AKP'den aday adayı olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Dairesi Başkanı Cengiz Özdemir'in ‘‘İstanbul'da kültür alanında yaptıklarımız ortada; başkan olursam İzmit'i dünya kentine taşıyacak 41 projemizi hemen devreye sokacağım’’ dediğini... Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, Eskişehir Belediye Başkanı Prof. Yılmaz Büyükerşen'in DSP'den yeniden aday olması üzerine, AKP örgütüne kuvvetli bir aday bulunması talimatını verdiğini...
Biliyor musunuz?
Açıklama
BAKIRKÖY Belediye Başkanı Ahmet Bahadırlı, Özgürlük Meydanı'na AKP'nin çadır kurması üzerine çıkan olaylarla ilgili olarak ‘‘Bu meydan, ana arter sayıldığı için Büyükşehir'indir. Çadır kurma iznini Büyükşehir'in verdiğini, Kaymakamlığın da onayladığını öğrendik. Biz de, Cumhuriyet Bayramı etkinliklerimiz için Büyükşehir'den izin alıyoruz. Bunun dışında bizim yapacağımız bir şey yok.’’ dedi.
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘(Avrupa) Kürt sorununun çözümünü istemezler. Kürt sorununu Türkiye'nin başında Demokles'in kılıcı gibi sallarlar. 100 bin Kürt'e pasaport verdiler, bana vermediler. Niye, çünkü oyunu bozacağımı biliyorlardı. Avrupa Türkiye'yi de kullanıyor.’’
(Abdullah Öcalan)
Yazının Devamını Oku 29 Ocak 2004
BAKIRKÖY’den Z.S. Bakırköy’de dün yaşanan manzarayı şöyle anlatıyor:
‘‘AKP Kaymakamlık ve Emniyet’ten izin almadan Bakırköy Özgürlük Meydanı’na, üzerine ’AKP ile 400’ yazılı bir çadır kurdu. Başında polis de nöbet tutmaya başladı. İlçe Seçim Kurulu’nun izni olmadan kalkıştığı cüretkar duruma önce MHP’liler tepki gösterdi; kavgalar çıktı. CHP ve ANAP’lıların itirazları üzerine çadırdan bazı kişilerin ‘‘Biz hükümetiz’’ diye bağırdıkları dikkati çekti. Bakırköy Belediye Başkanı Ahmet Bahadırlı, Kızılay yönetimine seçilince AKP’nin bu yasadışı tutumuna göz yumuyor. AKP’lilere, Özgürlük Meydanı’nda ’iyi adaletler’, Kaymakama ’iyi görevler’, polise de ’iyi nöbetler’ diliyoruz.’’
2005 banknotları için bir öneri
AVRUPA’da bir engelli, evinin kapısından çıktığı zaman bir başkasına ihtiyaç duymadan her türlü işini yapabiliyor.
Oysa Türkiye'de bir başkası olmadan görme engelli parayı bile kullanamıyor.
Yazının Devamını Oku 28 Ocak 2004
<b>AT </B>yarışı ve spor dergisi <B>‘Yarışçı’</B>nın Yayın Koordinatörü <B>Mehmet Ayan </B>yetiştiriciler ve atçıları ciddi şekilde kaygılandıran bir soruna değiniyor,<B> ‘‘Atçılığın geleceği için tehlike canlarının çaldığını’’ </B>söylüyor. Bu konudaki gelişmeleri şöyle özetleyebiliriz:
At yarışları ile ilgili doping cezalarının affını kapsayan yasa aralık ayı ortalarında Meclis'ten geçti. Değişiklik yasası, ocak ayı başlarında Cumhurbaşkanı Sezer tarafından doping cezalarının affını öngören bölümün Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle yeniden görüşülmek üzere Meclis'e iade edildi.
TBMM'ye iade edilen at yarışlarına ilişkin yasa, TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu'nda aynen kabul edildi.
Ancak, yasa görüşülürken, Türk atçısının sigortası olarak kabul edilen ve 7000 sayılı kanunla düzenlenen fon, konulan bir ek madde ile Tarım Bakanlığı'nın tümüyle kontrolüne geçti. Komisyondan gelen haliyle yasa hükmünde bu fonun en fazla %25'inin diğer hayvancılık sektörlerine kullanılabileceği öngörülürken, Genel Kurul'da yapılan son dakika değişikliği ile fonun tamamının atçılık dışındaki hayvancılık alanlarına da aktarılabileceğini hükme bağladı. Bu beklenmedik gelişme atçılık ve yetiştiricilik sektöründe tepkiyle karşılandı. Ancak camia her zaman olduğu gibi tepkisini kamuoyuna iyi anlatamadı.
Bu arada Tarım Bakanı Sami Güçlü'nün Fanatik'te (12.1.2004 ) yer alan ‘‘Müşterek bahis oynayan kişileri bağımlı halden kurtarmak gerekir...’’ sözü tepkilere neden oldu. Güçlü'nün, 1925'te Atatürk'ün bizzat kurduğu Yarış Islah Encümeni ile tohumları atılan ve 'modern toplumlar için sosyal bir ihtiyaçtır' sözüyle tanımladığı yarışçılığın bugünü ile çelişti.
ATÇILIK KUMAR MIDIR?
Bir başka çelişki de şu:
Bakanlık bir yandan at yarışlarına bir bağımlılık yaftası yapıştırırken, diğer yandan da yaptığı son dakika değişiklikleriyle Türk atçısının fondaki trilyonlarına el koyuyordu. At yarışlarını uyuşturucu ve alkol gibi kötü alışkanlıklarla bağdaştıracak kadar bu sektörü küçük görürken, doğum yeri olan Konya'da 2003 Ağustos'unda hipodrom temeli atmayı da ihmal etmediğini kayda almak gerekiyor.
At yarışlarından sadece 2003 yılında Savunma, KDV, eğitime, Tanıtma Fonu'na ve Yurtkur'a 35 trilyon katkı sağlandı. Devletten hiçbir şey istemeyen ve devlet tarafından kesintilerle girdaba sokulan böylelikle de çok ciddi bir gelecek kaygısına düşürülen yarışçılık sektörü, 30 bin kişiye iş olanağı veriyor. Bunun yanında da her kaynak arayışında da hedefteki ilk akla gelen sektör... Ancak Türkiye'de 'tahmin' dışında 'yarış basını' gelişmediğinden bunların kamuoyu ile paylaşılması olanaksız hale geliyor.
Bunları yazarken Sezer'in iade ettiği bu tasarı Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu'nda aynen kabul edilmez mi? Yasanın aynen çıkmasında ısrar edildiğine göre, fonda biriken trilyonlarda Tarım Bakanlığı'nın gözü var demezler mi?
CHP tarihi görevini ihmal edemez
SEÇİM süreci yaklaştıkça, solda işbirliği konusunda çeşitli çağrılar yapılıyor.
ESENYURT Belediye Başkanı Gürbüz Çapan şöyle diyor: Solun bir işbirliğine gidememesini hüzünle izliyorum. Türkiye için kimse hovardalık yapamaz. Koca bir parti, HADEP'e ‘‘SHP'yi bırakın bize gelin’’, SHP'ye de ‘‘HADEP'i bırakın bize gelin’’ dememelidir. Buna köylü kurnazlığı denir. Sayın Baykal, hiç olmazsa bu seçimde solu dizayn etmelidir. Sorumluluğu üzerine almalı, her türlü açılımı yapmalıdır. CHP anket yapsın kim güçlü ise onu aday göstersin. Bunu yapamıyorsa büyük kentlerde karşılıklı alan boşaltılsın. Birbirimizin koluna girelim.’
BAYKAM
CHP eski PM üyesi Bedri Baykam, parti yöneticilerine ve örgüte açık bir mektup yayınlayarak, ‘‘Lütfen tüm kişisel beklentilerinizi durdurun ve 15 dakika boyunca, 29 Mart sabahı neler olabileceğini düşünün. CHP'nin acilen diğer sol liderlerle masaya oturup, tüm belirsizlikleri gidererek yerel seçime yön vermesi gerekmektedir. Hatırlatmakla görev bildiğim tek gerçek, ebedi liderimizin Mustafa Kemal Atatürk olduğu ve onun mirasını da hiçbir egosantrik kişiliğin yıpratma hakkı olmadığıdır.’’
PERİNÇEK
İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, Baykal'a gönderdiği mektupta ‘‘Türkiye'nin, Türkiye'yi savunan bir hükümeti yok. AKP yönetimi Türkiye'yi içerden vuruyor. Ülkemiz istikrarsızlığa doğru gidiyor. Bu koşullarda milli güçbirliği yapmayan partiler, önümüzdeki sürecin hengamesi içinde kaybolacaklardır. Milli güçbirliğini gerçekleştirme inisiyatifini göstermek, en başta CHP'nin sorumluluğundadır. Milli güçbirliği için uygun göreceğiniz partilerin genel başkanlarını davet etmenizi ve bu konudaki çözümünüzü herkesin önüne koymanızı değerlendirmenize sunuyorum.’’
Eski İstanbul Eczacılık Odası Başkanı Erkan Önsel, ‘‘Baykal'ın çağrı yaptığı DYP, ANAP, MHP gibi partilerin liderleri sorumlu tavır almalıdır. Bu çağrı yanıtsız bırakılamaz. Baykal'ın DEHAP'a kapılarını kapatan tavrı da olumludur’’ dedi.
Biliyor musunuz?
DSP'nin Antalya Belediye Başkan adaylığına (E) Tuğgeneral ve Mehmetçik Vakfı İstanbul Bölge Müdürü İsmail Arıcı'yı gösterdiğini, Sakarya'nın Karasu Belediyesi başkanlık seçimine, AKP'den şimdiki başkan Ahmet Genç, müteahhit Cevat Ekşi ve Sedat Peker'in şoförü Cengiz Cansız'ın aday olduklarını....
Güngören AKP'de eğilim yoklamasında 'Ali Cengiz' oyunları oynandığını; ilçe başkanı Abdullah Başcı'nın kendisi için 'işaretlenecek aday' Şakir Yücel için 'istenen aday' ve şimdiki belediye Başkanı İbrahim Kurşun için ise 'istenmeyecek aday' diye yazdırıldığını..
Biliyor musunuz?
Mesaj panosu
MİGROS Center'daki Odeon Cineplex Sineması'nın, büyükler daha avantajlı olmasına karşın sadece küçük popcorn satmasını; sinema fiyatlarının da 7'den 9 milyona çıkartılmasını Faruk Süren'in nezdinde kınıyorum.
Celal GÜNEY/ANKARA
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Toplum ilerici, siyasetçi gerici.’’
(Prof. Hurşit Güneş)
Yazının Devamını Oku 27 Ocak 2004
<b>İSTANBUL'</B>dan gıda uzmanı bir okurumuzun söylediklerini aynen aktarıyoruz: ‘‘Siz ne sanıyorsunuz Yalçın Bey.... İzmir'deki domuz olayı yeni mi sanıyorsunuz; bizlere yıllardır yediriyorlardı bunları.
Ormanlarda yakalanan yabani domuzları sadece Ankara ve İstanbul'daki yabancı diplomatlar yemiyordu tabii.. Marmara Bölgesi'ndeki birçok domuz çiftliğindeki ürünleri kim tüketiyordu hiç düşündünüz mü?
Bu ülkede yaşayan insanlar, gıda terörü altındalar.
Ülkede bugün at-eşek eti mafyası var... Bu etler toplu tüketim sektöründe yani sucuk, salam, sosis üretiminde, kavurmada kullanılıyor. Bunların arasına yemek firmalarını da sayarsak vahametin boyutları ortaya çıkar.
Varoşlardaki bir fırının içini hiç gördünüz mü? Sadece İstanbul'da ruhsatsız yaklaşık 1000 fırının olduğunu resmi makamlar açıklıyorlar.
Gıda ile ilgili kontroller belediyelerden alınıp Sağlık Bakanlığı'na verildi. Peki ne oldu? İstanbul'da İl Sağlık Müdürlüğü'nün kaç ekibi var diye sorar mısınız? Veteriner sayısını öğrenseniz bile içinizin rahat olmayacağını biliniz.
Tabii bütün mesele kontrolsüzlükten başlıyor; sorumsuzluk ve özensizlik de çabası.
Geçenlerde gazetelerde çıktı; İstanbul'da marketlerden alınan 1434 gıda örneğinde yapılan analizlerde bunların %51'inin sağlığa zararlı olduğu yazılıyordu.
Kaliteli Trakya beyaz peynirinin tenesi toptan 120 milyon; peki ucuz diye satılan tenekesi 40 milyonluk 'kireç gibi' peynirlerin içinde ne olabilir? Bir peynir üç ayda oluşur. Ancak 'kültürlü' peynir bir hafta içinde piyasaya sürülecek hale getiriliyor.
İstanbul'da Aksaray Çukurçarşı'da ve Ankara'daki Ulus'ta et pazarları il sağlık müdürlükleri tarafından ayda kaç kez denetleniyor acaba? Kayseri, İzmir, Afyon, Adana, Adapazarı ve İzmir'de sucuk, salam, sosis üretenleri tüketici dernekleri takip ediyor mu? Garip markalar adı altında alıp yediğimiz bal da pek o kadar masum değil.’’
Uzmanımız çok şey anlatıyor; bilhassa market ve kasaplardan açık tavuk alınmamasını öğütlüyor. ‘‘Çünkü‘‘ diyor: ‘‘Tavuk çok çabuk bozulduğu için Sarmuella hastalığı bulaşıyor. Türkiye'de tavuk eti üreten firmaları kim denetliyor diye Tarım Bakanlığı'na bir sorsanıza!.. Altyapısı tavuk üretimine yetersiz olan kesimhaneleri şimdiye kadar kim denetlemiş acaba!’’
AB'ye girecek bir ülke vatandaşına bu kadar sağlıksız kötü gıda maddesi yedirtmemeli.
'Tuzcu' kafa
SÖZDE araç trafiğine kapalı olan Taksim Gezisi'ne bir zehir olarak yıllarca kalacak tonlarca tuz neden döküldü?
Hemen söyleyeyim: Burada bulunan Park ve Bahçeler Şefliği'nin araçları rahatça içeri girsinler diye! Yollarda binlerce araç mahsur kalırken, İstanbul'un yerel yönetiminin İstanbul'un göbeğindeki parkın içindeki yürüyüş yollarını önce asfaltlaması, sonra da içine tonlarca tuz atması kadar trajikomik bir durum olabilir mi? Ayrıca Taksim Gezisi'nin belediye tarafından araç parkı olarak kullanılması, kullanıldığı zaman da bu işin Elmadağ tarafındaki giriş yerine parkın yürüyüş yollarına yapılması olacak iş mi?
Korhan GÜMÜŞ-İSTANBUL
Büyükşehir'de atbaşı yarış
İSTANBUL'da, Büyükşehir Belediye başkanlığı için AKP'li üyeler haricindeki ilçe örgütleri ile kadın ve gençlik kollarının eğilim yoklamasında, Kadir Topbaş'a (Beyoğlu) %36, İdris Güllüce'ye (Tuzla) %35.6, Erol Kaya'ya (Pendik) 35.5 ve Veysel Eroğlu'na da %6 oy çıktığını; bu arada aday olmadığı halde il başkanı Mehmet Müezzinoğlu'na %5 oy çıkmasının dikkat çektiğini... Seçim kampanyası ile ilgili kulis çalışmalarını Tayyip Erdoğan Büyükşehir Belediye Başkanı iken yakın çevresinden olarak bilinen Harun Karaca, Ahmet Ergün ve Hüseyin Besli'nin yürüttüğü İdris Güllüce'nin evini üç ay önce Üsküdar'a taşıdığını, Büyükşehir adayı olamazsa Üsküdar Belediye Başkanlığı'na talip olacağını... RP/FP eski milletvekili Mukaddes Başeğmez'in, SP'den Bahçelievler'den olacağının konuşulduğunu...
Biliyor musunuz?
İmam nikahı
KANAL D'de Seda Sayan'ın programını izlerken çıldırmamak içten değildi. Türbanlı Emine Kaplan‘‘Boş ol derse ve iki rekat namaz kılınırsa nikahınız tekrar tazelenir. Erkek kabul ederse boşanma ya da birleşme olabilir.’’ Ne yazık ki Sayan onaylıyor; diğer türkücü ve psikolog konuklar da tartışmaya katılıyor. Böyle yasadışı bir şeyi nasıl kamuya açık ulusal kanalda konuşabilirler?
P. ERGUN-İSTANBUL
Pepe’ye çağrı
BİR okurumuz ağaçlar için şu öneride bulunuyor. Ağır kış koşularında hızı saatte 110 km'ye varan sert fırtına sonucunda birçok ağaç ya devrilmiş ya da dalları kırılmıştır.
Geçmişin ve tarihin canlı tanığı, birçok asırlık ağacın kökünden sökülerek devrilmesi, gerçekten üzüntü verici bir durumdır.
Acaba devrilen bu ağaçların yerine yenileri dikilecek mi veya dalları kırılanlar için bir budama yapılacak mı?
Sayın Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin böyle bir proje yürütmesini diliyoruz.
KURBAN DERİSİ
SP AKP’ye çok kızıyor
TÜRKİYE nereden nereye geldi!
Kurban derilerinin THK'ya verilmesine karşı çıkan 'Milli Görüş'çüler geçmişte olmadık çabalar gösterirlerdi.
Şimdi işler değişti. İçişleri Bakanlığı yayınladığı genelgeyle ‘Kurban derilerini toplanmasında tek yetkili kurumun THK olduğunu' açıklıyor ve valiler, polis ve jandarmadan THK'ya her türlü yardımın yapılmasını istiyor.
Hükümetin, 'dini istismarcılara karşı' bu kararı aldığı savunuluyor. Ancak SP'liler bundan ciddi şekilde rahatsız... Hükümete söylemediklerini bırakmıyorlar. Milli Gazete'de ‘‘Derilerimiz elden gidiyor’’ diye başlık atılıyor. SP Genel Başkan Yardımcısı Recai Kutan tepkisini şöyle dile getiriyor:
‘‘Bu düzenin adı ne? Bu demokrasi mi? Sana ne ya. Kurbanı kesen benim, derisini de kime istersem, neye inanırsam ona veririm.’’
'Milli Görüş gömleğini' çıkarttığını savunan parti ile bu gömleği hálá sırtında taşıyan diğerinin çekişmesi bayram sürecinde ilgi ile izlenecek.
Soruşturma açıldı mı?
İSTANBUL Milletvekili Berhan Şimşek, Başbakan Erdoğan'a soruyor:
‘‘İstanbul'da karakış nedeniyle olumsuzlukların yaşanmasında iktidarınız döneminde liyakat ilkesi gözetilmeden göreve getirilen bürokratların sorumluluğu nedir? Bu olayda gerekli ve yeterli önlemleri almayan yöneticiler hakkında görevlerini ihmal ettikleri gerekçesiyle herhangi bir soruşturma açılmış mıdır?’’
Vatanseverlik
BAŞBAKANIMIZ ‘‘Vatanseverlik kimsenin tekelinde değil’’ diyor.
Peki yıllarca din kimin tekelinde kaldı, Tanrı ile kul arasına girenler kimlerdi, din kimin tekelinde olmalıdır? Bu soruyu da cevap verilmesi gerekiyor.
Suat KALELİOĞLU
Yazının Devamını Oku 25 Ocak 2004
<b>KARAKIŞ </B>ortasında insanların yaşadıkları meydandayken aç ve korumasız hayvanların <B>'yaşama hakkı' </B>için ne yapıyoruz? Adana'daki Doğayı, Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği (DOHAYKO) Genel Sekreteri Nesrin Çatık, editör arkadaşımız Doğaner Gönen'e hüzünlü bir mektup göndermiş, ‘‘Hayvanlarımız da aç ve karın altında’’ diyor. İstanbul, Ankara ve İzmir hayvan barınaklarının, üç-beşi hariç birer birer ölüm kampı halinde olduğunu belirterek ne yaptıklarını şöyle anlatıyor:
‘‘Biz şu anda Hayvan Hakları Türkiye Aktif Güçbirliği Platformu (HAYTAP) olarak İstanbul barınakları için gönüllü gruplar oluşturduk; çalışmaları organize ediyoruz. İstanbul'un durumu şudur:
Yedikule ve Sarıyer barınaklarının dışında tam sayıyı kimse bilmiyor ama 30'a yakın barınak olduğu söyleniyor, tüm barınaklar feci durumda. Personel göstermelik. Tuzla'ya, Adana'dan yardım sağlıyoruz. Beykoz barınağındaki durum ise içler acısı; İstanbul temsilcimiz Berrin Olcay duruma müdahale etti; belediye bir ay içinde aç ve barınaktan yoksun hayvanlara çözüm getireceğine dair söz verdi. Mersin barınağındaki feci manzarayı delillendirici belediye başkanı, barınağın yönetimini derneğe verdi. Mersin'de hayvancıklar şimdilik kurtuldu. Adana'da zaten durum çok iyi, burada çok etkiliyiz.
Birçok belediye, hayvanları gizlice öldürüp çöplüğe atıyor. Ancak bunun ispatı imkánsız. Kısırlaştırıp doğaya saldık, diyorlar. Doğa neresi, hayvanlar nerede bunun cevabı yok.
Bu kışta her gün 30-40 köpek ölüyor. Eskiden belediyeler, köpekleri sokaklarda vurup zehirliyorlardı. İnanın bu çok daha insani bir yol. Hayvanları toplayıp 'ölüm barınakları'nda yavaş yavaş açlık ve susuzlukla gelen bir ölüme terk etmek çok daha büyük bir vahşet değil mi?
Bu nasıl bir dünya, nasıl bir adalet!
Barınakların peşini bırakmayıp kamuoyuna teşhir edeceğiz.’’ (0322-457 54 22-0532-223 36 83)
Başta AKP'liler olmak üzere yerel seçimler bu açıdan bir sınav olacak.
Beyaz terörün iki nedeni
İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi'den 15'e yakın bürokrat ve bağlı şirket yöneticileri istifa edip AKP'den aday adayı oldu. Bunlar, kış koşullarında deneyim kazanmışlardı. Ayrıca kar mücadelesi yapacak Karayolları ve Köy Hizmetleri'nin tecrübeli uzmanları, kadrolaşma nedeniyle İstanbul'dan gönderildiler.
İTÜ Meteroloji Mühendisliği bölümü öğretim üyesi Prof. Mikdat Kadıoğlu ile konuşurken bakın ne diyor:
‘‘İstanbul'da bir hava tahmin radarı yok. 1 milyon dolarlık bu aygıt Büyükşehir'in AKOM'una alınamaz mı? Modern meteoroloji biliminde artık, 'kar geliyor, hava sıcaklığı şu kadar olacak' gibi olasılıkların ötesinde 'yer, zaman ve miktar' ölçüleri de yer alıyor. Neden bunlar yapılmaz! Ayrıca Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün siyasi arpalıktan kurtarılması, genel müdürlüğe meteoroloji uzmanlarının getirilmesi ve kent imar planlarında meteorolojik faktörlerin göz önüne alınmasının zamanı gelmedi mi?’’
Üzülüyoruz
ANKARA'dan Ahmet Çiftçioğlu, sol parti liderlerine sesleniyor: ‘‘Her siyasi partinin iktidar olmak istemesinden doğal bir şey olamaz. Ama bir parti yalnız başına, iktidara gelebilecek durumda ise en azından seçimlerde kendi politik çizgisinde olan partilerle işbirliği yapmak zorundadır. Hiçbir lider ya da parti yöneticisi, taraftarlarından gelen ses ve önerilere kulaklarını tıkamamalıdır.
Bunca seçmen ve taraftarınızı umutsuzluğa sürükleyip lütfen üzmeyiniz. Toplumun huzuru, güveni ve geleceği bir araya gelip, vereceğiniz tarihi karara bağlı. Sorumluluğunuzun bilincinde olduğunuzdan asla ve asla kuşku duyulmamalıdır.’’
Köprüdeki halatın kopması çok önemli
İSTANBUL'dan Reştan Aras özetle şunları yazıyor:
‘‘Ben, ABD'de geçirdiğim on yıla yakın sürenin yedi yılını, asma köprü tasarımında ABD'nin en ileride gelen iki isminin birinin müşavir mühendislik firmasında çalışarak geçirdim. Boğaz Köprüsü'nün kopan askısı mühendislik açısından çok önemli bir olaydır. Konunun '272 halattan biri koptu' diyerek küçümsenmeyeceğini ümit etmek istiyorum.
(...)
Konuya yabancı olmayanların çok iyi bildikleri gibi Tacoma'da (ABD) rüzgárdan yıkılan asma köprü, yetkililerin konuyu bilimsel bir titizlikle izlemeleri sonucunda asma köprü tasarımında olağanüstü deneyimler kazanılmasını sağlamıştır. Boğaz Köprüsü'nün kopan askısı Türk ve uluslararası mühendislik topluluğunun dikkatine sunulmalıdır.’’
İlgilenenlere; raras@mail.koc.net.
TRT’de liyakat
BİR 'TRT çalışanı' şu notu göndermiş:
‘‘TRT Genel Müdürü Şenol Demiröz, Meclis KİT Komisyonu'nda da atamalarda tek ölçünün liyakat olacağını söyledi. Ancak Demiröz, Haber Dairesi Başkanı Aydoğan Kılınç'ı görevden alarak yerine İstanbul Haber Müdürlüğü'nden muhabir Tuğrul Utku'yu, (filmci başdanışman Adnan Atilla'nın önerisiyle) hizmet süresi yetmediğinden vekáleten atadı. Utku çok titizlikle seçilerek kuruma alınan kişilerden birisidir. Çünkü, iki önemli özelliğe sahiptir. 1- Sahip olduğu düşünce, 2- Ümit Utku'nun akrabasıdır. Üstelik kuruma 1992'de Tercüman'dan gelip sınavsız giren ve muhabir kadrosuna atanan sayılı kişilerden biridir. Atandığı duyulunca herkes birbirine ‘‘Bu kim?’’ diye sormuştur. Çünkü kuruma girdiği günden bu yana altına imza attığı haber sayısı sınırlıdır. Programı ise hiç yoktur.’’
Biliyor musunuz?
CENGİZ Erdoğan'ın seçilmesiyle YSK Başkanlığı'ndan ayrılan Tufan Algan'ın bu hafta hacca gideceğini...
Kendisi dahil 6 kişinin 132 milyara heykelini yaptıran, CHP'ye geçmek için DSP'den istifa etmesine karşın adaylığı kabul edilmeyen Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci'nin bu kez bazı MKYK üyeleriyle temas kurarak CHP'den aday olmak için yoğun bir kulis yürüttüğünü...
Biliyor musunuz?
Yazının Devamını Oku