Paylaş
Trakya bölgesinde yaklaşık 1 milyon hektar verimli tarım alanlarının yüzde 22’si sanayinin eline geçmiştir. Tüm tarım arazileri enerji iletim hatları ile (elektrik, doğalgaz) bölünüp parçalanıyor. 15 sene önce ortalama derinliği 180 metre olan yeraltı suları bugün 450–500 metreye düşmüştür.
Doğaya, insana ve bilime saygı azalmış, para ve paralı insanlar popüler hale gelmiştir. Çorlu-Karatepe katı atık bertaraf tesisi kuruldu.
Muratlı-Aşağı Sevindikli Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali ÇED aldı, ancak dava süreci devam ediyor. Istranca’da taşocakları sayısı her gün artıyor.
Çerkezköy–Çorlu–Muratlı–Lüleburgaz dörtgeni sanayi ve nüfus açısından doygunluk noktasını aşmıştır. Anılan yörede kurulacak ilave tek bir sanayi bile bölgenin yaşanmazlık sürecini geometrik biçimde arttıracaktır.
Trakya’da birçok santral planlanıyor. Bunlardan en önemlileri “İğneada Nükleer Santrali” ve “Marmara Ereğlisi Termik Santrali”.
Doğaya olumsuz etkisi olan taş ve maden ocakları baskısı her gün artıyor. RES, termik santral ve nükleer santral çalışmaları ekosistemi huzursuz ediyor. ÇED’lerin tamamına yakınının olumlu çıkması halkın güvenini azaltıyor.
Yeraltı suyu besleme alanları olan Istranca Dağları etekleri, Vize–Pınarhisar–Kaynarca-Kırklareli hattındaki geçirgen kireçtaşları olumsuz etkileniyor.
Herkes kendi coğrafyasını sevmelidir. Prof. Dr. Halim ORTA
GÜNÜN SÖZÜ
“İnsan şaşırması hayvan şaşırmasından daha kötüdür.” (Bir Emniyetçiden)
KAŞ’TA TURİZME İHANET!
KAŞ doğa gönüllüleri yazıyor: Antalya’nın Kaş’ını, Çukurbağ Yarımadası’nı koruyalım. Atalente Oteli, ayrı ayrı iki villanın aralarının tamamı kapatılarak ‘kaçak’ yapı haline getirildi. İnsan kendi otelini nasıl ‘usulsüz’ hale getirebilir? Yerel gazeteler yazıyor, hiç kimseden ses yok. Bütün bunlar yetmiyor gibi otelle ilgisi olmayan kayalıkların üzerinde doğa katledilerek gece kulübü yapılıyor. Kanun ve nizam dışı, ruhsatsız, kaçak inşaat çalışmalarına denizin dibinde de devam edilmektedir. Kaçak olarak yapılan bu ‘inşai’ faaliyetin acilen durdurulması gerekmiyor mu?
‘ÇETELE’DE KİM KİMDİR? CEHALET EN BÜYÜK SUÇ!
MESLEKDAŞIMIZ Cengiz Erdinç’i son günlerin gelişmelerine bağlı olarak ekranlarda görünce, rahmetli Doğan Yurdakul’la hazırladığı ‘Çetele - Resmi Belgelerle Siyaset, Mafya, Bürokrasi İlişkilerinde Kim Kimdir?’ (Ümit Yayıncılık 1989) kitabını hatırladık. Kitapta 800’den fazla isim, bunların geçmişleri ve ‘çete’ye nereden nasıl bağlandıkları anlatılıyor. ‘Mafyacılığı’ tanımak isteyenler için rehber bir kitap niteliğinde ‘Çetele’... Susurluk öncesi ‘Söylemezler’ çetesindeki isimlerle başlıyor. Kitapta Çakıcı, Yaşar Öz, Ömer Lütfü Topal, Tevfik Ağansoy isimleri önde yer alıyor.
Susurluk üzerine yazdığı kitapla ve yazılarla tanınan gazeteci Enis Berberoğlu’nun önsözünde söylediği gibi: “Susurluk süreci gösterdi ki, cehalet en büyük suç. Siz işe giderken, ofiste çalışırken, yıkanırken ülke soyuluyor, insanlar ölüyor. Duysanız belki itiraz edeceksiniz, ama ne yazık ki haberiniz bile olmuyor. Tanımadığınız isimler, bilmediğiniz ilişkileriyle hep bu kitapta.”
MESAJ PANOSU
COVID-19 salgını sürecinde yaşamı pahasına tarlasında, bahçesinde üretmeye devam eden ve gıda temininde vatandaşlarımızın ihtiyacını kesintisiz karşılayan, yaşadığımız bu zor günlerde alın terini esirgemeyen eli nasırlı vefakâr çiftçilerimize, üretim ve dağıtım zincirinde canı pahasına emek veren çalışanlarımıza sonsuz teşekkür ediyor, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nü yürekten kutluyoruz. Vecdi GÜNDOĞDU
KİTAPLAR
OKTAY Ekşi ‘Basın Değil İletişim Özgürlüğü’ (Kitap, Basın Konseyi’nden (0212-224 95 13) edinilebilir.)
Ali Sirmen ‘Cübbeli Vesayet - Cumhuriyet Bilgeleri’ (Kırmızı Kedi)
Taha Akyol ‘Kuvvetler Ayrılığı Olmayınca’ (Doğan Kitap)
Mustafa Gazalcı ‘21 Köy Enstitüsü - Çınarlar Anlatıyor’ (Bilgi)
Ramis Çınar ‘Ömrümün Dört Mevsimi’ (Çınaraltı)
Namık Kemal ‘İntibah’ (Can)
Arif Kızılyalın ‘Zafer-Cesaret: Galatasaray’ (Cumhuriyet)
Şenol Çarık ‘Doğu Akdeniz’de Rekabet’ (Halk)
Alphan Telek ‘Artık Hepimiz Prekaryayız’ (Nota Bene)
BİLİYOR MUSUNUZ?
KENT SUÇU
TÜRKİYE’de ilk kez Kalamış Fenerbahçe yat limanının özelleştirilmesine (yüzde 20 kapasite artırılıyor) karşı olan vatandaşların, limanın özelleştirilmesini ellemek için Anayasa Mahkemesi’ne başvurduğunu; bu konuda Fenerbahçe Kalamış Dayanışması’nın “Denize, Fenerbahçe’ye, Kalamış Koyu’na, Kalamış Parkı’na sahip çıkıyoruz ve çıkmaya devam edeceğiz” açıklamasını yaptığını...
BOĞAZİÇİ Üniversitesi rektörünün, yönetimden onay alamadığı için bir türlü akademik kadroya atanamadığını, çünkü kendisini kabul eden bölüm ve fakültenin olmadığını...
İSRAİL halkı Türkiye’ye vizesiz girebilirken, Filistin halkının Türkiye’ye vizesiz giremediğini...
Paylaş