Yalçın Bayer

CHP’ye 3500 aday adayı

24 Mart 2023
CHP’nin milletvekilliği adaylığına başvuranların sayısı 3500’e ulaştı. Bunların 800’ü İstanbul’u, 400’ü Ankara’yı ve 200’ü de İzmir’i tercih etti. Aday adaylarından 800’ü kadın oldu. Deprem bölgesinde aday adaylığı başvurusunda bulunanların sayısının ise 500’e yakın olduğu belirtiliyor.

CHP’nin 8 genel başkan yardımcısı büyük bir çaba göstererek ‘eleme’ sınavı yapıyor. Bu çalışmalar gecenin 01.00’ine kadar sürüyor. Bir genel başkan yardımcısı, en az 400-500 kişi ile görüştüklerini anlatırken, her aday için görüşmenin yaklaşık 10 dakika sürdüğü konuşuluyor.

Bazı parti yöneticilerine, Ankara ve İstanbul belediyelerinden telefonlarla ‘torpil’ yapılmak istendiği konusu ortaya çıktı ve bu konudaki eleştiriler dikkat çekti.

Seçimin gedikli bazı aday adayları, “CHP genelinde yüzünü ilk defa gördüğümüz aday adaylarının çokluğu ilk kez bu kadar dikkat çekti” eleştirisini yaptılar. Ve şöyle sözler ortaya atıldı: “CHP’de erkekler 30 bin artı 3 bin lira kayıt/dosya parası ödediler. Kadınlar ise 15 bin artı 3 bin lira, yani toplam 18 bin lira ödedi. Engellilerden de 18 bin lira alınması eleştiri konusu oldu.”

AKP VE İYİ PARTİ FARKI

İYİ Parti’nin engellilerden para almadığı bildirildi. CHP’de ilk kez aday yoklaması yapılmadı. AKP’nin 25 Mart’ta elektronik sistem üzerinden ‘temayül’ yoklaması yapacak olması, CHP’liler arasında büyük tepki çekti.

AKP’de ortaya çıkacak isimler, görüşme yapıldıktan sonra parti yönetimince belirlenecek. Listenin son haline Cumhurbaşkanı Erdoğan karar verecek.

İYİ PARTİDE ÖNSEÇİM

İYİ Parti’

Yazının Devamını Oku

Ulusal su stratejisi şart

23 Mart 2023
Türkiye, sanılanın tersine su zengini bir ülke değil.

Kişi başına 1.519 metreküplük su miktarı ile “su sıkıntısı çeken” bir ülke kabul edilmekte. Bir ülke; yıllık kişi başına kullanılabilir su miktarı 1.000 metreküpten az ise su fakiri, 1.000–2.000 arasında ise su azlığı çeken, 2.000 metreküpü aşıyorsa su zengini olarak nitelendiriliyor. Talep arzdan fazla olunca su stresi yaşanır. Türkiye su stresi çeken bir ülke. Bugün 1.519 metreküp olan kişi başına düşen su miktarı 2030’da 100 milyonluk nüfusla 1.100 metreküpe düşecek ve su fakiri bir ülke olacak.

Almanya’da yaşayanlar, bu ülkenin bol yağışlı havası ile birlikte ormanlarıyla tanındığını söyler. Bölgesel su kıtlığı dışında Almanya’da henüz yaygın bir su sıkıntısı yaşanmıyor. Almanya’da içme suyunun yaklaşık üçte ikisi yeraltı sularından geliyor, ancak son yıllarda artan sıcaklıklardan, azalan yağışlardan dolayı yeraltı suyunun artık yeterli olmayacağından hareket ediliyor. Bu yüzden Almanya tarihinde ilk kez içme suyu teminini güvence altına almak ve yeraltı sularını korumak üzere bir ulusal su stratejisi hazırlandı. Ulusal su stratejisi ile Almanya modern su yönetiminin temellerini atacak. Stratejinin hedefi, 2050 yılına kadar su yönetiminin iklim değişikliğinin sonuçlarına göre uyarlanması, doğala yakın bir su dengesinin yeniden kurulması. Örneğin içme suyunun kıt hale gelmesiyle suyu öncelikli olarak kimin kullanacağına karar veren düzenlemeler gibi 80’i aşkın önlem... Türkiye’de Tarım ve Orman Bakanlığı da 2019-2023 arası için bir ulusal su planı yapmış. 99 sayfalık bu planın öngördüğü önlemlerin umarız çoğu yerine getirilmiştir.

Son 25 yıl içinde Akdeniz Havzası’nda yağışların yüzde 25 azaldığı, Türkiye’de her on yıllık dönemde su sıkıntısı çeken alanlarda artış olduğu biliniyor. Su sıkıntısında artışın görüldüğü yerler genellikle büyük kent merkezleri. Dolayısıyla metropoller ve büyükşehir statüsündeki yerler su kıtlığı tehdidi altında. Türkiye’de 25 su havzası olduğu kabul ediliyor. Örneğin, İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde ortaya çıkan su yetersizliği, havzalar arası su transferi ile kapatılmaya çalışılmakta. Ancak, bunun da önemli ekonomik, ekolojik sorunlara yol açtığı söylenmekte.

Türkiye’nin uzun vadede su kaynaklarını akılcı kullanarak kendine yeterli bir konumda olabilmesi için acilen yeni bir ulusal su stratejisi hazırlanmalı. 1954 yılında kurulan ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na bağlı Devlet Su İşleri (DSİ) ile 2011 yılında kurulan Su Yönetimi Genel Müdürlüğü su konusunda yetkili kuruluşların başında gelmekte. Ancak uzmanlara göre, bunun yanı sıra çok sayıda kurum da su yönteminde yetki sahibi. Bu durumun, su ile ilgili hizmetlerin etkin yürütülmesini zorlaştırdığı da öne sürülmekte. Ulusal su stratejisinde bu yapılanmanın daha rasyonel hale getirilmesinin şart olduğu da aşikâr. Türkiye’nin yeterli suya sahip olması ve suyun modern yönetimi önemli bir stratejik konudur.

DÜNYA SU GÜNÜ

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararı ile 1993 yılından bu yana, 22 Mart (dün) Dünya Su Günü olarak kutlanıyor. Aslında ‘kahırlı’ bir gün bizim için, ülkemiz için ve de dünya için... Tarım yasası Ali Ekber Yıldırım, ‘Tarım Dünyası’ adlı sitesinde haklı olarak “Sellerle ve Kuraklıkla Dünya Su Günü kutlanır mı?” diye soruyor.

Türkiye’de kişi başına düşen yıllık su miktarı 2000 yılında 1.652 m3 iken, 2022 yılında 1.322 m3’e düştü.. .Tahminlere göre gerekli önlemler alınmazsa, 2050 yılında kişi başına su miktarı 1.000 m3’e düşerek Türkiye’nin su stresi yaşayan ülkeden su kıtlığı yaşayan ülke konumuna geçmesi bekleniyor.

Sel, kuraklık ve daha birçok felaket iklim değişikliğine, iklim ikrizine bağlansa da bütün bu gelişmelerin baş sorumlusu insan. İnsanlar gezegeni de suyu da tüketti, büyük oranda yok etti. Yok etmeye de devam ediyor.

Yazının Devamını Oku

İhracatçı firmalar çöktü Arsuz limonu toplanamadı

22 Mart 2023
Adana üzerinden Hatay’da İskenderun’un komşu ilçesi Arsuz’a gittik önceki gün.

Hatay’ın tahribatının ilk izleri bu ilçe sınırlarından başlıyor. İskenderun’da haddehanelerin dumanı tütüyor, demek ki tesisler devreye girmiş. Yoldan ünlü gümrük yangın yerini fark edemedik. MSC’nin depremzedeler için gönderdiği gemi hâlâ limanda... İlk anlardaki Asya Port’un bu katkısı unutulmuyormuş. Arsuz ne kadar hoş bir yermiş, depremden harap olan komşu kentlerin ‘yazlığı’ imiş, denizi de çok temizmiş. Yazlık evlerin ‘çatlak’lığını fark ettik. “İskenderun sınırlarında kalan üç mahallesinden 600’e yakın canımız gitti” dedi Belediye Başkanı Dr. Asaf Güven... Arsuz’un deprem nüfusu göçlerle birlikte 60 binden 105 bine yükselmiş hemen. Yaz nüfusunu 400 bin olarak açıkladı.

Kentin ayrık mahallelerinde yoğun tarım yapılıyor. İlk kez maydanoz tarlaları gördük. Türkiye’nin ihtiyacının yüzde 60’ı buradan karşılanıyor.

Maydanozlar biçilmeyi bekliyor. Bir yandan talep düşmüş, “Bölgede kebap yapan mı kaldı?” diye acı bir söz sarf etti bir vatandaş.

Asıl limona gelelim. Hatay’da depremlerle birlikte gıda perakendecilerinin binaları da yıkılınca, Arsuz ilçesinde limon dalında kaldı. Hasadın sürmesi ve üreticilerin desteklenmesi için Güvenilir Ürün Platformu ve Gıda Perakendecileri Derneği ‘Hasat ve Ekim Seferberliği’ başlattı. Arsuz ilçesine gelerek inceleme yapan Gıda Perakendecileri Derneği Başkanı Alp Önder Özpamukçu, deprem bölgelerindeki tedarikçilerle işbirliği içerisinde olduklarını belirterek “Amacımız, ürünlerin olabildiğince bedeliyle buradan çıkmasının sağlanması ve üreticilerin bir kayıp yaşamamasıdır. Çünkü üreticilerin bir sonraki dönem ekim yapabilir halde olması gerekiyor. Eğer bu süreci doğru yönetmezsek, gelecek yılı da riske atabiliriz. Özellikle limon ve maydanoz olmak üzere bölgeden alımlar yaptık ve yapmaya da devam ediyoruz. Fakat Arsuz ilçesi, limon konusunda sadece iç tüketime değil, ihracata yönelik üretim yapıyor. Yani ortalama 80-100 bin ton limonun ihracata gitmesi gerekiyor. Mutlaka ihracatçıların buraya ayrı bir ihtimam göstermesi gerekiyor” diye konuştu.

Bir grup gazeteci olarak gelişmeleri izledik. Ülkenin dört bir yanındaki perakendeciler, bu ürünleri değerini koruyarak satın almak için girişimde bulundu. İstanbul Ticaret Odası Başkan Vekili Ahmet Özer, Gıda Perakendecileri Derneği Başkanı Alp Önder Özpamukçu, Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak, Arsuz Belediye Başkanı Dr. Asaf Güven ile beraberindekiler, ilçedeki üretim sahalarını inceleyip üreticilerle bir araya geldi.

Saha çalışmasının ardından Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan İstanbul Ticaret Odası Başkan Vekili Ahmet Özer, bölgedeki çiftçilere maddi ve manevi destek sağlamak için çalışma yaptıklarını belirterek, “İstanbul’da bu konuyu bundan sonra daha sıkı gündeme getirip, deprem bölgelerindeki ürünlerin satış, dağıtım ve pazarlanmasını sağlamak adına çalışacağız. İnşallah bir faydamız dokunur” dedi.

Daha geçen hafta Şanlıurfa ve Adıyaman’daki sel felaketinde 20 kişi yaşamını yitirdi.

Deprem bölgelerindeki ürünlerin alımı konusunda çalışmalarının sürdüğünü kaydeden

Yazının Devamını Oku

‘Staj mağdurları’ ne istiyor

21 Mart 2023
Bu köşede geçen cuma günü staj mağdurlarıyla ilgili bir yazı yazmıştık. Stajyerlik süresinin emeklilikte sayılmamasının mağduriyet değil, devlete yük olduğunu savunan bir yazıydı. Ancak bu yazıda dile getirilen görüşler bize ait değil, eğitime yıllarını veren emekli öğretmen Ali Özdemir’e aitti. Tarafsızlık ilkesi gereği bugün de ‘staj mağdurları’nın görüşlerine yer veriyoruz.

EYT problemlerini kökünden çözme iradesinden dolayı EYT Platformu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ederken, ‘staj mağdurları’ da haklı olarak hak arama talebiyle büyük bir güç gösterisine başladılar. Geçen cuma günü saygın fizik öğretmeni Ali Özdemir’in köşemizde yer alan ‘Beleşciliğe bedel ödenmemeli - Staj mağduru olamaz’ başlıklı yazısı üzerine bizi de kınadılar ve bu yazı nedeniyle özür dilememiz için bir kampanya açtılar.

Stajyerlik konusunda hak arayan (genç değil) orta yaşlı kesim EYT’den sonra o kadar çok tepki gösterdi ki; bize, yazının sahibi öğretmen Ali Özdemir’e ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’na ağır eleştiriler yönelttiler. Bunlardan bazılarını köşemize almak istiyoruz.

“Doğum yapan bayanın staj tarihi sayılıyor, staj yapan avukat, doktor sayılıyor. Paspas çeken, cam silen, azar işiten, çıraklık yapan kişiler sayılmıyor, canınız sağ olsun. İlahi adalet.”

“Staj ve çıraklık sigortası, devletin öğrencilere atmış olduğu bir kazıktır, hatasını düzeltmelidir”, “Stajyerliğin sigortadan sayılmaması EYT’den daha büyük bir mağduriyet oluşturmaktadır”, “Biz kandırıldık, eğer o kartları vermeselerdi biz sigorta girişimizi kendimiz yapardık. Sigorta girişimiz var nasıl olsa diye düşündük, böyle olacağı hiç aklımıza gelmedi”, “İş akdine dayanmayan, eğitim amaçlı olan avukatlık stajına tanınan borçlanma hakkının meslek liselerine de tanınması, Anayasa’nın eşitlik ilkesi gereği haklı ve meşru bir taleptir”, “Staj sigortası başlangıç hakkımızı istiyoruz”, “Sayın Bakan, işçi gibi çalıştık; 4 gün iş, 2 gün okul. Hakkımız yenmez dileriz”, “Staj kesinlikle kabul edilmelidir. Cumhurbaşkanımızdan müjdeli haberler bekliyoruz”.

EKSİK PRİM BİZİM SUÇUMUZ DEĞİL

“Staj ve çıraklık başlangıç tarihi sigorta başlangıç tarihi sayılmalı. Lütfen parti gözetmeden tüm partiler destek versin. Kim çıkartırsa 1 milyon 500 bin stajyer ve aileleri ile oylarımız ona”, “Staj çıraklık eşitlik ilkesine göre anayasal haktır, adalet istiyoruz”, “Yurtdışı, Avukatlık, Doktora ve Tıpta Uzmanlık stajlarına borçlanma hakkı var yasalarda. Bu stajlarda patron kim? Stajda işçi de var, işveren de var, çalışma hayatı da var. Meslek lisesi mezunları olarak staja borçlanma hakkımızı ve sigorta başlangıcı sayılmasını istiyoruz. Bu bizim de hakkımız”, “Doğum yapan kadınlar faydalanabiliyor, staj girişi sayılıyor, erkek olunca sayılmaması Anayasa’daki eşitlik ilkesine aykırı değil mi?”, “Ben genç bir delikanlı olarak nereden bilebilirdim ki bu staj senin emekliliğine yaramıyor. O zaman bana gerekli açıklamayı yapmayan okulum ve tersanedeki öğrenci işleri de vardı orada, onlar da suçludur.”

 

ADAYLIĞA SOYUNANLAR

Yazının Devamını Oku

Beleşçiliğe bedel ödenmemeli Staj mağduru olamaz

17 Mart 2023
SON birkaç yıldır ‘Staj mağduruyum’ diyen 300-500 kişinin eylemleri, matah bir şeymiş gibi medyadan bize iletiliyor. Bu konuda düşüncem tam tersidir. Staja giden kişi orada öğrencidir. Yani iş yapmaz. Yardımcı elemandır.

1983 yılında elektrikçide 20 gün staj yaptım. 1984 yılında yarım dönem fabrikada staj yaptım. 1987 yılında elektrik kurumunda 60 gün staj yaptım. 1988 yılında sunta fabrikasında 60 gün staj yaptım.

Lise ve üniversitede öğrenciyken hiç para almadan stajyer öğrenci olarak işyerlerinde, her işin yapımında yardımcı oldum. Hiçbir zaman mağdurum diye ağlaşmadım.

Bu ülkenin batması için uğraşanlar, önce 43 yaşında emekli olmayı talep ettiler. Siyasal partiler sırf oy için bu hukuksuzluğa evet dediler. Şimdi de eğitim için işyerinde staj yapanların taleplerini dikkate alan partiler var. Ali ÖZDEMİR

SU ARTIK ‘KIRMIZI ALARM’DA

ALMAN Meteoroloji Dairesi’nin verilerine göre, Almanya’da düşük toprak nemi olan günlerin sayısı 1961’den beri önemli ölçüde artmış ve bölgeye bağlı olarak önemli hasat kayıplarına yol açmış. Prof. Dr. Orhan Şen de aynı konuya dikkat çekiyor. “İçme suyu temininden daha büyük sıkıntı tarımsal kuraklıktır. Anadolu’yu etkileyen kuraklık devam ederse tarımsal üretimde düşüş görülür. Artık su tedbirleri kapsamında kırmızı alarm verilmesi gerekir” diyor.

Kuraklık, ‘Normale kıyasla uzun süreli bir kuruluk dönemi, yani uzun vadeli beklentiden anormal bir sapma’ olarak tanımlanıyor. Genellikle birbiriyle ilişkili olan çeşitli kuraklık türleri var; yetersiz yağış (meteorolojik), yetersiz toprak nemi (tarımsal), su kütlelerinde yetersiz su seviyeleri ve nehirlerdeki akış (hidrolojik) ve suya sınırlı erişim (sosyo-ekonomik).

EN DÜŞÜK SEVİYE

-

Yazının Devamını Oku

Trakya tarım verimliliği en yüksek bölge oldu

16 Mart 2023
Eski OSB’ler boşken yeni alanlar belirleniyor.

14 Organize Sanayi Bölgesi (OSB) olan ve birinci derece tarım topraklarına sahip Tekirdağ’da yeni sanayi alanlarının belirlenmesi ve organize sanayi bölgelerinin kurulması planlanıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü’nün talimatıyla uzun vadeli sanayi alanı ihtiyaçlarının karşılanmasına ilişkin Tekirdağ Valiliği, belediyeler ve yerel kurumların katılımıyla yeni sanayi alanları belirlenecek.

Öte yandan, Çorlu-Çerkezköy arasında 400 hektarlık alanın Veliköy OSB olarak gösterilmesine yönelik yapılan plan değişikliği de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından askıya çıkarıldı. Aralık 2022’de ise 1 milyon 907 bin metrekare işlenebilir tarım alanı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile ‘Çerkezköy Özel Endüstri Bölgesi’ ilan edilerek Resmi Gazete’de yayınlanmıştı. Oysa mevcut OSB’lerin yüzde 60’ı boş. Trakya bölgesinin Türkiye’de ve dünyada tarımsal verimliliği en yüksek alanlardan bir tanesi olduğuna dikkat çeken uzmanlar ve STK temsilcileri, tarım alanında stratejik önem taşıyan bölgenin tarım dışına çıkarılmasını doğru bulmuyor. İstanbul sanayisinin Trakya’ya taşınacağı ileri sürülürken; bölgede alarm veren yeraltı sularında ağır metallere rastlanıldığı ve su seviyelerinin 400 metrelere düştüğü vurgulanıyor. Aynı zamanda bilim insanları, Ergene Bölgesi’nde yapılan araştırmalarda, kanser vakalarında ağır metallerin tespit edildiğini bildiriyor ve gerçeğe, bilime aykırı planlama yapılmaması çağrısında bulunuyor.

Trakya’da planlanan sanayileşmeyle yaklaşık 4 milyon göçün yaşanacağı öngörülüyor.

Tarım toprakları ve su kaynaklarının kaybı dışında, gelen nüfusun altyapı, sağlık ve eğitim ihtiyaçlarının da karşılanmasının büyük sorun olacağı belirtiliyor.

CHP’DE ADAY ADAYI ‘AMİRLERİ’ KİM?

CHP MYK’dan 8 üyeden oluşan seçim kurulundaki görevlilerden il seçim çevrelerinin dağılımı şöyle oldu.

Bülent Tezcan: Adıyaman, Afyon, Gaziantep, İzmir-1, Kahrammaraş, Kilis, Malatya, Manisa, Mardin, Nevşehir.

Engin Özkoç

Yazının Devamını Oku

Madeni eşyacılar çok iş yaptı

15 Mart 2023
Ambulans ve iş makinelerini onarıyor, sıhhi tesisat takıyor, kapı-kilit açıyor, konteyner ve soba kuruyor.

Umut 2023 Platformu, Kahramanmaraş Pazarcık depremi ardından kuruldu ve ülkemizin zorlu ekonomik koşulları ve pandemi nedeniyle ortaya çıkan belirsizlik ortamında, depremin yaralarını iyileştirmek ve ülkemizin geleceği için umut olmak amacıyla çalışmalarına başladı. Platform, geçici barınma ve kalıcı konut, sanayinin sürdürülebilir şekilde yapılandırılması, kırsal kalkınma, yeşil dönüşüm, istihdam, eğitim ve sosyal kalkınma gibi konularda projeler geliştirerek toplumun tüm kesimlerine hitap ediyor.

Kurucularından ‘Umut Gençlikte Hareketi’, kırsal kalkınma için Atatürk’ün ‘İdeal Cumhuriyet Köyü’ projesinin ve Umut Marketlerin altyapısını hazırlarken, Anadolu Kalkınma Kooperatifi depremde zarar gören çiftçi ve esnafın ortak markalar ile ürünlerinin satışı ve ihracatı için projeler hazırladı. Bunlar bölgedeki çiftçilerin ve esnafın da kalkınmasına katkı sağlayacak.

200 BİN ÜYESİ VAR

Umut 2023, Türkiye’nin en büyük katma değerini yaratan meslek gruplarından oluşan Madeni Eşya Sanatkârları Federasyonu gibi 200 bin üyeden oluşan kurucularıyla, deprem bölgesinde yürüttükleri çalışmalarıyla da adından söz ettirdi. Toplamda 300 TIR yardım bölgeye sevk edilirken, 10 bin adet sobanın üretilmesi ve sevkıyatı yapıldı. Göksun’da bin adet Umut Konteynerleri kurulacak. Arama kurtarma çalışmalarına katılmak üzere federasyon bünyesinde yer alan sıhhi tesisatçı meslek grubundan 30 ekip oluşturuldu. Oto sanatkârlarından 20 ekip bölgede arızalanan ambulans ve iş makinelerinin arızasını gidermek için görevlendirildi. Çilingirciler ve kilitçiler meslek grubu olarak, deprem bölgesinde çalışmaları engelleyen araçların kaldırılmasına da destek verildi.

Umut 2023 Platformu Başkanı ve aynı zamanda Madeni Eşya Sanatkârları Genel Başkanı olan Hayrettin Yıldırım, toplumsal dayanışma ve işbirliği anlayışıyla, ülkemizin ekonomik ve sosyal açıdan kalkınması için çalışmalarına yorulmadan devam edeceklerini belirtiyor. Siz de Umut 2023 Platformu’na katılarak bu mücadeleye destek olabilir, Umut Gönüllüleri olarak ülkemizin geleceğini hep birlikte inşa etmek için çalışabilirsiniz. Destek olmak isteyenler web sitesi üzerinden iletişime geçebilirler. www.umut2023.org

EN BÜYÜK KÖMÜRCÜ OLDUK

Uluslararası düşünce kuruluşu Ember’in yayınladığı son analize göre, Türkiye’nin elektrik üretimi için kömür ithalatı 2022 yılında iki katına çıkarak 5.3 milyar dolara ulaştı. Tüm zamanların en yüksek kömür ithalatına ulaşılan yılda Rusya, Kolombiya’yı geçerek Türkiye’nin en büyük kömür tedarikçisi oldu. Araştırmanın öne çıkan bulguları şu şekilde: Enerjide Rusya’ya bağımlılık artıyor.

Türkiye

Yazının Devamını Oku

İkinci Yüzyılın Kongresi yarın başlıyor... ‘Yeniliğe davet’

14 Mart 2023
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından ‘Yeniliğe Davet’ sloganıyla tüm Türkiye’yi geleceği inşa etmeye çağıran ‘İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’, 15-21 Mart tarihlerinde İzmir’de düzenlenecek.

Tarihi kongrede uzman sivil toplum örgütleri de yer alacak. Sivil toplum örgütlerinin kongre alanında stant açabilmesi için kongre sekretaryasına başvuru yapması gerekiyor. Sivil, şeffaf ve tümüyle katılımcı bir girişim olan İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin sonucunda, yeni yüzyıla yön verecek politika önerileri tüm Türkiye ile paylaşılacak.

Yedi gün sürecek kongrede 70’e yakın konuşmacı, birçok kapsamlı sunum gerçekleştirecek. Aralarında Vandana Shiva, Sir Bob Geldof, Michio Kaku ve Andrew McAfee gibi isimlerin olduğu konuşmacılar, geleceğin inşasına dair konuşmalar gerçekleştirecek.

Kongre programına depremin yarattığı yıkımın uzun vadeli sonuçları hakkında kapsamlı müzakereler dahil edildi. Programa doğayla uyumlu ve afetlere dirençli kentlerin yaratılması gibi birçok farklı oturum eklendi.

Kongre bilgileri iktisatkongresi.org’dan takip edilebilir.

BU DÜNYADAN BİR HAMİ ÇAĞDAŞ GEÇTİ

Ömrün tükenişini ne derin söylemiş, Mahmud Hüdayi Efendi: “Günler gelip geçmekteler /  Kuşlar gibi uçmaktalar...”

Sevgili Hami Çağdaş da hayatın penceresinden kuş misali uçtu gitti. Nereye?... Yahya Kemal’in “Asude bahar ülkesi”ne. Yakasında kırmızı gül.

Bir muhabbet kuşu gibi; ki dillere destan muhabbeti derya deniz / dört kol çengidir:

Yazının Devamını Oku