Paylaş
Yıllardır aynı okulda oy kullanırız, bu kadar kalabalık görmedik. Yarım saat kuyrukta bekledik. Esasında vatandaşlar oylarını sorunsuz kullanıyordu, ama seçmen listesinin büyüklüğü yüzünden zarfa sığmamasından ve ‘mühür mürekkebi’ konusu olmadığından sıkıntı yaşanıyor ve oylama işleminin uzamasına neden oluyordu. Seçmenlerden başka, sınıflarda görevli seçim heyetinin inanılmaz ‘heyecanı’ hissediliyordu. Okulumuzda 10 seçim sınıfı vardı; ortalama seçmen sayısı 300’ün üzerindeydi.
Gazeteye gelirken, bir TV kanalının siyasal araştırmacısı Erdoğan’ın kazanacağını iddialı şekilde söyledi ve “Ben 50 yıllık seçim araştırmacısıyım” dedi. Zaten bunu iki haftadır konuşmalarında aktarıyor, aksini iddia edenleri mahcup edeceğini iddialı şekilde söylüyordu. Bu konuda TV’ler seçim yayınına başladığında, CHP’li bir okurumuz seçim sonuçlarını sorarken “Kılıçdaroğlu için dip dalgayı bekle” dedi. Onun dediği Çankaya, Kadıköy, Bakırköy ve Şişli gibi ilçelerin oylarıydı. Saat 20.00’lerde Erdoğan’ın bazı yerlerdeki oyları hâlâ önde gidiyordu. CHP’liler arasında bir düş kırıklığının hâkim olmaya başlaması moralleri kırıyordu. Zorlu bir sayım sürecine mi giriliyordu? Taburenin beklenen üç ayağından biri kırılmayacak mıydı; yapılan manipülasyonlar bekleneni vermeyecek miydi? AK Parti ciddi bir oy kaybına mı uğrayacaktı, Altılı Masa’nın mensupları ile CHP’nin bu kadar harcama ve çabası boşuna mı gidiyordu? Bunlar daha sonra tartışılacak konular.
O anda şöyle düşünüyorduk; geçmişten hiç tecrübe edinilmemiş olduğunu söylemek gerekiyordu.
Evet, daha geç saatlerde iki tarafın da morali bozuluyordu. Ama ne taşkınlık vardı ne de küfür ve kavga... Demokrasi adına olumlu bir gelişme olarak sayılıyordu bu saatlerdeki heyecan ortamı...
Anadolu Ajansı’nın yayınları kamuoyunun tepkisine neden olurken, AKP’nin oy oranlarının baştan yüzde 57 ile başlaması CHP’lilerin tepkisini çekiyordu. Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun oyunun önde çıktığı sandıklara AKP örgütlerinin YSK’da itiraz etmesi, tepkileri daha da artırıyordu. Bu durum, AKP çevrelerinden “Bu hissedilen bir durum değil” diye karşılık buluyordu. Yani kimsenin “Biz öndeyiz” diye konuşmaması gerekiyor, hiç olmazsa manipülasyondan uzak durup ‘demokrasi’ adına sonuçları kabul etmek en doğrusu değil midir?
Ankara ve İstanbul BB Başkanları Yavaş ve İmamoğlu, vatandaşlara bilgi ve ‘moral’ vermek için 4’üncü kez ekrana çıkarak “Hükümet ciddi bir düşüşte. Kimse biz öndeyiz demesin! YSK’ya başvurarak gereksiz itirazlar yapılması, yeni senaryolar üretmek ve CHP’lilerin moralini bozmaya dönüktür. Merak etmeyin, her şey çok güzel olacaktır” dediler.
Evet, ‘ıslak imza’yı takip edeceğiz ama CHP’nin beklentisi olan 30 milyon oy nerede? CHP, milletvekili sayısını nasıl düşürdü?
İkinci tur ufukta görünürken itirazların sonuçları geç saatlerde belli olacak.
Paylaş