Tuğgeneral Ünlü’ye haksızlık mı yapıldı

Size haksız bir durumu iletmek istiyorum.

Biz o korkunç gecede (15 Temmuz) Edremit Akçay’da bir öğrencimin konserindeyken eşimin kuzeninden gelen telefon üzerine Ankara’daki patlamaları öğrendik; hemen Edremit’e döndük. Eşim resmi kıyafetlerini giyerken, ordu komutanımız Orgeneral Abdullah Recep eşimi arayarak “(Edremit’teki 19’uncu Motorlu Piyade) Tugayının başına git, tugayına sahip ol” emrini verdi. Bunun üzerine eşim tugaya hareket edip, personelini karargâha çağırıyor; tamamen hukuk çerçevesinde hareket edileceğini belirten bir konuşma yapıyor ve hiçbir askerine zarar gelmesine izin vermeyeceğini ifade ediyor (kendi ifadesine ilaveten, tabur komutanları ve merkez komutanı şahit olmak üzere).

Sabah 05.00 sularında, eşimin ifadesinde belirttiği üzere, Ege Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral Memduh Hakbilen’in emirlerine karşı gelerek Edremit tugayının hiçbir şekilde destek olmayacağını söyleyince, Hakbilen bunu çok pahalıya ödeyeceğini söylemiştir. Eşim ise her türlü bedeli ödemeye hazır olduğunu ifade ederek telefonu yüzüne kapatmıştır. Tugay Kurmay Başkanı Musa Turhan bu konuşmalara şahittir.

Gündem çok yoğun olduğu ve binlerce kişi alındığı için size durumu yazmak istedim. Eşimin askerleri, tankları (gazeteler 27 tank ve 10’dan fazla zırhlı araç diye yazdılar), tugayı hiçbir harekete katılmadığı halde eşim savcılığa gidip ifade verdikten sonra nöbetçi hâkimlik tarafından tutuklandı; halen Balıkesir L Tipi Cezaevi’nde tutulmaktadır. Gerekçe olarak tahminimiz, FETÖ’cülerin listesinde adının karşısına ‘devam’ yazılmasıdır. Bu sene eşimin terfi ya da emeklilik beklediğini de belirtmem gerek. Hukukçu bir ailenin öğretmen çocuğu olarak ben ve eşim Atatürk ilke ve inkılaplarına sonuna kadar bağlıyız ve bağlı kalacağız. En kısa sürede adaletin tecelli etmesi için, bu hain yapıyla irtibat bir yana, tehditlere rağmen eşimin tugayından tek bir askerin bile çıkmadığını anlatmaya çalışmak için yardımınızı bekliyoruz. Eşim olaylardan haberdar olmaksızın sadece kanun adına o gece canı pahasına FETÖ’cülere karşı geldi, bunun için bedel ödemesin.”

Gerçekten durum böyle ise acilen incelenmesi gerekmiyor mu?

BAŞKOMUTANIMIZI BATI’YA KARŞI ELBETTE KORURUZ

BAZI Avrupa gazeteleri ‘muhteşem Yenikapı mitingi’ni “Erdoğan taraftarları miting yaptı” diye vermiş.

Hâlâ anlayamadılar galiba: Orada Türk milleti vardı. Biz Cumhurbaşkanımızı, başbakanımızı, hükumetimizi, muhalefetimizi, politikacılarımızı en sert şekilde eleştirebiliriz.

Hiç kuşkusuz bundan sonra da eleştireceğiz. Ama birisi vatanımıza, bayrağımıza, devletimize, Cumhurbaşkanımıza, hükumetimize, muhalefetimize vs. kastetmeğe kalkarsa o en acımasız şekilde eleştirdiğimiz kişileri hayatlarımızla koruruz.

Ordumuza sızabilirler, mahkemelerimize sızabilirler, istihbaratımıza sızabilirler, üniversitemize sızabilirler, din kurumlarımıza sızabilirler, hatta ailelerimize sızabilirler.

Ama unutmasınlar: Türk milleti kocaman bir ordudur ve tarih o orduyu yenmenin mümkün olmadığını göstermiştir.

Yenikapı’da elbet Erdoğan yanlıları vardı: Tayyip Erdoğan Bey bu ülkenin cumhurbaşkanıdır ve devleti temsil eder. Onun taraftarı olmayacağız da kimin taraftarı olacağız?

Dediğim gibi; onun fikirlerini ve icraatını en şiddetli şekilde eleştirebiliriz. O bizim iç işimizdir, kimseyi de ilgilendirmez.

Ama iş onu düşmana karşı korumaya gelince, işte o zaman onun o görevde olduğu sürece başkomutanımız olduğunu kimse unutmasın.  

A. M. C. ŞENGÖR

MESAJ PANOSU

- CHP bugün Anafartalar Zaferi’nin 101’inci yıldönümüne kalabalık bir heyetle katılacak, Kılıçdaroğlu Anafartalar ve Conkbayırı’ndaki konuşmalarında önemli mesajlar verecek.

- ‘ÖNCELİKLE ve esasen’ gazetecilik yapma iddiasıyla internette yayına başlayan ‘Gazete Duvar’ı kuranlar “Koşullardan şikâyetle umutsuzluk, karamsarlık yaymanın koşulları daha da kötüleştirmekten başka bir işe yaramayacağı kanaatindeyiz” diyor. Ali Topuz yönetimindeki kadrosunda Celal Başlangıç, Tuğrul Eryılmaz, İrfan Aktan, Ümit Kıvanç, Cem Erciyes, Metin Solmaz, Murat Sevinç yer alıyor.

BİLİYOR MUSUNUZ?

- CHP milletvekilleri Dr. Ali Şeker, Eren Erdem, Selina Doğan, Onursal Adıgüzel, Fikri Sağlar, Niyazi Nefi Kara, Mehmet Tüm, Orhan Sarıbal ve Candan Yüceer’in KHK ile kapatılan askeri okulların kamu okullarına ve kamu üniversitelerine devri ve kapatılacak veya taşınacak askeri kışlaların yeşil alan ilan edilmesi için kanun teklifi verdiğini...

- ESKİ DİSK Genel Başkanı Kemal Nebioğlu’nun ölümünün 10. yıldönümünde bugün 11.00’de Zincirlikuyu’daki mezarı başında anılacağını...

- BALIKESİR’den Mardin’e atanan Vali Mustafa Yaman’ın, Balıkesir’de FETÖ’den tutuklanan ve fabrikasına kayyum atanan işadamı İsmail Yavaşca’nın, Mardin’de ortak olduğu MPS isimli patlayıcı fabrikasını ziyaret ettiği gün, Yavaşça’nın Balıkesir’de gözaltına alınıp tutuklandığını...

ADD Başkanı Tansel Çölaşan ne dedi?

ATATÜRKÇÜ Düşünce Derneği Genel Başkanı Tansel Çölaşan, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yaşananlarla ilgili olarak “FETO kalkışmasını önleyen belediyelerin çöp arabaları, eli sopalı ak-troller değil, bu ordudaki Atatürkçü subaylardır. Onlar devletin Hükümet’in ve silahlı kuvvetlerin itibarını korumuşlardır. Her konuda “yanılmışım. kandırıldım” diyenlere bir Sözümüz var. İleride yine yanılmışım derseniz o zaman sizi kim affeder bilmeyiz. Ama bu millet hiç affetmez ve mutlaka hesap sorar.” dedi.

Demokrasiyi her tür Karşıt Güce karşı savunmak, Atatürk‘ün Kurduğu Cumhuriyete sahip çıkmak hepimizin ilk görevidir” diyerek, OHAL’de oluşturulan KHK’larla TSK’nın doğal yapısının bozulmamasına özen gösterilmesi gerektiğine değindi.

Bu arada, Uluç Gürkan, Genel Kurul toplantısında ADD olarak OHAL KHK’leri dahil son gelişmeler ve çıkış yolu konusunda şu değerlendirmeyi yaptıklarını açıkladı:

“CIA güdümlü 15 Temmuz Fethullahçı kalkışma, en değerli ortak paydamızın laik ve demokratik Atatürkçü Düşünce olduğunu ortaya koymuştur. Hem Türkiye’de hem dünyada yolunu bulmakta zorluk çekenler için Atatürkçü Düşünce’nin ışığı önümüzde kutup yıldızı gibi takip edilmeyi beklemektedir...
Fethullahçıların, TSK’de generalinden, emniyette amirinden, üniversitede profesörüne, adliyede hakimi ve savcısından, mülkiyede vali ve kaymakamına kadar taraftar bulabilmesi tesadüf değildir. Bu, bağımsız düşünmek ve davranmak yerine birilerine bağlanarak düşünmeyi ve davranmayı esas alan son yılların gözde eğitim dayatmasının suladığı bataklığın sonucudur.

Cumhuriyet’in (Tevhidi Tedrisat Sistemi) dini tevillerle esir alınabilen beyinlerin özgürleştirilmesini sağlayacaktır. “Dindar ve kindar nesiller” yetiştirme hevesleri sonlandırılıp Atatürk’ün hayalindeki “fikri ve vicdanı hür nesillere” odaklanmamızın yolunu açacaktır.
Atatürkçü ‘Tevhidi Tedrisat’ düzeninde ‘dini değerleri ön plana çıkaranlar’ kimseyi kolayca kandıramayacaktır.”