İki şirket öncelikle işe “güçlendirme”den başlamayı planladı. AKM’nin temeli, ana kolonları derinlemesine incelendi. Taca İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Tayyar Akkurt, ilk şaşkınlığı temelde yaşadı:
- AKM’nin temelinin altında su geçiyor.
Ardından kolonların durumuna şaşırdı:
- 120 metrelik kuleyi “alttan ekleme” yöntemiyle yapacağız.
Bu tekniği şöyle açtı:
- Kulenin en tepesindeki geniş bölümü aşağıda tamamlayacağız. Sonra alttan ekleme ile geniş bölümü yukarı doğru yükselteceğiz.
Türkiye’nin önde gelen asfalt plenti (asfalt fabrikası demek mümkün) üreticisi E-Mak’ın standına girdiğimde şirketin kurucusu, Simge Group Yönetim Kurulu Başkanı Nezir Gencer, müşteri görüşmesi yapıyordu. Görüşme bitince bana 2010’u anımsattı:
- 6 yıl önce en iddialı ürünümüz “Challenger”dı. Bu makine agregayı kapalı sistemde karıyor, çevreye toz salımını önlüyor, elektrik tüketimini yüzde 50 aşağı çekiyordu.
Enerji tasarrufu iddiasını ileri taşıdı:
Ürünleri inceledi, notlarını aldı. Kısa süre sonra şirkete Uluslararası Kuveyt Müzesi’nde kullanılmak üzere 40 bin metrekarelik bir seramik siparişi ulaştı.
NG Kütahya Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral, ekibinden siparişin nasıl gündeme geldiğini öğrenmelerini istedi. Ekibi detayı öğrenip, bilgiyi aktardı:
- İtalyan bir mimarla çalışıyoruz. Mimarımız sizin ürünü Bologna’daki fuarda görmüş. Onun isteği üzerine siparişi verdik.
- Üniversite sınavında ODTÜ’yü kazandım, babam kıyameti kopardı. Ertesi gün annem ve kızkardeşimle evden ayrıldık. Bir gün boyu Ankara’da Gençlik Parkı’nda zaman geçirdik. Cebimizde 2-3 gün açlık bastıracak para vardı.
Üniversite öğrencisi bir arkadaşını aradığını belirtti:
- Arkadaşım bizi evinde misafir etti, burs için bazı vakıfları aramamı önerdi. Ancak, çoğunda başvuru zamanı geçmişti. Derken MZV’yi aradım. Karşıma Yürütme Kurulu Başkanı Necmi Kavuşturan çıktı.
MZV’nin kendisine bursu hızla bağladığını kaydetti:
Bozkır, soru üzerine raporla ilgili hükümetin tavrını ortaya koydu:
- Geçen yıldan beri bütün uyarı ve anlatma çabalarımıza rağmen “Sözde Ermeni soykırımı”yla ilgili cümleler raporda yine yer aldı. Bu konu, bizim kırmızı çizgilerimiz arasında. Türkiye’nin geçmişinde utanç duyacağı hiçbir an yoktur. Rapor yine bizim için yok hükmündedir ve ulaştığında Daimi Temsilcimiz iade edecektir.
Rapordaki diğer ağır eleştiri ve ifadeleri anımsattık, şu yanıtı verdi:
- Eğer “sözde Ermeni soykırımı” konusu rapora girmeseydi, alır, eleştirilere yanıtları verirdik. Haklı eleştirilerin gereğini yerine getirir, haksız gördüklerimiz konusunda da AP’yi ikna etmeye, bizimle ilgili doğru çizgiye çekmeye çalışırdık.
- Amsterdam’da AB Bakanları toplantısı-na katıldım. Gerek orada, gerekse son Fin-landiya, Slovenya ziyaretlerimde gösterilen ilgi, Türkiye’nin Avrupa Birliği’nde (AB) bugüne kadar görmediğimiz seviyede itibar-lı noktaya geldiğini ortaya koydu.
Uzun yıllardır böyle itibarlı dönem görmedim.AB’nin uzun yıllardır özlemi duyulan noktaya geldiğini savundu:
- AB ülkeleri, resmi artık doğru okumaya başladı. Türkiye olmadan sorunların üstesinden gelemeyeceklerini gördüler.Avrupa Parlamentosu’nda (AP) dün oylanan ve bugün açıklanması beklenen Türkiye Raporu’nu sorduk. Bunun üzerine Türkiye’nin kırmızı çizgilerini anımsattı:
TÜRKİYE Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD) Başkanı Yaşar Küçükçalık, derneğin önderliğinde 1992’de İstanbul’da bir otelde gerçekleşen fuarı anımsadı:
- O fuarı gezmeye sadece otelin garsonları gelmişti.
Zamanla düzenledikleri fuarın dünyada sektörün ajandasına girdiğini belirtti: